Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

SOYLARINIZLA DEĞİL AMELLERİNİZLE GELİN BANA”

ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı


Ebu Hureyre radiyALLAH u anh’den; Resulullah sallALLAH u aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“…Ameli kendisini geri bırakan bir kimseyi nesebi (soyu) onu hızlandırıp ileri götüremez.” (Müslim)

Bu hadis-i şerif, geçen sayılarda verdiğimiz hadis-i şerifin son cümlesidir. Burada, ALLAH (cc) nezdinde yükselmenin salih amel ile olduğu ve bu konuda soy-sopun fayda vermediği vurgulanmaktadır.

İbn-i Receb el-Hanbeli rahimehullah diyor ki: “Bu hadisin manası şudur: Kişiyi ahirette yüksek derecelere ulaştıran salih ameldir. ALLAH -u Teâla şöyle buyuruyor: “Her bir şahıs için işlediği amele göre dereceler vardır...” (En’am: 132) O halde ameli kendisini ALLAH -u Teâla nezdindeki yüksek mertebelere ulaşmaktan geri bırakan kişinin soyu-sopu, onu bu derecelere ulaştıracak şekilde hızlandıramaz. Zira yüce ALLAH , mükâfatları neseblere değil amellere bağlamıştır. ALLAH -u Teâla buyuruyor: “Sûra üfürüldüğü zaman, artık o gün aralarında ne soy-sop kalır ne de birbirlerine bir şey sorarlar.” (el-Mü’minûn: 101)

ALLAH -u Teâla, mağfiret ve rahmetine ulaşmaları için kullarına salih amellerle yarışmayı emreder. “Rabbinizden gelecek bir mağfiret ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete ulaşmak için birbirinizle yarışın” (Al-i İmran: 133)

İbn-i Mes’ud radiyALLAH u anh der ki: “ALLAH (cc)’ın emri ile sırat, cehennem’in üzerine kurulduğu zaman insanlar, bölük bölük amelleri nisbetinde (hız alarak) üzerinden geçerler. Kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi kuş gibi, kimi de binek hayvanı gibi geçer. Bu hız, (bazılarında) insanın koşması (bazılarında da) insanın yürüyüşü kadar düşer. Ta ki en sonuncusu karnı üzerine sürünerek (geçmeye çalışır) ve ‘Ey RABBİM! Neden beni bu kadar yavaşlatıp geri bıraktın’ der. ALLAH Celle Celalühü ona: ‘Ben değil, amelin seni geri bırakmıştır’ buyurur.”

Ebu Hureyre radiyALLAH u anh’den rivayet edilmiştir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam’a ‘Yakın aşiretini uyar!’ (Şuara: 214) ayeti inince şöyle buyurdu: Ey Kureyş topluluğu! Nefislerinizi ALLAH ’tan satın alın. Ben ALLAH ’a karşı sizin için bir şey yapamam. Ey Abdülmuttalib oğulları! Ben ALLAH ’a karşı sizin için bir şey yapamam. Ey Abdülmuttalib’in oğlu Abbas! Ben ALLAH ’a karşı senin için bir şey yapamam. Ey Resulullah’ın halası Safiye! Ben ALLAH ’a karşı senin için bir şey yapamam. Ey Muhammed’in kızı Fatıma! Dilediğin şeyi benden iste ancak ben ALLAH ’a karşı senin için bir şey yapamam.” (Buhari, Müslim)

Muaz bin Cebel radiyALLAH u anh’den rivayet edilmiştir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam kendisini Yemen’e gönderirken beraberinde çıkıp ona bazı tavsiyelerde bulundu. Sonra dönüp Medine’ye yöneldi ve şöyle buyurdu: ‘İnsanların bana en yakın olanları, -kim olursa olsun ve her nerde olursa olsun- takva sahipleridir.” (Müsned) “Şu ehl-i beytim kendilerini insanların bana en yakını olarak zannederler. Oysa öyle değildir. Benim yakınlarım ve dostlarım, kim olursa olsun ve nerde olursa olsun takva sahipleridir.” (Taberani)

Resulullah aleyhissalatu vesselam bununla işaret eder ki: Onun dostluğuna ancak iman ve salih amelle ulaşılır. Yakın dahi olsa neseble ulaşılmaz. O halde kimin imanı ve ameli daha kâmil ise -yakın neseb bağı olsun veya olmasın- onun Resulullah’a olan dostluğu da o oranda kuvvetli olur. Bu mana bir şiirle şöyle ifade edilmiştir:

“Ömrüne yemin olsun ki! Kıymeti ancak dini iledir insanın.
Öyle ise soy-sopa güvenip de takvayı terk etme.
Zira İslam yükseltti derecesini Farisî Selman’ın.
Ebu Leheb’i ise alçaltan şirktir bunda şüphe etme.”
(Camiu-l Ulum ve-l Hikem)

İbn-i Hacer el-Heytemi (r.a.) der ki: Sahih-i Buhari ve Müslim’de geçen şu hadis-i şerif de, bütün bunlara şahitlik etmektedir. Resulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyor: “Dostlarım, falanın oğulları değil. Asıl dostlarım, ALLAH ve salih Mü’minlerdir.” O halde akıllı olan herkes, soyunun şerefine ve atalarının üstünlüklerine güvenerek salih amellerde kusur etmekten son derece kaçınsın. Zira bu ihmalkârlık, onun şahsında gayet derecede eksikliğin meydana gelmesine, atalarının yüksek mertebelerinden çok aşağı düşmesine, onların üstünlüklerinden geri kalmasına, dolayısıyla son derece pişmanlık duymasına ve hasret çekmesine sebep olur.

Bu nedenledir ki, atalarla övünme cahiliye ahlakından oluvermiştir. Resulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyor:

“Gerçekten ALLAH sizden cahiliye kibrini ve atalarla övgüsünü gidermiştir. İnsanlar iki kısımdır. Biri İyilik sahibi, muttaki ve şerefli olandır. Diğeri ise günahkâr, kötü ve ALLAH Teâla nezdinde kıymetsiz olandır. Hepsi, Âdem’in çocuklarıdır. ALLAH -u Teâla Âdemi de topraktan yaratmıştır.” Ve buyurdular ki “Soylarınızla değil amellerinizle bana gelin.” (Tirmizi)

Hz. Ömer radiyALLAH u anh şöyle diyor: “Neseblerinizden, sıla-i rahme vesile olacak kadarını öğrenin. Şunu da bilin ki atalarla övünmede son derece düşmanlık vardır. Zira övünenlerin her biri diğerinin kusurlarını ortaya çıkarır. Bu ise fitne ve fesada sebep olur. (El-Menhec-ül Mubin)

“Neseb” insanoğlunun intisab ettiği atalarının üstünlükleri veya kendi şahsının nefsani ya da bedeni faziletleridir.

Eba Yezid (ks)’den nakledilmiştir ki: Müritlerinden biri arkasında yürürken onun adımlarını takip ediyor ve bastığı yere basıyordu. Eba Yezid ona dönüp: “ALLAH ’a yemin ederim şayet Eba Yezid’in cildini bile soyup vücuduna giydirsen onun amelinin aynısını yapmadıkça zerre miktarı onun mertebesine ulaşamazsın” dedi ve şu şiiri okudu:

“Nefsine ne oluyor senin.
Elbisesi kirlerden yıkanmışken kendisini kirletmene Razı oluyor.
Yollarında yürümediğin halde kurtuluş ümid edersin.
Oysa kuru yerde gemi yürümüyor.” (Taftazani)

İmam Nevevi (radiyALLAH u anh) ise şöyle der: Ameli kendisini geri bırakan kimse dünyada şerefli ve soylu biri dahi olsa nesebi onu cennete götüremez. İtaatla amel eden kişi Habeşli bir köle, amel etmeyen de Kureyşli ve şerefli dahi olsa amel eden kimse amel etmeyen kimseye tercih edilir. ALLAH -u Teâla buyuruyor ki: “ALLAH nezdinde en hayırlınız en muttaki olanınızdır.” (Hucurat: 13) (Kırk Hadis Şerhi)

Konumuzun ana maddesi olan hadis-i şerifin açıklaması için zikredilen ayet-i kerime, Sahabe ve İslam alimlerinin görüşlerinden istifade edilir ki:

1-ALLAH (cc) nezdinde şeref ve yüksek derecelere nail olmak ve kıyamet gününde kurtuluşa ermek, takva ve ALLAH ’ın Razı olduğu salih amelleri işlemekle mümkün olur.
2-İnsanın soyu ve nesebinin şerefi ancak dünyada ve dünya ehli yanında fayda verebilir.
3-Ataların üstünlükleri ile övünmek İslam dışı cahiliye adetlerinden olup caiz değildir.

ALLAH ’ım! Dünyada da iyilik, ahirette de iyilik ver bize. Ve bizi ateş azabından muhafaza eyle! AMİN!..


A.Kuddus Yalçın
 
Üst Ana Sayfa Alt