Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sakal

S Çevrimdışı

Sa'd Bin Ebi Vakkas

Üye
İslam-TR Üyesi
Yüce Allah buyuruyor ki:



"Allah ve Rasûlü bir işe karar verdiği zaman, gerek inanan bir erkeğin gerek inanan bir kadının kendilerine ait bir işte tercih hakları olamaz. Her kim Allah'a ve peygamberine asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur." (33.Ahzâp Sûresi, 36)

"..Peygamber size her ne emir verirse onu tutun, yasakladığından da sakının ve Allah'tan korkun; çünkü Allah, cezalandırması çetin olandır."(59.Haşr Sûresi, 7)

"O kendi arzusu ile söylemez. O(nun söylediği) kendisine vahyedilenden başka birşey değildir."(53.Necm Sûresi, 3-4)

De ki: Allah'a ve peygambere itaat edin! Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez. (3.Al-i Îmran Sûresi, 32)



Allah'a ve peygambere itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz. (3.Al-i Îmran Sûresi, 132)

İşte bütün bu hükümler, Allah'ın çizdiği sınırlardır. Her kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, Allah onu içlerinde sonsuza dek oturmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Bu ise büyük kurtuluştur! (4.Nisa Sûresi, 31)

Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin, sizden olan yetkililere de. Sonra bir şeyde anlaşmazlığa düştünüz mü, hemen Allah'a ve Peygamberine arz edin onu, eğer Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanan müminler iseniz. Bu hem hayırlı hem de netice itibariyle daha güzeldir.(4.Nisa Sûresi, 59)



Biz herhangi bir peygamberi gönderdikse, sadece Allah'ın izniyle itaat edilsin diye gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelip günahlarına mağfiret dileselerdi, peygamber de onların bağışlanması için dua ediverseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden ve merhametli bulacaklardı. (4.Nisa Sûresi, 64)



Yok, yok! Rabbine yemin ederim ki onlar aralarında çıkan çapraşık işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükümden nefislerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar. (4.Nisa Sûresi, 65)



Her kim Allah'a ve peygambere itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet ihsan ettiği peygamberler, dosdoğru kişiler, şehitler ve salihlerle birliktedirler. Bunlar ise ne güzel arkadaştır!(4.Nisa Sûresi, 69)

Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur, kim de yan çizerse, kendilerine seni gözcü de göndermedik! (4.Nisa Sûresi, 80)



Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. İşitip durduğunuz halde ondan yan bükmeyin! (8.Enfal Sûresi, 20)

Kim Allah’a ve Rasûlüne itaat eder, Allah'tan korkar ve O'na sığınırsa, işte murada erecek olanlar bunlardır. (24.Nur Sûresi, 52)



De ki: "Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin!" Eğer yine dinlemezseniz artık onun yükümlülüğü, kendisine yükletilen görevi yapmak, sizin üstünüze düşen de size yükletilen görevleri yerine getirmektir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygamberin görevi ise yalnızca açık bir tebliğdir. (24.Nur Sûresi, 54)



Bir de namazı kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete erdirilesiniz. (24.Nur Sûresi, 56)

"O gün yüzleri ateşte çevrilirken: "Ah ne olurdu bizler Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler. (33.Ahzab Sûresi, 66)



"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin de yaptıklannızı boşa çıkarmayın! (47.Muhammed Sûresi, 33)



İman edin de Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer aksine giderseniz bilin ki Rasûlümüzün görevi açık bir tebliğden ibarettir. (64.Tegabün Sûresi, 12)

Allah Rasûlü Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V.) buyuruyor ki:



“Ben sizi serbest bıraktığım müddetçe siz de beni bırakınız. Zira, sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamleri üzerindeki ihtilâfları helâk etmiştir. Öyle ise sizi, bir şeyden nehy mi ettim ondan kaçının ; bir şey emrettiğim zaman da, onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın. Soru sormayın.(Müslim,Hacc,73,1337)



"Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz." diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Rasûlullah (S.A.V.)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir." (Ebu Dâvud, Sünne, 6, (4604); Tirmizî, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12))



"Size kendilerine sarıldığınızda hiç sapıtmayacağınız iki şeyi bırakıyorum: Allah'ın Kitâbı ve Nebi'sinin sünneti." (Muvatta',Kader,3)



"Eğer siz Allah-u Teâlâ'yı seviyorsanız Bana uyun ki Allah-u Teâlâ'da sizi sevsin."



"Bıyığı iyice kısaltınız, sakalı uzatınız.” “Bıyığı iyice kısaltınız, sakalı uzatınız böylece yahudilere benzemeyiniz.”
“Allah'a ortak koşanlara muhalefet ediniz, sakalı bol bırakınız, bıyığı kısaltınız." (Buhari K. Libas BI'fail-lihâ C. Sağir 1/13)



“Bıyığı kısaltarak almayan bizden değildir.” (Tirmizi K. Edeb B.16 Hn 2762)
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_



Kisra'nın elçileri, Efendimizi (S.A.V.) Yemen'e götürmek için ve Kisra’nın tehditlerini içeren bir mesajla huzura çıktıklarında, Efendimiz (S.A.V.) bu iki kişinin bıyıklarını uzatıp, sakallarını kısalttıklarını gördü ve onlara bakmak istemedi ve buyurdu: "Yazıklar olsun size! Bunu size kim emretti?" Onlar: "Rabbimiz (Kisra) emretti." deyince, Efendimiz (S.A.V.): "Lakin benim Rabbim bana sakalımı uzatıp bıyığımı kısaltmamı emretti." buyurdular. (İbni Kesir, Ebu Nuaym, İbnül Cevzi)



Mecusilerden sakalını kazımış bıyığını uzatmış bir adam Efendimiz'in (S.A.V.) huzuruna geldiğinde, Efendimiz (S.A.V.) sordular: "Bu ne haldir?", o kişi "Bizim dinimizde böyledir." diye cevap verince "Lakin bizim dinimizde, bıyık kısaltılıp, sakal uzatılır." buyurdu. (İbni Ebi Şeybe, Süyuti, Dürül Mensur)



"On şey fıtrattandır: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak, misvak kullanmak (dişleri temizlemek), buruna su çekmek (burunu temizlemek), tırnak kesmek, parmak mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak (kesmek), kasıkları traş etmek, su ile taharetlenmek.”

"Bıyıkları son derece kesin (makasla) , sakalları bırakın."(Buhari, Libas:63)


"Bıyıkları kesin, sakalları salın, Mecusilere (ateşperest) muhalefet edin." (Müslim, Taharet:16)



"Bıyıkları kesin, sakalları bırakın, yahudilere benzemeyin."(Tahavi Meânil-âsâr:4/230 , Ali el müttaki, Kenzül Ummal)



"Erkekleri sakallarıyla, kadınları saç örgüleriyle süsleyen Allah'ı tesbih ederim."(el Acluni,Keşfu'l-Hafa:1447)



"Halik'e (Yaratan’a) isyan hususunda, hiçbir mahlukata itaat yoktur."(İbni Ebi Şeybe)



"Sünnetimden dönen benden değildir."(Buhari, Müslim)
"Bıyığı almak dindendir."(Beyhaki, Şuabul İman:6452)
"Bıyığını uzatanın Allah duasını kabul etmez."(Deylemi, Müsned'i Firdevs:5648)
"Bıyığını kısaltan bir adam gördüğünüzde, işte o sizin en hayırlılarınızdandır. Bıyığını uzatan bir adam gördüğünüzde, o da sizin en şerlilerinizdendir."(Deylemi, Ahkamul Mezahib fi etvaril Liha veşşevarib:90)

"On haslet vardır ki Lut kavmi onlar sebebiyle helak oldular. Benim ümmetimde onlara bir huy ilave edecektir. Erkeklerin birbirleriyle livata etmesi, çamurdan yapılmış küçük yuvarlak cisimleri atmak, sapan atmak, güvercin uçurtmak, def çalmak, içki içmek, sakal kesmek, bıyığı uzatmak, ıslık çalmak, alkış yapmak ve ipek giymektir. Ümmetimin bunlara ilave edeceği bir haslet ise, kadınların birbirleriyle ilişki kurmalarıdır." (Ali el Muttaki, Kenzül Ummal,13014)



MEZHEPLERE GÖRE HÜKÜMLER



Hanefi Mezhebine göre sakalı traş etmenin hükmü haramdır.(Mezahib-u Erbaa ve Dürrül Muhtar)
Şafii mezhebinde Tahrimen mekruh (harama yakın) denilse de imam Şafii' nin "Ümm" isimli eserinde haramlığına fetva verdiği bildirilmiştir.
Ayrıca Maliki ve Hanbeli mezheblerinde haram olduğu bildirilmiştir.



_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_



Sakal hilkatin tamamındandır."Hilkatte dilediğini ziyade eder" (35. Fâtır Sûresi, 1) Kerimesinde murâd sakaldır denilmektedir. (Garibut Te'vil)
İbrahim b. Edhem duaların kabul edilmemesindeki sekiz sebepten biri olarak şunu göstermiştir; "Peygamberi (S.A.V.) sevdiğinizi iddia ettiniz fakat sünneti ile amel etmediniz."



Bir rivayete göre mevta kabire indirildiğinde Münker ve Nekir melekleri sorguya geldiğinde mevtaya kimin ümmeti olduğu sorulacak. Ölü "Hz Muhammed (S.A.V.)’in ümmeti olduğunu söyleyecek." Meleklerde “benzemiyorsun” diyerek inanmayacaklar ve mevta zorlu bir sorguya çekilecektir. Bu melekleri ikna etmekte insanları ikna etmeye benzememektedir.

Sakalı traş eden "FISK" ve "HARAM" işlemektedir. Ümmetin sünneti terketmesi arkasından farzları terketmeyi getirmiştir. Farzları terketmenin ardından ise dinin terkinin gelmesinden korkulur.

Sakala buğz etmek (kin gütmek) çok tehlikelidir. Buğzettiğiniz sakalın sahibi bunu Rasûlullah'ın emrini yerine getirmek için bırakmıştır. Sakala kin gütmenin sonucu; Sünnet olan sakala kin güden dolayısıyla Sünnetin sahibine yani farkına bile varmadan Rasûlullah'a (S.A.V.) kin gütmüş olur. (Bu Kur'an'a buğzeden kişinin direk Allah'a buğzetmesi gibidir.) Ahirette şefaatten mahrum kalabileceği gibi, Ümmetin içindeki cennetlik olduğu bildirilmiş Fırka-i Naciyeden (Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat) irtihal etmiş olur.

Peygamberimizin (S.A.V.) Ashabının ve Sahabelerinin (R.A.) içersinde sakal traş eden bir tek erkek yoktur.



Ayrıca "Tabiîn" denilen ve Peygamberimizin (S.A.V.) Ashabını (R.A.) gören mü'min erkeklerden de sakalını traş eden bir tek kişinin haberi ulaşmamıştır.

Peygamberimiz (S.A.V.) kafirlere benzemeyi menetmiştir.

"Kim bir kavme benzerse o onlardandır."(Ebû Davud,Ahmed İbni Hanbel)

“Temizlik imandandır! Ben temiz olmak için traş oluyorum.” Diyen kimse, Efendimiz'in (S.A.V.) sakal bırakma emriyle alay etme, haramı temizlik ve vacibi pislik saydığından küfür tehlikesine düşmüştür.

Sakalı kesip bıyıkları uzatmak kimlerin adeti idi: Kisra Âli (acem hükümdarının hane halkı), Acem Mecusileri (ateşperestler), Lut Kavmi, Hind Yahudileri, Şii’ler, kendilerini kadınlara benzetenler, eşcinseller, Yahudi ve Hristiyanlar..



Sakal için hanımdan izin almak kesinlikle gerekmemektedir. Hanım razı olmasa da bırakmak mecburiyetindedir. Ayette "Erkekler kadınlar üzerine ziyadesiyle hakimdirler." Erkek hanımına saçını traş etmesini emretse kadının itaat etmesi gerekmez. (Erkeğin sakalı kesmesi menedildiği gibi kadınında saçlarını traş etmesi menedilmiştir zira erkeğin sakalı ve kadının saçı fıtrattandır, kesilmesi fıtrata müdahaledir.) Ayrıca İslâm’da çok mukaddes olan anne ve baba dahi sakalın kesilmesini emretse hükmen sakalı kesilemez. Çünkü; Allah ve Rasûlünün (S.A.V.) hakkı anne/babadan daha üstün, emirleri anne/baba emirlerinden daha mühimdir.

Yüce Allah insan vücudunda saç, sakal ve diğer kılları yaratmış, peygamberleri aracılığıyla da bunların hangisinin kesilmesi ve kesilmemesi gerektiğini bildirmiştir.

Allah "Peygamber size neyi getirip verdi ise onu kabul edin, alın ve sizi yasakladığı şeyden de sakının." ve "Allah’ın Rasûlünde sizin için güzel örnekler vardır." Diyerek mü'minlere sîrette, sûrette, ahlâkta, âdette ve hayatın bütün dallarında, Rasûlü (S.A.V.)'un sünnetine uymalarını emretmiştir. Rasûlullah (S.A.V.)'ın sünnetine uymak, İslâmiyet'i daha doğru anlamanın, daha doğru yaşamanın yegâne yoludur.
Allah'ın: "Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur." âyet mealinde buyurduklarından hareket ederek, Rasûlullah (S.A.V.)'a itaatin her şeyden önce farz hükmünü taşıdığını göz önüne alırsak, onun sünnetine sarılmanın önem ve ciddiyeti kendiliğinden ortaya çıkar.



Rasûlullah (S.A.V.) ümmetini, kılık/kıyafet ve dış görünüşleri bakımından müşriklere benzemekten alıkoymuş; "Kim bir kavme benzerse o onlardandır." diyerek müslümanları uyarmıştır. Özellikle sakal bırakmaları hususunda mü'minlere tavsiyelerde bulunmuş, çeşitli hadisleriyle de sakalın müslüman için taşıdığı önemi belirtmiştir.

Sakal, hadiste de buyurulduğu gibi, yaratılış icabı erkeklerde bulunması gereken ve daha önceki peygamberlerin sünneti olan bir durumdur.

Müteaddid hadislerde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Kısaltılması konusunda herhangi bir cevaz görülmemektedir. Asırlardır her devirdeki İslâm âlimleri ile bütün mü'minler bu tabii hali benimsemişler ve kendilerinde uygulamışlardır.

Bu hadislerden anlaşıldığına göre, bütün peygamberlerle birlikte Rasul-i Ekrem’de sakalını bırakmış ve sakal bırakmayı emretmiştir.

Hz.Peygamber ve ashabının sakallarını traş ettiklerine dâir hiç bir kayıt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (S.A.V.) sakalının ucundan ve yanlarından alırdı. (Tirmizi, Edeb, 17) İmam Malik, "Müslüman, çoğunluk sakalını ne şekilde bırakıyorsa o kadar bırakmalı, fazlasını kesmeli, böyle yapmak menduptur. Çünkü bu fazlalığın kesilmemesi, çirkin görünmeye sebep olur. Sakalı kısaltmanın bir sınırı yoktur. En uygunu, şekli güzelleştirecek biçimde kısaltmaktır." der.

İmam Bâcî Abdullah İbn Ömer ve Ebu Hureyre'den nakledilen tatbikata dayanılarak bir tutamdan fazlasının kesilebileceğini söylemiştir.



Sakal bırakmak ve buna bağlı olarak sakalı traş etmek konusunda âlimler değişik kanaatlere varmışlardır. Bu alimlerin bir kısmına göre sakal bırakmak farz, kesmek haram; bazılarına göre sakal bırakmak sünnet, kesmek mekruhtur. Bunların görüş ve delillerine gelince: “Sakal bırakmak farz, traş etmek ise haramdır.” şeklinde olan birinci görüş, alimlerin cumhuruna aittir. Delilleri ana hatlarıyla şöyledir:



· Hz. Peygamber (S.A.V.) bir hadis-i şeriflerinde sakal bırakmayı emretmiştir. Emirler mendup veya mübah olduğunu ifade ettiğine dair bir delil bulunmadıkça vucub için olurlar. "Sakalları bırakın." emri de sakal bırakmanın farz olmasını gerektirir.

· Aynı şekilde, Hz. Peygamber (S.A.V.) müşrik veya mecusilere benzememeyi emretmiştir. Sakalı traş etmek onlara benzemektir. Bu da haramdır.

· Sakal traşı, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah'ın yarattığı şeyi değiştirmek demektir. Şeytana uyularak yapılan bu hareket de yasaktır.

· Sakal, erkekleri kadınlardan ayıran bir özelliktir. Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır.



Haberiniz olsun ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere, şeytan fitne vermiş ve onları uzun uzun emellere düşürmüştür. (47.Muhammed Sûresi, 25)



Hamd âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a, salât ve selam Rasûlüne, Ehli Beyti ve Ashabı üzerine olsun. Allah dilemeseydi biz doğru yolu bulacak değildik. Bizlere gerçekleri gösteren, rızık veren Allah’a hamd olsun!



"İzzet; Allah'ın, Rasulü'nün ve Mü'minlerindir. Fakat münâfıklar bilmezler!" (63.Munafikûn Sûresi, 8]


Konu alıntıdır, tarafımca düzenlenmiştir.


 
M Çevrimdışı

murataza

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
ESSELAMUN ALEYKUM VE RAHMETULLAH........ELHAMDULILLAHIRRABBILALEMIN... HAYDIN MUSLUMAN KARDEŞLERIMM...YUZLERIMIZI SAKALLA NURLANDIRALIM SUNNETE TABI OLALIM
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
 
Üst Ana Sayfa Alt