Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
İbn teymiyye (rahimehullah), tasavvufu komple reddetmese de içindeki bidat ve şirke götüren yol ve anlayışlarından beridir. Rabıta şirki de bunlardan biridir.
فإنه إذا أحب الشخص لله كان الله هو المحبوب لذاته ، فكلما تصورته في قلبك صورت محبوب الحق فأحببته ، فازداد حبك لله
وكل من الحب لله والحب يجذب إلى الله
كما إذا أحب كل من الشخصين الآخر بصورة : كقراءة مع الرجل ، فإن الحب يطلب المحبوب والمحب يطلب الحب ، بإيجاب المحبوب ، فإذا كنا متحابين صار كل منهما جاذباً من الوجهين ، فيجب الاتصال ، ولو كان الحب من أحد الجانبين ، لكن الحب يجذب المحبوب والمحب يجذبه ، لكن المحبوب لا يقصد جذبه ، والحب يقصد جذبه وينجذب
وهذا " سبب التأثير في المحبوب " إما مثل يحمل في قلبه فينجذب وإما أن ينجذب بلا محبة : كجاء كل الرجل الطعام ، ولبس الثوب ، وسكن الدار ، ونحو ذلك من المحبوبات التي لا إرادة لها
وأما " الحيوان " فيجب بعضه بعضاً ، بعضها بكونه سبباً للإحسان إليه وقد جبلت النفوس على حب من أحسن إليها ، لكن هذا في الحقيقة إنما هو محبة الإحسان ، لا لنفس المحسن ، ولو قطع ذلك لم يحصل ذلك الحب ورُبَّ أعقب بغضا ، فإنه ليس لله عز وجل
فإن من أحب إنساناً لكونه يعطيه ، فما أحب إلا العطاء. ومن قال: إنه يحب من يعطيه لله فهذا كذب وحال وزور من القول. وكذلك من أحب إنساناً لكونه ينصره، فإذا أحب النصر لا الناصر، وهذا كله من اتباع ما هوى الأنفس، فإنه لم يحب في الحقيقة إلا ما يجلب إليه من منفعة أو يدفع مضرة. فهو إنما أحب تلك المنفعة ودفع المضرة، وإنما الحب لله هو من تمام حب الله
الأخر بصورة : كقراءة مع الرجل ، فإن الحب يطلب المحبوب والمحب يطلب الحب ، بإيجاب المحبوب ، فإذا كنا متحابين صار كل منا جاذباً من الوجهين ، ولو كان الحب من أحد الجانبين لكن الحب يجذب المحبوب والمحب يجذبه ، لكن المحبوب لا يقصد جذبه ، والحب يقصد جذبه وينجذب
Çünkü kişi Allah için sevdiğinde, Allah zatı gereği sevilen olur. Onu kalbinde tasavvur ettiğinde, hakiki sevgilini tasavvur etmiş olursun ve onu seversin; böylece Allah’a olan sevgin artar. Ve bütün sevgiler Allah için olduğunda, bu sevgi Allah’a çeker.
Tıpkı iki kişinin birbirini sevmesi gibi: Mesela bir adamla okumak gibi. Çünkü sevgi, sevgiliyi ister; seven sevgiyi ister. Sevgiliyi elde etmek için, eğer iki taraf da birbirini seviyorsa, o zaman her biri diğerini iki yönden çeker ve buluşma zorunlu olur. Eğer sevgi tek taraflı bile olsa, yine de seven sevgiliyi kendine çeker, sevgili ise farkında olmadan çekilir; ama seven onu bilerek ve isteyerek çeker ve kendisi de çekilmiş olur.
İşte “sevgilideki etki sebebi” budur: Ya kalbte bir benzer imaj oluşur da ona çekilir, ya da sevgisizce çekilir: Bir adamın yemeğe, elbiseye, eve ya da irade sahibi olmayan diğer hoş şeylere yönelmesi gibi.
Hayvanlar konusunda ise, birbirini çekerler; bazısı iyilik yapılması sebebiyle çeker. Çünkü nefisler kendisine iyilik yapanı sevmeye meyyaldir. Ama bu, hakikatte, yalnızca yapılan iyiliğin sevgisidir, yoksa iyilik yapanın şahsı için değildir. O iyilik kesilse, sevgi de kesilir, hatta bazen bu nefretle sonuçlanır. Çünkü bu sevgi Allah için değildir.
Bir insanı sadece kendisine verdiği için seven, aslında hediyeyi sevmiştir, kişiyi değil. “Ben Allah için beni vereni seviyorum” diyen ise yalan söylemiştir, sözü sahte ve haksızdır. Aynı şekilde, bir insanı kendisine yardım ettiği için seven, aslında yardımı sevmiştir, yardım edeni değil. Bu da tamamen nefsin hevâsına tabi olmaktır. Çünkü gerçekte sevilen, yalnızca fayda sağlamak veya zararı def etmektir. Böylece o, aslında menfaati ve zararın uzaklaşmasını sevmiştir. Oysa Allah için olan sevgi, Allah sevgisinin kemalindendir.
Diğer bir örnek: Bir adamla birlikte okumak gibi. Çünkü sevgi, sevgiliyi ister; seven de sevgiyi ister. Eğer birbirini seven iki kişi varsa, her biri diğerini iki yönden çeker. Sevgi tek taraflı olsa bile, yine de seven sevgiliyi kendine çeker, sevgili farkında olmadan çekilir; fakat seven bilerek ve isteyerek çeker ve kendisi de çekilmiş olur. (Şeyh'ul İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l Fetava, C. 10, Sf: 607 - 609)
***
İlgili sayfalar İbn Teymiyye’nin sevgiyi (muhabbeh) nasıl anlamamız gerektiğini açıkladığı bölümdür. Burada, özellikle öne çıkan konular:
Sevgi Allah için olmalı
Yazıda tekrar tekrar vurgulanan şey, bir insanı veya bir şeyi yalnızca Allah için sevmenin meşru olduğu, fakat menfaat, çıkar, dünyalık veya sadece iyilik gördüğü için sevmenin hakiki “Allah için sevgi” olmadığıdır. Yani sevgi ancak Allah’ın zatına, Allah için sevmeye yönelirse ibadet olur.
Menfaat veya çıkar için sevgi / nefse tabi olmak
Birini sadece hediye verdiği, yardım ettiği, fayda sağladığı için sevmek, aslında “kişiyi değil menfaati sevmiş olmak” demektir.
Bu da İbn Teymiyye’ye göre Allah için olmayan, hatta tersine bazen nefretle sonuçlanan bir sevgidir.
Alıntıda Rabıta meselesi
Tasavvufta "rabıta" genellikle muridin şeyhinin sûretini hayal etmesi, Onunla kalben bağ kurması, Onu aracı görmesi anlamına gelir. Hatta sıkıntı anında bu bağlantı (rabıta) ile yardım alabilmektedir.
İbn Teymiyye’nin bu metinlerde çizdiği çerçeve ise kalbte yalnız Allah’ın sevgisini merkeze almak. Başkasını kalbte sürekli hayal ederek Ona yönelmek, İbn Teymiyye’nin çizdiği ölçüye göre Allah için olmayan bir sevgiye dönüşme riski taşır. Çünkü bu yöneliş Allah’ın zatına değil, kulun sûretine bağlanmaktır.
Şirk ile bağlantı
İbn Teymiyye açıkça “rabıta” kelimesini bu pasajlarda kullanmıyor.
Fakat mantıken şu çıkıyor: Eğer sevgi ve kalbi bağlanma Allah’ın dışında bir varlığa zatı için yönelirse, bu şirke kapı aralar.
Eğer birini yalnızca Allah için seviyorsan, yani Onun Allah’a itaati, ilmi, takvası sebebiyle seviyorsan, bu meşrudur.
Ama “kalbi Ona bağlamak”, “sürekli sûretini hayalde tutmak” gibi rabıta uygulamaları, İbn Teymiyye’nin çizdiği ölçülere uymadığı için bid’at hatta şirk tehlikesi olarak değerlendirilebilir.
Ezcumle;
İbn Teymiyye, “Allah için sevgi”yi merkeze koyuyor. Birini menfaat, çıkar veya kendi zatı için sevmek Allah için olmayan sevgidir ve tehlikelidir. Bu yaklaşım tasavvuftaki rabıta uygulamasına kapı açmaz; tam tersine, kalbin yönelişini Allah’tan başkasına bağlamanın yanlış olduğunu ima eder. Dolayısıyla, buradan çıkan anlam: İbn Teymiyye rabıtayı onaylamıyor, aksine şirk ve bid’at tehlikesine sokacak bir şey olarak görüyor.