Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Şehid Riyakar Olursa ?

S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Mücahidin sehid olmasiyla birlikte sirkten haric tüm günahlari bagislanir. O zaman su sorum var: Cihad eden riyakarin sehid olmasiyla riyakarligi ve diger günahlari bagislanir mi veya riyakarligi bagislanmaz ama diger günahlari bagislanir mi yoksa hic bir günahi bagislanmaz bir süre cehennemde cezasini ceker mi (sehid olmadigi icin)? Ve cihadda asiri gidenin durumu nasil, cihadda asiri gitmesi onun sehid olmasina engel midir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sevgili peygamberimizin (s.a.v.) bizim hakkımızda en büyük endişesi riya idi. "Muhakkak ki, sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirk, yani riyadır. " (Tirmizi, Hudut, 24) buyurmuştur. Çünkü Riya küçük şirktir, ve çarpmadaki sıfır gibi tüm ibadet amellerini ve tevhid itikadını siler.
İbadet, Allah için yapılır. Allah'ın rızası dışında bir amaçla; gösteriş olarak ibadet yapmak, Allah rızasını ortadan kaldırır. Şüphesiz Cihad da en büyük ibadetlerdendir. Gösteriş için ve bir çıkar düşüncesiyle Kur'ân okumak, namaz kılmak, cihad etmek, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, sadaka vermek, ibadetleri boşa çıkarır. Allah Teâlâ;
"Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kaya parçasının hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır" (Bakara, 264) buyurmuştur.


Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Her kim duyulsun diye bir iş işlerse, Allah onun kıymetsizliğini duyurur. Her kim gösteriş olsun diye bir iş yaparsa, Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır" (Muslim, Zuhd, 38); ve yine şöyle buyurmuştur: "Şubhesiz riya şirktir" (İbn Mace, Fiten, 16)

Dünyevi menfaat söz konusu olunca ameller boşa çıkar. Yine Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurur: "Gösteriş için oruç tutan, namaz kılan, sadaka veren kimse Allah'a şirk koşmuştur" (et-Tergib ve't-Terhib, I, 32).
Hadis-i Kudsi'de de Cenab-ı Allah şöyle buyurur: "Ben ortakların ortaklığından en mustağni olanıyım. Her kim bir iş yapar da, onda, benden başkasını ortak kılarsa onu da, o ortaklığını da terk ederim" (Muslim, Zuhd, 46).


Ayrıca Riya'nın dereceleri de vardır. Mesela Cihad eden kişi, cihad etmesindeki kasıt sadece gösteriş, övülmek, kahramanlık vs ise, mutlaka ameli boşa çıkmıştır.

Dünya ve ahiret şehidi sadece mu'min ve muhlis olarak Allah yolunda öldürülen kimsedir. Dünya şehidi ise kendisine şehid muamelesi yaptığımız kimsedir. Halbuki Allah katında o belki de şehid değildir. Çünkü O, munafık veya riyakar biri de olabilir. Ahiret şehidine gelince onların ecirleri kendilerine ahirette verilecektir. Biz onlara dünya'da şehidler muamelesi yapamayız.
Hanefi fukahasından bazıları onları otuzdan fazla sınıfa çıkarıp onların arasında nasların zikrettiği veya şehidlerin sıfatlarından birinden dolayı şehid sayıldığı kişileri de katmışlardır.


Cihad'da İhlas

4806-Buhari ve Muslim, Ebu Musa' el-Eş'ari (r.anh)'den şu şekilde rivayet etmişlerdir:
"Ebu Musa şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.v.)'a cesurluk hamiyyet ve riya için çarpışan adamın hükmü soruldu: "Bunların hangisi Allah yolundadır? " denildi.
Rasulullah (s.a.v.) da şöyle buyurdu: "Kim yalnız kelimetullah yüce olsun diye çarpışırsa, işte o, Allah yolundadır."

Ebu Davud ile Nesâi'nin (Ebu Davud (3114) Kitabu'l-Cihad, Allah'ın kelimesi yüce olsun diye savaşan kimse babı. Nesai (6123) 25-Kitabu'l-Cihad, 21-Allah'ın kelimesi yüce olsun diye savaşan kimse babı. Nesai, "Övülsün diye savaşır," sözünü zikretmemiştir.) rivayetlerinde Ebu Musa el-Eş'ari şöyle dedi:
"Bir bedevi Rasulullah (s.a.v.)'a gelerek:
"Bir adam (var) anılsın diye çarpışıyor, bir adam da övülsün diye çarpışıyor, bir başkası da ganimet alsın diye çarpışıyor ve bir diğer adam da mevkisi görülsün diye çarpışıyor. Acaba Allah yolunda (çarpışan) kim?" dedi.
Rasulullah (s.a.v.)da şöyle buyurdu: "Kim Allah'ın kelimesi yüce olsun diye çarpışırsa, işte o, Allah yolundadır."
(Buhari (131441) 97-Kitabu't-Tevhid, 28-"Andolsun ki, gönderilen kullarımız hakkında bizim geçmiş bir sözümüz vardır" (Saffat Suresi: 171) babı.; Muslim (3/1513) 33-Kitabu'l-İmare, 42-"Allah'ın kelimesi yüce olsun diye çarpışan kimse, Allah yolundadır," babı. Tirmizi (41179) 23-Kitabu'l fezaili'l-Cihad, 16-Dünya için gösteriş olarak savaşan kimse babı)

4807-Ebu Davud, Muaz bin Cebel (r.anh)'den rivayet etmiştir: "Muaz şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Savaş iki türlüdür. Bir kimse Allah'ın rızasını kazanmak ister, kumandana itaat eder, en kıymetli malını bu uğurda harcar, arkadaşına yardımcı olur, fesad ve kötülükten kaçınır. İşte bu kimsenin uykusuna da uyanıklığına da ecir (sevab) verilir.
Bir kimse de riya ve gösteriş için savaşır, kumandana isyan eder ve yeryüzünde de fesat çıkarır, işte bu kimse gazveden asgari ücreti bile elde edemez."

Muvatta'nın (Muvatta (2149) 21-Kitabu'l-Cihad, 18-Cihada teşvik etme babı. Darimi (21208) Kitabu'l-Cihad, 24-Gazve ve iki çeşit gazve babı.) rivayetinde Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gazve iki çeşittir: Bir gazve vardır ki, o uğurda en kıymetli şey harcanır, ortağa kolaylık gösterilir ve emir sahibine (kumandana) itaat edilir ve fesad çıkarmaktan kaçınılır. İşte bu gazvenin tümü hayırlıdır.
Bir gazve daha vardır ki, o uğurda en kıymetli olan harcanmaz, arkadaşa (ortağa) kolaylık gösterilmez, kumandana itaat edilmez ve fesaddan kaçınılmaz, işte böylesi bir gazve, sahibine asgari bir ücret bile sağlamaz
." (Ebu Davud (313) Kitabu'l-Cihad, Savaşı ve dünyayı arayan kimse babı. Nesai (6149) 25-Kitabu'l-Cihad, 46-Allah yolunda sadakanın fazileti babı)


4808-Ebu Davud, Abdullah bin Amr bin el-As (r.a)'dan şu şekilde rivayet etmiştir:
"Abdullah dedi ki: "Ben: "Ya Rasulullah (s.a.v.), cihad ve gazadan bana haber ver," dedim.
Rasulullah (s.a.v.)da şöyle buyurdu:
"Ey Amr'ın oğlu Abdullah, sen sabrederek ve sevabını Allah'tan bekleyerek çarpışırsan, Allah da seni, sabredici ve mukafatını Allah'tan bekleyici olarak, diriltir. Şayet riyakar ve rekabetçi olarak çarpışırsan, Allah da seni riyakar ve rekabetçi olarak diriltir. Ey Abdullah bin Amr, sen hangi hal üzere çarpışırsan veya öldürülürsen, Allah da seni o hal üzere diriltir."
(Ebu Davud (3/14) Kitabu'l-Cihad, Allah'ın kelimesi yüce olsun diye savaşan kimse babı. Bu hadis sahidleriyle hasen hadistir)

4809-Nesai, Ebu Umâme el-Bahei (r.anh)'den rivayet etmiştir: "Ebu Umame şöyle dedi: "Rasulullah (s.a.v.)'a bir adam gelip şöyle dedi:
"Şöhret ve mukafat için savaşan kimse hakkında ne buyurursun? Onun için ne var?"
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Onun için hiçbir şey yoktur."
Adam sorusunu üç kere tekrarladı.
Rasulullah (s.a.v.) her defasında: "Onun için hiçbir şey yoktur," buyurdu.
Sonra Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: (Nesai (6125) 25-Kitabu'l-Cihad, Şöhret ve mukafat için savaşan kimse babı. Bu hadisin senedi hasendir)
"Allah, halis olmayan, sadece kendi rızasını taleb etmek için yapılır olan ameli kabul etmez."


4810-Nesai, Ubade bin Samit (r.anh)'den rivayet etmiştir: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kim Allah yolunda sadece bir yular elde etmek niyetiyle savaşırsa niyet ettiği şey kadar karşılık verilir."
Diğer rivayette (Nesai, aynı yer) ise Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim, sadece bir yular isteyerek savaşırsa, niyet ettiği kadar kert karşılık verilir."
(Nesai (6/24) 25-Kitabu'l-Cihad, 23-Allah yolunda savaşıp gazvelerinde yalnızca' bir yular elde etmeye niyet eden kişi babı)


4811-Ebu Davud, Ya'lâ bin Munye (r.anh)'den rivayet etmiştir:
"Ya'lâ bin Munye şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.v.) savaş ilan etti. Ben ise, hizmetçisi olmayan yaşlı bir ihtiyardım. Benim yerime geçecek ve ganimet hissesi kendisine verilecek bir ücretli (asker) aradım. Sonuçta bir adam buldum. Yolculuk yaklaşınca adam bana geldi ve:
"Sehimlerin ne olduğunu ve benim sehmimin ne kadar olacağını bilmiyorum. (Ganimetleden) hisse olur veya olmaz, benim için bir şey belirle," dedi.
Ben de ona üç dinar belirledim. Ganimet gelince, payının kendisine verilmesini istedim ve dinarları da zikrettim. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.)'e gelib adamın durumunu anlattım.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Ben, onun gazvesinde onun lehine bu dünya ve ahiret için miktarını belirlediği dinarlardan başka birşey görmüyorum."
(Ebu Davud (3/17) Kitabu'l-Cihad, Kendi yerine ücretli adam tutup savaşa gönderen kimse babı.
Said Havva, El Esas Fi’s Sunne (Hadislerle İbadet ansiklopedisi ), Hikmet Neşriyat yayınları: 11/164-168)

Bir Açıklama

Bu hadisi-i şerif, orduda ücret alan kişi için yalnızca ücreti hak ettiğine delalet etmektedir. Ancak devlet başkanı dilerse ikramda bulunabilir.

4812-Nesai, Şeddad bin el-Hadi (r.anh)'den rivayet etmiştir:
"Bir bedevi gelerek Rasulullah (s.a.v.)'a iman etti ve O'na tâbi oldu. Sonra da: "Seninle hicret edeyim mi?" diye sordu.
Rasulullah (s.a.v.) onu ashabından birine teslim edib meşgul olmasını söyledi. Sonra yapılan gazvede, Rasulullah (s.a.v.) bir miktar ganimet elde etmişti. Bunu taksim etti. Onun payını da ashabına emanet verdi. Çünkü adam arkalarından onları gözetiyordu. Adam gelince, sehmini kendisine verdiler.
Adam da:
"Bu nedir?" diye sordu.
Onlar da: "
Peygamber (s.a.v.)'in sana ayırdığı pay," dediler.
Adam onu alıp doğruca Peygamber (s.a.v.)'e getirdi ve: "Bu nedir?" diye sordu.
Peygamber (s.a.v.) de: "Bu payı sana ayırdım," buyurdu.
Adam: "Ben bunun için sana tâbi olmadım. Fakat ben-eliyle boğazını göstererek- şuraya bir ok atılıp ölmem ve Cennet'e gitmem için sana tabi oldum" dedi.
Peygamber (s.a.v.): "Sen Allah'a sadık olduğunda, O da sana sadık olur," buyurdu.
Askerler bir süre durdular, sonra düşmanla savaşmak üzere kalktılar. Adamı, az sonra sırtlayıp Peygamber (s.a.v.)'e getirdiler. Tam gösterdiği yere bir ok isabet etmiş ve ölmüştü.
Peygamber (s.a.v.): "Bu, o adam mı?" diye sordu.
"Evet, odur," dediler.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Öyleyse o Allah'a doğru söyleyip sadakat gösterdi, Allah da- ona sadakat gösterdi."
Sonra Peygamber (s.a.v.) onu kendi cubbesi ile kefenledi ve cenazeyi
öne çıkadı, üzerine namaz kıldı.
Okuduğu duadan işitilenler arasında
şunlar vardı:
"Ey Allah'ım," bu senin bir kulundur. Senin yolunda hicret etmek üzere memkeletinden ayrıldı. Şehid olarak öldürüldü. Ben buna şehadet ederim"
(Nesai (4/60) 21- Kitabu'l-Cenaiz, 61-Şehidler üzerine namaz kuma babı. Said Havva, El Esas Fi’s Sunne (Hadislerle İbadet ansiklopedisi ), Hikmet Neşriyat yayınları: 11/168-169)
 
Üst Ana Sayfa Alt