Çevrimdışı
De ki: Siz dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Hucurat:16
Yakın zamanda 17 yaşında intihar edip hayatını kaybeden genç bir kızın öğretmeni verdiği ifadede; 7 aydır öğrencisiyle gönül ilişkileri olduğunu ve 14 şubat’ta zina ettiklerini, kızın yaşı tutmadığı için doğum kontrol hapını eczaneden kendisi aldığını anlatmış.
Şimdi hangisine yanalım? Evli ve iki çocuk babası olduğu halde ahlak yoksunu bir öğretmen müsveddesinin kız öğrencisine yaptığı kötülüğe mi, bir genç kızın öğretmeniyle beraber olabilme curetine mi?
14 şubat gelmeden aylar evvel toplumun bilinçaltına pompalanan ahlaksızlık, işte bu şekilde meyvelerini veriyor. Çoğu genç için 14 şubat’a sevgilisiz girmek ölüm gibi. 14 şubatta zina etmek sıradan hatta zaruri bir eylem olarak algılanıyor.
Sevgililer gününü eleştirdiğimiz zaman, “Hangi çağda yaşıyorsunuz. Biz çağdaş kadınlarız” diyorlar.
Genç bir kız ve erkeğin flört denilen nikahsız beraberliklerini eleştirdiğimiz zaman: “O yaşta aşk yaşamayacak da ne zaman yaşayacak. Namus iki bacak arasında olmaz. Bekaret beyinde olur!” diyorlar.
Karma eğitime son verilsin. Erkek öğrencilere erkek öğretmen, kız öğrencilere bayan öğretmen verilsin dediğimizde: “Biz atatürk çocuğuyuz, siz Arabistan’a gidin” diyorlar.
Allah kadına tesettürü emretmiştir. Kadın korunmak için üzerine düşeni yapmalı ve ayete uymalı dediğimiz zaman: “Gerici, yobaz diyorlar. Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Bizim kalbimiz temiz” diyorlar.
Bir genç kız aşk yaşarken, şuh kıyafetler giyip gezerken:“Gençtir istediği gibi hayatını yaşasın.” diyorlar. Bir genç erkek sık sık sevgili(!) değiştirip, rahat rahat zina edince:“Elinin kiri, bizim oğlan da çok çapkın. Yine kapmış güzel kızı!” diyorlar.
O genç kızın başına bir iş geldi mi: “O daha çocuk. Nerden bilsin aşk yaşamayı?” diyorlar. Utanmadan zina eden erkeği alkışlayan eller, aynı erkek tecavüz edince yuhalıyorlar. Gönüllü olunca, her ahlaksızlığı meşru görüyorlar.
Ben de onlara soruyorum: SİZ ALLAH’TAN DAHA MI İYİ BİLİYORSUNUZ EY GAFİLLER!
Kalbinde hastalık olan kişilerin, kadının sesinden etkilenebileceğini, bu yüzden kadınların erkeklerle konuşmak zorunda kaldığında kırıtmamalarını emreden ALLAH, kadının hangi yaşta örtünmesi gerektiğini bilmez mi?
Senin sesinin bile tesettürünü öğreten ALLAH, bedeninin tesettürünü ihmal eder mi?
İSLAM İHTİMALLERİ HESABA KATAR!
“Zinaya yaklaşmayın” ayetini hatırla ey Allah’ın aciz kulu!
Zinaya bazen konuşmak, bazen bakışmak bazen elini tutmak, bazen aynı ortamda kalmak, bazen yazışmak yaklaştırabilir.
Allah’ın ayetleri 100 yıl geçmeden çürüyen beşer kanunlarına benzemez asla. O ayetler çağlar üstüdür, fıtrata uygundur ve her dem tazedir.
Allah’ın; “Tesettürlü kadının başına bir şey gelmez” diye bir ayeti yok. Kendinizi kötü bakışlardan koruyun, ihtimalleri hesaba katın mealinde ayetleri var.
Bize düşen kendimizi ve ailemizi Allah’ın emrettiği şekilde korumaktır.
Medyada 14 şubat’ın topluma empoze edildiği ve her türlü ahlaksızlığın meşru gösterildiği kadar; zinanın bireylere, aileye ve topluma verdiği zararlardan bahsedilseydi, ailenin, iffetli olmanın önemi vurgulansaydı, bu konuda kamu spotları hazırlansaydı, sokaklarımıza, evlerimize Allah’ın şeriati hakim olsaydı, kötülükler bu kadar canımızı acıtır mıydı? Bir kez daha anladım ki: “Mümin olmak, şeriatsiz bir toplumda sudan çıkmış balık gibi yaşamakmış!”
Cahide Sultan
Yakın zamanda 17 yaşında intihar edip hayatını kaybeden genç bir kızın öğretmeni verdiği ifadede; 7 aydır öğrencisiyle gönül ilişkileri olduğunu ve 14 şubat’ta zina ettiklerini, kızın yaşı tutmadığı için doğum kontrol hapını eczaneden kendisi aldığını anlatmış.
Şimdi hangisine yanalım? Evli ve iki çocuk babası olduğu halde ahlak yoksunu bir öğretmen müsveddesinin kız öğrencisine yaptığı kötülüğe mi, bir genç kızın öğretmeniyle beraber olabilme curetine mi?
14 şubat gelmeden aylar evvel toplumun bilinçaltına pompalanan ahlaksızlık, işte bu şekilde meyvelerini veriyor. Çoğu genç için 14 şubat’a sevgilisiz girmek ölüm gibi. 14 şubatta zina etmek sıradan hatta zaruri bir eylem olarak algılanıyor.
Sevgililer gününü eleştirdiğimiz zaman, “Hangi çağda yaşıyorsunuz. Biz çağdaş kadınlarız” diyorlar.
Genç bir kız ve erkeğin flört denilen nikahsız beraberliklerini eleştirdiğimiz zaman: “O yaşta aşk yaşamayacak da ne zaman yaşayacak. Namus iki bacak arasında olmaz. Bekaret beyinde olur!” diyorlar.
Karma eğitime son verilsin. Erkek öğrencilere erkek öğretmen, kız öğrencilere bayan öğretmen verilsin dediğimizde: “Biz atatürk çocuğuyuz, siz Arabistan’a gidin” diyorlar.
Allah kadına tesettürü emretmiştir. Kadın korunmak için üzerine düşeni yapmalı ve ayete uymalı dediğimiz zaman: “Gerici, yobaz diyorlar. Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Bizim kalbimiz temiz” diyorlar.
Bir genç kız aşk yaşarken, şuh kıyafetler giyip gezerken:“Gençtir istediği gibi hayatını yaşasın.” diyorlar. Bir genç erkek sık sık sevgili(!) değiştirip, rahat rahat zina edince:“Elinin kiri, bizim oğlan da çok çapkın. Yine kapmış güzel kızı!” diyorlar.
O genç kızın başına bir iş geldi mi: “O daha çocuk. Nerden bilsin aşk yaşamayı?” diyorlar. Utanmadan zina eden erkeği alkışlayan eller, aynı erkek tecavüz edince yuhalıyorlar. Gönüllü olunca, her ahlaksızlığı meşru görüyorlar.
Ben de onlara soruyorum: SİZ ALLAH’TAN DAHA MI İYİ BİLİYORSUNUZ EY GAFİLLER!
Kalbinde hastalık olan kişilerin, kadının sesinden etkilenebileceğini, bu yüzden kadınların erkeklerle konuşmak zorunda kaldığında kırıtmamalarını emreden ALLAH, kadının hangi yaşta örtünmesi gerektiğini bilmez mi?
Senin sesinin bile tesettürünü öğreten ALLAH, bedeninin tesettürünü ihmal eder mi?
İSLAM İHTİMALLERİ HESABA KATAR!
“Zinaya yaklaşmayın” ayetini hatırla ey Allah’ın aciz kulu!
Zinaya bazen konuşmak, bazen bakışmak bazen elini tutmak, bazen aynı ortamda kalmak, bazen yazışmak yaklaştırabilir.
Allah’ın ayetleri 100 yıl geçmeden çürüyen beşer kanunlarına benzemez asla. O ayetler çağlar üstüdür, fıtrata uygundur ve her dem tazedir.
Allah’ın; “Tesettürlü kadının başına bir şey gelmez” diye bir ayeti yok. Kendinizi kötü bakışlardan koruyun, ihtimalleri hesaba katın mealinde ayetleri var.
Bize düşen kendimizi ve ailemizi Allah’ın emrettiği şekilde korumaktır.
Medyada 14 şubat’ın topluma empoze edildiği ve her türlü ahlaksızlığın meşru gösterildiği kadar; zinanın bireylere, aileye ve topluma verdiği zararlardan bahsedilseydi, ailenin, iffetli olmanın önemi vurgulansaydı, bu konuda kamu spotları hazırlansaydı, sokaklarımıza, evlerimize Allah’ın şeriati hakim olsaydı, kötülükler bu kadar canımızı acıtır mıydı? Bir kez daha anladım ki: “Mümin olmak, şeriatsiz bir toplumda sudan çıkmış balık gibi yaşamakmış!”
Cahide Sultan
