Suriye ordusundan son dönemde ayrılan bir tuğgeneral rejimin başında gerçekte Beşşar Esad’ın değil annesinin bulunduğunu söyledi. Tuğgeneral, fetvalarınsa İran’dan alındığına işaret etti.
Varol Sarıyüce / TIMETURK
Esad’ın ordusundan yeni ayrılan Tuğgeneral Fayez Amru, Suriye rejimini Beşşar Esad’ın annesinin yönettiğini, devrime karşı kendisini onun yönlendirdiğini, rejimin tamamen Hamaney’in fetvalarına uyduğunu ortaya koydu. Tuğgeneral Fayez Amru dün basına yaptığı açıklamada şöyle dedi: ‘Suriye’yi beş kişi yönetiyor: Beşşar Esad, kardeşi Mahir, eniştesi Asıf Şevket, Muhammed Nasif ve Abdulfettah Kudsiye. Bunların hepsinin başında da Beşşar Esad’ın annesi Enise Mahluf yer alıyor. Suriye’de halkayı işte bu isimler oluşturuyor.’
Tuğgeneral Amru, bu beş ismin fetvaları İran’ın dini lideri Hamaney’den, öncesinde de Humeyni’den aldıklarını, Suriye emniyet birimlerinin birçoğunda İranlı danışmanlar kullanıldığını vurguladı. Ardından çok kötü insani koşullar içinde olduğuna işaret ettiği Humus kentinde Hizbullah’a tabi, sakinleri silahla donatılmış bir köy bulunduğunu belirtti.
Birbirine mutabık raporlar Tahran ve Hizbullah’ın Beşşar Esad rejimini desteklediğini, İran Devrim Muhafızları’ndan ve Hizbullah’tan unsurların Suriyeli göstericilerin bastırılmasına katıldığını gösteriyor.
Görevinden ayrılan tuğgeneral askeri kurumun safları arasında önemli boyutta huzursuzluk yaşandığını, askerlerin büyük çoğunluğunun psikolojisinin çok bozuk olduğunu, trajik bir halde olduklarını ifade etti.
Amru şöyle ekledi: ‘Aldığımız emirlere gelince; ben sanat okulundayken toplantılara katılırdım. Gösteriye çıkan herkesin öldürülmesi yönündeki emirler çok açık ve netti. ‘Rejime karşı’ yerine ‘ulusa karşı’ ayaklanan kimselerin öldürülmesi ibaresini kullanarak gerçeği gizlemeye çalıştılar. Bize ‘onlara rejimi teslim ederiz, önemli değil. Ancak devlet daha önemli’ diyorlardı. Bizim, iktidarda kalabilmek için 20 milyon Suriyeliyi öldürme hususunda hiç tereddüt etmeyecek kanunsuz bir çetemiz var.’
Yaptırımlar sadece rejimi vurmadı
Öte yandan Suriye’nin önde gelen işadamlarından Faysal El-Kudsi dün yaptığı açıklamalarda Suriye’nin ekonomisinin uluslararası yaptırımlar sonucu büyük sıkıntılar yaşadığını, hükümetin sokak baskısı nedeniyle yavaş yavaş dağılma sürecine girdiğini söyledi.
Suriye eski devlet başkanı Nazım El-Kudsi’nin (1961-1963) şu anda Londra’da yaşayan oğlu El-Kudsi ‘Batı ve Arap yaptırımları sadece rejimi değil tüm ülkeyi etkiliyor’ dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Geçen Nisan ayından beri; normalde gayri safi yıllık iç hasılanın yüzde on beşini temsil eden- turizm yok. Suriye tarafından ihraç edilen materyallere konan yaptırım nedeniyle geçen Kasım ayından beri GSYİH’nin yüzde otuzunu oluşturan petrol ihracatı durduruldu. Sadece Ürdün, Irak ve Lübnan’a ihracı yapılabilir hale geldi. Merkez Bankası döviz rezervleri de 22 milyar dolardan yaklaşık 10 milyar dolara düştü. Bu da çok hızlı bir gerileme sayılmaktadır. İran, Irak üzerinden büyük miktarda nakit gönderiyor ancak bu miktar yine de yeterli değil.’
El-Kudsi, Suriye hükümeti hakkında ise şöyle konuştu: ‘Suriye hükümeti birimi, yavaş bir çöküş yaşıyor. Humus, İdlib ve Der’a’da neredeyse ‘yok’ denecek bir durumda. Suçlar umurunda olan mahkemeler ve polis yok. Bunun hükümete etkisi de çok büyük düzeyde oluyor.’
İşadamı El-Kudsi son olarak tanıdığı işadamlarının birçoğunun güvenlikleri için ülkeyi terk ettiğini söyledi.
Varol Sarıyüce / TIMETURK
Esad’ın ordusundan yeni ayrılan Tuğgeneral Fayez Amru, Suriye rejimini Beşşar Esad’ın annesinin yönettiğini, devrime karşı kendisini onun yönlendirdiğini, rejimin tamamen Hamaney’in fetvalarına uyduğunu ortaya koydu. Tuğgeneral Fayez Amru dün basına yaptığı açıklamada şöyle dedi: ‘Suriye’yi beş kişi yönetiyor: Beşşar Esad, kardeşi Mahir, eniştesi Asıf Şevket, Muhammed Nasif ve Abdulfettah Kudsiye. Bunların hepsinin başında da Beşşar Esad’ın annesi Enise Mahluf yer alıyor. Suriye’de halkayı işte bu isimler oluşturuyor.’
Tuğgeneral Amru, bu beş ismin fetvaları İran’ın dini lideri Hamaney’den, öncesinde de Humeyni’den aldıklarını, Suriye emniyet birimlerinin birçoğunda İranlı danışmanlar kullanıldığını vurguladı. Ardından çok kötü insani koşullar içinde olduğuna işaret ettiği Humus kentinde Hizbullah’a tabi, sakinleri silahla donatılmış bir köy bulunduğunu belirtti.
Birbirine mutabık raporlar Tahran ve Hizbullah’ın Beşşar Esad rejimini desteklediğini, İran Devrim Muhafızları’ndan ve Hizbullah’tan unsurların Suriyeli göstericilerin bastırılmasına katıldığını gösteriyor.
Görevinden ayrılan tuğgeneral askeri kurumun safları arasında önemli boyutta huzursuzluk yaşandığını, askerlerin büyük çoğunluğunun psikolojisinin çok bozuk olduğunu, trajik bir halde olduklarını ifade etti.
Amru şöyle ekledi: ‘Aldığımız emirlere gelince; ben sanat okulundayken toplantılara katılırdım. Gösteriye çıkan herkesin öldürülmesi yönündeki emirler çok açık ve netti. ‘Rejime karşı’ yerine ‘ulusa karşı’ ayaklanan kimselerin öldürülmesi ibaresini kullanarak gerçeği gizlemeye çalıştılar. Bize ‘onlara rejimi teslim ederiz, önemli değil. Ancak devlet daha önemli’ diyorlardı. Bizim, iktidarda kalabilmek için 20 milyon Suriyeliyi öldürme hususunda hiç tereddüt etmeyecek kanunsuz bir çetemiz var.’
Yaptırımlar sadece rejimi vurmadı
Öte yandan Suriye’nin önde gelen işadamlarından Faysal El-Kudsi dün yaptığı açıklamalarda Suriye’nin ekonomisinin uluslararası yaptırımlar sonucu büyük sıkıntılar yaşadığını, hükümetin sokak baskısı nedeniyle yavaş yavaş dağılma sürecine girdiğini söyledi.
Suriye eski devlet başkanı Nazım El-Kudsi’nin (1961-1963) şu anda Londra’da yaşayan oğlu El-Kudsi ‘Batı ve Arap yaptırımları sadece rejimi değil tüm ülkeyi etkiliyor’ dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Geçen Nisan ayından beri; normalde gayri safi yıllık iç hasılanın yüzde on beşini temsil eden- turizm yok. Suriye tarafından ihraç edilen materyallere konan yaptırım nedeniyle geçen Kasım ayından beri GSYİH’nin yüzde otuzunu oluşturan petrol ihracatı durduruldu. Sadece Ürdün, Irak ve Lübnan’a ihracı yapılabilir hale geldi. Merkez Bankası döviz rezervleri de 22 milyar dolardan yaklaşık 10 milyar dolara düştü. Bu da çok hızlı bir gerileme sayılmaktadır. İran, Irak üzerinden büyük miktarda nakit gönderiyor ancak bu miktar yine de yeterli değil.’
El-Kudsi, Suriye hükümeti hakkında ise şöyle konuştu: ‘Suriye hükümeti birimi, yavaş bir çöküş yaşıyor. Humus, İdlib ve Der’a’da neredeyse ‘yok’ denecek bir durumda. Suçlar umurunda olan mahkemeler ve polis yok. Bunun hükümete etkisi de çok büyük düzeyde oluyor.’
İşadamı El-Kudsi son olarak tanıdığı işadamlarının birçoğunun güvenlikleri için ülkeyi terk ettiğini söyledi.