Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Es selamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu
İçte ve dışta benim sağlığımı merak eden herkesten Allah razı olsun. Yaralarımın büyük çoğuna Allah şifa verdi. Sadece kolumda iki kırık ve sinirlerimdeki yara kaldı. Bu yüzden sağ kolumu hareket ettirememekteyim. Hayır dualarınızda beni unutmayın.
İlim ehlinin Şam için seferberlik fetvası üzerine bazı şeyler söylemek istiyorum.
“Ya Şam’ınızı Kurtarın ya da İran’a Hibe Edin”
Üzülerek söylüyorum ki; Şam’da son 6 ayda olanlar asırları yok etmiştir. Ey kavmim “Ya Şam’ınızı kurtarın ya da İran’a hibe edin”
Ben bunları söylediğim sırada Rafızi İranlılar ve diğer Şii milisler Şam’ın yollarını doldurmuş durumdadır. Ruslar da onlara destek olmaktadır.
Şu anda Güney Halep’te ve sahil bölgesinde büyük sayıda asker ve mühimmatla saldırmaktadırlar.Bükek ve çevresine üçüncü bir saldırı olacağı haberi de vardır. Allah onların silahlarını bize ganimet versin.
Ey Müslümanlar, benzinin fiyat artışını bir kenara bırakın. Bu gün gafletten uyanmazsak yarın İran, işgal edince ümmet felakete uğrayınca hepimiz uyanacığız. Bu ümmet için Allah’tan korkun.
Ey Ehli Sünnet kendi isteğinizle bugün ihtilaflarınızı unutmazsanız, yarın unutacaksınız. Ama Şam’dan kovulmuş olacaksınız.
O mürcie, bu hain, şu sururi, şu cihadi selefi, şu menhec kardeşi hesaplarını bırakın. Konumunuza bakın neredeyse tehlike evinize girecek.
İhtilaflarımız şuna benziyor: Bir gemi su alıyor ve batacak. İnsanlar batmamak için uğraşacağına rotayı tartışıyor ve hepsi boğuluyor.
Vallahi nefsim için savunmuyorum. Tek isabette Allah’a yürüyebilirim. Lakin kalplerimiz ümmetin haline üzülüyor.
Mısır, Sudan ve diğer tüm beldelerdeki ehli sünnet! Irak ve Lübnan Rafızilerin elindeyken Şam’ında onlara geçmesini mi bekliyorsunuz?
Rafızilerin Irak, Lübnan, Yemen, Bahreyn ve Şam’ı tamamen işgal ettikten sonra ne yapacaklarını sanıyorsunuz? Sizi bırakacaklar mı? Hayır, Vallahi size de saldıracaklar.
Rafızi mecusilerle Ehli Sünnetin savaşı devam etmektedir. Savaşın sınırları ya Şam olacak ya da sizin evleriniz olacak! Bu size kalmış.
Ben buradan bir kaç cağrı yapmak istiyorum. Ondan sonra içim rahat edecek ve Rabbime kavuştuğumda ben ancak nefsime hükmedebilirdim diyeceğim.
Birincisi: Ey grup liderleri! Şam devrimi altın tabakta size geldi. Allah adına aldığınız bu emanete sahip çıkın.
Ey liderler siz bu emaneti Allah’tan aldınız. ‘Bildiğiniz halde Allah’a Rasulüne ve emanetlerinize ihanet etmeyin.’ (Enfal:27)
Sizin birleşmemek için hiç bir mazeretiniz yoktur. Bu bizi üzmektedir. Vallahi Şam devrimi kaybedilirse asırlarca insanlar size beddua edecektir. İnsanlar diyecektir ki; bunlar, Müslümanların izzetini kaybettirdi.
Ey liderler, ben yaralanan ve kanı akan bir mücahid sıfatıyla diyorum ki; en kısa sürede birliğinizi ilan etmezseniz Allah’ın huzurunda size asla müsamaha etmeyeceğim.
İkincisi: Ey ümmetin gençleri bugün Şam cihadına katılmak farz-ı ayndır. Buna 40 alim fetva vermiştir.
Siz ey ilim ehilleri! Adam ihtiyacı yok diyenlere bunun böyle olmadığını belirtin. Adam ihtiyacı çok fazladır. Bunu Fetih Ordusu’nun tüm askeri komutanları bana söyledi.
Ey ilim talebesi! Şayet “Müminleri savaşa teşvik et” (Nisa:84) emrinden aciz kalıyorsan sakın Allah’ın haklarında şunu söylediklerinden olma:
‘’İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibet Allah’ın izniyledir. Bu da mü’minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi.
Onlara (münafıklara), ‘Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin’ denildi de onlar, ‘Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik’ dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir.
Onlar, evlerinde oturup savaşa katılan kardeşleri için ‘Eğer bizim sözümüzü dinleselerdi, öldürülmezlerdi’ diyenlerdir. De ki; ‘Eğer doğru söylüyorsanız, ölümü kendi başınızdan savın bakalım.’ (Ali İmran:166-168)
Bazıları ‘Suriye’nin gençleri yok mu?’ diyebilir.
Onlar en ön safta savaşmakta ve ellerinden gelenin en iyisini yapmaktadır. Lakin tüm Şia’nın karşısında onların tek başına durabilmesini akıl alıyor mu? Allah için dikkat edin:
“Ey iman edenler! Size ne oldu ki, ‘Allah yolunda savaşa çıkın.’ denilince olduğunuz yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az bir şeydir.’ (Tevbe:38)
Bu sana Allah’ın sorusudur. İyi düşün !
Üçüncüsü: Ey tüccarlar bankalardaki paralarınız kimin için duruyor. Allah için cihada sarf edin.
“Onlar ki Allah yolunda infak için çağrıldılar. Onlardan cimrilik yapan vardır” (Muhammed:38)
İki şey için Allah’a söz vermeden de savaşa (cihada) çıkmayın:
- Tekfir işini ilim ehline bırakın,
- Elinizi bir müslüman kanına bulaştırmayın.
***
Dr. Abdullah el-Muhaysini
Çeviri: Eymen Hamza
KÜRESEL ANALİZ/ÖZEL HABER