İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Karısını bir veya iki talakla boşayan kişinin daha sonra tamamen boşamasında veya geri atmasında şahîd bulundurmasının hükmü nedir?
İmam-ı Azam (rahimehullah)'a göre böyle bir durumdan sonra şahid bulundurma ister ayrılıkta, ister yeniden birleşmede olsun, mendubdur. Zira Allahu teala, «Alış veriş ettiğiniz vakit de sâhid tutun.» (Bakara: 282) buyurmuştur. Görülüyor ki alış verişte de şâhid tutmak da vâcib değil mendubdur. Evlilik de alış veriş gibi bir akid olduğundan onda da şahid bulundurmak mendubdur.
İmam Malik (rahimehullah)'in görüşü de budur. İmam Şafii (rahimehullah) ve İmam Hanbel (rahimehullah)'in iki görüşlerinden birisi de budur.
İmam Şafii (rahimehullah) ve İmam Hanbel (rahimehullah)'in diğer görüşüne göre zevcesini tekrar almak isterse, şahid tutmak vâcib, tamamen boşarsa şâhid bulundurmak da mendubdur.
Birinci görüşün delilleri:
1- Allahu taala âyette erkeğe, bir veya iki talakla karısını boşadıktan sonra, onu tekrar yanına alma veya tamamen ayrılma hakkı tanımıştır. Bundan sonra da şâhid bulundurmayı zikretmiştir. Bundan anlaşılıyor ki, evvela ricat edecek, sonra şâhid tutacaktır. Bu da kesin olarak gösteriyor ki ricatta şâhid göstermek vâcib değildir. Vâcib hükmü kalkınca elbetteki mendub hükmü kalacaktır.
2- Ayetteki, «Güzellikle kendilerinden ayrılın» ifadesinden maksad, erkeğin , iddeti bitene kadar terk etmesi ile ayrılık meydana gelir. Bu hususta fâkihler arasında herhangi bir görüş ayrılığı da yoktur, öyleyse ayrılık şâhid olmasa da sahih olmaktadır. Âyetteki «kendilerinden ayrılın» ifadesinden sonra, «iki kişiyi de şâhid yapın» ifadesi gelmiştir. Ayetin bu akışı, ayrılığın sahih olması için şahidin şart olmadığına delalet etmektedir. Ayrılıkta şâhid nasıl şart değilse, ricatın sıhhatinde de şart değildir. O zaman şâhidsiz ricat da sahih olmaktadır.
3- Ayrılma kocanın hakkıdır ve bunun şâhid tutulmadan da yapılması câizdir. Koca ayrılmada kimsenin rıdasını almak zorunda da değildir. Ayrılık nasıl kocanın hakkı ise ricat da kocanın hakkıdır. Öyleyse karısını yeniden yanına alması da şâhidsiz olarak câizdir.
4- Allahu taala ayrılma veya ricat etme hususlarında onları halkın ithamlarından korumak için şahid tutmayı ihtiyaten emretmiştir. Çünkü talak bilinir, fakat ricat bilinmez. Bu sebebte ihtiyaten şahid tutulması emredilmiştir. İhtiyaten emredilen şeyler de fıkıh usulunden de bilineceği gibi farz veya vâcibi değil, mendubu ifade eder. (Cessas. Ahkâmu'l Kuran, C. 3, Sf: 455 - 456; Fahraddin Razi, Tefsiru2l Kebir, C. 8, Sf: 226; Kurtubi; Ebu Hayyan; Alusi.)