Çözüldü Rukyenin Şirk Olduğunu Bildiren Hadisin İzahı Nedir?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İbn Mes'ûd «Radiyallahu anh şöyle anlatmaktadır:
"Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu işittim: «Rukye, temâim (muska) ve tivele Şirktir
(Ahmed, 1/381; Ebû Dâvûd, 3883; İbn Mâce, 3530; Hâkim -sahih diyerek, 4418; Zehebî de ona muvafakat etmiştir. Ebu Ya'la, 5208; Taberânî, el-Kebîr, 10/213; Beyhaki, 9/350)


peki bu hadisi nasıl anlayacağız
حدّثنا أَيُّوبُ بْنُ مُحَمَّدٍ الرَّقِّيُّ. حدّثنا مُعَمَّرُ بْنُ سُلَيْمَانَ. حدّثنا عَبْدُ اللهِ بْنُ بِشْرٍ عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ الْجَزَّارِ، عَنِ ابْنِ أُخْتِ زَيْنَبَ، امْرَأَةِ عَبْدِ اللهِ؛ عَنْ زَيْنَبَ؛ قَالَتْ: كَانَتْ عَجُوزٌ تَدْخُلُ عَلَيْنَا تَرْقِي مِنَ الْحُمْرَةِ. وَكَانَ لَنَا سَرِيرٌ طَوِيلُ الْقَوَائِمِ. وَكَانَ عَبْدُ اللهِ، إِذَا دَخَلَ، تَنَحْنَحَ وَصَوَّتَ. فَدَخَلَ يَوْماً. فَلَمَّا سَمِعَتْ صَوْتَهُ احْتَجَبَتْ مِنْهُ. فَجَاءَ فَجَلَسَ إِلَى جَانِبِي. فَمَسَّنِي فَوَجَدَ مَسَّ خَيْطٍ. فَقَالَ: مَاهذَا؟ فَقُلْتُ: رُقًى لِي فِيهِ مِنَ الْحُمْرَةِ. فَجَذَبَهُ وَقَطَعَهُ، فَرَمَى بِهِ وَقَالَ: لَقَدْ أَصْبَحَ آلُ عَبْدِ اللهِ أَعْنِيَاءَ عَنِ الشِّرْكِ. سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم، يَقُولُ: ((إِنَّ الرُّقَي وَالتَّمَائِمَ وَالتِّوَلَةَ شِرْكٌ)). قُلْتُ: فَإِنِّي خَرَجْتُ يَوْماً فَأَبْصَرَنِي فُلاَنٌ. فَدَمَعَتْ عَيْنِي الَّتِي تَليهِ. فَإِذَا رَقَيْتُهَا سَكَنَتْ دَمْعَتُهَا. وَإِذَا تَرَكْتُهَا دَمَعَتْ. قَالَ: ذَاكِ الشَّيْطَانُ. إِذَا أَطْعْتِهِ تَرَكَكِ، وَإِذَا عَصَيْتِهِ طَعَنَ بِإِصْبَعِهِ فِي عَيْنِكِ. وَلكِنْ لَوْ فَعَلْتِ كَمَا فَعَلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم، كَانَ خَيْراً لَكِ وَأَجْدَرَ أَنْ تَشْفِينَ. تَنْضَحِينَ فِي عَيْنِكِ الْمَاءَ وَتَقُولِينَ: أَذْهِبِ الْبَاسْ. رَبَّ النَّاسْ. اِشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي. لاَشِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لاَيُغَادِرُ سَقَماً
Abdullah (bin Mes'ud)'un zevcesi Zeyneb (r.anha)'dan; Şöyle demiştir:
Yaşlı bir kadın yanımıza girip humre (denilen bir nevi veba) hastalığına okurdu. Ayakları uzun bir divanımız vardı. (Eşim) Abdullah ev'e gireceği zaman (geldiğini sezdirmek için) öksürüp seslenirdi. Günün birinde Abdullah ev'e girdi. Okuyucu yaşlı kadın Onun sesini duyunca ondan saklandı. Abdullah da gelip yanıma oturdu ve eli bana dokununca bir ipliğe değdi.
Sonra: Bu nedir? dedi.
Ben de : Humre (denilen) hastalığa benim için bu ipliğe okundu, dedim.
Bunun ürerine Abdullah ipliği çekip keserek attı ve: Abdullah'ın ev halkına şirk sayılan bir şeyi kullanmaya ihtiyaçları yoktur. Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den: «Rukyeler, nazarlıklar ve büyü şubhesiz bir şirk (yâni Allah'a ortak koşmak)tır» buyurduğunu işittim, dedi.
Ben: Bir gün dışarı çıktım da falan adam Beni gördü. Bunun üzerine onun tarafındaki gözüm yaşardı. O günden beri gözüme okutturduğum zaman gözümün yaşı durur ve okutmayı bıraktığım zaman gözüm yaşarır, dedim.
Abdullah: O, şeytandır. Sen ona itaat ettiğin zaman Seni bırakır ve Ona isyan ettiğin zaman parmağı ile Senin gözüne dürtüyor. Lâkin eğer Sen, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yapsaydın Senin için hayırlı ve şifâya kavuşman için çok munâsib olurdu:
Gözüne su serpip şöyle dersin
: Ey insanların Rabb'i. Bu hastalığı gider Şifâ ver. Ancak Sen şifâ verirsin. Senin şifandan başka hiçbir şifâ yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayan bir şifâ ihsan buyur, dedi.
(İbn Mâce, Kitab'ut Tıb, Bab 39, Hadis no: 3530;
Ebu Davud, Tıb, Bab 17, Hadis no: 3883; Buharı, Merzâ 20, 38, 40; Muslim, selâm 46-49; Tirmizî, Da'avât 111; İbn Mâce, Cenâiz 46, tıb 19, 36, 39; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/381 - IV, 259, VI, 44, 45, 50, 108, 109, 114, 120, 125, 126, 127, 131, 208, 261, 278, 280)


Rukye: Sözlükte büyü anlamına gelir. Şifa ümidiyle dua okumaya da "rukye" denir. Şifa ümidiyle, Kur'an âyetlerini, Allah'ın güzel isimlerini ve Peygamber'in öğrettiği duaları ve bunlardan alınan ilhamla yazılan dua ve munacatları okumanın câiz olduğunda ittifak vardır.
Ancak tedavi maksadıyla bunlardan başka şeyleri okumak , özellikle içlerinde manası anlaşılmaz kelimeler bulunan sözleri okumak haramdır. Çünkü bu sözlerin
(İçerisinde sihre ya da küfre ihtimali bulunan anlaşılmaz sözleri) sihir için kullanılan sözler olması ihtimali bulunduğu gibi onların bir takım putların veya şeytanların ismi ya da küfür ifade eden sözler olması ihtimali de vardır.
Meşru şekilde rukye okunması ise câizdir:

İmrân b. Husayn'dan rivayet olunduğuna göre;
Peygamber (s.a.v.): "Okuyarak tedavi etme usulü(nün) göz değmesinden ve zehirli böceklerin sokmasından başka (hiçbir hastalıkta bu iki hastalık kadar olumlu tesiri) yoktur" buyurmuştur.
(Ebu Davud, Tıb, Bab 17; Hadis no: 3886; Buhari, Tıb 17; Muslim, iman, 374; Tirmizî, Tıb 15; Ahmed b. Hanbel, I, 271, III, 118, 119, 127, 486, IV, 436, 438, 446)

Zahiren bu iki hadis arasında bir çelişki görünüyorsa da aslında burada çelişki yoktur. Çünkü Peygamber tarafından yasaklanan söz konusu tedavi usûlleri, şifası Allah'dan değil de sırf kendilerinden beklenen ve İslâmî usûllere ters düşen tedavi şekilleridir. Bu zihniyetten ve bâtıl sözlerden uzak, âyet ve hadislerden alınmış dualarla hastalan tedavi etmenin caiz olduğunda ise ittifak vardır.

Avf b. Mâlik'den rivayet olunmuştur;
Dedi ki: Biz cahiliye döneminde okuyub üfleyerek hastaları tedavi ederdik.
(Bir gün); Ey Allah'ın Rasûlu, bu hususta ne buyurursun? dedik.
"Bana (yaptığınız bu tedavi şeklini) gösteriniz. İçerisinde şirk olmadıkça, okuyup üfleyerek tedavi etmede bir sakınca yoktur” buyurdu.
(Ebu Davud, Tıb, Bab 18 ; Hadis no: 3888; Ahmed b. Hanbel, III, 486)

Görülüyor ki bu hadis-i şerif, cahilıye döneminin bâtıl düşünce ve manasız sözlerinden tamamen uzak ve ayrı olarak, sadece Kur'an-ı Kerim'in âyetlerini veya islâmî manada duaları okuyub üflemek suretiyle tedavi etmeye çalışmanın câiz olduğunu ifade etmektedir.
Gerçekten iyi niyet ve temiz nefesle, Allah'a sığınarak, Allah'dan şifa niyaz ederek okuyub üflemeyi, mutlaka sihirbazlık gibi telakki etmek doğru olmaz. Binaenaleyh, bu hadis okuyub üflemekle hasta tedavi etmenin câiz olduğunu söyleyen ehl-i sünnet ulemasının delilidir
 

Benzer konular

Geri
Üst Ana Sayfa Alt