Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Sahih Kıyas, Kur'ân'da Kitapla Birlikte Zikredilen Mizandır mı?

LifeGoesOn Çevrimdışı

LifeGoesOn

Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye kıyası ''birbirine benzer şeyleri birleştirmek, farklı şeyleri de ayrı tutmak'' şeklinde açıklar. Ona göre dinde sahih kıyasa aykırı hiçbir nass bulunamaz. Sahih kıyas, Kur'ân'da Kitapla birlikte zikredilen mizandır. Nassa aykırı olan kıyas fâsid kıyastır.

İbn Teymiyye'nin Kıyas anlayışı pdf olarak paylaştım.

Konu 'İbadetlerde Aslolan Haramlık mıdır? İbadetlerde Kıyas Yapılabilir mi?' Çözüldü - İbadetlerde Aslolan Haramlık mıdır? İbadetlerde Kıyas Yapılabilir mi?

Birgün, başta Ebû Zer (r.a.) olmak üzere Muhacirlerin fakir olanları Peygamberimize (asm) gelerek şöyle dediler:

“Yâ Resulallah, varlık sahipleri yüksek dereceleri ve dâimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyor. Onlar sadaka veriyor, biz veremiyoruz. Onlar köle âzat ediyor, biz edemiyoruz.”

Sahabîlerini dinleyen Peygamberimiz (asm), onların gönlünü şu müjdesiyle aldı:

“Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla, sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz. Meğer ki, sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar. Her namazdan sonra otuz üç kere ‘sübhanallah’, otuz üç kere ‘elhamdülillah’, otuz üç kere ‘Allahü ekber’ derseniz, tamamı 99 eder. Yüzün tamamında da, ‘Lâilaheillallahü vahdehu lâ şerika leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa, affolunur.” (Müslim, Mesacid: 146; Ebû Dâvud, Vitir: 2)
Duaların kabulü için samimiyet önemli olup, belirli sayılarda okunması şart değildir (Mü’min, 40/65; Tirmizî, Deʽavât, 66 [3479]). Salât-ı tefrîciyenin ya da herhangi bir duanın 4444 defa veya belli zamanlarda okunması şart olmadığı gibi okunduğunda muhakkak kabul olunacağını ifade eden herhangi bir âyet ve hadis de bulunmamaktadır. Kişinin, bir isteğinin yerine gelmesini Allah’tan isteyeceği vakit, iki rek'at namaz kılması (Tirmizî, Vitir, 17 [479]; İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 189 [1384]), Allah’a hamd edip Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salât-u selâmda bulunması (Ebû Dâvûd, Tefrîʽu ebvâbi’l-vitr, 23 [1481]; Tirmizî, Deʽavât, 65 [3476-3477]), duadan önce tövbe-istiğfar etmesi tavsiye edilir.
 

Ekli dosyalar

  • T06268.pdf
    1.4 MB · Görüntüleme: 16
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim sorunu tam olarak anlaşılamamakta.
Ne soruyorsun açık açık kısaca yazarak ifade etsen anlaşılabilirdi?
Kıyasın tarifine mi karşı itiraz ediyorsun? Verdiğin linkteki açıklamadan neye itiraz ediyorsan o metni alıp yanlış olan ifadeyi gösterip doğrusunu alıntılayarak gösterirsen konu anlaşılacaktır.

Kıyasın tarifinde İbn Teymiyye'nin Kıyas hakkında eklediğin PDF'de şöyle demekte:


***
Sahih kıyas
İbn Teymiyye’ ye göre sahih kıyas şer’îatte varid olan kıyastır. Bir başka deyişle sahih kıyas şer’îatın ilke ve prensiplerine uygun olan kıyastır. İbn Teymiyye sahih kıyasın
yöntem olarak genellikle iki yolla yürütüldüğünü söyler:
a) “Cem’ beyne’l-mutemâsileyn” yani iki benzer olayı aralarındaki ortak illet sebebiyle aynı hükme bağlamak.
b) Kıyas’ı-ilğâi’l-farık: Asıl ve fer’ arasında, hükme etki edici bir fark bulunmadığını isbat etmek suretiyle yapılan kıyas.
İbn Teymiyye, bazılarının birinci tür kıyası “illet kıyası” diye adlandırırken ikincisini “şebeh kıyası”, veya “temsil kıyası” diye adlandırdıklarını belirtir. (İbn Teymiyye, Mecmûu’l-fetâvâ, XIX, 285. İbn Teymiyye’de kıyasın bu yönden taksimi için : el-Uteyşan, Menhecu İbn Teymiyye fi’l-fıkh, Sf: 89) Bir başka isimlendirmeye göre ise birinciye “tard kıyası”, ikinciye “aks kıyası” da denilmektedir.
İbn Teymiyye kıyasın sahihliğinin bu ikisi dışında “illetin delilinin varlığı halinde hükmün de var olması” yoluyla da bilineceğini belirtir. (İbn Teymiyye, Mecmûu’l-fetâvâ, IX, 191)

Fâsid kıyas
Fâsid kıyasın temelini “aslında birbirine benzemeyen iki şeyi birbirine benzetmek” oluşturur. İbn Teymiyye’ye göre bu, “şubhe” kapsamında yer alan bir faaliyettir. Zira şubhe sözcüğü de yapısal olarak “benzeşme, karışma” gibi anlamları barındırmaktadır.
Varlık âlemindeki bütün eşya birbirine şu veya bu açıdan benzer. Birbirine herhangi bir açıdan benzemeyen iki şey yok gibidir. Doğru bir kıyastan söz edebilmek için iki şeyi, hükme etki ettiği noktada birbiriyle eşitlemek gerekir. Bu kurallara uyulmadığı takdirde
kıyas yanlış sonuç verir.
İbn Teymiyye, İmam Ahmed’in “İnsanlar [din konusunda] çoğunlukla te’vil ve kıyas yönünden hata ederler” sözünü de bu doğrultuda yorumlar. Ona göre tevilde hata sem’i/naklî konularda, kıyasta hata ise aklî konularda olur. Ahmed ibn Hanbel’in “Hatalı te’vil muteşabih lafızlarda olur, hatalı kıyas ise muteşabih manalarda olur” ifadesi de böyle anlaşılmalıdır. (İbn Teymiyye, er-Risaletu’t-Tedmiriyye, Camiatu’l-İmam Muhammed bin Suud el-İslamiyye, h. 1400, Sf: 66-67)
İbn Teymiyye’ye göre bir kıyas işleminin geçerliliği her şeyden önce asıl ve fer’in hangi konularda benzeşip hangi konularda ayrıldığının doğru bir şekilde tesbit edilmesine dayanır. Buna göre fer’ ile asıl, hükmün illeti bakımından birbirine benzeşiyor ise başka konularda farklı olmalarının bir sakıncası yoktur. Hükmün illeti bakımından benzeşmeyen iki şeyin başka açılardan benzeşmesi ise bu ikisinin aynı hükme tabi kılınmasını gerektirmez.
Bir diğer nokta ise asılda ya da fer’de hükmün o asıl ve fer’e özgü kılınmasını gerektiren bir durumun bulunup bulunmadığı meselesidir. İbn Teymiyye’ye göre fer’ bir vasıfla tahsis edildiğinde o vasıf bakımından asılla onun ayrılması zorunlu olur. Asıl ve fer’i sahih bir farka dayanarak birbirinden ayırmak, kıyasın fâsid olmasını engeller. Asıl ve fer’, birleştirilmeyi gerektiren ve farklılığı engelleyen yönlerden bir oldukları halde hükümde farklılarsa bu kıyas bâtıldır. (İbn Teymiyye, er-Risaletu’t-Tedmiriyye, Sf: 67)

***


Kıyas, hakkında açık hüküm bulunmayan bir meseleyi, hükmü açık olan bir meseleyle karşılaştırarak aynı hükmü vermektir. Ancak bu benzetme gelişigüzel değil, şer’î kaidelere uygun olarak yapılmalıdır.

Misal;
Kur’an’da şarab (hamr) içmenin haram olduğu bildirilmiştir. (Maide, 90) Alkol bağımlılığına yol açan diğer içkiler hakkında açık bir hüküm yoktur. Kıyas yoluyla, şarab gibi sarhoş edici maddeler de haram kabul edilir.

“Kitab ve Mizan” Nedir?

Andolsun ki, peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti ayakta tutmaları için, beraberlerinde Kitabı ve Mizan’ı indirdik. (Hadîd, 25)
Kitab: Kur’an ve önceki ilahi kitablar
Mizan: Adalet ve denge ölçüsü (Şeriatın belirlediği kıstaslar)

İmam Şafiî ve bazı usul âlimleri, burada geçen 'mizan'ın sahih kıyasın dayanağı olduğunu söylemişlerdir. Çünkü mizan, hak ile bâtılı ayıran ölçüdür. Fıkıh âlimleri kıyası, şer’î delillere dayanan bir “ölçü” (mizan) olarak görmüşlerdir.

Kıyasın sahih olabilmesi için şu şartlar gereklidir:

a) Aslın şer’î bir hükme sahib olması (Kur’an veya Sünnet’te geçmeli)
b) Hükmün illeti açık olmalı (Misalen, şarab haramdır çünkü sarhoş edicidir.)
c) Yeni mesele, asla benzeyen bir durum olmalı
d) Kıyasa konu olan meselede açık bir nas bulunmamalı.
 
Üst Ana Sayfa Alt