Korkusuz Âlim Said bin Cübeyr
Biz bu yolun sonunda cennetleri görürüz
Baş koyduk davamıza seve seve ölürüz!…
“Annene de ki; Buluşma yerimiz inşallah cennettir.”
“Said b. Cübeyr şehid edildi. Yeryüzünde onun ilmine muhtaç olmayan hiç kimse yoktur. (Ahmet B. Hanbel)
Emevi halifesi Abdulmelik b. Mervan çok zalim biri olan Haccac’ı Kûfe’ye vali olarak atamıştı.
Bu Haccac Müslümanlara zulmeder, haksız yere onları öldürürdü. Ta ki komutanlarından Abdurrahman b. el-Eşas onun zulmüne dayanamayıp zalim Haccac’a karşı askerlerinden biat alarak savaşa başladı ve bu savaş senelerce sürdü. İlk başlarda Abdurrahman’ın ordusu galip iken sonraları yenildi. Said bin Cübeyr, zalim Haccac’a karşı Abdurrahman’ın ordusunda savaşan âlimlerdendi. Zalim Haccac Abdurrahman’ı yenince ordusundaki Müslümanların çoğunu esir aldı. Esirleri kendilerini Haccac’a karşı savaştıklarından dolayı kâfir olduklarını söylemeleri kaydı ile serbest bırakacağı hususunda onları ikna etmeye çalışıyordu. İkna ettiklerini serbest bırakıyor; bu teklifi kabul etmeyenleri ise öldürtüyordu. Said b. Cübeyr ise kaçanlardandı. Mekke’ye giderek orada bir gecekonduda yaşamaya başladı. Mekke’de kalışının onuncu senesinde oraya şerrinden korkulan Halid b. Abdullah isminde yeni bir vali atandı. Dostları Said b. Cübeyre gelip bu valinin şerli biri olduğunu onu zalim Haccac’a teslim edebileceğini söylediler ve Mekke’den kaçmasını istediler.
Said’in onlara cevabı şu oldu: “Allah’a yemin olsun ki; o kadar çok kaçtım ki artık Allah’tan utanır oldum. Burdan asla ayrılmayacağım, ta ki Allah bana dilediğini yapıncaya kadar.” Vali Halid, kendisi hakkında kötü düşünenlerin zanlarını doğru çıkararak bir grup askerini Said’in evine gönderip, onu tutuklayıp Vasıt şehrindeki (Kûfe ile Basra arasında bir şehir) zalim Haccac’a götürmelerini emretti. Askerler Said’i götürmek için eve gelip ellerine zincir takınca Said orada bulunan dostlarına dönüp şöyle dedi: “Bu zalimin beni öldüreceğini zannediyorum. Ben ve iki dostum bir gece imanın tadını alarak Allah’a ibadet ettik ve Allah’tan bizi şehitlerden kılması için ona dua ettik.
Allah o iki dostumun duasına icabet etti ve onları şehit olarak huzuruna aldı. Geriye ben şehadeti bekler bir halde kaldım” dedi. Sözlerini tam bitirdiği esnada küçük kızı onun yanına geldi. Onu elleri bağlı bir halde ve askerlerin tuttuğunu görünce ağlamaya başladı. Said küçük kızının başını okşayıp ona şöyle dedi “Annene de ki; buluşma yerimiz inşallah cennettir.”
Askerler Said’i Vasıt şehrine, Haccac’a getirdiler. Said, Haccac’ın huzuruna çıkarılınca aralarında şu konuşma geçti.
Baş koyduk davamıza seve seve ölürüz!…
“Annene de ki; Buluşma yerimiz inşallah cennettir.”
“Said b. Cübeyr şehid edildi. Yeryüzünde onun ilmine muhtaç olmayan hiç kimse yoktur. (Ahmet B. Hanbel)
Emevi halifesi Abdulmelik b. Mervan çok zalim biri olan Haccac’ı Kûfe’ye vali olarak atamıştı.
Bu Haccac Müslümanlara zulmeder, haksız yere onları öldürürdü. Ta ki komutanlarından Abdurrahman b. el-Eşas onun zulmüne dayanamayıp zalim Haccac’a karşı askerlerinden biat alarak savaşa başladı ve bu savaş senelerce sürdü. İlk başlarda Abdurrahman’ın ordusu galip iken sonraları yenildi. Said bin Cübeyr, zalim Haccac’a karşı Abdurrahman’ın ordusunda savaşan âlimlerdendi. Zalim Haccac Abdurrahman’ı yenince ordusundaki Müslümanların çoğunu esir aldı. Esirleri kendilerini Haccac’a karşı savaştıklarından dolayı kâfir olduklarını söylemeleri kaydı ile serbest bırakacağı hususunda onları ikna etmeye çalışıyordu. İkna ettiklerini serbest bırakıyor; bu teklifi kabul etmeyenleri ise öldürtüyordu. Said b. Cübeyr ise kaçanlardandı. Mekke’ye giderek orada bir gecekonduda yaşamaya başladı. Mekke’de kalışının onuncu senesinde oraya şerrinden korkulan Halid b. Abdullah isminde yeni bir vali atandı. Dostları Said b. Cübeyre gelip bu valinin şerli biri olduğunu onu zalim Haccac’a teslim edebileceğini söylediler ve Mekke’den kaçmasını istediler.
Said’in onlara cevabı şu oldu: “Allah’a yemin olsun ki; o kadar çok kaçtım ki artık Allah’tan utanır oldum. Burdan asla ayrılmayacağım, ta ki Allah bana dilediğini yapıncaya kadar.” Vali Halid, kendisi hakkında kötü düşünenlerin zanlarını doğru çıkararak bir grup askerini Said’in evine gönderip, onu tutuklayıp Vasıt şehrindeki (Kûfe ile Basra arasında bir şehir) zalim Haccac’a götürmelerini emretti. Askerler Said’i götürmek için eve gelip ellerine zincir takınca Said orada bulunan dostlarına dönüp şöyle dedi: “Bu zalimin beni öldüreceğini zannediyorum. Ben ve iki dostum bir gece imanın tadını alarak Allah’a ibadet ettik ve Allah’tan bizi şehitlerden kılması için ona dua ettik.
Allah o iki dostumun duasına icabet etti ve onları şehit olarak huzuruna aldı. Geriye ben şehadeti bekler bir halde kaldım” dedi. Sözlerini tam bitirdiği esnada küçük kızı onun yanına geldi. Onu elleri bağlı bir halde ve askerlerin tuttuğunu görünce ağlamaya başladı. Said küçük kızının başını okşayıp ona şöyle dedi “Annene de ki; buluşma yerimiz inşallah cennettir.”
Askerler Said’i Vasıt şehrine, Haccac’a getirdiler. Said, Haccac’ın huzuruna çıkarılınca aralarında şu konuşma geçti.
- Haccac: Senin adın ne?
- Said: Said b. Cübeyr. (Said=mutlu, Cübeyr = Onaran)
- Haccac: Hayır Senin adın Şaki b. Kuseyr dir. (Şaki=Bedbaht, Kuseyr=Kıran, yıkan, döken)
- Said: Bilakis, annem benim adımı senden daha iyi biliyor.
- Haccac: Muhammed hakkında ne dersin?
- Said: Muhammed bin Abdullah sallallahu aleyhi ve sellem’i mi kasdediyorsun?
- Haccac: Evet.- Said: Âdemoğlunun efendisi ve seçilmiş bir peygamberdir. İnsanlardan gelip geçenlerin en hayırlısıdır. Risaleti taşımış ve tebliğ etmiştir.
- Haccac: Hayır Senin adın Şaki b. Kuseyr dir. (Şaki=Bedbaht, Kuseyr=Kıran, yıkan, döken)
- Said: Bilakis, annem benim adımı senden daha iyi biliyor.
- Haccac: Muhammed hakkında ne dersin?
- Said: Muhammed bin Abdullah sallallahu aleyhi ve sellem’i mi kasdediyorsun?
- Haccac: Evet.- Said: Âdemoğlunun efendisi ve seçilmiş bir peygamberdir. İnsanlardan gelip geçenlerin en hayırlısıdır. Risaleti taşımış ve tebliğ etmiştir.
- Haccac: Ebubekir hakkında ne dersin?
- Said: O sıddık ve peygamberin halifesidir. Peygamberin yolunu değiştirmeden o yol üzerinde yürümüştür.
- Haccac: Ömer hakkında ne dersin?
- Said: O Allah’ın kendisiyle hak ile batılın arasını ayırdığıdır. (Faruk)tur. İki dostunun yolu üzerinde yürümüştür. Şehit olarak rabbine kavuşmuştur.
- Haccac: Osman hakkında ne dersin?
- Said: O zorluk ordusunu teçhizatlandıran, Rasulullah’ın iki kızının kocasıdır. Zulüm ile öldürülmüştür.
- Haccac: Ali hakkında ne dersin?
- Said: Peygamberin amcasının oğlu, gençlerden ilk Müslüman olan ve Hz. Fatıma’nın kocasıdır. Cennet gençleri Hasan ve Hüseyin’in babasıdır.
- Haccac: Ümeyye oğullarından hangi halife senin daha çok hoşuna gider.
- Said: Rabbini en çok razı eden.
- Haccac: Rabbini en çok razı eden kimdir?
- Said: Bunun bilgisi gizliyi ve açığı bilen Allah’a aittir.
- Haccac: Benim hakkımda ne düşünüyorsun?
- Said: Sen kendini daha iyi bilensin.
- Haccac: Ben senin fikrini öğrenmek istiyorum.
- Said: Bu senin hoşuna gitmez ve seni üzer.
- Haccac: Ben yine de senden işiteceğim.
- Said: Sen Allah’ın kitabına muhalefet eden, kendi heybetini arttırmak maksadı ile kendini helaka götüren ve kendini cehenneme sokacak işler yapan birisin.
- Haccac: Allah’a yemin olsun ki seni öldüreceğim.
- Said: O zaman sen benim dünyamı yıkmış olursun. Ben ise senin ahiretini yıkacağım.
- Haccac: Dilediğin ölümü kendine seç.
- Said: Bilakis sen kendin için ölümlerden ölüm seç, ey Haccac! Allah’a yemin ederim ki sen beni hangi şekilde öldürürsen, Allah da seni ahirette o şekilde öldürecek.
- Haccac: Seni affetmemi ister misin?
- Said: Bana gelecek olan af ancak Allah’tandır. Senin için ise asla bir özür ve bir kurtuluş yok.
- Haccac (öfkelenerek): Kılıcı ve deriyi getir(1) ey cellat!
- Said güldü. Bunun üzerine
- Haccac: Niye gülüyorsun?
- Said: Senin Allah’a karşı cüretine ve Allah’ın sana karşı merhametine.
- Haccac: Öldür onu ey cellat.!
Said kıbleye yöneldi ve şu ayeti okudu: “Yüzümü hanif olarak yerleri ve gökleri yaratan Allah’a döndüm ve ben müşriklerden değilim.” (En-am, 79)
- Haccac: Yüzünü kıbleden çevirin.
Said, şu ayeti okudu: “Nereye dönerseniz dönün orası Allah’ın yönüdür.” (Bakara, 115)
- Haccac: Yüzünü yere çevirin.
Said şu ayeti okudu. “Sizi oradan (toprak) çıkarttık ve sizi tekrar oraya çevireceğiz ve sizi başka bir sefer tekrar oradan çıkaracağız.” (Taha, 55)
- Haccac: Allah’ın düşmanını öldürün, Kur’an ayetlerini ondan daha iyi delil getiren kimseyi görmedim.
Said en son şöyle dedi, Allah’ım benden sonra bu zalimi kimseye musallat etme. Ve cellat, Said’in boynunu vurarak onu şehit etti.
Said b. Cübeyr’in şehadetinden onbeş gün geçmeden zalim Haccac hastalandı. Sürekli bayılıyor ve şöyle bağırarak uyanıyordu. “Said bin Cübeyr geldi. Boynumdan tutuyor ve beni neden öldürdün diyor” sonra ağlıyor ve “Said’i benden uzaklaştırın.” diyordu. Haccac bu şekilde çığlıklar arasında öldü. O öldükten sonra bazıları onu rüyasında görmüş ve ona şöyle sormuştu. “Allah sana öldürdüklerinden dolayı ne yaptı.” Haccac “her öldürdüğüme karşılık beni bir defa öldürdü. Said b. Cübeyr’e karşılık ise beni yetmiş defa öldürdü.” (Bu rüya Ömer Bin Abdulaziz r.a’dan da rivayet edilmiştir.)
Kıssadan Hisse:
1. Zalimin karşısında ölüme bile sebep olsa hakkı söylemek. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem “Şehidlerin efendisi şu iki kimsedir: Hamza bin Abdulmuttalib ve zalimin karşısında hakkı söyleyen kişi ” buyurmuştur.
2. Kuran’ı ve hadisleri iyi bilerek zalime karşı Kuran’dan ve hadislerden cevap verip onu susmaya zorlamak ve onu cevap veremeyeceği şekilde mağlup etmek.
3. Allah yolunda şehitlerden olmaya çalışmak. Kaderde ne varsa o olacaktır; zalimlerden kaçıp gizlenmek kaderi değiştirmeyip, eceli ertelemeyeceği gibi kâfirlere karşı çıkıp, hakkı haykırmak ve Allah yolunda cihad etmekte eceli öne almayacaktır.
4. Aile, çoluk çocuk sevgisi bize fitne olup bizi kafire karşı hakkı söylemekten ve ona karşı cihad etmekten alıkoymamalıdır. Nitekim Allah’u Teâlâ Teğabun 15’de şöyle buyuruyor:“Mallarınız ve çocuklarınız sizin için fitnedir. Allah katında ise büyük bir ecir vardır.” Yine şöyle buyuruyor. “Ey iman edenler; mallarınız ve evlatlarınız sizi Allah’ın zikrinden alıkoymasın. Her kim böyle yaparsa işte onlar hüsrana uğrayanlardır.” (Münafikun, 9)
5. Okuyup öğrendiğin ilim ancak onunla amel edince faydalı olur. Kendisi ile amel edilmeyen ilmin Allah katında hiçbir faydası olmadığı gibi bilakis o ilim, ilmin sahibinin aleyhine delil olacaktır. Nitekim Allah Teâlâ Cuma suresinde onları kitap yüklü merkepler olarak tanımlamıştır.
——————————————————-
1. İnfaz edilecek kimsenin boynu vurulacağı esnada kanın etrafa yayılmaması için mahkûmun altına serilen deriden bir tür çarşaftır.
Halil İbrahim Turhan-Bir Kıssa Bin Öğüt
Nebevi Hayat Dergisi