Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Şam Diyarındaki Mücahidlere Şeyh Makdisi’den Nasihatler

Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bbb.jpg
Şeyh Makdisi’nin Biladi’ş-Şam’daki mücahidlere yeni yayınlanan nasihatlerini sizlere sunarız:

* * *

Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah siz sevgili kardeşlerimi korusun.

Allah için ki kardeşlerim, size, kardeşlerinize ve sevdiklerinize Allah korkusu taşımanızdan başka daha iyi bir nasihat bilmiyorum.

Ve bana uykusuz geceler yaşatan bir meselede size başka bir nasihatim daha var. Özetle şudur ki:

Hamd, Allah’a mahsustur ve salâtu selâm Allah Resulünün üzerine olsun.

Size Peygamberin (sav) bir hadis-i şerifini hatırlatmak istiyorum; “Ümmetinden bir taife hak üzere galip olarak devam edecektir! Allah’ın emri gelene kadar onlar hak üzerinde hep öyle sebat edeceklerdir. Muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir!”

Bu zamandaki Mücahidler için verebileceğim en önemli tavsiyelerden biri; Şeriatı destekleyenlerin ve onun peşinde koşanların ve Şeriatın tahsis edilmesi için mücadele edenlerin sayısını arttırmaktır. Çünkü Allah onların hayatlarından nasıl vazgeçtiklerinin ve kanlarının dökülmesine nasıl izin verdiklerinin hesabını soracak. Mücahidler, şehadet için mücadele etmek ve Allah’ın en güzel Firdevs’inin zevkine ulaşma amacı haricinde silahını kullanmadı ve toprağından göç etmedi.

Ve bu husus, onun niyetindeki, kelâmındaki, amelindeki, savaşı ve mücadelesindeki samimiyet olmadan tamamlanmayacak ve amel yerine getirilmiş de olmayacak.

Allah’ın da buyurduğu gibi: “Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri emredilmişti.” (98/5)

Bu nedenle bir Mücahidin milliyetçilik bayrağını yükseltmek ya da milliyetçi, demokratik ya da laik bir düzen kurmak isteği hak değildir.

Doğruluk ve Tevhid, Allah’ın birliğini yaymak için mücadele etmeyi gerektirir ve bunun akabinde tek hükümdar ve kanun koyucu olarak sadece Allah’ı kabul etme konusu gelmektedir.

Ve bugün kimsenin itiraz edemeyeceği bir diğer husus da şudur ki;

Peygamberin (sav) her zaman çeşitli savaş biçimlerinin varlığıyla ilgili olarak bizi bilgilendirdiği Cihad topraklarının var olduğudur. Bunların arasında mücahid olmak için savaşanlar, ganimet elde etmek için savaşanlar olduğu gibi, amacı belli olmayan bir ideoloji için savaşanlar ya da cehalet içinde olanlar veyahut milliyetçilik adı altında savaşanlar da var. Ve yine bunların arasında yabancı ülkelerden talimat alarak savaşanlar (Amerika ya da Arap ülkeleri gibi), bir örgüt ya da grubun Allah’ın dinine yakın olup olmadığına önem vermeden, ideolojisinin ve amacının ne olduğuna bakmadan o grup ya da örgütün galip gelmesi için mücadele edenler var.

İbadete layık olarak ve ilah olarak sadece Allah’ı birleyen muvahhid kişi, bu amaçlar ve ideolojiler uğruna savaşmaz. Peygamber (sav) şöyle tarif ediyor: “Kim Allah’ın kelamı yüce olsun diye savaşırsa işte o kimse Allah yolunda cihaddadır.” Ve Allah’ın kelâmı Tevhid’dir. (Allah’tan başka ibadet ve kulluk edilecek hiç kimse yoktur)”

Buradaki “hiç” kelimesine, insan, put, yasa, anayasa, şirk ve laiklik olmasına bakılmaksızın tümü dâhildir ve tüm bu sahte tanrılardan kopmak gereklidir. Bunlar kendilerinin sahte tanrıları için savaştıklarını cihad topraklarındaki insanların bildiklerinin de farkındalar.

Tutumlarında herhangi bir belirsizlik yok ve çok yönlü amaçlarını açıkça beyan ediyorlar. Ve bunların arasıra şehidin kopan başını çiğneyerek ve milliyetçi amaçlarına ulaşmak için o yiğitlerin parçalanmış vücutlarını ezenler var. Onlar ihanet etmede herhangi bir sorun görmüyorlar ve yanlış bir yolla Şeriat’ı kurmaya çabaladıklarını iddia ediyorlar. Ancak Allah’ın düşmanları ile birlikte yaptıkları açıklamalar ve medyada yayınladıkları konuşmaları onları açığa vuruyor ve tutumlarını ve gerçek hedeflerini saklamaya mahal vermeden gözler önüne seriyor. Ve siz çok yönlü demokratik devlet kurmaya çalışan ya da aradıkları hükümet türünün çoğunluğun seçimine dayalı olacağını açıkça beyan eden biriyle işbirliği yapan ve destekleyen belgeleri imzalıyorsunuz!

Şu çok yaygın temel bir bilgidir ki; doğruyu açıkça ifade eden ve beyan eden, dürüstçe ve ciddi bir şekilde Şeriat’ı hâkim kılmayı amaçlayanlar da az değiller ve bu amaca aykırı şeyler de söylemiyor ya da yapmıyorlar. Bu dürüst kişileri nerede bulursanız bulun ve saflarına tutunup sayılarını artırın. Ve bedenleriniz ruhlarınızdan ayrılıncaya kadar ya da Allah sizi muzaffer kılana kadar çevrenizin bu insanlardan ayrılmasına müsaade etmeyin.

Ve yanlış yol gösterenlere aldanmayın, bazı âlimlerin “Savunma Cihadı ön koşul veya koşul gerektirmez” sözlerini aktararak, demokrasi şirkinin sandık kutularında sonuçlanacak olan kendi projeleri için kanınızı dökmenizi isteyenlerin cazibesine kapılmayın. Doğrusu öncelik verilmesi gereken Allah’ın kelâmıdır. Delil olarak kullanılmaya daha fazla hakkı olan O’nun kitabıdır. Yüce Allah buyuruyor ki: “Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” (Beyyine Suresi 5)

Böylece O, bize ibadet etmemizi, cihadı ve eylemlerimizi Allah’a ve Allah’ın kullarının üzerinde hak ettiği Tevhidi nasıl yerine getirileceğini emretti.

Allah diyor ki: “Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar”. (Nisâ Suresi 124)

Bu yüzden iman, salih ameller için, Cihad için ve bunun gibi diğer eylemler için şart koşuldu. Allah vaadine erişmek için imanı şart koydu. Ve âlimler dediler ki: “Savunma Cihadı için şart yoktur.” Bazı cahillerin anladığı gibi bunda sınır yoksa ki bunlar yandaşlarını da aldatıyor, bunu kanıt olarak kullanmak yanlış olur, çünkü Allah yolunda savaşan ve Tevhid’in bayrağını taşıyan Mücahid gruplar vardır ve onlar amaçlarının Şeriatı uygulamak olduğunu açıkça duyurdu. Dolayısıyla bu tür gruplar var olduğu sürece, mücahidlerin sayısını artırmak ahireti ve Allah’ı arzu eden herkes için mecburidir ve bunlarla birlikte savaşması zorunludur ve onlara sadece Şeriatı uygulamak amacıyla katıldığını hatırlatmalıdır. Ve eğer bu amaçtan vazgeçerlerse; cihadı tamamen bırakmayacağını, onlarla birlikte savaşmayı terk edeceğini, sadece bu maksatla yola çıkan ve bu bayrağın altında olan insanlara katılıp Şeriat’ı uygulamayı amaçladıklarını söylemelidirler.

Her mücahid tüm açıklığıyla bu konu hakkında kendi liderine bu sözü vermelidir. Böylece tıpkı diğer Cihad topraklarında olduğu gibi bir defa daha cihadın meyveleri gasp edilmez, ki o hırsızlar birçok ilahı barındıran demokrasi ile insanları yönetme gücüne erişmek için şehitlerin kafataslarına basarak başkalarının fedakârlıklarını çalmaktadırlar.

Bu nedenle, her Muvahhid için açık ve net olan bu konuyu vurguluyorum, çünkü bugün Suriye’de görüyoruz ki; yabancı ülkelerle sıkı bağları olan ve cihada karşı komplolar kuran Cihad tacirlerinin ve başkalarını feda ederek, gençleri aldatarak yanıltmaya çalışan hırsızların sayısı artmaktadır.

Bu nedenle, her mücahidin saflarını bunlardan arındırmak görevidir ve her vaizin ve öğrencinin, bu Cihad tüccarlarını ifşa etmesi görevidir.

Makil bin Yasar’ın (r.a) rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah a.s diyor ki: “Eğer Allah kulunu bir kavim üzerine emir yapar da, o emir idaresi altındakilere ihanet ederek ölürse, Allah onun cennete girmesini yasaklayacaktır.”

(Buhari, Muslim)

Şunu söylemem gerekir ki; ne yazık ki bazı mücahirler kendi takipçilerinden bu detayları saklıyor hatta gruplar arasında mevcut olan farklılıkları izah eden haberleri okumalarına engel oluyorlar. Şeyhler ve âlimler tarafından bu kritik ve önemli konularda söylenen sözlerin, onları fitneye düşürmelerinden korktuklarını iddia ediyorlar. Onlara diyorum ki; “Bilesiniz ki onlar, fitnenin tâ içine düştüler.” (Tevbe 49)

Çünkü kardeşleri samimi ve şiddetle savaşıyor. Ve onlar Allah’ın dinine zafer kazandırmak ve Allah’ın kanunlarını kurmak için kendi topraklarından hicret ettiler. Liderleri biliyor ki, demokratik devletlerin menfaatine olan belgeleri imzalayan bazı gruplar, bu insanları kullanıyor ve onları savaştaki menfaatleri için kendilerine yaklaştırırken, süreç sonunda kontrol altına alınacak olan alanı daha da genişletme arzusuyla bu insanların fedakârlıklarını basamak olarak kullanıyorlar, kendilerini finanse eden Tağutların gözetimi altında imzalan belge ve anlaşmalar ışığında.

Hiç şüphe yok ki, bu Allah’a, müminlere, Cihad’a ve mazlumlara karşı yapılan bir ihanettir. Allah buyuruyor ki: “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi aranızdaki emanetlerinize de hainlik etmeyin.” (Enfâl 27)

Ve tüm övgüler lâtif olan Allah’a mahsustur. Sürekli olarak bu mühim konularda yorum yapıyor ve bu konuyla ilgili tavsiyelerde bulunuyorum zirâ, bunlar Mücahidlerin kanı ve fedakarlıklarıyla ilgili çok ciddi meselelerdir. Ve ayrıca ben onlara daima bu mesele ile ilgili nasihatte bulunuyorum ve kendilerini cihad meyvelerini çalmak ve şehidlerin kanı üzerinden ticaret yapmalarına karşı uyarıyorum.

Ve bundan dolayı Cihad hırsızlarına, tüccarlarına ve çarpık projeleri olan Tağut rejimleri tarafından finanse edilenlere düşman olduk. Netice ne olursa olsun, bana hepsi düşman olsa bile, ben bunlara karşı uyarılarımı durdurmayacağım ve tavsiyede bulunmaya devam edeceğim. Ayrıca, şehid kardeşlerimizin yaptığı fedakârlıkları heba etmelerine veya kendilerini finanse edenlerin komplolarını gerçekleştirmek için kirli projelerinde Mücahidlerin kanlarından nemalanlarına izin vermeyeceğiz. Ve tüm dünya bize sırtını dönse bile, kardeşlerimizi bu ciddi meseleler konusunda uyarmaktan vazgeçmeyeceğiz. Tesellimiz, konuşmamızın başında da belirtmiş olduğum, Peygamber a.s’ın şu sözleridir: “Ümmetinden bir taife hak üzere galip olarak devam edecektir! Allah’ın emri gelene kadar onlar hak üzerinde hep öyle sebat edeceklerdir. Muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir!”

“Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Yusuf Suresi 21)

Allah’tan sizi muhafaza etmesini, sadakat nasip etmesini ve sizi dinini muzaffer kılanlardan eylemesini, Şeriatını uygulamak ve dinini kurmak için doğru olanlarla gönüllerinizi birleştirmesini diliyoruz.

Allah’ın salât ve selâmı Resulullah’ın üzerine olsun.

Ebu Muhammed el-Makdisi

Tercüme: Zehra Hanzade

Metin: https://justpaste.it/maqdisiadviceshaam

Ümmeti İslam / Özel Haber
 
Üst Ana Sayfa Alt