Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Şeriat Nedir 2 (yarım Müslümanlar)

H Çevrimdışı

haqtan

Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamunaleyküm

Çoğu zaman şeriatı yobazlık, zorbalık, gözüdönmüşlük sanmaya sebebiyet verebilen durumdur. öyle durmamalıdır.

abd nin önde gelen gazetesi new york times, bundan iki ay kadar önce islam hukuku hakkında çok uzun, kapsamlı ve önemli bir makale yayınladı. şeriat, hukuk devleti anlamına mı geliyor?' (does shariah mean the rule of law?) başlıklı yazı, harvard üniversitesinden genç hukuk profesörü noah feldmanın imzasını taşıyordu ve epey de 'ezber bozucu'ydu.
feldman, önce ezbere değiniyor ve şöyle diyordu: 'çoğumuz için "şeriat" kelimesi, kesilen eller, taşlanan zaniler ve baskı altına alınan kadınlar gibi korkunç şeyleri çağrıştırıyor' ama hemen ardından ekliyordu: 'oysaki, islam hukuku, tarihinin büyük bölümünde, aslında dünya üzerinde var olan en liberal ve hümanistik hukuk ilkelerini sunmuştur.' feldmanı bu yargıya ulaştıran analiz yöntemi, islam hukukunu, geliştiği dönemin diğer hukuk sistemleri ile karşılaştırmaktı. 'şeriattan dehşete kapılan batılılara şu hatırlatmayı yapıyordu:'geleneksel ingiliz yasalarının 5 şilinden yüksek hırsızlıklar ve daha pek çok suç için idam cezasını öngördüğünü bugün kim hatırlıyor? ya da işkencenin 18. yüzyıla dek çoğu avrupa ülkesinde adli sistemin meşru bir unsuru olarak kabul edildiğini kaç kişi biliyor? cinsiyet ayrımcılığına gelirsek, ingiliz geleneksel hukuku (common law), evli kadınlara herhangi bir mülkiyet hakkı tanımıyor, hatta onlara kocalarından bağımsız bir hukuki kişilik bile atfetmiyordu. öyle ki ingilizler elde ettikleri sömürgelerde şeriat hukukunu kaldırıp kendi hukuklarını uyguladıklarında, bunun sonucu, kadınları şeriatın kendilerine verdiği haklardan mahrum bırakmak oldu.' feldman, makalesinin devamında şeriatın islam medeniyetinde modern çağlara dek iktidarı denetleyen ve toplumun haklarını koruyan bir adalet kaynağı olduğunu da hatırlatıyordu. şeriatı geliştiren ulema, bazen dünyevi iktidarın hizmetine girmişse bile, çoğu zaman onu sınırlandırmış, keyfi idarenin önüne geçmişti. feldmanın deyimiyle, 'şeriat, mahkemelerde kayırmayı yasaklamış, fakir ve zengine eşit muamale yapılmasını emretmiş, hatta bugün bazı ortadoğu ülkelerinde yaşanan namus cinayetlerini lanetlemiş'ti. zaten osmanlıda sarayı protesto ederken kullanılan şeriat isteriz sözünün manası da aslında 'adalet isteriz'dir.bugün ise şeriat isteriz sözü bize talibanın korkunç düzenini hatırlatıyor. bu da elbette sebepsiz değil. feldmanın da vurguladığı gibi, islam hukuku, içtihat geleneğinin sönmesi ise durağanlaşmış ve çağın standartlarının çok gerisine düşmüş durumda. Ama bunun nedeni, şeriatın özünde var olan bir sorun değil, müslüman dünyanın son iki yüzyıldır içine düştüğü kriz. bunun sebepleri ise dini değil, siyasi, ekonomik ve coğrafi.zaten kendini geliştirmeyen her hukuk sistemi çağın gerisine düşer. atatürk döneminde yapılan büyük kadın reformu bile bugünün standartlarının gerisinde kaldı ki, 2001-2004 yılları arasında bir dizi hukuki düzenleme ile kadınlara yeni haklar verdik. islam hukuku da, eğer bazı ilahiyatçıların belirttiği gibi hükümlerin 'lafzından' ziyade 'maksadını' dikkate alan dinamik bir usul ile yorumlanırsa, pekala gayet 'liberal ve hümanistik' olabilir. zaten feldman`ın dediği gibi, yüzyıllar boyunca öyle olmuştur...

Demokrasi kemale mi eriyor yoksa şeriat mı geliyor?

ingiltere danıştay başkanının yönettiği ingiliz hukukunda islam konulu konferanslar serisinin ilkinde, şeriat kavramının sadece yanlış anlaşılmadığı, aynı zamanda bazı ortamlarda onun ilkelce sayılabilecek uygulamalarından korkulduğu, bu yüzden de bu korkuyu doğuran uygulamalara odaklanıldığı vurgulanmıştır. daha sonra tarık ramazan, abdullah saeed, mona Siddiqui gibi müslüman bilim adamları ve louis gardet gibi islam uzmanlarına göndermelerde bulunularak şeriatın aslında nihai halini almış bir hukuk sistemi olmayıp Allah ın insanlardan istediği iradesi ve bu evrensel prensiplerin dünyadaki uygulamaları için gerekli olan bir düşünce ve çerçeve olduğu belirtilmektedir...canterbury başpiskoposu olan dr. rowan Douglas williams a göre şeriat her zaman ve her yerde uygulanabilecek hazır bir sistem değil, aksine bir hukuk metodolojisidir ve şeriatın bazı unsurlarının ingilterede uygulanması kaçınılmazdır...aslında fatih sultan mehmet in istanbul u fethettiğinde yürürlüğe soktuğu millet sistemi olarak bilinen ve gayr-i müslimlerin kendi aralarındaki medeni hukuka dair anlaşmazlıklarını çözmek için kendi mahkemelerini kurmalarına izin vermesinden 555 yıl sonra dr. williams benzeri bir uygulamayı teklif etmiş ve günümüzün liberal, demokratik ve hukuk devleti ikliminde ateşli tartışmalara sebep olmuştur.bu açıdan bakıldığında Batının çokkültürlülüğü uygulama ve yaşama tecrübesi edinebilmesi için bir hayli fırın ekmek yemeğe ihtiyacı olduğu görülmektedir...

ŞERiATSIZ DiN YA DA ALLAHSIZ iSLAM

gallup, "şeriat" araştırması yapmış ve türkiyede "şeriat" isteyenlerin oranı oldukça yüksek çıkmış. özellikle de kadınlarda! aslında araştırmanın amacı islam ve demokrasi gallub türkiye, filistin, mısır ve lübnan da dini geçmişe sahip iktidarların oluşması sonrasında islam ve demokrasinin birbirine uygun olup olmadığını incelemek istemişler.. türkiye, mısır, lübnan, bangladeş, iran, ürdün, pakistan, mısır, endonezya ve fas tan oluşan 10 ülkede 100 bin kişiyle yapılan ankete göre, türkiye de şeriatın yasalarda bir şekilde yer almasını isteyenlerin oranı yüzde 32 şeriat tek yasa kaynağı olmalı diyenlerin oranı yüzde 9 olarak belirlenirken, ankete katılan türklerin yüzde 11i bu konuda kararsız kalmış.
türkiye ile ilgili diğer sonuçlar şöyle: islam ülkelerinde şeriata en çok karşı çıkan ülke de türkiyeymiş. oran %57. türkiye de halkın yüzde 88i anayasada düşünce özgürlüğünün bulunması gerektiğine inanıyormuş. gerisi ne istiyormuş aceba..türklerin yüzde 86sı din, günlük hayatımda önemli bir yere sahip diyormuş.. buyurun şimdi. %86 böyle diyor, %57si ise şeriata karşı. bundan nasıl bir sonuç çıkar: bu insanlar ne dediklerini bilmiyorlar.
türklerin yüzde 2ü dini liderlerin, anayasa oluşturulması sırasında doğrudan ya da danışman olarak rol alması gerektiğini söylüyormuş. zengin ve eğitimli olan müslümanlar radikal olmaya çok daha yatkınlarmış ve kadınlar erkeklere göre daha çok şeriat istiyormuş.. kadınların çoğunluğu, yasalarda şeriatın mutlaka yer alması gerektiğini düşünüyor, ancak aynı zamanda kadın haklarına da inanıyormuş.terörle savaş müslüman dünyasında radikalleşmeyi artırdı ve amerikan karşıtlığının çok yüksek seviyelere tırmanmasına sebep olduğu da bir başka gerçek.gallubçuların mı kafası karışık, yoksa vatandaşın mı bilmiyorum ama, bu işi bizim mediamızın ve aydınlarımızın anlamadığı çok açık..
ama benim yurdumun canım aydıncıkları, şeriatsız din olur mu kardeşim..önce şeriat ne demek. siz bunu ne anlamda soruyorsunuz, karşınızdaki ne anlıyor? şeriat, etimolojik açıdan geniş yok, pınarın gözü / pınarın gözüne giden yol anlamına geliyor.. teknik anlamda ise şeriat hukuk, meşruiyetin kaynağı demek. yani gayrimeşru dediğiniz zaman şeriata uygun değil demiş olursunuz. teolojik anlamda ise bir dinin emir ve yasakları demektir. yani dini anlamda meşruiyeti ifade eder. bir müslüman ın şeriata karşı çıkması, ben türkiye vatandaşıyım ama bu ülkenin hukuk düzenine inanmıyor ve güvenmiyorum demektir.. müslüman ım dediğiniz zaman, islam şeriatına şeksiz şüphesiz iman ve ona uygun yaşama sözü vermiş olursunuz.. yani içki içmekle bir müslüman dinden çıkmaz ama, bu iş vejeteryan olduğunu söyleyip arkasından da köfteye bayıldığını söyleyip arkadaşlarını köfte partisine davet etmeye benzer. sosyalist olduğunu söyleyip tefecilik yapan adamın durumuna düşer sonra kişi. inek kasaplığı yapan hindudan (ineğe tapan kişi) ne farkı kalır insanın o zaman..laiklikle kafasını bozmuş birileri, şeriatı, herkesi belli bir dinin, hatta belli bir mezhebin elinde, onun ruhbanları tarafından topluma dayatılan, karşı çıkanların acımasızca cezalandırıldıkları, ellerinin kollarının kesildiği bir düzen gibi, diktatörlük gibi göstermeye çalışıyor. kendi ideolojileri islamdan daha yüce, Allah(cc)den daha merhametliler (haşa)!yani din devleti olacak, herkes belli bir dinin politikacılar tarafından yorumlanan ve din adamları kadrosu tarafından oluşturulacak bir yönetim mekanizması olarak görmeye/göstermeye çalışıyor.. burada asırlardır hristiyanların ve yahudilerin, sabiilerin, hatta ezidilerin (şeytana farklı bir misyon yükleyen inanç topluluğu), mecusilerin yaşadığını unutuyorlar.. müslümanlar asırlarca hindistanı, ispanyayı, balkanları, afrikayı yönetti, ne oldu?
ermeni meselesini çıkartanlar dindar insanlar değil, aksine seküler tiplerdi. ittihat terakkiciler değil mi idi onlar.. biz tabiri caizse şeytanı kutsayanlarla birlikte bin yıldır burada, islam geleneği ve toplumu içinde barış içinde bir arada yaşamadık mı? bunlar cumhuriyeti de, demokrasiyi de, laikliği de bilmiyorlar. tarihten de haberleri yok. islamı da bilmiyorlar.. namık kemale baksınlar, saidi nursi ye, eşref edibe, baksınlar, isterlerse incile, tevrada baksınlar ya da türk tarih deyimleri sözlüğüne baksınlar bakalım şeriat neymiş..bir müslümana şeriat istiyormusun diye sorulur mu? bunun hinduya inek eti yiyor musunuz diye sormaktan ne farkı var. ya da bir erkeğe hamilemisiniz diye sorulur mu? inek eti yiyen hindu, ya hindu değildir, ya da dinine ihanet ediyordur. dinine ihanet eden biri ise kimse sadık olabilir!.. ya da çifte standartı, iki yüzlü, münafık biridir ki, münafık kafirden eşeddir.. böyle bir yanlış içinde olan kişi günahkar kabul edilir..o kadar. yani siz günahkarların oranını bulmuş olursunuz böyle bir anketle... şeriattan yana değilse ve müslüman ım diyorsa ya islamı, ya da şeriatı bilmiyordur, ya da sizden korktuğu için aklı karışmıştır zavallının.. böyle bir kamu oyu araştırması sosyolojik yapıyı değil, cahilli ve korkuyu gösterebilir ancak.. eski ahid (tevrat), Süleymanın meselleri 28/9 da kim şeriatı dinlemekten kulağını çevirirse, onun duası da mekruktur (kerihtir / pistir) der. Kuran-ı Kerimde dualarınız olmasaydı, ne işe yarardınız ki der. dinde böylesine önemli bir yeri olan dua konusunda, kulağını şeriattan çeviren biri için tevratın dediği budur.. şeriatsız bir din, Allahsız bir islam olmaz.. halksız demokrasi isteyenler kutsalı olmayan bir din dayatmak istiyorlar bize. dinimizi, kendi ideolojik ve politik standartlarına indirgemek istiyorlar.. bize ilahlık (hüküm koyucu) ve Rablik (terbiye edici) taslıyorlar.. bize din biçmeye kalkıyorlar.. devlet, anayasa ve yasaların varlık ve meşruiyeti, birey ve toplulukların temel hak ve hürriyetlerini korumak olması gerekirken, bizzat bu yapıları korumaları gereken bir değere karşı tehdit olarak yorumlayan bir anlayışla, dini potansiyel bir risk ve tehdit olarak göstermeye çalışıyorlar..soru da yanlış, cevap da. zırva tevil götürmüyor sonunda. veri yanlış olunca yorum da yanlış oluyor sonunda..her müslüman şeriatçıdır ve şeriat sizin sandığınız gibi (şeriatı tehdit olarak görenlere söylüyorum) bir şey değildir..


Esselamunaleyküm
 
Üst Ana Sayfa Alt