Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Suriye Tehlikeli Ve Kanlı Bir Dönemece Girdi!!

Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye Tehlikeli ve Kanlı Bir Dönemece Girdi



Bugün Şam’da Hareste ve Kabun’daki gösterilerde 150 kişiden fazla kişi öldü. Kabun, sanayi mıntıkası şu anda helikopterler tarafından vurulmaktadır. Hareste tamamen kuşatılmış, camiler tanklar tarafından bombalanıyor ve ezan okunurken minareler vuruluyor. Zalim ve kâfir rejimin bütün katliamına rağmen dünya İslam âlimleri hala sokaklara çıkmıyorlar ve hala seslerini dünyaya duyurmuyorlar. Suriyenin komşusu ve akrabası Türkiye; Arapların ve ABD’nin diyeceğini ve Batı ülkelerinin kararını bekliyor ve tarihi rolünü unutup tarihine çok acı ve sevimsiz olan bir sayfayı ekliyor.


Dünyaya Şii devrimini İslam adı altında yaymaya kalkışan ve Filistinlilerin hamiliğine soyunan İran ve Hizbullah ise, Suriye’deki acımasız katliamların karşısında sessizliğini koruyor ve Esed rejimini silah ve komandolarıyla destekliyorlar.


Türkiye Müslümanlarını; işadamlarını, yardım kuruluşlarını ve Allah’ın kitabının ilmine ve Rasulullah'ın sünnetine iman eden Müslümanları; acilen Ankara’da büyük bir Konferans düzenlemeye davet ediyorum. Yeter artık bu sessizliğimiz! Türkiye’de ve kardeşimiz olan İslam ülkelerinde meydana gelen hadiseler karşısında bu kadar kimliksiz ve bu kadar duyarsız ve insani haysiyetimizi lekeleyen bu ölümcül sessizliği kıralım.


Türkiye Müslümanları olarak Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsak, kafir Nusayri rejimini ve onun destekleyen tüm kafirlere ve zalimlere karşı olduğumuzu ve gerekirse kanımızla ve canımızla Suriyeli Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bütün dünyaya duyurmalıyız. Eğer bunu yapmazsak zulmün makinesini parçalamak isteyen kardeşlerimizin iradelerini ve kanlarını ABD’ne ve Nato’ya peşkeş çekmiş oluruz! Bunu unutmayalım!


Bizlerin, Ayetullah Ali Hamenei kadar mı haysiyetimiz yok! Adam Suriye’deki Müslümanlara karşı alenen tavır aldı ve onların kanlarının helal olduğuna adeta fetva verdi. Bu sessizlik neyin nesidir? İran’ın çıkarları; Suriye’de ırzına tecavüz edilen mümine kardeşlerimizin ve zalim devletin canileri ve kuduz köpekleri tarafından kanları dökülen Müslümanların kanlarından ve haysiyetlerinden daha aziz ve şerefli değildir, bunu bunlara göstermek mecburiyetindeyiz!


Bazı komşu ülkeler; kendi güvenliklerini sağlamak ve Irak ile Suriye’deki zulumlere ortaklıklarını gizlemek ve Türkiye’nin daha zayıf duruma düşürülmesi için Türkiye’yi PKK ile ve belki de Kürtlerle bir savaşın eşiğine getirmek istiyorlar. AKP'nin görünürde İran’a öykünerek girişeceği geniş askeri operasyonlar; belki Suriye’nin tamamen yitirilmesi ve sonunda da işgal edilmesine yol açacaktır.


Erdoğan ve Hükümetinin, PKK ile Bayram sonrası hesaplaşacağını ve kan dökeceğini ima etmesi Türkiye’yi Suriye’deki hadiselerin dışında tutacak ve Erdoğan’ın Suriye için “iç meselemiz” dediği vakayı da sahamızın dışına itecektir. Bu da ve İran bütün askeri gücü ile Suriye işgal ettikten sonra Türkiye’nin yapacağı ne kalacak ki ABD ve Nato ile operasyonlara katılmak zorunda bırakılabilir mi bunu bilemiyoruz.


Şu anda Hareste ve Kabun’da çok büyük patlamalar olmakta, sanayi mıntıkası olan Kabun ve Hareste’de binlerce kimyasal malzeme, gaz tüpleri ve yanıcı madde bulunmaktadır. Sabaha kadar devam edecek bir bombardımanda Şam cehenneme çevrilecek ve belki de binlerce insan katledilecek. Ordudan ayrılan subaylar ve mahiyetlerindeki askerlerle Nusayri ordusu arasında Şam’da çok çetin çatışmalar sürmekte.


Nusayrı subaylar; Beşşar’ın ve Mahir’in ilahlığının açıkça ilan ederlerken, İran bu küfr İslamcı İran'ın Ayetullahları ve Filistinin hamisi hizbullahın hiç izzetlerine dokunmuyor! Hem şir ve küfrden yana olmak ve hem de Kudüsün hamiliğine soyunmak!? Bu, ne tezad ve bu ne cahiliyye? Bunların ataları da tarihte Fatımi halifelerini ilah olarak görüyorlardı.


Suriyede, Nusayri rejiminin zulmü ve işlediği cinayetler ve kadınlara reva gördüğü, Türkiye’nin de İslamını ve İranın da sahte tevhidini ciddi bir biçimde tarihin önünde sorguluyor.


Şu anda bombalan Kabun ve Haresteki Müslümanlar; çoluk çocuğunun canını kurtarabilmek için Besatin mıntıkasına doğru kaçışıyorlar ve halkın üzerine çok yoğun ateş açılıyor. Gerçekte yaralı ve ölü sayısını kimse bilemiyor. Zira ölenlerin ve yaralıların bir kısmı kaçırılıp yakılıyor ve yok ediliyor.


28 Ramazan Suriye tarihinde belki de en kanlı gün olarak tarihe geçecek.

Buradan Türkiye’ Müslümanlarına sesleniyorum.


Kardeşlerim, bugüne kadar yalanları ve dalaletleriyle gençlerimizin akidelerini ifsad etmek ve onları Rasulullah’ın ashabına düşman etmek isteyenlerin aldatmalcalarına ve İslama olan hiyanetlerine karşı duraralım ve AKP Hükümetine tarihi görevini üstelenmesini haykıralım.


İran, PKK kozunu Türkiyeyi vurmak için kullanmaktadır. Erdoğan’ın, etrafındaki adamların bazısına dikkat etmesi gerekiyor. Gelecek günler; İran ile Türkiye arası ciddi gerilimlerin olacağı günler olabilir. Ancak Türkiye, Suriye Müslümanlarını gözden çıkarmışsa, kendi güvenliğini düşünürken, kendi güvenliğini ebedi olarak tehlikeye atacaktır.


İran; İsrail ve ABD düşmanlığını kullanarak, İslam âlemindeki öfkeli gençliği aldatmak ve aynı zamanda bu gençliği Allah’ın Rasulü’nün ashabına düşmanlığı ve onları tekfir etmeyi yayarken susanlar ve bu küfre ses çıkarmayanlar, bugün Suriye’de olanları utanmadan ABD ve İsraile bağlamaktalar.


Artık, ABD’nin ve Siyonist Yahudi İsrail’in güya en kahraman ve en amansız düşmanlarının ise, neden bu kadar Şii olmayan Müslümanları acımadan; İran askerleri ve hizbullahın paralı katillerinin yardımıyla katlettiklerini görmek gerekmektedir.


İran’ın İslamın adını kullanarak İslam beldelerinde yaydığı şirkin farkında olmayan dalalet ehli 30 yıldır bu ülkede şeytani bir ideolojinin İslam adına propagandasını yapmaktadırlar.


Türkiye, ne yazık ki Suriye’de olanlara karşı hikmetli ve gerçekçi olan bir dil ve diplomasi üretememektedir. Binlerce insan Suriye’de hayatını kaybederken, Afganistan’daki ve Irak’taki Nato katliamına karşı iddia ettiği İslam vahdetine rağmen seyirci kalan ve ABD’nin yanında yer alan İran’ı artık Müslümanların vicdanlarında Allah’ın kitabı ve Raulünün Sünneti çerçevesinde ve aydınlığında yargılamalarının vakti gelmiştir.


Bu yazımı okuyanlar şu soruyu sorabilirler; “senin Türkiyen ise, Afganistan’da ABD’nin ve Nato’nun yanında duruyor” diyebilirler. Evet doğrudur. Anca Türkiye’nin İslam diye bir davası ve İslam vahdeti diye iddiası olmayan Kemalist ve laik bir ülkedir ve ABD ile stratejik ortaktır. Bizim burada haykırımız, sadece AKP’yi insanlıklarını hatırlayarak hareket etmelerini, istiyoruz. AKP hiçbir zaman İslam ile hareket edemeyecek olan bir partidir, zaten böyle bir davası ve iddiası da yoktur. Zaten AKP’nin de açık ve anlaşılabilir bir İslami politikası yoktur. Onun için biz, asla AKP’den ve Erdoğan’dan İslami asaleti olan bir çıkış bekleyemeyiz..Bu çıkış, başta AKP’nin ABD’nin, AB’nin ve Nato’nun gözünden düşmesine ve ciddi bir şekilde cezalandırılmasına ve içişlerinde karmaşanın ve kargaşanın kışkırtılmasını doğuracaktır.


Kanlarımız heder ediliyor; vatanlarımız ABD ve AB tarafından işgal ediliyor.

Müslüman olduğunu söyleyen ülkeler, derin bir gafletin ve hiyanetin içindeler. Sorunlarımıza ve çekişmelerimize kendi irademiz ve kendi imani kaynaklarımızdan aldığımız ilkeler doğrultusunda yaklaşmadığımız sürece, Türkiye’nin etrafında cereyan eden olaylar; gelecekte bütün bölgeyi saracak ve bölgedeki bütün rejimler yıkılacaktır. Bu rejimler arasında İran ve Türkiye’de var.

Batının istediği de Türkiye ile İran’ın bir savaşa çekilmesidir. Suriye deki hadiseler diğer ülkelerdeki hadiselerden daha çok İslam âlemini doğrudan ve derinden etkileyecektir. Çünkü Mısır’dan sonra İsrail ile sınırı olan en önemli stratejik ülke Suriye’dir.


Arap ülkelerindeki kıyamların esas amacı yükselen İslami kıyam ve Cihad akidesinin katledilmesidir. Bunun içinde kanımız birbirimize akıttırarak gücümüzü kırmak ve sonrada kanlarımızı üzerinde yeni bir emperyalist hegemonya kurmak istiyorlar.


Bunu nasıl durdurabiliriz?


“Hayat İman ve Cihaddır” diyenler ve Hüseyni kıyamdan söz edenler. Acaba Suriye’de kimin katliamda bulunduğunu bize söyleyebilirler mi? Biz de yarın HER YER ŞAM HER GÜN 28 RAMAZAN MI diyelim?


Hüseyni kıyamdan söz edenler ve Hüseyn’in intikamından söz edenler, İsrail’in gölgesinde katliamlarına devam ediyorlar ve Hüseyn’in intikamını alıyorlar öyle mi değil mi?


Ey Hüseyn! Vallahi sen, seni sevdiğini söyleyen birçoğundan ve Nusayri kâfirlerine yardım eden İran’dan da Hizbullah’tan da berisin, tıpkı bizim senin kanından beri olduğumuz gibi.


Öldürün bizi ey "sahte vahdet"çi kardeşler, öldürün bizi! Ey "sahte" Mehdiyi bekleyenler!


Allah’ın intikamı ve hesabı bir gün elbette gelecektir!


Sahurlarınızda ve sabah namazlarında Müslümanlara dua edelim..


Bugün, Dera’da bir spor salonunda bir çırpıda 20 genç ve Ebu Kemalde 23 kişi idam edildi.


Not:Humus’da tanklar hala katliamda bulunuyor. Hizbullahın militanları bu şehirlerin tamamında Nusayri ordusuyla birlikte savaşmaktadır.

28 Ramazan 2011, saat: 04.12

Mehmet Emin Akın
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Ana Sayfa Alt