Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Sahabelerin Bi'dat Ehline Karşı Tavrı Nasıldı ?

Melhame-i kübra Çevrimdışı

Melhame-i kübra

Erkek
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum şeyh,
sorum konu başlığındaki gibidir. Sahabelerin bi'dat ehline karşı tavrı nasıldı ?
Bi'dat ehline nasıl davranırlardı.onlar ile oturup kalkarlar-mıydı. onlara karşı tutumunu anlatırsan,kardeşini bilgilendirirsen sevinç duyarım.jezakAllahu hayr
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah ;

Ömer (r.anh) ve Şecere-i Rıdvan !
(Altında Rıdvan Biat'ının Yapıldığı Ağaç!)

Rasulullah (a.s.) ve ashabı, Hicret’in 6. yılında Kâbe’yi ziyaret maksadıyla Mekke’ye doğru yola çıkmıştı. Muşriklerin müslümanları Mekke'ye sokmayacakları haberinin ulaşması üzerine
Mekke muşrikleriyle görüşmesi için giden Osman (r.anh)'ı görevlendiren Rasulullah, Osman (r.anh)'ın gecikmesinden dolayı öldürüldüğü haberi yayılması üzerine beraberinde bulunan sahabîlerden, muşriklerle ölümüne savaşma ve geri dönmeme konusunda bey’at aldı.
"Andolsun Allah, sana o ağacın altında biat ederlerken mu'minlerden radı olmuştur" (Feth, 48)
Bu bey’ata “Rıdvan bey’atı”, altında gerçekleştiği ağaca da “Rıdvan ağacı” denmiştir.


Ömer (r.anh)'ın hilafeti döneminde İslam'a yeni girmiş bazı sahabelerin, Allah (c.c.)'nin kendilerinden (bey'at ehli) radı olduğu ve bey'atın gerçekleştiği bu ağacın altına ziyarete gittiği ve orada mescid edinib namaz kıldığı bilgisi yayılmaya başlamıştı. Bu konuda kaynaklarda şöyle geçer:

“Ömer, insanların, altında bey’atın vuku bulduğu ağaca geldiğini haber aldı. Bunun üzerine emir verdi ve ağaç kesildi.” (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, II, 269)

“İnsanlar, “Rıdvan ağacı” denen ağaca gelir ve yanında namaz kılarlardı. Ömer b. el-Hattâb bu durumu haber alınca böyle yapanları tehdit ve ağacın kesilmesini emretti ve ağaç kesildi.” (İbn Sa’d, et-Tabakâtu’l-Kubrâ, II, 299)
İbn Hacer ve el-Aynî, İbn Sa’d rivayetinin isnadının sahih olduğunu bildirmiştir. (İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, VII, 448; el-Aynî, Umdetu’l-Karî, XVII, 220)

Başlangıçta hâlis duygu ve düşüncelerden kaynaklandığı halde, daha sonraları sûiistimal edilebilen bu türlü hareketlerin, zamanla bid'at bir ibadete dönüşmesi endişesine karşı önceden tedbir almak da lâzımdır ki, Ömer (r.anh) de bunu yapmıştır. Bu hareketiyle açılması muhtemel bir bid’at kapısını kapatmış, tehlikeyi önlemiştir.
Ömer (r.anh)'ın peygamberimize (s.a.v.) bîat edilen ağacı bu nevi endişelerden dolayı kestirmiş (kökünden söktürmüş) olması, örnek bir basîret ve firâset göstergesidir. Günümüzde özellikle tasavvuf ehlinin ver kültürünün yaygın olduğu coğrafyalarda Ömervâri antibid'at eylemcilerine oldukça iş düşmektedir!


Başka bir misal ;


Ömer b. Yahya dedesinden nakletmiştir:
Sabah namazından önce Abdullah b. Mes'ûd (r.anh)'un kapısında duruyorduk. Evinden çıkınca beraber mescide yürüyecektik.
Ebû Musa'l-Eşarî (r.anh) yanımıza geldi. "Abdullah daha çıkmadı mı?" diye sordu. "Hayır" dedik.
O da bizimle beklemeğe başladı. Derken Abdullah evinden çıktı. Hepimiz kalkıp etrafını sardık.
Ebu Musa ona dedi ki: "Ey Abdullah" demin mescidde garibime giden bir olay gördüm. Fakat, bereket versin ki, hayırlı bir iş olarak görünüyordu.
Abdullah: "-Neydi o iş ?" diye sordu.
Ebû Musa: "-Yaşarsan (beklersen) sen de görürsün" dedi. Sonra şöyle anlattı: "Mescidde halka olmuş cemaatler gördüm. Her halkada bir adam, elinde çakıl taşları olduğu halde komut veriyordu: “Yüz defa tekbir” Cemaat yüz tekbir getiriyordu. Sonra aynı adam: “Yüz defa Lâ ilâhe illallah” diyordu. Cemaat emrin gereğini yerine getiriyordu. Sonra adam: “Yüz defa Subhânallah” diye tekrar komut veriyor ve cemaat gene emre uyuyordu".
Abdullah: "- Sen onlara bir şey söylemedin mi?"
Ebû Musa: "- Hayır, hiçbir şey demedim. Senin görüşünü almak istedim".
Abdullah: "Sen onlara: "Siz o çakıl taşlarıyla günahlarınızı sayın, ..... size hayrınızın eksilmeyeceğine garanti vereyim" diyemedin mi?"
Sonra Abdullah mescide yürüdü. Biz de beraber gittik. Mescide gelince bu halkalardan birine rastladı. Tepelerine dikildi.
Abdullah: "- Nedir sizin şu yaptığınız?".
Onlar: "-Ey Abdullah, bunlar çakıl taşları; tekbîr, tahlil ve tasdiklerimizi sayıyoruz.."
Abdullah: "- Siz o taşlarla günahlarınızı sayın, ben size hayrınızın eksilmeyeceğine garanti veriyorum. Ey Muhammed ümmeti.. .......... ne de hızlı yaklaşıyor!. Hem de aranızda bu kadar Sahabe dururken, Rasulullah'ın kefeni daha nemlenmemişken, yemek tabağı henüz kırılmamışken. Beni kudretiyle saran Allah adına söyleyin: Siz Muhammed ümmetinden daha mı fazla hidayette olan bir ümmetsizin? Yoksa siz delâlet kapısını açanlar mısınız?!...
Onlar: “- Ey Abdullah, Allah'a andolsun ki, bizim hayır işlemekten başka bir niyetimiz yok.”
Abdullah: “-Nice hayır uman insan var ki asla umduğu hayrı bulamamıştır. Rasulullah, 'Kur'ân okuyan, fakat okudukları kalblerine işlemeyen bir topluluk' tarif etmişti. Andolsun ki, sanki o tarife uyan kimselerin çoğunluğu sizin aranızda.”
Sonra onlardan yüz çevirip ayrıldı.
Amr. B. Seleme dedi ki: Nehrevân olayında, bu adamların çoğunluğunu, Hâricilerle beraber bize saldırırlarken gördük.
(Dârimi, Mukaddime; bab 23, Hadis no: 210 ; Muslim, musafirin, 27, ibn Mâce, mukaddime, 12; Muhtasar Hayatu's Sahabe, Kandehlevi, sf. 498; Mecmau'z-Zevaid, I, sf. 181)




İlgili Konu:

Bid'at ve Bid'atçiler Hakkında Ehl-i Sünnet Alimlerin İkazları!
https://www.islam-tr.org/konu/bidat-ve-bidatciler-hakkinda-ehl-i-sunnet-alimlerin-ikazlari.7327/

Bid'at
https://www.islam-tr.org/konu/bidat.8961/
 
Üst Ana Sayfa Alt