Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Secde 8-9 Ayetlerinin Tefsiri

muhammet87 Çevrimdışı

muhammet87

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İnsanın Yaratılış Safhaları


"Sonra O, onun zürriyetini, hakir bir sudan meydana gelen bir tohumdanyapmıştır. Sonra onu düzeltip tamamladı, içine ruhundan üfürdü. Sizin içinkulaklar, gözler, günüller yarattı. Ne az şükredersiniz" (Secde, 8-9). Bu ifadenin tefsiri, biraz önce yaptığımız iki açıklamadan birincisine göre aşikârdır. Çünkü Adem (a.s), çamurdan; onun zürriyeti ise, "hakîr bir sudan meydana gelen tohumdandır" ki bu da, nutfedir. İkinci tefsire göre onun aslı, çamurdandır; sonra bu asıldan, bir tohum, bir sülâle meydana gelmiştir ki, bu da, hakîr bir sudandır. Buna göre şayet birisi, "İkinci izah doğru değildir. Çünkü Cenâb-ı Hakk'ın "İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı" (Secde, 7) ve "Sonra O, onun zürriyetini..." secde. 8) ifadeleri, bu zürriyetin, insanın yaratılmasından sonra çamurdan meydana getirildiğine dair bir delildir" derse, buna söyle cevap verilir: Hayır, ikinci tefsir, ayetin lafzının tertîbine daha yakındır. Çünkü Allah Teâlâ işe, insanın yaratılmasındaki şeyi zikrederek başlamış ve, "insanın yaratılma işine, çamurdan başladı. Sonra onu, bir tohum kıldı; sonra onu düzeltip tamamladı ve ona ruhundan üfledi..." buyurmuştur. Halbuki, sizin bahsettiğinize göre, "Sonra onu düzeltip tamamladı. İçine ruhundan üfledi"(Secde,9) ifadesinin de Adem (a.s)'e ait olduğunun söylenmesi uzak bir ihtimal haline gelir. Çünkü bu cümlenin başındaki sümme, terahî ifade eder. Böylece, düzeltip tamamlama işi...", "zürriyeti bir tohumdan kılma, meydana getirme işinden sonra olmuş olur ki, bu, Hz. Adem (a.s)'in yaratılmasından sonradır. Bil ki, afakî deliller, Allah'ın kudretinin mükemmelliğine daha fazla delâlet etmektedir. Çünkü Cenâb-ı Hak, "Göklerin ve yerin yaratılışı, İnsanların yaratılışından elbet daha büyüktür" (Mü'min. 57) buyurmuştur. Enfüsî deliller de, iradesinin nüfuz ve müessiriyetine daha fazla delalet etmektedir. Çünkü, nefislerdeki değişiklikler pek çoktur, işte bu hususu Cenâb-ı Hak, 'Sonra O, onun zürriyetini (...) kıldı. Sonra, onu düzeltip tamamladı" ifadeleriyle işaret etmiştir ki, bu, "o, çamur idi. Derken O onu, menî haline getirdi. Daha sonra da, düzgün bir beşer haline getirdi" demektir. Cenâb-ı Hak "Ona ruhundan üfledi" buyurmuştur. Buradaki ruh" kelimesinin, Allah'ın zâtına nisbet edilmesi, tıpkı (beyt-ev) kelimesinin Allah'a zâfe edilip de, "Beytullah - Allah'ın evi" denilmesi gibi, teşrif ve gaye vermek içindir. Bil ki hristiyanlar, Allah'a yalan uydurarak, "İsâ, rûhullahdır; o halde O'nun oğludur" diyorlar; halbuki onlar, "ve insana ruhundan üfledi..." ifadesinden hareketle, her insanın Allah'ın ruhundan olduğunu anlayamıyorlar. Ayetin bu ifadesi, O'nun mülkü olan ruhundan" demek olup, tıpkı bir kimsenin, "Evim, kölem..." demesi gibidir. Cenâb-ı Hak, İnsana, cisminden verdiğini söylememiştir. Çünkü şeref, rûh iledir. Böylece Cenâb-ı Hak, rûh üflemeden kaynaklanan işitme, görme ve bilme gibi şeyleri,:cisme değil de, ruha nisbet etmek üzere Sizin için kulaklar, gözler ve gönüller yarattı. Ne az şükredersiniz!" (Secde, 8-9) buyurmuştur.
(fahreddin er-razi , tefsir-i kebir)
 
Üst Ana Sayfa Alt