5- Bâb: Lât İle, Uzzâ İle Ve Tâğûtlarla Yemîn Edilmez
28-.......Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Humeyd ibn Abdirrahmân'dan; o da Ebû Hurayra(r.anh)'dan haber verdi ki, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Her kim yemîn eder de yemininde 'Lât ve Uzzâ hakkı için' derse (bunun keffâreti olmak üzere) hemen 'Lâ ilahe illellâh' desin. Ve herhangi bir kimse de arkadaşına 'Gel seninle kumar oynayalım' derse (o da ma'siyet sözden dolayı) fakirlere sadaka versin!"
(Buhari, Yeminler, Bab 5, Hadis no : 28)
(Hadîste Lât ve Uzzâ gibi putlar adına and içilirse, bu and putlara ta'zîm ifâde edeceğinden -tevbe ve istiğfar ederek- "Lâ ilahe Me'llâh" denilmesi emrolunmuştur. Bu ve buna benzer sözlerle yemîn edilirse tevbe ve istiğfar edilerek "Lâ ilahe ille'llâh" demek ve böyle sakat sözlerden uzaklaşmak zarurîdir)
Lât, Uzzâ ve Menât, islâm devrine kadar Hicaz'da ibâdet edilen üç meşhur put adıdır. Bu putlar Kur'ân'da da zikredilmiştir:
"Siz de gördünüz değil mi Lât ve Uzzâ'yı? Üçüncü olarak da Menât-ı Uhrâ'yı... " (en-Necm: 19-20).
Kaadı Beydâvî, bu putlar hakkında özetle şu bilgiyi veriyor. Lât, Tâif'te Sakîf kabilesine yâhud Nahle'de Kureyş kabilesine âid taştan düzülmüş bir put idi. Bu kabileler halkı onu ziyarete gelirler ve tavaf ederlerdi. Dokuzuncu hicret yılında Tâif halkının islâm'a girmeleri üzerine Lât tahrîb edilmiştir. Uzzâ da Semure denilen sakız ağacı idi. Bu da Gatafân kabilesine âid olup bu ağaca ibâdet ederlerdi. Rasûlullah Hâlid ibn Velîd'i gönderip bu ağacı kestirdi. Menât da Huzeyl ve Huzâa yâhud Sakîf kabilelerine âid taştan düzülmüş put idi. Bu kabileler de Menât'a ta'zîm edip adına kurban keserler ve yağmur dilerlerdi... (Necm Sûresi tefsiri).
Lât, Uzzâ, Menât onların taptıkları putlardan idi. Onun için Abdullât, Abduluzzâ, Abdu Menât diye isimler koyar "Bismi'llâhi ve'1-Uzzâ" diye yeminler ederlerdi...
