***Daha Önce Belki Defalarca Konuşulmuş Olabilir Ama Hem Suriye Meselesinde İranı Destekleyip Hala bu inancı bilmeyenler vardır gündeme getirmek gerek diye düşündüm.Abna.ir de bu günün haberiydi.Yetkililer İsterse Konuyu taşıyın, isterseniz silebilirsiniz Ama konunun İranın Akidesini Göstermesi açısından güncel olmasını isterim***
Ehlibeyt İmamlarının hadisleri, Peygamberin Hadisleri Derecesinde Midir?
Diyorlar ki: Şialar, imamların hadislerini Hz. Peygamberin hadisleriyle aynı ve benzer olarak bilmektedirler. İmam Cafer Sadık veya İmam Muhammed Bakır’dan hadis naklettiklerinde hadisin geri kalan senedini nakletmemektedirler. Acaba bu, vahyin onlara indiği anlamı mı taşıyor?!
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Değerli İslam Peygamberi (s.a.a), vefatı sırasında insanlar arasında iki hüccet bırakmıştır. Birisi Kur’an, diğeri itret / Ehlibeytidir. İtretin Kur’an’ın yanında yer alması demek onlarında Allah’ın kitabı gibi masum oldukları anlamı çıkmaktadır. Ve ilahi talimlerle ilgili marifet ve hükümlere vakıf oldukları ve bunu asla kimseden öğrenmedikleri sabit olmaktadır. Nübüvvet makamına sahip olmadan bu tür gaybi bilgiye sahip olmak yeni bir şey değildir. Kur’an, gaybi bilgilere sahip peygamber olmayan bir kişiyi tanıtmaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Musa’nın (a.s) görüşeceği ve ondan eğitim alacağı kişi hakkında şöyle buyurmaktadır:
{فَوَجَدا عَبْداً مِنْ عِبادِنا آتَيْناهُ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنا وَ عَلَّمْناهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْماً}
“Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (Kehf, 65)”
Hz. Musa (a.s) bu kişinin hakikatinden haberdar olduğundan onu gördüğünde şöyle söyle:
{هَلْ أَتَّبِعُكَ عَلى أَنْ تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمْتَ رُشْداً}
“Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi. (Kehf, 66)”
Bu açıklamadan, imamların bilgi ve ilmini anlamak mümkündür. Onlar, Allah’ın emriyle dinin ikmali için gaybi bilgilere sahiptiler ve kimseden bunun için ders almamış ve bir üstat karşısında diz çökmemişlerdir. Bununla birlikte ümmetin tüm ihtiyaçlarına cevap vermekteydiler.
Bilgi ve ilimleri gayb aleminden olduğundan, imamlar açıkça bizim bu hadislerimiz Resulullah’ın hadisleridir demekteydiler. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Benim hadisim, babam imam Muhammed Bakır’ın hadisi ve onun hadisi babası Seyyitlerin Efendisinin hadisi, onun hadisi babası Hüseyin ibn Ali’nin hadisi ve onun hadisi Emire’l Mümininin hadisi ve onun hadisi Allah Resulünün hadisidir.”[1] Dolayısıyla hadisin senedi bu imamlardan birine ulaştığında artık geri kalan imamların adlarını zikretmek gerekmemektedir.
ABNA.İR
Linki Aşağıdadır :
Ehlibeyt İmamlarının hadisleri, Peygamberin Hadisleri Derecesinde Midir?
Ehlibeyt İmamlarının hadisleri, Peygamberin Hadisleri Derecesinde Midir?
Diyorlar ki: Şialar, imamların hadislerini Hz. Peygamberin hadisleriyle aynı ve benzer olarak bilmektedirler. İmam Cafer Sadık veya İmam Muhammed Bakır’dan hadis naklettiklerinde hadisin geri kalan senedini nakletmemektedirler. Acaba bu, vahyin onlara indiği anlamı mı taşıyor?!
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Değerli İslam Peygamberi (s.a.a), vefatı sırasında insanlar arasında iki hüccet bırakmıştır. Birisi Kur’an, diğeri itret / Ehlibeytidir. İtretin Kur’an’ın yanında yer alması demek onlarında Allah’ın kitabı gibi masum oldukları anlamı çıkmaktadır. Ve ilahi talimlerle ilgili marifet ve hükümlere vakıf oldukları ve bunu asla kimseden öğrenmedikleri sabit olmaktadır. Nübüvvet makamına sahip olmadan bu tür gaybi bilgiye sahip olmak yeni bir şey değildir. Kur’an, gaybi bilgilere sahip peygamber olmayan bir kişiyi tanıtmaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Musa’nın (a.s) görüşeceği ve ondan eğitim alacağı kişi hakkında şöyle buyurmaktadır:
{فَوَجَدا عَبْداً مِنْ عِبادِنا آتَيْناهُ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنا وَ عَلَّمْناهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْماً}
“Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (Kehf, 65)”
Hz. Musa (a.s) bu kişinin hakikatinden haberdar olduğundan onu gördüğünde şöyle söyle:
{هَلْ أَتَّبِعُكَ عَلى أَنْ تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمْتَ رُشْداً}
“Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi. (Kehf, 66)”
Bu açıklamadan, imamların bilgi ve ilmini anlamak mümkündür. Onlar, Allah’ın emriyle dinin ikmali için gaybi bilgilere sahiptiler ve kimseden bunun için ders almamış ve bir üstat karşısında diz çökmemişlerdir. Bununla birlikte ümmetin tüm ihtiyaçlarına cevap vermekteydiler.
Bilgi ve ilimleri gayb aleminden olduğundan, imamlar açıkça bizim bu hadislerimiz Resulullah’ın hadisleridir demekteydiler. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Benim hadisim, babam imam Muhammed Bakır’ın hadisi ve onun hadisi babası Seyyitlerin Efendisinin hadisi, onun hadisi babası Hüseyin ibn Ali’nin hadisi ve onun hadisi Emire’l Mümininin hadisi ve onun hadisi Allah Resulünün hadisidir.”[1] Dolayısıyla hadisin senedi bu imamlardan birine ulaştığında artık geri kalan imamların adlarını zikretmek gerekmemektedir.
ABNA.İR
Linki Aşağıdadır :
Ehlibeyt İmamlarının hadisleri, Peygamberin Hadisleri Derecesinde Midir?