Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şirk büyük bir zulümdür

mücaşi Çevrimdışı

mücaşi

Üye
İslam-TR Üyesi
Şirk büyük bir zulümdür


Buhâri ve Müslim, İbn Mes'ûd' dan şunu rivayet etmiştir :

«İman edip, imanlarına zulmü karıştırmayanlar var ya, işte emniyet onlarındır» âyeti nazil olunca, Hz. Peygamberin ashabına bu çok ağır geldi ve sordular:

— Hangimiz nefsine zulmetmez ki?

Onlara Hz. Peygamber şu cevabı verdi:

« Buradaki zulüm, salih kul Lokmanın, 'Ey oğulcuğum, Allah'a şirk koşma; çünkü şirk gerçekten büyük bir zulümdür'(31 Lokman 13) dediği şirktir». (Müslim, İman 197; Tirmizî, Tefsir 6/4)

Cenâb-ı Hak:

«Kim Allah'a ve Resulüne itaat eder ve Allah'tan korkar ve sakınırsa, kurtuluşa erenlerdendir» (24 Nur 52) buyurarak, itaati Allah ve Resulüne has kılmış, fakat, korkma ve sakınmayı, yalnızca Allah'a hasretmiştir. Yani, kişi peygambere itaat edince Allah'a itaat etmiş demektir; fakat, Allah'tan başka kimseden çekinmeyecek ve sakınmayacaktır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

«İnsanlardan değil, benden korkun ve âyetlerimi az bir paha ile satmayın» (5 Mâide 44) .

«Onlardan korkmayın, benden korkun; eğer müminler iseniz» (3 Âl-i İmrân 175).

Allah Teâlâ:

«Şayet onlar, Allah ve Resulünün kendilerine verdiklerine razı olup 'Allah bize yeter; Rabbimiz bize lütfundan verecek ve Peygamberi de verecek. Doğrusu biz, Allah'a yönelip rağbet edenleriz' deselerdi» (9 Tevbe 59)buyurarak,
«Peygamber size neyi vermişse onu alın, neden sakındırmışsa ondan kaçının» (59 Haşr 7) âyetinde olduğu gibi, sözün başında da, sonunda da, verme fiilini hem Allah'a, hem Peygambere ait kıldığı halde, «lütfü ve yönelip rağbet etmeyi, yalnızca Allah'a hasretmiştir.

Kullara yalnız Allah yeter; bu hususta O'nun (c.c.) ortağı yoktur. Buhârî, «Allah bize yeter,O ne güzel vekildir» (3 Âl-i İmrân 173) sözüyle ilgili olarak, İbn Abbas'tan şunu rivayet eder:

«İbrahim ateşe atıldığında bu sözü söyledi. Muhammed de, İnsanlar size karşı toplandılar; korkun onlardan' denildiğinde böyle dedi» (İbn Mâce, Sayd 12; İbn Hanbel VI, 83, 109, 217).

Allah Teâlâ buyurdu ki: (8 Enfâl 64) :
«Ey Peygamber, sana ve beraberindeki müminlere Allah yeter». Nitekim, delilleriyle, geniş bir şekilde izah edilmişti.

Evet âyetin anlamı budur. Çünkü, salât ve selâm üzerlerine olsun, peygamberler, bizimle Allah (c.c.) arasında Cenâb-ı Hakk'ın emri, nehyi, va'di ve cezası hususunda aracıdırlar. Helâl, Allah'ın ve Resulünün helâl kıldığı, haram Allah ve Resulünün haram kıldığı, din de yine Allah ve Resulünün teşri' kıldığıdır.

Bize düşen, Allah ve Resulünü sevmek, itaat etmek, Allah ve Resulünün rızasını kazanmaktır.

Allah Teâlâ buyurmuştur ki:

«Eğer mümin iseler, Allah ve Resulünü razı etmeleri onlar için daha önemlidir» (9Tevbe 62) .

«Allah'a itaat ediniz, Peygambere itaat ediniz» (4 Nisa 59).

«Kim Peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur» (4 Nisa 80).

«De ki, eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-kavminiz, kazandığınız mallarınız, bozulmasından korktuğunuz ticaretiniz ve hoşunuza giden yurtlarınız, size Allah ve Resulünden ve O'nun yolunda cihaddan daha sevimliyse, bekleyin, Allah emrini getirinceye dek!» (9 Tevbe 24).

Buhârî ve Müslim, Enes'ten, Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet ederler:

«Kimde şu üç şey varsa, imanın tadını onlarla duyar: Allah ve Resulünü herkesten fazla sevmek, sevdiği kimseyi ancak Allah için sevmek, küfürden kurtulduktan sonra ona geri dönmeyi ateşe girmek kadar kötü görmek» (Buhârî, İman 9, 14; Müslim, İman 66; İbn Hanbel, I, lll/103, 114).

Allah Teâlâ buyurmuştur ki:

«Biz seni şahid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Allah ve Resulüne iman edesiniz, Peygamberi destekleyesiniz, koruyup gözetesiniz ve Allah'ı sabah-akşam teşbih edesiniz diye» (48 Fetih 8-9).

Görüldüğü gibi, Allah'a ve Resulüne îman edilecek, Peygamber korunup desteklenecek ve sabah akşam yalnızca Allah teşbih edilecek. Çünkü, bu, Allah'a ibadettir. İbadet ise yalnız Allah'adır. Binaenaleyh, Allah'tan başkası için namaz kılınmaz, oruç tutulmaz. Allah'ın evinden başkasına haccedilmez ve üç mescidden başkasına hususî ziyaret için sefere çıkılmaz; çünkü oraları, Allah'ın izniyle Allah'ın peygamberleri inşa etmişlerdir. Allah'tan başkasına adak adanmaz, yemin edilmez. Allah'tan başkasına dua edilmez ve istiğasede bulunulmaz.

Cenâb-ı Hak canlıları, bitkileri, yağmur, bulut ve diğer mahlûkatı yaratırken, peygamberleri tebliğde aracı yaptığı bir başkasını aracı yapmamıştır. Aksine Allah dilediğini, dilediği sebeplerle kendisi yaratır. Halbuki, yaratıklar içinde, herhangi bir şeyi kendi başına meydana getiren biri olmayıp, her sebep, kendisine yardım edecek ve karşı sebepleri defedecek başka sebeplere muhtaçtır. Böylesi bir şeye ancak Allah'ın gücü yeter. Hasılı, Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. Risalette ise durum başkadır; peygamber, Allah'ın risâletini (emirlerini) kullara tebliğde sadece vasıtadır.
 
Üst Ana Sayfa Alt