Zeytinburnu'nda üç Çeçen gazinin katledilmesi bugün Rusya Konsolosluğu önünde protesto edildi; katillerin bulunması istendi.
Geçtiğimiz hafta, İstanbul Zeytinburnu’nda sokak ortasında bir suikast sonucu katledilen üç Çeçen gazinin katillerinin bulunması çağrısıyla, Rusya İstanbul Konsolosluğu önünde bir protesto düzenlendi.
İMKAN-DER, ÖZGÜR-DER ve Saadet Partisi İstanbul İl Teşkilatıyla çeşitli kitle örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen eylem, Galatasaray Lisesi önünden Rusya Konsolosluğuna doğru yapılan yürüyüşle başladı.
Sık sık tekbir getirildiği ve “Katiller Bulunsun, Hesap Sorulsun”, “Katil Rusya, Çeçenya'dan Defol!”, “Katillerden Hesap Sorulacak!”, “Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz!”, “Emperyalizm Yenilecek İslami Direniş Kazanacak!”, “Kafkasya'ya Selam, Cihada Devam”, “Ne ABD Ne Rusya Tam Bağımsız Kafkasya”, “Şehitlerin Kanı Zalimleri Boğacak!”, "Müslüman Zulme Boyun Eğmez!" şeklindeki sloganların atıldığı eylem, konsolosluk önündeki basın açıklaması ile devam etti.
Eylemin sunumunu yapan Murat Ayar, toplanma sebeplerinin Rusya’nın Türkiye’ye kadar uzanan cinayetlerini kınamak ve Türkiye Hükümeti’ne katillerin yargı önüne çıkartılması çağrısında bulunmak olduğunu ifade etti.
Özer: Rusya İfşa Olmuştur
Eylemde ilk olarak söz alan İMKAN-DER Genel Başkanı Murat ÖZER, cinayetlerin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen Türkiye Hükümetinden, İçişleri Bakanlığından ya da Emniyet Genel Müdürlüğünden konuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmamış olmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
İşlenen cinayetlerin Rus istihbaratının işi olduğunun açık bir şekilde ortaya konduğunu ifade eden Özer, “Türkiye Hükümetinin, işlenen bu cinayetlerin arkasında olduğu artık kendi basını tarafından dahi kabul edilen Rus Hükümetine gereken cevabı vermelidir” dedi. Murat Özer, “İstanbul’un orta yerinde gerçekleşen ve tetikçilerin hangi otelde konakladığı, kiralık araba ya da arabaların nereden temin edildiğinin dahi medya tarafından ortaya çıkartıldığı böylesi bir cinayetin kamera görüntüleri, neden hala medya ile paylaşılmamıştır?” diyerek Türkiye Hükümetine seslendi: “Türkiye Hükümeti, kendi topraklarında işlenen bu cinayetin peşine düşmeli ve faillerinden hesap sormalıdır. Çeçen gaziler; Berg-Khazh Musaev, Rustam Altemirov ve Zavrbek Amriev’in katilleri, azmettiricileri ve bu katliamın arkasındaki siyasi irade yargı önüne çıkartılıncaya kadar, her platformda bu konuyu gündemleştireceğiz.”
“Cinayetler Aydınlatılsın, Türkiye Hükümeti Hesap Sorsun”
Özer’den sonra söz alan ÖZGÜR-DER Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Türkiye’de işlenen cinayetlerden konusunda Türkiye Hükümetinin suskunluğuna değindi. Kaya, cinayetlerin üzerine gidilmemesi durumunda, işgalcilerin bu vaziyetten cesaret alacaklarını ve cinayetlerine devam edeceklerini söyledi. Rıdvan Kaya, Türkiyeli Müslümanların ırk, toprak, vatan ideali değil, sırf Allah rızası için savaşanların destekçisi olduğunu vurgulayarak; "Yeryüzünde Allah’ın dininin hakimiyeti için mücadele eden tüm mücahidleri selamlıyoruz” dedi.
Eylemde bir konuşma yapan Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Selman Esmerer de Türkiye Hükümetine seslendiği konuşmasında, yetkilileri göreve davet etti. Esmerer, Kafkasya’nın Türkiye’den ayrı düşünülemeyeceğini vurguladığı konuşmasında: “Burası İstanbul, sadece Türkiye’nin değil, tüm İslam aleminin kalbi. Bu cinayetlerin burada gerçekleşmesi bizi tarifi mümkün olmayan bir acıya sevk etmiştir. Bu katillerin bulunup, yargı önüne çıkartılması bu hükümetin boynunun borcudur. Bizler, bağımsız bir kafkasya kurmak için mücadele eden kardeşlerimizin yanındayız” dedi.
Bizi Öldürerek Bitiremezsiniz!
Eylemde son olarak, Türkiye’deki muhacir aileler adına Rusça yazılmış bir bildiri, Kafkasyalı bir kadın tarafından okundu. Rusya’ya seslenen kadın, “Bizi öldürerek bitiremezsiniz” şeklinde konuştu. Duygulu anların yaşandığı eylem Rusça, Çeçence ve Türkçe sloganların atılmasıyla bitti.
Fotoğraflar: Muharrem Baykul / Haksöz-Haber ve İmkander.org
BASIN AÇIKLAMASI METNİ
RUS DEVLET TERÖRÜNÜN HESABI SORULMALIDIR!
KATİLLER YARGI ÖNÜNE ÇIKARTILSIN
24.09.2011
Çeçen savaş gazilerine yönelik gerçekleştirilen suikastların üzerinden bir hafta geçti. Cinayetlerin işlendiği ilk günden itibaren, bu saldırının arkasında Rus istihbaratının olduğunu ilan etmiş, tetikçilerin ise farklı kimlik ve uyruklara sahip olabileceğini vurgulamıştık.
Rusya ve işbirlikçisi Kadirov’un Türkiye’deki uzantıları aracılığıyla medya üzerinde oluşturulmaya çalışılan dezenformasyona rağmen, artık Türkiye medyasında, işlenen cinayetlerin Rus istihbaratının işi olduğu apaçık bir şekilde ortaya konulmuştur.
Medya aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılan bilgilerde, Rus ajanlarının isim ve kimlik bilgilerinden, Türkiye’ye ne zaman giriş yaptıklarına kadar pek çok ayrıntı bulunmaktadır. Bir hafta boyunca suskunluğunu koruyan Rus basını, istihbarat birimlerinin ve ajanlarının ifşa edilmesi üzerine, şimdi yanıltıcı haberlerle kamuoyunun dikkatlerini başka yöne çevirmeye çalışmaktadır. İstanbul’da katledilen Çeçen savaş gazisisi Berg-Khazh Musaev (Hamzat) ile bu yılın Ocak ayında Rusya’daki Domodevo Havalimanı’na yönelik bombalı saldırı arasında ilişki kurmaya yönelik haberler, Rus Hükümeti’nin çaresizliğini ve savaş hukukunu hiçe saydığını bir kez daha ortaya koymuştur.
İki yıldır Türkiye’de zor ekonomik şartlar altında ailesiyle birlikte sığınmacı olarak ikamet eden bir savaş gazisinin Moskova’da eylem düzenlediğini iddia etmek ancak Rusya gibi sicili bozuk bir emperyal devlete yakışır. Çeçen gazinin bu tarz bir saldırıyla ilişkisi olduğunu iddia eden Rus Hükümeti, bugüne kadar neden interpole başvurmamış, resmi olarak Türkiye’de ikamet eden bir kişinin ifadesine başvurmak için neden Türkiye’den talepte bulunmamıştır? Bu iddiaların tamamı, Türkiye’de işgalci ve zalim kimliğiyle bir kez daha gündeme gelen Rusya’nın, gündem saptırma çabasından başka bir şey değildir.
Rusya, tıpkı terör devleti İsrail gibi topraklarını işgalden kurtarmaya çalışan özgürlük savaşçılarını dünyanın farklı coğrafyalarında mafya usulü yöntemlerle katlederken ifşa olmuştur. En temel insan haklarını ve savaş hukukunu hiçe sayan bu tutum kabul edilemez. Rus basınına göre suikastı gerçekleştiren Aleksandr Zhirkov, Türkiye’ye Rus Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği diplomatik pasaportla 2 Eylül’de giriş yapmıştır. Türkiye Hükümeti, işlenen bu cinayetlerin arkasında olduğu artık kendi basını tarafından dahi kabul edilen Rus Hükümeti’ne gereken cevabı vermelidir.
Cinayetlerin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen Türkiye Hükümeti’nden, İçişleri Bakanlığı’ndan ya da Emniyet Genel Müdürlüğü’nden konuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmamış olması da kabul edilemez. İstanbul’un orta yerinde gerçekleşen ve tetikçilerin hangi otelde konakladığı, kiralık araba ya da arabaların nereden temin edildiğinin dahi medya tarafından ortaya çıkartıldığı böylesi bir cinayetin kamera görüntüleri, neden hala medya ile paylaşılmamıştır?
Türkiye Hükümeti, kendi topraklarında işlenen bu cinayetin peşine düşmeli ve faillerinden hesap sormalıdır. Çeçen gaziler; Berg-Khazh Musaev, Rustam Altemirov ve Zavrbek Amriev’in katilleri, azmettiricileri ve bu katliamın arkasındaki siyasi irade yargı önüne çıkartılıncaya kadar, her platformda bu konuyu gündemleştireceğimizi kamuoyuna duyururuz.
Murat Özer
İMKANDER Genel Başkanı
Kaynak : Haksöz,İmkander