Şartlı Nikah (Soruya Cevab)
Hanefî Mezhebi : (A'lamu'l-Muvakki'în, IV, 28; T. Muhyiddin Abdııl Hanıid. 2-el-Muğrû,Vl 551)
a) Eğer şart sahih olup akdin gereğine uygun düşüyorsa ve şer'in hükümlerine ters değilse yerine getirilmesi vacib olur. Kadının, kocasına ailesiyle ya da kumasıyla beraber oturmak yerine yalnız başına oturmayı veya ailesinden izin almaksızın uzak bir yere götürmemeyi şart koşması gibi.
Kocası kendisiyle mehr-i musemma ile evlenip başka bir şeyi şart koşarsa; örneğin memleketinden çıkarmamak veya üstüne evlenmemek kaydıyla onunla belli bir miktara (meselâ bin'e) evlenirse, şartı yerine getirmesi halinde kadın mehr-i musemmaya hak kazanır; çünkü mehir geçerlidir ve kadının rızası da buna uygundur. Şartı yerine getirmemesi halinde ise başka bir kadınla evlenip ya da memleketinden çıkardığı takdirde kadına mehr-i misil verilir, çünkü kendisine yararlı olacak bir şey kararlaştırılmıştı; bunun verilmemesi halinde kadının rızası gerçekleşmemiş olacağından mehr-i misil verilmesi vacibdir.
Şeriatin emir buyurduğu şartlar da aynı hükümdedir. Bu da kadının kocasına kendisine iyi muamele etmesini ya da kulüp ve dansedilen yerlere götürmemesini şart koşması gibi.
Hanefilere göre sahih olan şartlardan biri de, erkeğin kendi hakkında karar verme yetkisini kadına vermesidir ki, bu şartla evlenirse evlilik sahihtir. Fakat evlenen kişi, "Kızını onun hakkında karar verme yetkisi sende olmak kaydıyla benimle evlendir" derse, karar verme yetkisi onun babasının olmaz; çünkü yetki nikâhtan önce verilmiştir.
b) Eğer şart fasit olursa, yani akdin gereğine uymuyor veya şer'in hükümleri ona cevaz vermiyorsa akit sahih, şart batıl olur. Bu da eşlerden biri veya her ikisine belli bir müddet içinde evlilikten vazgeçebilme hakkının verilmesi şartını koşmak gibidir. Oysa bu, "malî bedellerde fasit olan şart -alışverişte olduğu gibi- akdi ifsat eder" genel kaidesine aykırı düşmektedir.
Kumasını boşamayı şart koşmak gibi şartın yasak olduğuna dair bir hüküm varsa "Kumasının boşanmasını isteyen kadına nikâh helâl değildir" hadîsinden dolayı şartı yerine getirmek mekruhtur.
Maliki Mezhebi : (et-Kavânînu'l-Fıkfuyye, 218-220; eş-Şerhu's-Sağîr, II, 374, 376, 579; Bidâyetu'l-Muctehid, H 57)
Evlilik akdiyle ilgili şartlar iki çeşittir:
Sahih olan şartlar, fasit şartlar.
Sahih şartlarda mekruh olan ve olmayan şeklinde iki çeşittir:
Mekruh olmayan sahih şartlar, akdin muktezasma uygun olan şartlardır.
Kadının maddi ihtiyaçlarını gidermek, kadına iyi muamelede bulunmak, kadının erkeğe itaat etmesi veya izni olmadan evden çıkmaması gibi şartlardır.
Kadının evliliğin bozulmasını gerektirmeyen ayıplardan arınmış (salim) olmasını şart koşmak da sahih şartlardandır. Bu da kadının iki veya tek gözünün kör, sağır, dilsiz olması; bakire veya beyaz olmaması gibi şunlardır.
Mekruh olan sahih şartlar:
Akde bağlı olmayan veya akidden kasdolunana aykırı düşmeyen ancak bu şartlarda erkeğe zorluk bulunan şartardır. Bu da memleketinden başka yere götürmemesi, onu yolculuğa çıkarmaması, falanca yerden nakletmemesi, üzerine evlenmemesi şartı gibi şartlardır. Bu şartlar kocayı bağlamaz. Ancak boşanma ya da köle azad etme yemini olursa şart bağlayıcı olur.
Fasid olan şanlar:
Evlenme maksadına veya akdin gereğine aykırı gelen ya da ona ters düşen şartlardır. Bunlar da; kocasının kuması ve kendisinin yanında tam eşit olarak kalmasını istememek veya kocasından kendisinin yanında kumasının yanında kaldığından bir hafta ya da bir haftadan az ya da çok daha fazla süre sadece kendisine ait olarak kalmasını kadının mahcur (tasarruf hakkı kısıtlanmış) olan biriyle evlenmesi halinde nafakasının onun babası veya efendisi gibi velisine veya kendisine veya kendi babasına ait olmasını şart koşması gibi.
Bunlar evliliğin amacına aykın şartlardır. Çünkü aslolan kadının nafakasının kocasının üzerine olmasıdır, bunun dışındaki şartlar zararlıdır.
Evlenmede seçme hakkını şart koşmak (Seçme hakkını şan koşma: eşlerden birinin veya ikisinin belirli bir zaman sonra evlilikten vazgeçme hakkının olması demektir) yahut mehrin bilinmemesine sebep olabilecek bir şeyi mesela ayda kadına şu kadar nafaka verilmesini şart koşmak gibi çünkü bu nafakanın ne zamana kadar devam edeceğini erkek bilmemektedir.
Kadının, erkekten kendi hakkında karar verme yetkisini elinde bulundurmak istemesi ya da dilediği zaman kendi kendisini boşayabilmcsi veya başka birinden olan çocuğuna ya da akrabalarına (babası veya kardeşi gibi) bakmasını istemesi de böyledir. Bu şartların hükmü, akdi batıl kılıp, henüz zifaf olmamışsa feshedilmesi gereğidir. Fakat erkek kadınla zifaf olmuşsa akit geçerli olup şart ortadan kalkar, istenilen şey batıl olur ve kadına mehr-i misil verilmesi vacip olur.
Yalnız kadının kendi hakkında karar verme yetkisini elinde bulundurması hakkında şöyle denilmiştir:
a) Boşanma yetkisi bir sebebe dayalı olursa:
Eğer sebeb erkeğin yaptığı bir fiil ise caizdir ve kocayı bağlayıcıdır.
Meselâ erkek kadını dövdüğü veya yolculuğa çıktığı zaman boşanma yetkisinin kadının, kadının babasının ya da bir başkasının elinde olduğunu kabul etmesi gibi. Bir de iltizam (bağlanma) boşanma ya da özgür kılma yeminine dayalı olur. Meselâ ondan başka biriyle evlenmeyeceğine yemin ederse o zaman koca-kadının ileri sürdüğü ric'î, bâin, üçlü veya istediği herhangi bir boşanma şekliyle- şartı yerine getirmek zorundadır.
b) Eğer sebebi, kocadan başka birinin fiili ise evlilik üzerine bir etkisi yoktur.
Şart kocayı bağlayıcı değildir, nikâh caizdir.
Şafiî Mezhebi : (Muğni'l-Muhtâc, III, 226 vd.; el-Muhezzcb, II, 47)
Sahih ve fasit olmak üzere şartlar iki türlüdür.
a) Sahih şartlar:
Bunlar nikâhın gereklerine uygun olan şartlar, nafaka ve eşler arasında eşitlik şartı gibi. Ya da nikâhın muktezasına uygun olmayan, fakat herhangi bir kasdın bulunmadığı şartlar; bundan başka bir şeyi yememesi şartı gibi.
Hükmü:
Şart iptal edilir. Yani faydasının olmaması sebebiyle her iki durumda da şartın bir etkisi yoktur. Alışveriş hükmünde olduğu gibi nikûh ve mehir ise sahihtir.
b) Fasid şartlar:
Nikâh akdinin muktczasına aykırı düşen fakat asıl amacına (yani cinsî ilişkiye) zarar vermeyen şanlardır. Bunlar da ikinci bir kadınla evlenmemesi, kadına nafaka vermemesi, onunla yolculuğa çıkmaması, karısını başka bir memlekete götürmemesi gibi şartlardır.
Hükmü: Asıl amacına (cinsî ilişki ya da yararlanma) zarar verilmediği için evlilik sahihtir, fakat şart fasit olur. Çünkü akdin muktezasına aykın düşmektedir. Bu ister birinci misaldeki gibi kadının lehine, ister ikinci misaldeki gibi aleyhine olsun.
Rasulullah (a.s.), "Allah'ın kitabında olmayan her şart batıldır." (Aişe'nin Berîre kıssası hadîsinden, muttefekun aleyh. Neylu'l-Evtâr, VI, 91) buyurmuşladır.
Bu durumda mehir de fasit olur; çünkü şart kadının lehine olursa sadece belirtilen şeye razı olmaz. Aleyhine olursa koca, şartı yerine getirilmedikçe belirtilen şeyin bedeline razı olmaz.
Eğer şart evliliğin asıl amacına zarar verirse:
Erkeğin kadına, hiç cinsî ilişkide bulunmamayı veya senede sadece bir defa ilişkide bulunmayı ya da kadının erkeğe, sadece gece veya sadece gündüz ilişkide bulunmayı ya da erkeğin kadına cinsî ilişkiden sonra bile olsa boşanmayı şart koşması gibi.
Böylece evlilik batıl olur, şart akdin asıl amacına aykırı düştüğü için batıl olmasına sebep olmuştur.
Erkek kadına gece cinsî ilişkide bulunmamayı şart koşarsa akid batıl olmaz. Çünkü koca gece ve gündüz cinsî ilişkide bulunmaya malik olduğu için yapmama hakkına da sahibdir. Bu durumda cinsî ilişkide bulunmamayı şart koşarsa lerkelme hakkına sahib olduğu bir şeyi şart koşmuş olur. Gece ve gündüz kadınla cinsî ilişkide bulunmak kadının üzerine sabit olmuş bir hak olmakla beraber kadın erkeğe, kendisiyle ilişkide bulunmaması şartını koşarsa kocayı hakkından men etmeyi şart koşmuş olur. Bu da akdin aslına aykırı düştüğünden akdi geçersiz kılar.
Aynı şekilde; erkek kadının kendisinin varisi olmayacağını veya kendisinin kadının varisi olmayacağını veya birbirlerine varîs olmayacaklarını veya nafakanın kocadan başka birinin üzerine olacağını şart koşarlarsa evlilik batıl olur.
Hanbelî Mezhebi : (el-Muğnî, VI, 548-552; Keşşafu'l-Kınâ', V, 98 vd)
Şartları Şafii'lerde olduğu gibi ya sahihtir, ya da fasittir ve üç çeşittir:
a) Sahih olan şartlar:
Bunlar akdin gerektirdiği veya gerektirmediği fakat akdi yapanlardan birine yaran olan ve akdin asıl amacına zarar vermediği müddetçe şer'an yasaklanmayan akillerdir.
Hükmü:
Yarar ve faydanın olması durumunda yerine getirilmesi gerekir. Mesela, kadının erkeğe ihtiyaçlarını gidermesini, kendisine iyi muamelede bulunmasını, başka bir kadınla evlenmemesini, memleketinden çıkarmamasını veya kendisiyle yolculuğa çıkmamasını şart koşması gibi. Ya da erkek, kadının bakire, güzel, eğitim görmüş olması veya körlük, dilsizlik, topallık ve benzeri evliliğin feshini isteyebilme hakkı sabit bulunmayan noksanlardan uzak bulunmasını şart koşması gibi. Bu şartların yerine getirilmesi zorunludur.
Bunun delili ise Rasulullah (a.s.)'ın "Şartların en önde yerine getirilmesi gerekeni, kadınları o sebeple kendinize helal kıldıklarınız (şartlar) dır, " (Cemaat, Ahmed ve Kutub-i Sitte musannifleri ve Said b. Mansur, Ukbe b. Amir'den rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, VI, 142) hadîsi ile "Müslümanlar şartları üzeredirler." (Amr İbni Avf el-Meznî'den "sahihtir" diyerek Tirmizî rivayet etmiştir. Subulu's-Selâm, III, 59) hadîsidir.
Bir de el-Esram'ın rivayeti vardır:
"Adamın biri bir kadınla evlendi ve kadının memleketini değiştirmeme şartını kabul etti, sonra da onu bir başka yere götürmek istedi.
Durum Ömer'e bildirilince o, "şartı yerine getirilecektir", deyince adam da, "O zaman bizi boşarsın" dedi.
Bunun üzerine Ömer de, "Haklar şartlarla belirlenmiştir" dedi.
Bu şartta kadına yarar olduğu ve evlilikten beklenen maksada mani olmadığı için şartın yerine getirilmesi gerekir. Kadının mehirle fazlalık veya memleketinin parasından başka bir parayı şart koşması durumu gibidir.
Fakat Rasulullah (a.s.)'ın sözü; "Allah'ın kitabında olmayan her şart batıldır." yani Allah'ın şeriatınde ve hükmünde bulunmayan anlamındadır. Bu şart ise şer'îdir.
b) Sahih olmayan şartlar:
Şer'an yasaklanan veya akdin muktezasına ters düşen şartlardır.
Şartı batıl kılıp akdi sahih kılan şartlar:
Erkeğin kadına mehir vermeyeceğini, nafakasını vermeyeceğini veya mehir verirse tekrar ondan geri isteyeceğini şart koşması gibi.
Kadının erkeğe, kendisiyle cinsî ilişkide bulunmamasını ve azl yapmasını, kumasının payından az veya daha fazla kalmasını, haftada sadece bir gece yanında kalmasını şart koşması; erkeğin kadına onun yanında gece değil sadece gündüz kalmayı, kadının kendisine nafaka veya benzeri bir şey vermesini şart koşması gibi.
Bütün bu şartlar kendiliğinden batıldır, akdin muktezasına aykırı düştüğü ve yapılmasından önce akdin yapılmasıyla vacip olan hakların ortadan kalkmasını ihtiva ettiği için sahih değildir.
Bu türden olmak üzere, kadın erkekten kumasını boşamasını isterse, şer'an yasaklandığı için bu şart sahih değildir.
Bu hususta Ebu Hurayra şöyle nakletmiştir:
"Nebi (a.s.) kadının kardeşinin boşanmasını şart koşmasını nehyetmiştir." (Ebu Hureyre'den naklen muttefekunaleyh. Neylu'l-Evlâr, VI, 142),
Diğer bir lafızda "Nikâh için kadına sorma" veya "Ekmeğinin veya kabının hakkım versin (kendine düşeni yapsın), rızkı ise Allah'a aittir." şeklinde gelmiştir.
Nehiy yasaklananın fasit olmasını gerektirir. Zira kadın erkekten akdini feshetmesini, kendi hakkıyla karısının hakkını ibtal etmesini şart koşmaktadır, o yüzden bu şart sahih değildir. Durum kadının erkekten alışverişini feshetmesini şart koşması gibidir.
Aslen evliliği batıl kılan şartlar:
Mut'a nikâhı gibi evliliği zamanla sınırlamak, belirli bir vakitte boşamak veya evliliği bir şarta bağlamak, (meselâ velînin: "Kızın annesi ya da filanca razı olursa seninle evlendirdim" demek) veya evlilikte seçme (hıyar) hakkını her ikisine ya da birine şart koşmak gibi şartlar.
Bu şartlar kendiliğinden batıldır. Bunlarla da evlilik batıl olur.
Kadını şigar nikahıyla (kadının mehrini bir başka kadının mehri yerine saymak) evlendirmek de batıl şartlardandır. Fakat özel olarak mehirde seçme (hıyar) hakkını şart koşarsa evlilik fasit olmaz; çünkü evlilik mehir söylenmeden de kendisi gerçekleşir.
Sonuç olarak:
Fakihler, akdin muktezasına uygun düşen şartların sahih,
evliliğin amacına aykın düşen veya şeriatın hükümlerine muhalif olan şartların da batıl olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.
Hanefîler, Malikîler ve Hanbelîler, istenilen bir vasfın gerçekleşmesine sebep olan şartlar veya evliliğin feshedilebilmesi hakkının bulunmadığı noksanlardan kadının uzak olması gibi şartların sahih olduğu üzerine ittifak etmişlerdir.
Ama akdin muktezasından olmayan, fakat evliliğin hükümlerinden herhangi birine aykın düşmediği gibi akdi yapanlardan birine yararı olan şartlar hakkında (başka bir kadınla evlenmemek, kendisiyle yolculuğa çıkmamak veya kendisini evinden ya da memleketinden çıkarmamak vb. gibi) ihtilâf etmişlerdir.
Hanbelîler bunlann sahih şartlar olup yerine getirilmesi gerektiğini söylerler.
Hanefîler ise şartların geçersiz, akdin sahih olduğunu söylerler.
Malikîlere göre ise şartlar mekruhtur, yerine getirilmesi gerekli olmayıp sadece muslehabdır.
Şafiilerde, şartlar batıldır, evlilik onlann dışında gerçekleşir.
Fasit olan şartın akde tesiri:
Hanefîlere göre, fasit olan şart akdi ifsat etmez. Yalnızca şartın kendisi ortadan kalkar, akit ise sahih olur.
Hanbelîler de Hanefi'lerle ittifak halindedirler. Yalnız bazı şartların akdi batıl kıldığı görüşündedirler; akdin belli bir süre için yapıldığı ibtal edebilme seçeneğini şart koşmak gibi. Bu da onlardaki üçüncü türdür.
Şafiîlere göre, fasit olan şart akdi ifsat eder.
Malikilere göre ise, erkek kadınla zifaf olmamışsa aktin feshi vaciptir. Fakat erkek kadınla zifafta bulunmuşsa akit geçerlidir, şart ortadan kalkar, tespit edilen mehir iptal edilip mehr-i misil verilmesi vacip olur.
Evliliğin Sıhhat Şartları
Evliliğin sıhhati için on şart koşulmuştur. Bunlardan bir kısmı üzerinde ittifak edilmiş, bir kısmmda ise ihtilâf edilmiştir. (ed-Durru'l-Muhtar ve Reddu'l Muhtar; II, 373,379, 835; el Bedayi', II, 351-357,369 vd., 385 vd.; Tebyinu'l-Hakâik, III, 98 vd.; eş-Şerhu'l-Kebir, II, 236,240; eş-Şerhu's-Sağir, II, 335-340,373 382; Şerhu'r-Risâle, III. 36; Muğni'l-Muhtâc, III, 144, 147; el-Muhezzeb, II, 40; et-Muğni, VI 450-453; Keşşafu'l-Kına\ V, 41-74; el-Kavâninu'l-Fıkhhyye, 197-200.)
1- Fert olarak akde mahal olması,
2- Akit sigasında ebediyet,
3- Şahid bulunması,
4- Rıza ve seçme,
5-Kan ve kocanın belli olması,
6- Umre veya Hac için ihram halinde bulunmama,
7- Mehirle olması,
8- Gizlemek için anlaşmamak,
9- Eşlerin birinin veya ikisinin tehlikeli bir hastalığı olmaması,
10- Veli.
Prof. Dr. Vehbe Zuhaylî; İSLAM FIKHI ANSİKLOPEDİSİ; C: 9, S: 46 - 52
İlgili Konular :
ÜÇ TALAK AYNI ANDA OLSA DA BOŞAMA GERÇEKLEŞİR DİYENLER VE DELİLLERİ
https://www.islam-tr.org/konu/uc-ta...osama-gerceklesir-diyenler-ve-delilleri.7976/
hümeyra__;129423' Alıntı:Sormak istediğim şu
nikah yapılırken kadın kocası olacak zata üzerime evlenmek şartıyla yada nikah talağının birini vermen şartıyla diye şartlı nikah yaptırabilirmi?ve eğerki böyle nikah yapıldıysa ve eşi diyelimki üzerine eş alacak olursa kadın boşmu olur yada kadın tek talak hakkını aldı diyelim sinirlenip üçkez boş ol dese boşama niyeti ile nikah düşermi böyle nikah şekli varmıdır...? neden kimse soruma cevap vermiyor?
ŞARTLI NİKAH
Hanefî Mezhebi : (A'lamu'l-Muvakki'în, IV, 28; T. Muhyiddin Abdııl Hanıid. 2-el-Muğrû,Vl 551)
a) Eğer şart sahih olup akdin gereğine uygun düşüyorsa ve şer'in hükümlerine ters değilse yerine getirilmesi vacib olur. Kadının, kocasına ailesiyle ya da kumasıyla beraber oturmak yerine yalnız başına oturmayı veya ailesinden izin almaksızın uzak bir yere götürmemeyi şart koşması gibi.
Kocası kendisiyle mehr-i musemma ile evlenip başka bir şeyi şart koşarsa; örneğin memleketinden çıkarmamak veya üstüne evlenmemek kaydıyla onunla belli bir miktara (meselâ bin'e) evlenirse, şartı yerine getirmesi halinde kadın mehr-i musemmaya hak kazanır; çünkü mehir geçerlidir ve kadının rızası da buna uygundur. Şartı yerine getirmemesi halinde ise başka bir kadınla evlenip ya da memleketinden çıkardığı takdirde kadına mehr-i misil verilir, çünkü kendisine yararlı olacak bir şey kararlaştırılmıştı; bunun verilmemesi halinde kadının rızası gerçekleşmemiş olacağından mehr-i misil verilmesi vacibdir.
Şeriatin emir buyurduğu şartlar da aynı hükümdedir. Bu da kadının kocasına kendisine iyi muamele etmesini ya da kulüp ve dansedilen yerlere götürmemesini şart koşması gibi.
Hanefilere göre sahih olan şartlardan biri de, erkeğin kendi hakkında karar verme yetkisini kadına vermesidir ki, bu şartla evlenirse evlilik sahihtir. Fakat evlenen kişi, "Kızını onun hakkında karar verme yetkisi sende olmak kaydıyla benimle evlendir" derse, karar verme yetkisi onun babasının olmaz; çünkü yetki nikâhtan önce verilmiştir.
b) Eğer şart fasit olursa, yani akdin gereğine uymuyor veya şer'in hükümleri ona cevaz vermiyorsa akit sahih, şart batıl olur. Bu da eşlerden biri veya her ikisine belli bir müddet içinde evlilikten vazgeçebilme hakkının verilmesi şartını koşmak gibidir. Oysa bu, "malî bedellerde fasit olan şart -alışverişte olduğu gibi- akdi ifsat eder" genel kaidesine aykırı düşmektedir.
Kumasını boşamayı şart koşmak gibi şartın yasak olduğuna dair bir hüküm varsa "Kumasının boşanmasını isteyen kadına nikâh helâl değildir" hadîsinden dolayı şartı yerine getirmek mekruhtur.
Maliki Mezhebi : (et-Kavânînu'l-Fıkfuyye, 218-220; eş-Şerhu's-Sağîr, II, 374, 376, 579; Bidâyetu'l-Muctehid, H 57)
Evlilik akdiyle ilgili şartlar iki çeşittir:
Sahih olan şartlar, fasit şartlar.
Sahih şartlarda mekruh olan ve olmayan şeklinde iki çeşittir:
Mekruh olmayan sahih şartlar, akdin muktezasma uygun olan şartlardır.
Kadının maddi ihtiyaçlarını gidermek, kadına iyi muamelede bulunmak, kadının erkeğe itaat etmesi veya izni olmadan evden çıkmaması gibi şartlardır.
Kadının evliliğin bozulmasını gerektirmeyen ayıplardan arınmış (salim) olmasını şart koşmak da sahih şartlardandır. Bu da kadının iki veya tek gözünün kör, sağır, dilsiz olması; bakire veya beyaz olmaması gibi şunlardır.
Mekruh olan sahih şartlar:
Akde bağlı olmayan veya akidden kasdolunana aykırı düşmeyen ancak bu şartlarda erkeğe zorluk bulunan şartardır. Bu da memleketinden başka yere götürmemesi, onu yolculuğa çıkarmaması, falanca yerden nakletmemesi, üzerine evlenmemesi şartı gibi şartlardır. Bu şartlar kocayı bağlamaz. Ancak boşanma ya da köle azad etme yemini olursa şart bağlayıcı olur.
Fasid olan şanlar:
Evlenme maksadına veya akdin gereğine aykırı gelen ya da ona ters düşen şartlardır. Bunlar da; kocasının kuması ve kendisinin yanında tam eşit olarak kalmasını istememek veya kocasından kendisinin yanında kumasının yanında kaldığından bir hafta ya da bir haftadan az ya da çok daha fazla süre sadece kendisine ait olarak kalmasını kadının mahcur (tasarruf hakkı kısıtlanmış) olan biriyle evlenmesi halinde nafakasının onun babası veya efendisi gibi velisine veya kendisine veya kendi babasına ait olmasını şart koşması gibi.
Bunlar evliliğin amacına aykın şartlardır. Çünkü aslolan kadının nafakasının kocasının üzerine olmasıdır, bunun dışındaki şartlar zararlıdır.
Evlenmede seçme hakkını şart koşmak (Seçme hakkını şan koşma: eşlerden birinin veya ikisinin belirli bir zaman sonra evlilikten vazgeçme hakkının olması demektir) yahut mehrin bilinmemesine sebep olabilecek bir şeyi mesela ayda kadına şu kadar nafaka verilmesini şart koşmak gibi çünkü bu nafakanın ne zamana kadar devam edeceğini erkek bilmemektedir.
Kadının, erkekten kendi hakkında karar verme yetkisini elinde bulundurmak istemesi ya da dilediği zaman kendi kendisini boşayabilmcsi veya başka birinden olan çocuğuna ya da akrabalarına (babası veya kardeşi gibi) bakmasını istemesi de böyledir. Bu şartların hükmü, akdi batıl kılıp, henüz zifaf olmamışsa feshedilmesi gereğidir. Fakat erkek kadınla zifaf olmuşsa akit geçerli olup şart ortadan kalkar, istenilen şey batıl olur ve kadına mehr-i misil verilmesi vacip olur.
Yalnız kadının kendi hakkında karar verme yetkisini elinde bulundurması hakkında şöyle denilmiştir:
a) Boşanma yetkisi bir sebebe dayalı olursa:
Eğer sebeb erkeğin yaptığı bir fiil ise caizdir ve kocayı bağlayıcıdır.
Meselâ erkek kadını dövdüğü veya yolculuğa çıktığı zaman boşanma yetkisinin kadının, kadının babasının ya da bir başkasının elinde olduğunu kabul etmesi gibi. Bir de iltizam (bağlanma) boşanma ya da özgür kılma yeminine dayalı olur. Meselâ ondan başka biriyle evlenmeyeceğine yemin ederse o zaman koca-kadının ileri sürdüğü ric'î, bâin, üçlü veya istediği herhangi bir boşanma şekliyle- şartı yerine getirmek zorundadır.
b) Eğer sebebi, kocadan başka birinin fiili ise evlilik üzerine bir etkisi yoktur.
Şart kocayı bağlayıcı değildir, nikâh caizdir.
Şafiî Mezhebi : (Muğni'l-Muhtâc, III, 226 vd.; el-Muhezzcb, II, 47)
Sahih ve fasit olmak üzere şartlar iki türlüdür.
a) Sahih şartlar:
Bunlar nikâhın gereklerine uygun olan şartlar, nafaka ve eşler arasında eşitlik şartı gibi. Ya da nikâhın muktezasına uygun olmayan, fakat herhangi bir kasdın bulunmadığı şartlar; bundan başka bir şeyi yememesi şartı gibi.
Hükmü:
Şart iptal edilir. Yani faydasının olmaması sebebiyle her iki durumda da şartın bir etkisi yoktur. Alışveriş hükmünde olduğu gibi nikûh ve mehir ise sahihtir.
b) Fasid şartlar:
Nikâh akdinin muktczasına aykırı düşen fakat asıl amacına (yani cinsî ilişkiye) zarar vermeyen şanlardır. Bunlar da ikinci bir kadınla evlenmemesi, kadına nafaka vermemesi, onunla yolculuğa çıkmaması, karısını başka bir memlekete götürmemesi gibi şartlardır.
Hükmü: Asıl amacına (cinsî ilişki ya da yararlanma) zarar verilmediği için evlilik sahihtir, fakat şart fasit olur. Çünkü akdin muktezasına aykın düşmektedir. Bu ister birinci misaldeki gibi kadının lehine, ister ikinci misaldeki gibi aleyhine olsun.
Rasulullah (a.s.), "Allah'ın kitabında olmayan her şart batıldır." (Aişe'nin Berîre kıssası hadîsinden, muttefekun aleyh. Neylu'l-Evtâr, VI, 91) buyurmuşladır.
Bu durumda mehir de fasit olur; çünkü şart kadının lehine olursa sadece belirtilen şeye razı olmaz. Aleyhine olursa koca, şartı yerine getirilmedikçe belirtilen şeyin bedeline razı olmaz.
Eğer şart evliliğin asıl amacına zarar verirse:
Erkeğin kadına, hiç cinsî ilişkide bulunmamayı veya senede sadece bir defa ilişkide bulunmayı ya da kadının erkeğe, sadece gece veya sadece gündüz ilişkide bulunmayı ya da erkeğin kadına cinsî ilişkiden sonra bile olsa boşanmayı şart koşması gibi.
Böylece evlilik batıl olur, şart akdin asıl amacına aykırı düştüğü için batıl olmasına sebep olmuştur.
Erkek kadına gece cinsî ilişkide bulunmamayı şart koşarsa akid batıl olmaz. Çünkü koca gece ve gündüz cinsî ilişkide bulunmaya malik olduğu için yapmama hakkına da sahibdir. Bu durumda cinsî ilişkide bulunmamayı şart koşarsa lerkelme hakkına sahib olduğu bir şeyi şart koşmuş olur. Gece ve gündüz kadınla cinsî ilişkide bulunmak kadının üzerine sabit olmuş bir hak olmakla beraber kadın erkeğe, kendisiyle ilişkide bulunmaması şartını koşarsa kocayı hakkından men etmeyi şart koşmuş olur. Bu da akdin aslına aykırı düştüğünden akdi geçersiz kılar.
Aynı şekilde; erkek kadının kendisinin varisi olmayacağını veya kendisinin kadının varisi olmayacağını veya birbirlerine varîs olmayacaklarını veya nafakanın kocadan başka birinin üzerine olacağını şart koşarlarsa evlilik batıl olur.
Hanbelî Mezhebi : (el-Muğnî, VI, 548-552; Keşşafu'l-Kınâ', V, 98 vd)
Şartları Şafii'lerde olduğu gibi ya sahihtir, ya da fasittir ve üç çeşittir:
a) Sahih olan şartlar:
Bunlar akdin gerektirdiği veya gerektirmediği fakat akdi yapanlardan birine yaran olan ve akdin asıl amacına zarar vermediği müddetçe şer'an yasaklanmayan akillerdir.
Hükmü:
Yarar ve faydanın olması durumunda yerine getirilmesi gerekir. Mesela, kadının erkeğe ihtiyaçlarını gidermesini, kendisine iyi muamelede bulunmasını, başka bir kadınla evlenmemesini, memleketinden çıkarmamasını veya kendisiyle yolculuğa çıkmamasını şart koşması gibi. Ya da erkek, kadının bakire, güzel, eğitim görmüş olması veya körlük, dilsizlik, topallık ve benzeri evliliğin feshini isteyebilme hakkı sabit bulunmayan noksanlardan uzak bulunmasını şart koşması gibi. Bu şartların yerine getirilmesi zorunludur.
Bunun delili ise Rasulullah (a.s.)'ın "Şartların en önde yerine getirilmesi gerekeni, kadınları o sebeple kendinize helal kıldıklarınız (şartlar) dır, " (Cemaat, Ahmed ve Kutub-i Sitte musannifleri ve Said b. Mansur, Ukbe b. Amir'den rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, VI, 142) hadîsi ile "Müslümanlar şartları üzeredirler." (Amr İbni Avf el-Meznî'den "sahihtir" diyerek Tirmizî rivayet etmiştir. Subulu's-Selâm, III, 59) hadîsidir.
Bir de el-Esram'ın rivayeti vardır:
"Adamın biri bir kadınla evlendi ve kadının memleketini değiştirmeme şartını kabul etti, sonra da onu bir başka yere götürmek istedi.
Durum Ömer'e bildirilince o, "şartı yerine getirilecektir", deyince adam da, "O zaman bizi boşarsın" dedi.
Bunun üzerine Ömer de, "Haklar şartlarla belirlenmiştir" dedi.
Bu şartta kadına yarar olduğu ve evlilikten beklenen maksada mani olmadığı için şartın yerine getirilmesi gerekir. Kadının mehirle fazlalık veya memleketinin parasından başka bir parayı şart koşması durumu gibidir.
Fakat Rasulullah (a.s.)'ın sözü; "Allah'ın kitabında olmayan her şart batıldır." yani Allah'ın şeriatınde ve hükmünde bulunmayan anlamındadır. Bu şart ise şer'îdir.
b) Sahih olmayan şartlar:
Şer'an yasaklanan veya akdin muktezasına ters düşen şartlardır.
Şartı batıl kılıp akdi sahih kılan şartlar:
Erkeğin kadına mehir vermeyeceğini, nafakasını vermeyeceğini veya mehir verirse tekrar ondan geri isteyeceğini şart koşması gibi.
Kadının erkeğe, kendisiyle cinsî ilişkide bulunmamasını ve azl yapmasını, kumasının payından az veya daha fazla kalmasını, haftada sadece bir gece yanında kalmasını şart koşması; erkeğin kadına onun yanında gece değil sadece gündüz kalmayı, kadının kendisine nafaka veya benzeri bir şey vermesini şart koşması gibi.
Bütün bu şartlar kendiliğinden batıldır, akdin muktezasına aykırı düştüğü ve yapılmasından önce akdin yapılmasıyla vacip olan hakların ortadan kalkmasını ihtiva ettiği için sahih değildir.
Bu türden olmak üzere, kadın erkekten kumasını boşamasını isterse, şer'an yasaklandığı için bu şart sahih değildir.
Bu hususta Ebu Hurayra şöyle nakletmiştir:
"Nebi (a.s.) kadının kardeşinin boşanmasını şart koşmasını nehyetmiştir." (Ebu Hureyre'den naklen muttefekunaleyh. Neylu'l-Evlâr, VI, 142),
Diğer bir lafızda "Nikâh için kadına sorma" veya "Ekmeğinin veya kabının hakkım versin (kendine düşeni yapsın), rızkı ise Allah'a aittir." şeklinde gelmiştir.
Nehiy yasaklananın fasit olmasını gerektirir. Zira kadın erkekten akdini feshetmesini, kendi hakkıyla karısının hakkını ibtal etmesini şart koşmaktadır, o yüzden bu şart sahih değildir. Durum kadının erkekten alışverişini feshetmesini şart koşması gibidir.
Aslen evliliği batıl kılan şartlar:
Mut'a nikâhı gibi evliliği zamanla sınırlamak, belirli bir vakitte boşamak veya evliliği bir şarta bağlamak, (meselâ velînin: "Kızın annesi ya da filanca razı olursa seninle evlendirdim" demek) veya evlilikte seçme (hıyar) hakkını her ikisine ya da birine şart koşmak gibi şartlar.
Bu şartlar kendiliğinden batıldır. Bunlarla da evlilik batıl olur.
Kadını şigar nikahıyla (kadının mehrini bir başka kadının mehri yerine saymak) evlendirmek de batıl şartlardandır. Fakat özel olarak mehirde seçme (hıyar) hakkını şart koşarsa evlilik fasit olmaz; çünkü evlilik mehir söylenmeden de kendisi gerçekleşir.
Sonuç olarak:
Fakihler, akdin muktezasına uygun düşen şartların sahih,
evliliğin amacına aykın düşen veya şeriatın hükümlerine muhalif olan şartların da batıl olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.
Hanefîler, Malikîler ve Hanbelîler, istenilen bir vasfın gerçekleşmesine sebep olan şartlar veya evliliğin feshedilebilmesi hakkının bulunmadığı noksanlardan kadının uzak olması gibi şartların sahih olduğu üzerine ittifak etmişlerdir.
Ama akdin muktezasından olmayan, fakat evliliğin hükümlerinden herhangi birine aykın düşmediği gibi akdi yapanlardan birine yararı olan şartlar hakkında (başka bir kadınla evlenmemek, kendisiyle yolculuğa çıkmamak veya kendisini evinden ya da memleketinden çıkarmamak vb. gibi) ihtilâf etmişlerdir.
Hanbelîler bunlann sahih şartlar olup yerine getirilmesi gerektiğini söylerler.
Hanefîler ise şartların geçersiz, akdin sahih olduğunu söylerler.
Malikîlere göre ise şartlar mekruhtur, yerine getirilmesi gerekli olmayıp sadece muslehabdır.
Şafiilerde, şartlar batıldır, evlilik onlann dışında gerçekleşir.
Fasit olan şartın akde tesiri:
Hanefîlere göre, fasit olan şart akdi ifsat etmez. Yalnızca şartın kendisi ortadan kalkar, akit ise sahih olur.
Hanbelîler de Hanefi'lerle ittifak halindedirler. Yalnız bazı şartların akdi batıl kıldığı görüşündedirler; akdin belli bir süre için yapıldığı ibtal edebilme seçeneğini şart koşmak gibi. Bu da onlardaki üçüncü türdür.
Şafiîlere göre, fasit olan şart akdi ifsat eder.
Malikilere göre ise, erkek kadınla zifaf olmamışsa aktin feshi vaciptir. Fakat erkek kadınla zifafta bulunmuşsa akit geçerlidir, şart ortadan kalkar, tespit edilen mehir iptal edilip mehr-i misil verilmesi vacip olur.
Evliliğin Sıhhat Şartları
Evliliğin sıhhati için on şart koşulmuştur. Bunlardan bir kısmı üzerinde ittifak edilmiş, bir kısmmda ise ihtilâf edilmiştir. (ed-Durru'l-Muhtar ve Reddu'l Muhtar; II, 373,379, 835; el Bedayi', II, 351-357,369 vd., 385 vd.; Tebyinu'l-Hakâik, III, 98 vd.; eş-Şerhu'l-Kebir, II, 236,240; eş-Şerhu's-Sağir, II, 335-340,373 382; Şerhu'r-Risâle, III. 36; Muğni'l-Muhtâc, III, 144, 147; el-Muhezzeb, II, 40; et-Muğni, VI 450-453; Keşşafu'l-Kına\ V, 41-74; el-Kavâninu'l-Fıkhhyye, 197-200.)
1- Fert olarak akde mahal olması,
2- Akit sigasında ebediyet,
3- Şahid bulunması,
4- Rıza ve seçme,
5-Kan ve kocanın belli olması,
6- Umre veya Hac için ihram halinde bulunmama,
7- Mehirle olması,
8- Gizlemek için anlaşmamak,
9- Eşlerin birinin veya ikisinin tehlikeli bir hastalığı olmaması,
10- Veli.
Prof. Dr. Vehbe Zuhaylî; İSLAM FIKHI ANSİKLOPEDİSİ; C: 9, S: 46 - 52
İlgili Konular :
ÜÇ TALAK AYNI ANDA OLSA DA BOŞAMA GERÇEKLEŞİR DİYENLER VE DELİLLERİ
https://www.islam-tr.org/konu/uc-ta...osama-gerceklesir-diyenler-ve-delilleri.7976/