Muhacir ve Ensar Emiri Salahuddin El Çeçen Suriye'de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi
Yayınlama zamanı: 14 Ocak 2014, 16:00
Muhacir ve Ensar Ordusu Emiri Salahuddin El Çeçen ile yapılan röportaj.
Sham News haber merkezi muhabiri Muhacir ve Ensar Ordusu Emiri Salahuddin El Çeçen ile Şam'da ki Mücahidler arasındaki karşılıklı meydan okuma durumunu aydınlatmak ve tugaylarının bu meselede ki tavrını öğrenmek için bir röportaj yaptı.
Muhabir: Es Selamu Aleykum, Salahuddin.
Salahuddin: Ve aleykumus Selam ve Rahmetullahi ve Berakatuh.
Muhabir: Suriye'de ki olaylar iki yılı aşkın bir süredir dünya çapında hem Müslümanlar hem de kafirlerin büyük ilgisini çekiyor. Şam topraklarındaki Cihad tüm Batılı siyasetçiler arasında korku ve endişe uyandırırken dünya basınında, Şam Cihadı haberleri ön sayfalarda yer alıyor. Esad karşıtı güçlerin saflarındaki son çekişmelerle ilgili gelişmeler kafirleri cesaretlendirdi ve çok samimi Müslümanları üzdü.
Çatışmaya dahil olan bazı grupların askeri liderlerinin ve nifaktan kaçınan ve savaşan kesimler arasında uzlaşma yolları arayanların yaptıkları açıklamalar biliniyor. Bu zor durumda Muhacir ve Ensar Ordusu'nun tavrını ve konuya yaklaşımını Müslümanların öğrenmesini isteriz. Ve, elbette pek çok insan soruyor: "Nasıl başladı? Sorumlu kim?"
Salahuddin: Allah'ın adıyla. Elhamdulillah. Allah'ın salat ve selamı Muhammed Peygambere (s.a.v), ailesine, ashabına ve Kıyamet Gününe kadar onun rehberliğini izleyenlere olsun..diye başlarım..
"Nasıl başladığını, kimin sorumlu olduğunu" anlamak için ne kadar çabalarsanız, o kadar karışıklıklar ortaya çıkıyor. Ve tüm kesimler ortak bir Şeriat mahkemesine sahip olmadığı için, gerçeği bilmek zordur. Ancak bu tür ihtilaflar da bir tarafın herşeyde haklı ve diğer tarafın herşeyde hatalı olmadığını biliyoruz. Ve nasıl başladığı, önemli değildir, asıl önemli olan bu ihtilafın uzun bir zamandır kaynıyor olmasıdır.
Kendi duruşumuzla ilgili, bu açıktır. Her iki taraf için de savaşmayacağız. Çünkü bu oldukça şüpheli bir kan dökmedir ve beraberinde birçok soru işareti vardır. Ve bugün bu savaşta bir zafer ve mağlubiyetin Ahirette bir hüsrana dönebileceğinden korkuyorum. Biz Allah muhafaza Şam'ın bereketli topraklarına Müslümanların elinden ölmeye veya Müslüman kanı dökmeye gelmedik.
Bu çatışma ana kuvvetlerimizi bir operasyon düzenlemek üzere Hama şehrine konuşlandırdığımız bir sırada bizi yakaladı. Bu olaylarla bağlantılı olarak, tüm planlar revize edilmek zorunda kaldı.
Burada şunu belirtmek gerekir, bizi burada Cabhat En Nusra'dan kardeşlerimiz oldukça misafirper karşıladılar. Ahrar Eş Şam'ın (Şam'ın Özgür Erkekleri), Liva El Tevhid (Tevhid Tugayı), Cabhat En Nusra (Zafer Cephesi) ve diğer grupların çeşitli temsilcileri ile buluşup meseleyi ele aldık.
Muhabir: Ve kimlerle biraraya geldiniz, açıklayabilir misiniz?
Salahuddin: Liva El Tevhid Halep Emiri Ebu Türki vardı ayrıca Liva El Tavhid Askeri Emiri Şeyh Tevfik vardı. Ayrıca Ahrar Eş Şam tugaylarından birinin Emiri Şeyh Ebu Umeyr ile defalarca buluştum. Ki o birçok tanınmış İslam liderini tanıyan Afganistan Cihadı gazisi oldukça saygın bir Mücahiddir. Yine ayrıca Özgür Suriye Ordusu'nun farklı birliklerinin temsilcileri de vardı.
Muhabir: İhtilafla ilgili tavrınızı ve duruşunuzu dile getirdiniz mi?
Salahuddin: Evet. Biz onlara Şam topraklarına net bir amaç ve hedef için geldiğimizi, Müslümanlara zulüm yapanlara karşı Aleviler, Şiiler, Esadçılar ve diğer kafirlerle savaşmak için geldiğimizi söyledim. Ve mümkün olan her şekilde Mücahidler arasındaki herhangi bir anlaşmazlıktan kaçınmalıyız.
Sadece anlaşmazlıktan kaçınmakta değil, eğer anlaşmazlıklar ortaya çıkarsa savaşan kesimleri uzlaştırmaya çalışmalı ve uzlaşmaya yol açacak her adımı genel olarak desteklemeliyiz.
Her iki taraftanda bizden koruma veya eman isteyen her Mücahide eman vereceğiz İnşa'Allah. Ve o kendi tugayına veya kendi seçeceği başka bir birliğe özgürce geri dönebilir.
Bu çatışmada yaralanan herkes için, yardım ve tedavi imkanı sunmaya hazırız, İnşa'Allah. Bugün, doktorlarımızın gözetiminde Irak ve Şam İslam Devleti'nden (IŞİD) 11 yaralı Mücahidi tedavi ediyoruz. Yaralıların bazılarının durumu ağır. Allah onlara ve hepimize merhamet etsin.
Kuşatma altında olanlar için, biz onları kendi korumamız altına alarak kurtarmaya çalışacağız.
Cabhat En Nusra ile ortak, Hama civarından güvenlik garantisi vererek birkaç düzine IŞİD Mücahidini çıkardık. Onların 30'u Cabhat En Nusra ile kaldı. 10'u bizimle kalmayı seçti. Onlar genel olarak Avrupa'dan gelen muhacirlerdi.
Muhabir: Elhamdulillah. Ne yazık ki, ne kadar direnirseniz direnin fark etmez, durum sizi bir kargaşının içine doğru zorlar ve çeker, bu sık sık olur.
Salahuddin: Bilmiyorum. Tüm durumlar Allah'tan bir testtir. Bu bağlamda kardeşlerimizden bazıları Allah'ın Kur'an da ki sözlerini hatırladı:
"...Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. Bakalım sabredecek misiniz?. Rabbin hakkıyla görendir".
Kendi nefis ve arzularımızın peşinde olmayacağız İnşa'Allah. Biz daha öncede olduğu gibi her önemli sorumluluk kararını Cihad alimlerine danışarak alırız, İnşha'Allah gelecekte de böyle olacak.
Ancak birşey şüphesizdir. Biz, muhacirden olsun ensardan olsun tek bir kadını bile esir eden herkese savaş ilan ediyoruz, onlarla savaşacağız. Bir kadını veya çocuğu esir alma girişiminde bulunan herkim olursa olsun yaptığına çok pişman olacaktır.
Ve yerel ensara ve ailelerine baskı yapanların, Mücahidlerimizin tüm öfkesini üzerlerinde hissedeceğine şüphe yoktur. İnşa'Allah, kimden gelirse gelsin hiçbir suç karşılıksız bırakılmayacak.
Muhabir: Ancak muhacirlerden 3 kadının kocalarının öldürülerek kaçırıldığı yönünde ısrarlı söylentiler vardı?
Salahuddin: Bunlar sadece söylenti ve teyit edilmemiştir. Ve bu tür söylentilerin kasıtlı olarak yayıldığından kuşkulanıyorum.
Bize herhangi bir seçim şansı bırakmayan bir başka durum vardır. Eğer mallarımıza el konursa, geri verilmesini talep ederiz. Eğer geri verilmezse, savaşırız. Ve bunun için delilimiz vardır. Bazı Müslümanlar mallarının ellerinden alındığı yönünde şikayette bulundular, Peygamberimiz (s.a.v) onlara şöyle söyledi:
- Hakkınızı geri alın.
- Eğer vermezlerse?
- O takdirde onlarla savaşın.
Daha önce söylediklerime ilave olarak şunu söylemek istiyorum; bugün ana vazifelerimizden biri Halep yakınında tugayımızın sorumlu olduğu alanlarda ki stratejik olarak önemli bölgelerdeki mevzilerimizi güçlendirmektir.
Muhabir: Ve tipik bir gazeteci sorusu sormak istiyorum. Tahmininiz nedir?
Salahuddin: Herhangi bir tahiminim yoktur. Ancak bugün veya yarın çatışmaya katılan tüm tarafların katılımıyla genel bir meclis toplanacak. Bildiğim kadarıyla tüm grupların liderleri bu konuda hem fikirdir.
İnşa'Allah, Allah'a en doğru çözümü bulmamız ve en doğru yolda bize rehberlik etmesi için bolca dua ediyoruz.
Muhabir: İnşa'Allah, bizde öyle ümit ediyoruz. Allah dualarınızı kabul etsin. Allah sizi iyilikle ödüllendirsin, Salahuddin. Selamun aleykum.
Salahuddin: Ve aleykum selam. Allah'ın rahmet ve bereketi üzerine olsun.
Kavkaz Center
Yayınlama zamanı: 14 Ocak 2014, 16:00
Sham News haber merkezi muhabiri Muhacir ve Ensar Ordusu Emiri Salahuddin El Çeçen ile Şam'da ki Mücahidler arasındaki karşılıklı meydan okuma durumunu aydınlatmak ve tugaylarının bu meselede ki tavrını öğrenmek için bir röportaj yaptı.
Muhabir: Es Selamu Aleykum, Salahuddin.
Salahuddin: Ve aleykumus Selam ve Rahmetullahi ve Berakatuh.
Muhabir: Suriye'de ki olaylar iki yılı aşkın bir süredir dünya çapında hem Müslümanlar hem de kafirlerin büyük ilgisini çekiyor. Şam topraklarındaki Cihad tüm Batılı siyasetçiler arasında korku ve endişe uyandırırken dünya basınında, Şam Cihadı haberleri ön sayfalarda yer alıyor. Esad karşıtı güçlerin saflarındaki son çekişmelerle ilgili gelişmeler kafirleri cesaretlendirdi ve çok samimi Müslümanları üzdü.
Çatışmaya dahil olan bazı grupların askeri liderlerinin ve nifaktan kaçınan ve savaşan kesimler arasında uzlaşma yolları arayanların yaptıkları açıklamalar biliniyor. Bu zor durumda Muhacir ve Ensar Ordusu'nun tavrını ve konuya yaklaşımını Müslümanların öğrenmesini isteriz. Ve, elbette pek çok insan soruyor: "Nasıl başladı? Sorumlu kim?"
Salahuddin: Allah'ın adıyla. Elhamdulillah. Allah'ın salat ve selamı Muhammed Peygambere (s.a.v), ailesine, ashabına ve Kıyamet Gününe kadar onun rehberliğini izleyenlere olsun..diye başlarım..
"Nasıl başladığını, kimin sorumlu olduğunu" anlamak için ne kadar çabalarsanız, o kadar karışıklıklar ortaya çıkıyor. Ve tüm kesimler ortak bir Şeriat mahkemesine sahip olmadığı için, gerçeği bilmek zordur. Ancak bu tür ihtilaflar da bir tarafın herşeyde haklı ve diğer tarafın herşeyde hatalı olmadığını biliyoruz. Ve nasıl başladığı, önemli değildir, asıl önemli olan bu ihtilafın uzun bir zamandır kaynıyor olmasıdır.
Kendi duruşumuzla ilgili, bu açıktır. Her iki taraf için de savaşmayacağız. Çünkü bu oldukça şüpheli bir kan dökmedir ve beraberinde birçok soru işareti vardır. Ve bugün bu savaşta bir zafer ve mağlubiyetin Ahirette bir hüsrana dönebileceğinden korkuyorum. Biz Allah muhafaza Şam'ın bereketli topraklarına Müslümanların elinden ölmeye veya Müslüman kanı dökmeye gelmedik.
Bu çatışma ana kuvvetlerimizi bir operasyon düzenlemek üzere Hama şehrine konuşlandırdığımız bir sırada bizi yakaladı. Bu olaylarla bağlantılı olarak, tüm planlar revize edilmek zorunda kaldı.
Burada şunu belirtmek gerekir, bizi burada Cabhat En Nusra'dan kardeşlerimiz oldukça misafirper karşıladılar. Ahrar Eş Şam'ın (Şam'ın Özgür Erkekleri), Liva El Tevhid (Tevhid Tugayı), Cabhat En Nusra (Zafer Cephesi) ve diğer grupların çeşitli temsilcileri ile buluşup meseleyi ele aldık.
Muhabir: Ve kimlerle biraraya geldiniz, açıklayabilir misiniz?
Salahuddin: Liva El Tevhid Halep Emiri Ebu Türki vardı ayrıca Liva El Tavhid Askeri Emiri Şeyh Tevfik vardı. Ayrıca Ahrar Eş Şam tugaylarından birinin Emiri Şeyh Ebu Umeyr ile defalarca buluştum. Ki o birçok tanınmış İslam liderini tanıyan Afganistan Cihadı gazisi oldukça saygın bir Mücahiddir. Yine ayrıca Özgür Suriye Ordusu'nun farklı birliklerinin temsilcileri de vardı.
Muhabir: İhtilafla ilgili tavrınızı ve duruşunuzu dile getirdiniz mi?
Salahuddin: Evet. Biz onlara Şam topraklarına net bir amaç ve hedef için geldiğimizi, Müslümanlara zulüm yapanlara karşı Aleviler, Şiiler, Esadçılar ve diğer kafirlerle savaşmak için geldiğimizi söyledim. Ve mümkün olan her şekilde Mücahidler arasındaki herhangi bir anlaşmazlıktan kaçınmalıyız.
Sadece anlaşmazlıktan kaçınmakta değil, eğer anlaşmazlıklar ortaya çıkarsa savaşan kesimleri uzlaştırmaya çalışmalı ve uzlaşmaya yol açacak her adımı genel olarak desteklemeliyiz.
Her iki taraftanda bizden koruma veya eman isteyen her Mücahide eman vereceğiz İnşa'Allah. Ve o kendi tugayına veya kendi seçeceği başka bir birliğe özgürce geri dönebilir.
Bu çatışmada yaralanan herkes için, yardım ve tedavi imkanı sunmaya hazırız, İnşa'Allah. Bugün, doktorlarımızın gözetiminde Irak ve Şam İslam Devleti'nden (IŞİD) 11 yaralı Mücahidi tedavi ediyoruz. Yaralıların bazılarının durumu ağır. Allah onlara ve hepimize merhamet etsin.
Kuşatma altında olanlar için, biz onları kendi korumamız altına alarak kurtarmaya çalışacağız.
Cabhat En Nusra ile ortak, Hama civarından güvenlik garantisi vererek birkaç düzine IŞİD Mücahidini çıkardık. Onların 30'u Cabhat En Nusra ile kaldı. 10'u bizimle kalmayı seçti. Onlar genel olarak Avrupa'dan gelen muhacirlerdi.
Muhabir: Elhamdulillah. Ne yazık ki, ne kadar direnirseniz direnin fark etmez, durum sizi bir kargaşının içine doğru zorlar ve çeker, bu sık sık olur.
Salahuddin: Bilmiyorum. Tüm durumlar Allah'tan bir testtir. Bu bağlamda kardeşlerimizden bazıları Allah'ın Kur'an da ki sözlerini hatırladı:
"...Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. Bakalım sabredecek misiniz?. Rabbin hakkıyla görendir".
Kendi nefis ve arzularımızın peşinde olmayacağız İnşa'Allah. Biz daha öncede olduğu gibi her önemli sorumluluk kararını Cihad alimlerine danışarak alırız, İnşha'Allah gelecekte de böyle olacak.
Ancak birşey şüphesizdir. Biz, muhacirden olsun ensardan olsun tek bir kadını bile esir eden herkese savaş ilan ediyoruz, onlarla savaşacağız. Bir kadını veya çocuğu esir alma girişiminde bulunan herkim olursa olsun yaptığına çok pişman olacaktır.
Ve yerel ensara ve ailelerine baskı yapanların, Mücahidlerimizin tüm öfkesini üzerlerinde hissedeceğine şüphe yoktur. İnşa'Allah, kimden gelirse gelsin hiçbir suç karşılıksız bırakılmayacak.
Muhabir: Ancak muhacirlerden 3 kadının kocalarının öldürülerek kaçırıldığı yönünde ısrarlı söylentiler vardı?
Salahuddin: Bunlar sadece söylenti ve teyit edilmemiştir. Ve bu tür söylentilerin kasıtlı olarak yayıldığından kuşkulanıyorum.
Bize herhangi bir seçim şansı bırakmayan bir başka durum vardır. Eğer mallarımıza el konursa, geri verilmesini talep ederiz. Eğer geri verilmezse, savaşırız. Ve bunun için delilimiz vardır. Bazı Müslümanlar mallarının ellerinden alındığı yönünde şikayette bulundular, Peygamberimiz (s.a.v) onlara şöyle söyledi:
- Hakkınızı geri alın.
- Eğer vermezlerse?
- O takdirde onlarla savaşın.
Daha önce söylediklerime ilave olarak şunu söylemek istiyorum; bugün ana vazifelerimizden biri Halep yakınında tugayımızın sorumlu olduğu alanlarda ki stratejik olarak önemli bölgelerdeki mevzilerimizi güçlendirmektir.
Muhabir: Ve tipik bir gazeteci sorusu sormak istiyorum. Tahmininiz nedir?
Salahuddin: Herhangi bir tahiminim yoktur. Ancak bugün veya yarın çatışmaya katılan tüm tarafların katılımıyla genel bir meclis toplanacak. Bildiğim kadarıyla tüm grupların liderleri bu konuda hem fikirdir.
İnşa'Allah, Allah'a en doğru çözümü bulmamız ve en doğru yolda bize rehberlik etmesi için bolca dua ediyoruz.
Muhabir: İnşa'Allah, bizde öyle ümit ediyoruz. Allah dualarınızı kabul etsin. Allah sizi iyilikle ödüllendirsin, Salahuddin. Selamun aleykum.
Salahuddin: Ve aleykum selam. Allah'ın rahmet ve bereketi üzerine olsun.
Kavkaz Center