Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şiaların Gerçek Yüzü

E Çevrimdışı

ebuasımbinmakdisi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
HUMEYNİ: PEYGAMBERLER BİLE İMAMLARIN MERTEBESİNE ULAŞAMAZ!

khomainy%2015.jpg

İRAN ANALİZ ÖZEL / İslam dininde batıl, müfsit ve bozuk bir düşünce akımı olarak tavsif edilen Şia mezhebinin son dönem önde gelen alimlerinden! biri olan; “Hz. Peygamber (sav) görevini hakkıyla yerine getirmemiştir”, “Elimizdeki mevcut Kur’an tahrif edilmiştir” diyen Ayetullah Humeyni bakınız bu kitabının 93. sayfasında neler söylüyor?

Eserinde imamların manevi mertebesine Peygamberler de dahil kimsenin ulaşamayacağını iddia eden Humeyni ve Şii anlayış “imamiye” mefhumuna inanmayan, buna iman etmeyenleri de tekfir etmekte, Şia dışındakileri gerçek mümin olmayanlar olarak tavsif etmektedirler.

ESER HAKKINDA BİLGİLER

İsmi: el İslam ve Meşru ed Devleh ve Nizamul Hükm - el Hukumeh el İslamiye

Yazar: el İmam el Humeyni

İkinci Basım

Humeyni eserinin ilgili sayfasında: “Mezhebimizin zaruriyatlarından biri de imamların manevi mertebesine kimsenin ulaşamayacağıdır. Hatta ne yakın bir melik ne de gönderilen bir Peygamber! Esasında Resulü kiramlar ve imamlar - rivayetlerimize göre - arşın gölgesi altında bu dünyadan önce nur idiler…” demektedir.

Şii inancının İslam düşüncesinden ayrılan en önemli müfsit yönü de “imam” mefhumunu itikadın bir parçası olarak kabul etmeleridir. Dahası İslam’da bulunmayan imam kavramını ayetleri de çarpıtarak imanın bir rüknü haline getiren Şii anlayışı “imamiyet” mefhumuna inanmayan herkesi de tekfir etmektedirler. Bu mantıksal çıkarım da doğal olarak Şiilerin dışındakilerin kafir olduklarını göstemektedir.

orjinali:
.khomainy%2040.jpg


Kaynak: İmam Humeyni Sitesi
 
sugra Çevrimdışı

sugra

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
e.a!
(oncelikle sunu belirteyim ben burda siileri savunmak icin yazmiyorum) elbette ki goruslerimiz farkli. ayni olsa farkli mezheblerden olmazdik siilerle. ama siilein de bi suru mezhebleri var ve hepsi ayni goruste degiller. yani bir siin soyledigi birseyden oturu hepsine mal edemeyiz o yanlisi.
humeyni hakkinda cok cok bir bilgim yok nuray bezirgan humeyniyi seviyorum dediginde humeyni hakkinda soylenenleri vs arastirdim.
kurana tahrif edildi dedigini soyluyorlar orjinal metnini okudugunda aslinda baska birsey anlatmak istedigini anliyorsun. mesela said havva (allah makamini cennet etsin) sevdigim ve beyendigim bir alim olmasina ragmen o da humeyni hakkinda bir kitabinda oyle yazmis fakat verdigi kaynak humeyninin kendi kitabi degil baska birinin kitabinda yazdigi bolum. demek istedigim az once belirttigim gibi siilerle her gorusumuzun ayni olmamasi gayet dogal ama elestiri yaparken biraz insafli olmak gerekir. allah razi olsun islam davasina hizmet edenlerden
alimler bazi konularda farkli ictihad edebilirler bizim kendi gayretlerimizle dogru olani bulup uymamiz gerkir. yanlis icdihad edenlere allah niyetlerine gore sevap verecektir.
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ehli Sünnet ve Şii İnancı Arasındaki Farkların Özeti

KUR'AN-I KERİM

Ehli Sünnet'e Göre:

Ehil Sünnet Kur'an'ın sıhhatine, ziyade ve noksan olmadığına ittifak etmiştir. Kur'an Arap dili kural ve usullerine uygun olarak anlaşılır. Ehli Sünnet Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğuna, hadis ve mahluk olmadığına, içinde batıl bir şeyin bulunmadığına ve müslümanların inanç ve muamelatta ilk kaynağının Kur'an olduğuna inanırlar.

Şiiler'e Göre:

Bazılarına göre Kur'an sıhhatli değildir Kur'an Şii inançlarından herhangi biriyle çatıştığında mezheplerine uygun garip teviller yaparlar. Bu yüzden bunlara "Müteevvile" ismi verilmiştir. Daima Kur'an toplanırken ortaya çıkan ihtilafa işaret etmeyi severler. Kendi imamlarının sözleri onlara göre güvenilen teşri kaynağıdır.

HADİS

Ehli Sünnet'e Göre:

Şeriatta ikinci kaynak ve Kur'an'ı açıklayıcı mahiyettedir Peygamber (SAV)'den sahih olarak gelen herhangi bir hadise muhalefet etmek caiz değildir. Hadislerin sahih olduğunu anlamak İslam Ümmeti alimlerinin Hadis Usulü hususunda ittifak ettiği kurallara dayanır.

Bunun yolu da senedin tahkikidir. Kadın ve erkek ayırdedilmeksizin adil şahısların şehadetiyle güvenilir olup olmadıkları incelenir. Her hadis rivayet edenin belli bir tarihi, rivayet ettiği hadislerin sahih olup olmadığı tespit edilmiştir. Yalancıdan, meçhul şahıslardan sadece akrabalık vasfıyla hadis kabul edilmez. Çünkü hadis rivayeti her türlü itibarın üzerinde büyük bir emanettir.

Şiiler'e Göre:

Resulullah (SAV)'ın ehli beytine nisbet edilen ve siyasi savaşlarında Hz. Ali'nin yanında bulunanların rivayet ettiği hadislerden başkasını kabul etmezler Hadislerin kabulünde sahih olup olmadığına, senedine ve ilmi metoda ehemmiyet vermezler. Çok defa meçhul şahıslardan rivayet ederler ve derler ki : Muhammed b. İsmail'den .o da ashabımızdan birinden, o da bir adamdan rivayet etti ki şöyle dedi..." Kitapları sıhhatinin ispatı mümkün olmayan on binlerce hadisle doludur. Ve bu hadisler üzerinde dinlerini bina etmişlerdir " Bu tutumlarıyla Sünnet-i Nebeviye'nin dörtte üçünden fazlasını inkar etmişlerdir. Bu nokta Şiiler'in diğer müslümanlardan ayrıldığı en mühim noktadır.

SAHABE

Ehli Sünnet'e Göre:

Ehli Sünnet sahabeye hürmet edilmesi ve onlardan razı olduklarına ittifak etmişlerdir. Çıkan anlaşmazlıklar samimi olarak yaptıkları ictihad kabilindendir. Ve o ortam geçmiştir. Onların anlaşmazlıklarını ele alarak nesiller boyu kin beslemek caiz değildir, Zira sahabileri Allahu Teala hayırla zikretmiş çok yerde methetmiş ve bazılarını tahdit ederek beraatlarını beyan etmiştir. Bu sebepten de kimsenin onları itham etmesi helal olmaz ve bunda kimsenin de bir menfaati yoktur.

Şiiler'e Göre:

Resulullah'tan sonra parmak sayısını aşmayacak kadar az bir topluluğun dışında bütün sahabenin kafir olduğuna inanırlar Hz Ali'ye çok özel bir makam verirler. Bazıları vasi, bazıları peygamber bazıları da ilah mertebesinde olduğuna inanırlar Sonra da kalkar müslümanlar hakkında Hz. Ali hususunda inançlarına göre hüküm verirler. Hz. Ali'den önce halife seçilenler ya zalim veya kafirdir. Hz. Ali'ye fikrinde muhalefet eden zalim veya kafir veyahut da fasıktır. Hz. Ali'nin zurriyetinden gelenlere muhalefet etmek de böyledir. Böylece tarihte nesiller boyu devam eden bir düşmanlık ve iftira kapısı açtılar Şii'lik bu öğretilerle devam eden tarihi bir ekol haline geldi.

TEVHİD (ALLAH'I BİRLEME) İNANCI

Ehli Sünnet'e Göre:

Allah'ın bir olduğuna, ortağı, benzeri olmadığına ,kul ile Allah arasında vasıta bulunmadığına iman ederler. Sıfat hususundaki ayetlere tevil, inkar ve teşbih yapmaksızın inanırlar. Allah dini tebliğ için peygamberler göndermiştir. Onlar da dini tebliğ etmişler hiçbir şeyi gizlememişlerdir. Gaybı sadece Allah'ın bildiğine inanırlar. Şefaatin Allah'ın izni şartına bağlı olduğuna, duanın, adağın ve kurbanın sadece Allah için olacağına, Allah'-dan başkasına caiz olmadığına inanırlar. Hayır ve şerrin Allah'ın mülkünde olduğuna, Allah'tan başkasının diri olsun ölü olsun kainatta tasarruf ve yetkisinin olmadığına, herkesin Allah'ın fadl ve rahmetine muhtaç olduğuna inanırlar. Allah'ı bilmek ise akıldan önce Şeriat ve Allah'ın ayetleriyle olacağına inanırlar. Her zaman hakkı bulması mümkün olmayan aklıyla insan imanını kuvvetlendirir.

Şiiler'e Göre:

Allah'ın birliğine iman ederler fakat bu inancı bazı şirke götüren tutumlarıyla bulandırırlar Allah'tan başkalarına, kullara dua eder onlardan isterler ve "Ya Ali, Ya Hüseyin, Ya Zeyneb" derler. Allah'tan başkasına kurban keserler ve adak adarlar Ölülerden ihtiyaçlarının giderilmesini isterler Kendilerince malum duaları vardır. Bu dualarla ibadet ederler imamlarının masum olduğuna ve gaybı bildiklerine inanırlar, imamlarının kainatı idare ettiklerine inanırlar. Bu batıl inançlarını bina etmek için de kendilerine göre bir tasavvuf yolu icad ederler. Evliyanın, kutupların ve Ehli beytin (Allah'ın kudretinin dışında) hususi güç ve kuvvetlerinin olduğuna inanırlar. Dinde imtiyazlı bir tabaka olduğunu yayarlar ve bu imtiyazın veraset yoluyla oğullarına geçtiğini öğretirler. Allah'ı bilmenin akıl ile olduğuna Kur'an ayetlerinin aklın te'kidi mahiyetinde olduğuna. Kur'an'ın yeni şey getirmediğine inanırlar. Onlara göre Kur'an aklın eriştiği marifeti kuvvetlendirir.

RÛYETULLAH (ALLAH'I GÖRMEK)

Ehli Sünnet'e Göre:

Ahirette görmek mümkündür. Zira Kur'an'da : "O günde bazı yüzler parlaktır (çünkü) Rablerine bakmaktadırlar" buyurulmaktadır. (Ayrıca bu hususta sarih hadisler vardır).

Şiiler'e Göre:

Ne dünyada ne de ahırette görmek mümkün değildir

GAYB

Ehli Sünnet'e Göre:

Gaybı Allah'tan başkası bilemez. Allah gaybı kendisine has kılmıştır Ancak başta Hz. Muhammed olmak üzere peygamberlerine gayba ait bazı şeyleri bildirir. "Dilediğinden başka onun ilminden hiç bir şeyi kavrayamazlar."

Şiiler'e Göre:

Gaybı bilmenin sadece kendi imamlarının hakkı olduğuna inanırlar (Gaybtan haber vermek Peygamberin hakkı değildir) Bu sebepden bazıları imamlarına ilahlık nisbet etmektedirler.

RÂSULULLAH'IN ÂLİ (EHLİ BEYTİ. TABİLERİ)

Ehli Sünnet'e Göre:

(En sahih kavle göre) İslam dini üzerine kendine tabi olanlardır. Bir rivayette Ümmetin en muttaki olanlarıdır. Başka bir rivayete göre de Beni Haşim ve Beni Abdul-Muttalip'ten mü'min olan akrabalarıdır.

Şiiler'e Göre:

Sadece damadı Alı ve onun bazı çocuklarıdır. Sonra onların oğulları, daha sonra da torunlarıdır.

ŞERİAT VE HAKİKAT

Ehli Sünnet'e Göre:

Şeriat, hakikattir; hakikat, şeriattır. Resulullah ümmetinden hiçbir şeyi gizlememiştir. Bütün hayırları göstermiş ve tüm serlerden sakındırmıştır. Cenabı Hak "Bugün size dininizi tamamladım." buyurmuştur. Dinin kaynakları Kur'an ve Sünnet'tir. Tamamlayıcı başka bir şeye ihtiyaç yoktur. Amel, ibadet ve Allah'a kavuşmanın yolu vasıtasız olarak açıktır. Kulların hakikatini sadece Allah bilir. Peygamberden başka her şahsın sözü alınır veya reddedilir. Çünkü Peygamber masumdur.

Şiiler'e Göre

Şeriat Peygamberin getirdiği ahkamdır. Ve sadece avam tabakası ile satıhcıları ilgilendirir. Halbuki Hakikat veya ilmi Hası Ehli Beyt'in imamlarından başkası bilemez. Onlar Hakikat ilmini veraset yoluyla nesilden nesile elde ederler Ve onların nezdinde sır olarak kalır imamlar hatadan masumdurlar ve amellerinin hepsi dindir. Onların her tasarrufu caizdir. Allah'a kavuşmak vasıtasız (imamlar olmaksızın) tamam olmaz. Bu yüzden kendilerine verdikleri isim ve lakaplarda ileri giderek "Veliyyullah. Babullah. Hüccetullah. Ayetullah EI-Masum vs." gibi isimler verirler

FIKIH (HUKUK)

Ehli Sünnet'e Göre:

Ehli Sünnet Kur'an ahkamına bütün dikkatleriyle inceden inceye bağlıdırlar. Kur'an ahkamını Peygamber'in sünneti açıklar. Resulullah'ın söz ve fiillerinden sonra sahabenin ve güvenilir (sika) tabiilerin sözleri de büyük ehemmiyet kesbeder. Çünkü bu tabaka Resulullah'a zaman bakımından insanların en yakınları ve ona en bağlılarıdır. Allah bu dini tamamladıktan sonra hiç kimsenin yeni ahkam getirmeye hakkı yoktur. Fakat tafsilatın anlaşılmasında ve yeni meselelerin çözümünde İslam alimleri Kur'an ve Sünnet'in ışığı altında gayret sarf ederler. Yoksa kendiliklerinden yeni şeyler getiremezler. Mutlaka ayet veya hadise dayanması gerekir.

Şiiler'e Göre:

Hukukta kendi imamlarına nispet ettikleri kendi kaynaklarına dayanırlar Kur'an ayetlerini Ümmet-i Muhammed'in galibiyetine muhalif olarak tevil ederler ve hukukta bunlara dayanırlar. Müctehid ve masum imamlarının yeni hükümler ihdas etme hakkı olduğuna inanırlar Aşağıdaki hususlarda Şii imamları yeni ahkam getirmişlerdir:

- Ezan, namaz vakitleri, namazın heyet ve keyfiyeti.

- Oruç vakitleri, orucu açma zamanı.

- Hac ve ziyaret işleri.

- Zekat meseleleri ve sarf olunacak yerler

- Miras

Ehli sünnete muhalefet etmeye son derece dikkat ederler ve anlaşmazlık dairesini genişletmeye özen gösterirler.

VELA (BAĞLILIK)

Ehli Sünnet'e Göre:

Vela tam bağlılık demektir. Ehli Sünnet "Resul'e itaat eden Allah'a itaat etmiştir" ayeti gereğince Resulullah'tan başkasına vela göstermezler. Resulullah'ın dışında kalan her kese Şeriat kaidelerinin hükmüne göre bağlanırlar. Çünkü Allah'a isyanda kula itaat yoktur.

Şiiler'e Göre:

Velayı imanın rükünlerinden biri olarak kabul ederler Onlara göre vela : Oniki imamı tasdik etmektir. Ehli beyte bu anlayış içinde vela göstermeyen onlara göre iman vasfıyla vasıflanamaz Arkasında namaz kılınmaz. Farz zekattan kendisine verilmez Ancak kafirlere de verilen adi sadakalardan verilebilir.

TAKIYYE: (İNSANIN KORKUDAN İNANDIĞININ AKSİNİ SÖYLEMESİ VEYA ÖYLE GÖRÜNMESİ)

Ehli Sünnet'e Göre:

Ehli sünnete göre bir müslümanın diğer Müslümanları sözüyle veya fiiliyle kandırması, aldatması caiz değildir. Çünkü Resulullah "Aldatan bizden değildir" buyurmuştur. Takıyye din düşmanı kafirlerden başkasına yapılamaz caiz değildir. Bu da sadece harp esnasında olur. Çünkü harp hiledir. Müslümanın hak hususunda cesur ve doğru sözlü olması, riyakar, yalancı ve sahtekar olmaması tam tersine iyiliği emredip kötülükten nehyetmesi gerekir.

Şiiler'e Göre:

Takıyye Şiiler'in bütün fırkalarında mezheplerinin gereği olarak kabul edilen bir farzdır. Takıyye usulünü gizli ve açık olarak öğreniyorlar ve onunla amel ediyorlar. Özellikle de kötü şartlarda. Bu durumlarda kendilerine göre öldürülmeyi hak etmiş kimseleri medih ve senada mübalağa ederler. Kendi mezheplerinden olmayana küfür hükmü tatbik ederler. Onlara göre gaye her türlü vasıtanın mubah olmasıdır Bu insanlar yalan, hile ve iki yüzlülüğün bütün üsluplarını mubah saymaktadırlar (Ehli sünnetin bazılarına göre imamın Kureyşten olması şart koşulur)

İMAMET VE DEVLET REİSLİĞİ

Ehli Sünnet'e Göre:

Devleti Müslümanların arasından seçilen halife idare eder. Ve halifede denklik (İmamlarından rivayet ederler ki şöyle demişlerdir : -Takıyye benim ve babalarımın dinidir.- -Takıyyesi olmayanın dini yoktur.- Mutemet kitaplarından -İslam Kurtuluş ve Seadetin Yolu- isimli kitabın 109 uncu sayfasında şunlar vardır -Mükellefin nefsinde yahut malında bir zarara girme ihtimali varsa veya umumi düzene bir halel gelecekse onun emri bilmarufu terketmesi vaciptir. Bu hüküm Şia'nın özelliklerinden biridir ve Takıyye diye isimlendirilir.-), yani akıllı, bilgili, salih olarak bilinmesi, emin olması ve bu mesuliyeti yüklenecek güçte bulunması gerekir. Müslümanlardan onu hal ve akd ehli seçer. Adaletle hükmetmez ise veya kitap ve sünnet ahkamını çiğnerse onu azledebilirler. Bütün müslümanların ona itaati gerekir. İdare külfet ve mesuliyettir, mükafat ve ganimet değildir.

Şiiler'e Göre:

İdare Hz Alı ve Hz Fatıma'nın çocuklarında veraset usulüyle devam eder. işte bu idare meselesi yüzünden Şiiler hiçbir idareciye halisane bağlanmazlar Çünkü inançlarına göre Patıma evladı olmayan idareci olama? Bu düşüncelerinin tarihte gerçekleşmemesi üzerine bu inançlarına Ric'at nazariyesini eklediler. Ric'atın manası- Son imamları olun EI-Kaim ahir zaman yerden çıkarak bütün siyasi hasımları secek ve Şia'ya diğer fırkalar tarafından tarih boyunca gasbedilen haklarını geri verecek..
------------
alıntı

"Düşmanlarım bana ne yapabilirler ki;ben cennetimi ve gülistanımı yüreğimde taşıyorum,nereye gitsem sürekli benimle birliktedir;benden bir an olsun ayrılmaz.Benim hapsedilmem halvet,öldürülmem şehadet,sürgün edilmemse seyahattir." [Şeyhû'l İslam İbn Teymiyye]

ii2pm9.jpg




ii4rs7.jpg


ii8tn4.jpg


ii9vf5.jpg


cc01avz8.jpg


cc06axj9.jpg

ii7ja5.jpg


ii1qe9.jpg



adultv.jpg


31990650xy4.jpg


31989296py2.jpg

31990507rt5.jpg

ashoora2.jpg

34239167.jpg


ashurasuperstitioustrad.jpg


bool1.jpg

booshshia10.jpg



booshshia21.jpg

f011.jpg


gayxx1.jpg
smokingimaam7new.jpg
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
HASAN NASRALLAH’DAN KUR’AN’A İFTİRA

By irananaliz on Aralık 31st, 2008

Şİİ HİZBULLAH HAREKETİ ---İHANETİN BELGELERİ-- DAHA ÖNCE YAYINLAMIŞTIK...

YAYINLAR DEVAM EDİYOR..

https://www.islam-tr.org/serbest-kursu/13661-sii-hizbullah-hareketi-1-ihanetin-belgeleri.html



[youtube]cIGYKILsm_4[/youtube]


İRAN ANALİZ ÖZEL /

Lübnan’daki Şii Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri olan Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasında Kur’an-ı Kerim’de hiç yer almayan ayetleri sanki ayetmiş gibi büyük bir pervasızlıkla okuyor.

Ardından da Humeyni’nin takipçisi olduğunu söylüyor. Ki bu sitede kendi el yazısından kitaplarına kadar yayımladığımız Ayetullah Humeyni ve birçok Şii alimin mevcut Kur’an-ı Kerimlere inanmadıklarını, bunların bozulmuş,tahrif edilmiş olduğunu iddia ettiklerini delilleriyle ortaya koymuştuk.

İşte Humeyni’nin talebesi olan Şii Nasrallah da tıpkı üstadı gibi Kur’an-ı Kerimle, sahabeyle ve önde gelen alimlerle haddini aşarak dalga geçebiliyor. Ne yazıkki bu ve hareketinin gerçek yüzü Türkiye’de kitleler tarafından bilinmezken, cahil küçük bir grup tarafından bilerek veya bilinmeyerek reklamı yapılıyor?!

Categories: Hizbullah
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Sakalı öpme bir genelek olarak duymuştum ancak bu resimdekiler sakal öpmeyle alakası yok.

Allah cezalarını versin..
 
A Çevrimdışı

ANDOLSUN

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın. Bu sapkınlara diyecek kelime bulamıyorum. İğrenç görüntüler.
 
sugra Çevrimdışı

sugra

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Sakalı öpme bir genelek olarak duymuştum ancak bu resimdekiler sakal öpmeyle alakası yok.

Allah cezalarını versin..
esselamu aleykum
o gelenek siilere mahsus degil bne yurt disinda yasiyorum afrikada bulunan arap ulkelerine mensup muslumanlar da dudaktan operler babalarini kizlarini ogullarini
ama gencler pek yapmiyolar biraz olgun insanlar yapiyorlar
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
aleykum selam kardeş ben de üstüne basa basa şiilere ait demedim zaten, sakal öpmeyi pislik arafatın bir fotosuna denk gelince öğrenmiştim oradan aklımdaydı yani. Arapların içinde olan bir gelenek diye öğrenmiştim. Bunlar nasıl müslümanda kızları erkek cocukları dudakdan öperler anlamıyorum ve olgun insan yapıyor demissiniz bu da tuhaf. Oldu olacak analarıylada evlensinler.
 
sugra Çevrimdışı

sugra

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
yok estafurullah sadece ben belirtmek istedim
ben de anlayamiyorum igrenc birsey kesinlikle tuhaf ama gelenekleri iste onlara gore normal
 
B Çevrimdışı

benim

Üyeliği İptal Edildi
Banned
doğru yolun şaşkın zavallıları olmayalım,zuhruf 37,rum 32 iyice bakıp düşünelim ama ilme dayalı.çünkü ilme dayanmayan her söz atmasyona zanna dayanır.ben şia değilim ama mesheplerdeki ayrılıklara değil vahdete inanır.bu ümmetin tekrar dirilmesinin tek çaresi vahdettir.vahdeti gerçekleştirecek olan Allahtır ama kendi vahdetine engel olan durumları kaldırmak için mücadele edenliri....vahdetle ilgili ayetlere iyi bakın,ayrı kimliklerden ortak kimliği bulmak ümidi ve cehdi ileesselamun aleykum verahmetullah veberekatuhu..........................
 
A Çevrimdışı

AbulLayl

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bazı şiiler Kur'anın tahrif edildiğine inananır.Eski şii sapıkların yazdığı gizli Hakiki(haşa) Kur'anları nesilden nesile saklarlar.
Zaten Şia eskiden Caferi değildi.Batıniydi, Sırcıydı.
Dağlarda özel toplantı yerleri yaparlardı.
Eşkıyalaık yaparak geçinirlerdi.
 
İ Çevrimdışı

İbn_Talha

Üye
İslam-TR Üyesi
Alisiası sen diğer şia lar gibi değilsin galiba ben merak ediyorum bütün şialar aynı itikad damıdır diye mesala 1. şiaların liderlerine göre hatta bütün muhaddislerine göre kuran tahrif edilmiştir acaba senin inancına görede aynımı.2. şialara göre mute nikahı caizdir hatta yine liderlerinin yapılması için vermiş olduğu fetvalar var. 3.şialar hz ebubekiri,hz ömeri,hz osman, muaviyeyi,talha b. ubeydullah (r.anhuma)vs sayılamayacak kadar çok bunların tekfir edilmesi gerektiğini söylerler hatta dahada ileri gidip bunları tekfir etmeyenide tekfir ederler acaba size görede aynımı ve kuranda eksik olan 2 süre varmış? acaba senin inancına görede öylemi merak ediyorum lütfen bunları takiyye yapmadan cevaplarmısın.
 
T Çevrimdışı

tewhid-el-hak

Üye
İslam-TR Üyesi
ben sana bir sey soylimi akhi ben sialarin çoguna inanmam çunku onlarda takiye yapmak var yani kendilerini hakkin uzerindeler saniyorlarya goya diyorlarki biz bunu hakka getirmek için bazi yalanlar soyliye biliriz ondan sonra o hakka girdimi o inanca girdimi bazi seyleri kendiliginden kabullenir

ikincisi ben bir siiayla konustum paltalkta turktu takiye yapiyordu aise radiallahu anha uzerinde konusurken onu kotuluyonmu diyoruz hashaa onun uzerine ayet var diyor ondan sonra ben hz aiseyi sevmiyorum yani anlasildiki ya takiye yapiyo ya kendini kandiriyo ondan sonra bi arkadas ona siia kaynaklarindan kendi kitaplarinin sayfalarinda kendi kaynaklarindan iki mush'af var yazdigini verince adam ben okudum oyle bir sey yok derken insanlara takiye yapmak için kandirmak içinki insanlar sasirmasinlar bunlarin inancinda kuranda eksiklik oldugunu hasha yada kuranin degitirldgigini yada tam olmadigini yada ikitane mushaf(kur'an) oldugunu ki bir kaç dakka sonra kitabi okumadim bakarim dedi nasilda belli oldu takiye yaptigi


ondan sonra hz husseyin ve hz hassan radi allah uanhi ve hz aliyi oyle bir ovuyolarki wallahi Allahin seviyesine çikartacak kadar ovuyorlar humeyninin kabrine tapiyorlar dahaaa nelerrr nelerrr


arkadass musluman olmak sadece Allaha ve peygambere inanmakla olmuyorrr once bu batil inanclari ve sirke goturen ovmeleri redd edip onlardan uzak durancanki laaa ilahaa'yi gerçeklestirmis olasin ondan sonra illallah muhammed rasul Allah gelir
 
Üst Ana Sayfa Alt