"Mu'minlerden öyle erler vardır ki, Allah’a vermiş oldukları ahde sâdık kaldılar. Onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehîd oldu), kimi de beklemektedir. Onlar, (ahidlerinden) hiçbir şeyi değiştirmediler."
Ahzâb 23
"Kim, Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehîdlerle ve sâlih kimselerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar."
Nisâ 69
"Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Ey Rabb’imiz, halkı zâlim olan bu memleketten bizi çıkar. Kendi tarafından bize bir dost ver ve yine kendi tarafından bize bir yardımcı kıl” diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?"
Nisâ 75
"Melekler, kendi nefislerine zulmedenlerin canlarını aldıkları zaman onlara: “Ne yaptınız?” derler. Onlar da: “Biz yeryüzünde zayıf düşürülenlerdendik” derler. Melekler ise: “Allah’ın yeryüzü geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya” derler. İşte bunların barınacağı yer cehennemdir. O ne kötü bir yerdir!"
Nisâ 97
"Ey iman edenler! Size ne oldu ki: “Allah yolunda topluca savaşa çıkın” denildiği zaman, ağırdan alıp yere çakıldınız? Yoksa siz, âhirete karşılık, dunya hayâtına mı râzı oldunuz?
Hâlbuki dunya hayâtının menfaati âhirete göre pek azdır. Eğer topluca savaşa çıkmazsanız, Allah size can yakıcı bir azâbla azâb eder. Sizin yerinize başka bir kavmi getirir ve Allah’a hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye kâdirdir."
Tevbe 38-39
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah, (onların yerine) kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, mu'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise, güçlü ve şerefli olan, Allah yolunda cihâd eden ve kınayanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir. İşte bu, Allah’ın bir lutfudur. Onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olandır, her şeyi çok iyi bilendir."
Maide 54
"Ve savaştan geri bırakılan o üç kişinin de. (Tevbelerini kabul etti.) Öyle ki yeryüzü bütün genişliğine rağmen kendilerine dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıkmış, Allah’a karşı O’na sığınmaktan başka bir sığınak olmadığının farkına varmışlardı. Sonra tevbe etsinler diye tevbelerini kabul etti. Şubhesiz ki Allah, tevbeleri çokça kabul eden ve çokça merhamet edendir.
Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Sâdıklarla beraber olun."
Tevbe 118-119
Rasûlullah (s.a.s) buyurdu ki:
"Î’ne yoluyla alışveriş yaptığınız, öküzlerin kuyruğuna yapıştığınız, tarımı seçtiğiniz ve cihâdı terk ettiğiniz zaman, ALLAH size öyle bir zillet musallat eder ki, dininize dönünceye kadar onu üzerinizden atamazsınız."
(Sunen-i Ebu Dâvud, Kitâbu'l-İcâre, Bâb 54, Hadis no: 3462; Ahmed b. Hanbel, Musned, C. 2, Sh. 42, 84, Hadis no: 4285; Taberâni, Musnedu’ş Şamiyyin 464; Ebu Nuaym, el-Hilye 5/209; İbni Adiyy, 2/22; el-Kâmil, 5/361; Albânî, Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha, 11)