S
Çevrimdışı
shenhehe
Misafir
Kardeşlerim haberleri bilinçli okuyacagınızı bilerek küçük eklemelerle paylaşıyorum ,Türkiyedeki Müslümanlar olarak İngiliz hükümeti ve Irkçı ingiliz EDL grubuna karşı kardeşlerimize arka çıkalım
Londra'daki Katil Zanlısı Kenya'da tutuklanmış
Kenyalı yetkililer geçen hafta Londra’da bir İngiliz askerini vahşice öldüren zanlının 2010 yılında ülkelerinde Somali sınırında tutuklandığını açıkladı.
Yetkililere göre Michael Adebolajo ve diğer beş kişi liman kenti Mombasa’da el-Kaide bağlantılı Somalili militan grup el-Şebab ile ilişki kurma suçundan tutuklanıp sorguya çekildi.
Adebolajo’nun el-Şebab’a katılıp eğitim görme ve saflarında savaşmaya hazırlandığı sanılıyordu ancak iki gün sonda delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.
Kenya hükümet sözcüsü Adebolajo’nun tutuklandığında sahte isim kullandığını ve İngiliz yetkililere teslim edildiğini açıkladı. Sözcü göz altındayken kendisini işkence yapıldığını iddialarını reddetti
Öteyandan Cumartesi günü öldürülen İngiliz askerinin katil zanlılarının arkadaşı olduğu bildirilen üç kişi Londra'da terör eylemi suçlamasıyla tutuklandı. Cinayet zanlıları Michael Adebolajo ve 22 yaşındaki arkadaşı Michael Adebowale, halen hastanede gözaltında tutuluyor. İki zanlı cinayetin filmini çektikten sonra, polis tarafından vurularak yaralanmıştı.
25 yaşındaki Afganistan muharibi Lee Rigby olay yerinde ölmüştü. İngiltere’de izinde bulunan Rigby’ye ilk önce saldırganlar garnizondan çıkışında araçlarıyla çarpmış, ardından satır ve bıçaklarla kendisini öldürmüştü. Garnizondakiler saldırganların cinayet sırasında “Allahü ekber” diye bağırdıklarını duyduklarını söylüyor.
İki zanlının da, Afrikalı Hristiyan göçmen ailelerin çocukları olmalarına rağmen sonradan Müslüman oldukları bildiriliyor. Cinayet sırasında yoldan geçenler, zanlıların İngiliz askerlerinin Müslümanlar’ı öldürmesinin intikamını almak için bu eylemi yaptıklarını söylediğini bildirdi. Adebolajo ve Adebowale henüz mahkemeye çıkarılmadı.
TRT HABER
Londrada bir ingiliz askerini öldürdügü iddia edilen Michael Adebolajo için bbc televizyonuna demeç veren ingilteredeki Ustad Abu nusaybah'da göz altına alındı.
BBC televizyonuna verdigi demeç:
Londra Cinayeti Zanlılarınının Arkadaşına Tutuklama
Hafta içinde Londra’da vahşi bir şekilde öldürülen İngiliz askerinin katil zanlılarının arkadaşı olduğu bildirilen bir kişi terör suçu iddiasıyla tutuklandı.
Ebu Nusaybe adlı kişi, BBC televizyonuna cinayet zanlısı Michael Adebolajo hakkında demeç verdikten sonra dün (Cuma) gece gözaltına alındı.
Ebu Nusaybe, BBC’ye verdiği demeçte İngiliz güvenlik servisi MI5’in, birkaç ay önce Adebolajo’ya giderek kendisinden ihbarcı olmasını istediğini, Adebolajo’nun ise bu teklifi reddettiğini iddia etti.
Ebu Nusaybe ayrıca MI5’in Kenya seyahatinden sonra Adebolajo’yu aradığını, Adebolajo’nun bu seyahatten sonra değiştiğini, Kenyalı yetkililer tarafından gözaltına alındığı ve işkence gördüğünü iddia ettiğini söyledi.
Londra emniyeti 31 yaşındaki Ebu Nusaybe’nin, terör eylemi planlamak ve teşvik etmek suçundan tutuklandığını bildirdi, ancak adını açıklamadı. BBC binasından çıkışında alıkonulan Ebu Nusaybe’nin Çarşamba günkü cinayetle bağlantılı olarak tutuklanmadığı da belirtildi.
Bu arada Çarşamba günkü cinayet zanlıları Michael Adebolajo ve 22 yaşındaki arkadaşı Michael Adebowale, hastanede gözaltında tutuluyor. İki zanlı cinayetin filmini çektikten sonra, polis tarafından vurularak yaralanmıştı.
25 yaşındaki Afganistan muharibi Lee Rigby olay yerinde ölmüştü. İngiltere’de izinde bulunan Rigby’ye ilk önce saldırganlar garnizon çıkışında araçlarıyla çarptı, ardından satır ve bıçaklarla kendisini öldürdü. Garnizondakiler saldırganların cinayet sırasında “Allahü ekber” diye bağırdıklarını duyduklarını söylüyor.
İngiliz yetkililer, saldırının terör eylemi olduğu konusunda güçlü işaretler bulunduğunu belirtiyor.
İki zanlının da, Afrikalı Hristiyan göçmen ailelerin çocukları olmalarına rağmen sonradan Müslüman oldukları bildiriliyor. Cinayet sırasında yoldan geçenler, zanlıların İngiliz askerlerinin Müslümanlar’ı öldürmesinin intikamını almak için bu eylemi yaptıklarını söylediğini bildirdi. Adebolajo ve Adebowale henüz mahkemeye çıkarılmadı.
TRT HABER
Son yanlız kurt operasyonundan sonra ırkçı EDL grubu gösterilere başladı.
EDL İngiliz Müdafa Derneği dusturu:“Müslüman göçmenler İngiltere’yi ele geçiriyor, onlara vatanımızı bırakmayız”
İngiltere’nin EDL sorunu
İngiltere’de sürekli gazete manşetlerinden düşmeyen bir hareket, bir topluluk, EDL. Açılımı English Defence League, yani İngiliz Müdafa Derneği. Müdafa ettikleri ise sadece kendi kafalarındaki bir takım ırkçı fikirler ama medya bu tüm ülke geneline yayılmış harekete prim verdikçe, sürekli gündemde kalmayı başarıyorlar.
İngiltere’de tuhaf, üzerine tezler yazılsa bile anlaşılmayacak bir siyasi sistem vardır, iki partilidir ve temel mesele öyle herkesin kafasına göre siyasi parti kurmasını engellemek üzerinedir. Elbette bu “demokrasi beşiği” ülkede kanunlar aracılığı ile değil, çok daha çetrefil bir diplomasi aracılığı ile sağlanır.
Bu yüzden İngiltere’de rahat rahat bir “aşırı-sağ” parti kurulamıyor, diğer Avrupa memleketlerinde olduğu gibi. Kurulsa rahatça mecliste sandalye kazanabilir. Kurulamadığı için de İngiltere’deki aşır-sağ ve ırkçı akımlar böyle marjinal “müdafa” hareketlerinde kendilerine yer buluyorlar.
En son işçi parti milletvekillerinden Kerry McCarthy bu EDL’nin yasaklanması teklifini meclise getirmiş, kabul görüp görmeyeceğini bilemeyiz ama İngiliz medyasında da gittikçe artan bir itiraz var bu “siyasi hareketin” varlığına.
Bu hareketin temel düsturu, “Müslüman göçmenler İngiltere’yi ele geçiriyor, onlara vatanımızı bırakmayız”. Bu yüzden Avrupa’nın diğer ülkelerinde de kendilerine destek bulabiliyorlar, özellikle sosyal medyalar üzerinden.
Harici Haber
EDL Başkanı Tommy Robinson: "Arap Baharın duydunuz, şimdi İngiliz Bahar zamanı."
İngiltere'de ırkçı gösteriler
Londra'da, gösteri yapan ırkçılarla polis arasında arbede yaşandı.
İngiltere’nin başkenti Londra’da geçen hafta bir İngiliz askerin öldürülmesinin ardından ırkçı grupların gösterileri sürüyor.
Londra’da, Başbakanlık binasının önünde toplanan yaklaşık bin kişilik grup, İngiliz bayrakları taşıyarak, İslam karşıtı sloganlar attı.
Göstericiler, hükümete de cinayetin ardından gerekeni yapmadığı gerekçesiyle tepki gösterdi.
Polis, gösterinin yapıldığı bölgede yoğun güvenlik önlemleri aldı.
Irkçı göstericilerin, polis barikatını geçmek istemesiyle arbede yaşandı.
Bu sırada küçük bir grup da, ırkçılık karşıtı gösteri yaptı. Polis iki grubun çatışmaması için yoğun çaba gösterdi.
Geçen hafta bir İngiliz askerin öldürülmesinin ardından sosyal medyada örgütlenen ırkçı gruplar, İngiltere’nin çeşitli kentlerinde Müslümanlara yönelik protesto gösterileri düzenliyor.
Öte yandan İngiliz askerin öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı 10'a yükseldi.
TRT HABER
İngiltere'de Aşırı Sağcı Akım Korkusu
LONDRA — Uzmanlar, İngiltere’de aşırı sağcılığın ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur olduğu konusunda uyarıyor. Bu uyarının nedeni Avrupa’da giderek üye ağını genişletmekte olan cihat karşıtı bir grup. Amerika’nın Sesi Londra muhabiri Henry Ridgwell’in haberi.
Anders Breivik, Norveç’te yaklaşık iki yıl önce devlet binalarını bombaladı, sonra bir dizi cinayete imza attı. Bir adadaki yaz kampında bulunan 69 genci katletti.
Breivik bunu İslamiyet’in Avrupa ve Norveç’i ele geçirmesini önlemek için yaptığını öne sürdü.
Bu saldırıdan sonra İngiltere, terörle mücadele stratejisine aşırı sağ fanatizmle mücadeleyi de ekledi.
İngiltere Güvenlik Bakanı James Brokenshire, aşırı sağ fanatikliğin masaya yatırıldığı bir toplantıda hükümetin ele aldığı her 10 olaydan birinde aşırı sağcıların imzası olmasından kaygılandıklarını söyledi: “İngiltere’de bulunan en büyük silah deposunun bu tür ideolojiyi benimseyen bir otobüs şöförüne ait olması, hafife alınmamalı.”
Araştırmalar Anders Breivik’in aşırı sağ grubun aktif bir üyesi olmadığını gösteriyor. Ancak saldırganın internetteki milliyetçi ve İslamofobik topluluklara düzenli katkıda bulunduğu ortaya çıktı.
Alexander Meleagrou-Hitchens, Londra’daki Kings Üniversitesi “Uluslararası Radikalleşme Araştırmaları Merkezi” uzmanı: “Breivik bu saldırıyı gerçekleştirdiğinde, cihat karşıtı aktivistlerin özür girişiminde saldırıyı mazur gösterip, belki de bir zemine oturtmak için aslında şunu dedi: “bakın biz sivillerin hedef alınmasını hoş karşılamasak da, bizi dinlemezseniz bu tür şeyler olmaya devam edecek.”
Breivik kısa adı EDL olan İslam Karşıtlığını Savunma Birliği’ne hayrandı. Bu birlik, Avrupa’da benzer örgütlenmelere de yardımcı oldu. Geçen yıl Ağustos ayında, Avrupa’daki aşırı sağcı eylemciler İsveç’te toplandı.
Aralarında EDL’in kurucusu Tommy Robinson da vardı: “İslam hakkındaki gerçeklere dikkati çekmek için önümüzdeki 11 ay boyunca birlikte çalışacağız. İdeoloji ve kaynak paylaşımında bulunacağız.”
Meleagrou-Hitchens İslam karşıtı hareketin 20’nci yüzyılın aşırı sağ gruplarından farklı, adeta İslam odaklı İngiliz Ulusal Partisi gibi çalıştığını söylüyor: “Bu hareket kesinlikle 11 Eylül’ün birçok sonucundan biri. Ancak Avrupa’daki kitlesel göç sorunu dahil çok çeşitli unsurlar da buna dahil.”
İngiltere Güvenlik Bakanı’na göre, hükümet aşırı sağcıları kendi kendine birşeyler yapmaya kalkışmış gruplar ya da bireyler olarak görüyor: “Aşırı sağ tehdit, El Kaide’den ilham alan tehditler kadar yaygın ya da sistematik değil. Ve operasyonel açıdan büyük farklılıklar taşıyorlar. Ancak şunu da farkettik ki özünde tıpkı El Kaide’nin aşırıcılığından ilham alarak sömürülenler gibi aşırı sağ da benzer zaaflara sahip kişilere cazip geliyor.”
İngiltere Güvenlik Bakanı Brokenshire, Avrupa’da büyük bir ekonomik belirsizlik yaşanırken, kimlik ve yabancılaşma gibi sorunların daha çok tartışıldığını söylüyor.
AMERİKANIN SESİ
Londra'daki Katil Zanlısı Kenya'da tutuklanmış
Kenyalı yetkililer geçen hafta Londra’da bir İngiliz askerini vahşice öldüren zanlının 2010 yılında ülkelerinde Somali sınırında tutuklandığını açıkladı.
Yetkililere göre Michael Adebolajo ve diğer beş kişi liman kenti Mombasa’da el-Kaide bağlantılı Somalili militan grup el-Şebab ile ilişki kurma suçundan tutuklanıp sorguya çekildi.
Adebolajo’nun el-Şebab’a katılıp eğitim görme ve saflarında savaşmaya hazırlandığı sanılıyordu ancak iki gün sonda delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.
Kenya hükümet sözcüsü Adebolajo’nun tutuklandığında sahte isim kullandığını ve İngiliz yetkililere teslim edildiğini açıkladı. Sözcü göz altındayken kendisini işkence yapıldığını iddialarını reddetti
Öteyandan Cumartesi günü öldürülen İngiliz askerinin katil zanlılarının arkadaşı olduğu bildirilen üç kişi Londra'da terör eylemi suçlamasıyla tutuklandı. Cinayet zanlıları Michael Adebolajo ve 22 yaşındaki arkadaşı Michael Adebowale, halen hastanede gözaltında tutuluyor. İki zanlı cinayetin filmini çektikten sonra, polis tarafından vurularak yaralanmıştı.
25 yaşındaki Afganistan muharibi Lee Rigby olay yerinde ölmüştü. İngiltere’de izinde bulunan Rigby’ye ilk önce saldırganlar garnizondan çıkışında araçlarıyla çarpmış, ardından satır ve bıçaklarla kendisini öldürmüştü. Garnizondakiler saldırganların cinayet sırasında “Allahü ekber” diye bağırdıklarını duyduklarını söylüyor.
İki zanlının da, Afrikalı Hristiyan göçmen ailelerin çocukları olmalarına rağmen sonradan Müslüman oldukları bildiriliyor. Cinayet sırasında yoldan geçenler, zanlıların İngiliz askerlerinin Müslümanlar’ı öldürmesinin intikamını almak için bu eylemi yaptıklarını söylediğini bildirdi. Adebolajo ve Adebowale henüz mahkemeye çıkarılmadı.
TRT HABER
Londrada bir ingiliz askerini öldürdügü iddia edilen Michael Adebolajo için bbc televizyonuna demeç veren ingilteredeki Ustad Abu nusaybah'da göz altına alındı.
BBC televizyonuna verdigi demeç:
Londra Cinayeti Zanlılarınının Arkadaşına Tutuklama
Hafta içinde Londra’da vahşi bir şekilde öldürülen İngiliz askerinin katil zanlılarının arkadaşı olduğu bildirilen bir kişi terör suçu iddiasıyla tutuklandı.
Ebu Nusaybe adlı kişi, BBC televizyonuna cinayet zanlısı Michael Adebolajo hakkında demeç verdikten sonra dün (Cuma) gece gözaltına alındı.
Ebu Nusaybe, BBC’ye verdiği demeçte İngiliz güvenlik servisi MI5’in, birkaç ay önce Adebolajo’ya giderek kendisinden ihbarcı olmasını istediğini, Adebolajo’nun ise bu teklifi reddettiğini iddia etti.
Ebu Nusaybe ayrıca MI5’in Kenya seyahatinden sonra Adebolajo’yu aradığını, Adebolajo’nun bu seyahatten sonra değiştiğini, Kenyalı yetkililer tarafından gözaltına alındığı ve işkence gördüğünü iddia ettiğini söyledi.
Londra emniyeti 31 yaşındaki Ebu Nusaybe’nin, terör eylemi planlamak ve teşvik etmek suçundan tutuklandığını bildirdi, ancak adını açıklamadı. BBC binasından çıkışında alıkonulan Ebu Nusaybe’nin Çarşamba günkü cinayetle bağlantılı olarak tutuklanmadığı da belirtildi.
Bu arada Çarşamba günkü cinayet zanlıları Michael Adebolajo ve 22 yaşındaki arkadaşı Michael Adebowale, hastanede gözaltında tutuluyor. İki zanlı cinayetin filmini çektikten sonra, polis tarafından vurularak yaralanmıştı.
25 yaşındaki Afganistan muharibi Lee Rigby olay yerinde ölmüştü. İngiltere’de izinde bulunan Rigby’ye ilk önce saldırganlar garnizon çıkışında araçlarıyla çarptı, ardından satır ve bıçaklarla kendisini öldürdü. Garnizondakiler saldırganların cinayet sırasında “Allahü ekber” diye bağırdıklarını duyduklarını söylüyor.
İngiliz yetkililer, saldırının terör eylemi olduğu konusunda güçlü işaretler bulunduğunu belirtiyor.
İki zanlının da, Afrikalı Hristiyan göçmen ailelerin çocukları olmalarına rağmen sonradan Müslüman oldukları bildiriliyor. Cinayet sırasında yoldan geçenler, zanlıların İngiliz askerlerinin Müslümanlar’ı öldürmesinin intikamını almak için bu eylemi yaptıklarını söylediğini bildirdi. Adebolajo ve Adebowale henüz mahkemeye çıkarılmadı.
TRT HABER
Son yanlız kurt operasyonundan sonra ırkçı EDL grubu gösterilere başladı.
EDL İngiliz Müdafa Derneği dusturu:“Müslüman göçmenler İngiltere’yi ele geçiriyor, onlara vatanımızı bırakmayız”
İngiltere’nin EDL sorunu
İngiltere’de sürekli gazete manşetlerinden düşmeyen bir hareket, bir topluluk, EDL. Açılımı English Defence League, yani İngiliz Müdafa Derneği. Müdafa ettikleri ise sadece kendi kafalarındaki bir takım ırkçı fikirler ama medya bu tüm ülke geneline yayılmış harekete prim verdikçe, sürekli gündemde kalmayı başarıyorlar.
İngiltere’de tuhaf, üzerine tezler yazılsa bile anlaşılmayacak bir siyasi sistem vardır, iki partilidir ve temel mesele öyle herkesin kafasına göre siyasi parti kurmasını engellemek üzerinedir. Elbette bu “demokrasi beşiği” ülkede kanunlar aracılığı ile değil, çok daha çetrefil bir diplomasi aracılığı ile sağlanır.
Bu yüzden İngiltere’de rahat rahat bir “aşırı-sağ” parti kurulamıyor, diğer Avrupa memleketlerinde olduğu gibi. Kurulsa rahatça mecliste sandalye kazanabilir. Kurulamadığı için de İngiltere’deki aşır-sağ ve ırkçı akımlar böyle marjinal “müdafa” hareketlerinde kendilerine yer buluyorlar.
En son işçi parti milletvekillerinden Kerry McCarthy bu EDL’nin yasaklanması teklifini meclise getirmiş, kabul görüp görmeyeceğini bilemeyiz ama İngiliz medyasında da gittikçe artan bir itiraz var bu “siyasi hareketin” varlığına.
Bu hareketin temel düsturu, “Müslüman göçmenler İngiltere’yi ele geçiriyor, onlara vatanımızı bırakmayız”. Bu yüzden Avrupa’nın diğer ülkelerinde de kendilerine destek bulabiliyorlar, özellikle sosyal medyalar üzerinden.
Harici Haber
EDL Başkanı Tommy Robinson: "Arap Baharın duydunuz, şimdi İngiliz Bahar zamanı."
İngiltere'de ırkçı gösteriler
Londra'da, gösteri yapan ırkçılarla polis arasında arbede yaşandı.
İngiltere’nin başkenti Londra’da geçen hafta bir İngiliz askerin öldürülmesinin ardından ırkçı grupların gösterileri sürüyor.
Londra’da, Başbakanlık binasının önünde toplanan yaklaşık bin kişilik grup, İngiliz bayrakları taşıyarak, İslam karşıtı sloganlar attı.
Göstericiler, hükümete de cinayetin ardından gerekeni yapmadığı gerekçesiyle tepki gösterdi.
Polis, gösterinin yapıldığı bölgede yoğun güvenlik önlemleri aldı.
Irkçı göstericilerin, polis barikatını geçmek istemesiyle arbede yaşandı.
Bu sırada küçük bir grup da, ırkçılık karşıtı gösteri yaptı. Polis iki grubun çatışmaması için yoğun çaba gösterdi.
Geçen hafta bir İngiliz askerin öldürülmesinin ardından sosyal medyada örgütlenen ırkçı gruplar, İngiltere’nin çeşitli kentlerinde Müslümanlara yönelik protesto gösterileri düzenliyor.
Öte yandan İngiliz askerin öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı 10'a yükseldi.
TRT HABER
İngiltere'de Aşırı Sağcı Akım Korkusu
LONDRA — Uzmanlar, İngiltere’de aşırı sağcılığın ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur olduğu konusunda uyarıyor. Bu uyarının nedeni Avrupa’da giderek üye ağını genişletmekte olan cihat karşıtı bir grup. Amerika’nın Sesi Londra muhabiri Henry Ridgwell’in haberi.
Anders Breivik, Norveç’te yaklaşık iki yıl önce devlet binalarını bombaladı, sonra bir dizi cinayete imza attı. Bir adadaki yaz kampında bulunan 69 genci katletti.
Breivik bunu İslamiyet’in Avrupa ve Norveç’i ele geçirmesini önlemek için yaptığını öne sürdü.
Bu saldırıdan sonra İngiltere, terörle mücadele stratejisine aşırı sağ fanatizmle mücadeleyi de ekledi.
İngiltere Güvenlik Bakanı James Brokenshire, aşırı sağ fanatikliğin masaya yatırıldığı bir toplantıda hükümetin ele aldığı her 10 olaydan birinde aşırı sağcıların imzası olmasından kaygılandıklarını söyledi: “İngiltere’de bulunan en büyük silah deposunun bu tür ideolojiyi benimseyen bir otobüs şöförüne ait olması, hafife alınmamalı.”
Araştırmalar Anders Breivik’in aşırı sağ grubun aktif bir üyesi olmadığını gösteriyor. Ancak saldırganın internetteki milliyetçi ve İslamofobik topluluklara düzenli katkıda bulunduğu ortaya çıktı.
Alexander Meleagrou-Hitchens, Londra’daki Kings Üniversitesi “Uluslararası Radikalleşme Araştırmaları Merkezi” uzmanı: “Breivik bu saldırıyı gerçekleştirdiğinde, cihat karşıtı aktivistlerin özür girişiminde saldırıyı mazur gösterip, belki de bir zemine oturtmak için aslında şunu dedi: “bakın biz sivillerin hedef alınmasını hoş karşılamasak da, bizi dinlemezseniz bu tür şeyler olmaya devam edecek.”
Breivik kısa adı EDL olan İslam Karşıtlığını Savunma Birliği’ne hayrandı. Bu birlik, Avrupa’da benzer örgütlenmelere de yardımcı oldu. Geçen yıl Ağustos ayında, Avrupa’daki aşırı sağcı eylemciler İsveç’te toplandı.
Aralarında EDL’in kurucusu Tommy Robinson da vardı: “İslam hakkındaki gerçeklere dikkati çekmek için önümüzdeki 11 ay boyunca birlikte çalışacağız. İdeoloji ve kaynak paylaşımında bulunacağız.”
Meleagrou-Hitchens İslam karşıtı hareketin 20’nci yüzyılın aşırı sağ gruplarından farklı, adeta İslam odaklı İngiliz Ulusal Partisi gibi çalıştığını söylüyor: “Bu hareket kesinlikle 11 Eylül’ün birçok sonucundan biri. Ancak Avrupa’daki kitlesel göç sorunu dahil çok çeşitli unsurlar da buna dahil.”
İngiltere Güvenlik Bakanı’na göre, hükümet aşırı sağcıları kendi kendine birşeyler yapmaya kalkışmış gruplar ya da bireyler olarak görüyor: “Aşırı sağ tehdit, El Kaide’den ilham alan tehditler kadar yaygın ya da sistematik değil. Ve operasyonel açıdan büyük farklılıklar taşıyorlar. Ancak şunu da farkettik ki özünde tıpkı El Kaide’nin aşırıcılığından ilham alarak sömürülenler gibi aşırı sağ da benzer zaaflara sahip kişilere cazip geliyor.”
İngiltere Güvenlik Bakanı Brokenshire, Avrupa’da büyük bir ekonomik belirsizlik yaşanırken, kimlik ve yabancılaşma gibi sorunların daha çok tartışıldığını söylüyor.
AMERİKANIN SESİ