21. yüzyılda devletler uluslararası ilişkilerdeki siyasetlerinde reel politik kavramını kullanıyorlar. Bu kavrama göre her ülkenin dış politikası, kendi çıkarlarını korumak için dizayn edilir ve hiçbir değer gözetilmeksizin birinci öncelik ülkenin çıkarlarıdır.
Tüm ülkeler gibi İran ve Suudi Arabistan’da dış politikasında hiçbir değer gözetmeksizin kendi çıkarları doğrultusunda çalışmaktadırlar.
İslam dünyasında bu iki ülke iki farklı kutup gibi gözükseler de, eğer aynı çıkar peşinde iseler çok rahat el sıkışabilmektedirler.
Dünya siyasetinin ahlaksız yapısı bu iki ülkede çok rahat görülebilmektedir. Suriye konusunda dolaylı yoldan birbirleri ile savaşmaya devam ediyorlar. İran Esed rejimini en çok destekleyen ülke konumunda iken, Suudi Arabistan Suriye’deki silahlı muhalifleri en çok destekleyen birkaç ülkeden bir tanesidir.
Kameralar karşısında birbirleri ile düşmanlığa devam eden bu iki ülke, kapalı kapılar arkasında defalarca el sıkışmış ve anlaşmalar imzalamıştırlar. Bunlardan sonuncusu geçtiğimiz günlerde Amerika’da gerçekleşti.
Her iki ülkenin dışişleri bakanları Birleşimiş Milletler'in 69. Genel Kurulu toplantısı için gittikleri New York’ta bir araya geldiler.
İran Dışişleri BakanıCevad Zarif, görüşmenin hemen ardından resmi internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada: "Bu görüşme iki ülke arasındaki ilişkiler için yeni bir sayfanın açıldığı anlamına gelmektedir. Biz umuyoruz ki bu görüşme; bölgemizdeki ve dünyadaki barışı ve güvenliği olumlu yönden etkileyecek, Müslüman milletlerin çıkarlarına hizmet edecektir." dedi.
Suudi Arabistan Dışişleri BakanıPrens Saud el Faysal : "Geçmişteki hataları önleyerek, mevcut krize karşı ortak bir mücadelenin sağlanacağına inanıyoruz." dedi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani 2013'te göreve gelmesinden sonra ilk defa İranlı ve Suudi Arabistanlı üst düzey bürokratlar bir araya gelmiş oldu.
İki körfez ülkesi Suudi Arabistan ile İran arasındaki siyasi ilişki son yıllarda kopma noktasına gelmişti.
Dış politikasını Amerika'nın çıkarlarını gözeterek oluşturan Suudi Arabistan'ın İran ile yakınlaşması, son günlerde İran ile Batı'nın yakınlaşmasının bir uzantısı olarak yorumlamdı.
Amerika IŞİD'a karşı mücadele adı altında tüm direnişçileri vurmak istediği planına İran'ı da katmak istiyor. Bu işbirliği için de kendisine aracı olarak Suudi Arabistan'ı kullanıyor.
Bundan sonraki süreçte her iki ülkenin arasındaki siyasi ilişkinin nasıl devam edeceği merakla bekleniyor.
Tüm ülkeler gibi İran ve Suudi Arabistan’da dış politikasında hiçbir değer gözetmeksizin kendi çıkarları doğrultusunda çalışmaktadırlar.
İslam dünyasında bu iki ülke iki farklı kutup gibi gözükseler de, eğer aynı çıkar peşinde iseler çok rahat el sıkışabilmektedirler.
Dünya siyasetinin ahlaksız yapısı bu iki ülkede çok rahat görülebilmektedir. Suriye konusunda dolaylı yoldan birbirleri ile savaşmaya devam ediyorlar. İran Esed rejimini en çok destekleyen ülke konumunda iken, Suudi Arabistan Suriye’deki silahlı muhalifleri en çok destekleyen birkaç ülkeden bir tanesidir.
Kameralar karşısında birbirleri ile düşmanlığa devam eden bu iki ülke, kapalı kapılar arkasında defalarca el sıkışmış ve anlaşmalar imzalamıştırlar. Bunlardan sonuncusu geçtiğimiz günlerde Amerika’da gerçekleşti.
Her iki ülkenin dışişleri bakanları Birleşimiş Milletler'in 69. Genel Kurulu toplantısı için gittikleri New York’ta bir araya geldiler.
İran Dışişleri BakanıCevad Zarif, görüşmenin hemen ardından resmi internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada: "Bu görüşme iki ülke arasındaki ilişkiler için yeni bir sayfanın açıldığı anlamına gelmektedir. Biz umuyoruz ki bu görüşme; bölgemizdeki ve dünyadaki barışı ve güvenliği olumlu yönden etkileyecek, Müslüman milletlerin çıkarlarına hizmet edecektir." dedi.
Suudi Arabistan Dışişleri BakanıPrens Saud el Faysal : "Geçmişteki hataları önleyerek, mevcut krize karşı ortak bir mücadelenin sağlanacağına inanıyoruz." dedi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani 2013'te göreve gelmesinden sonra ilk defa İranlı ve Suudi Arabistanlı üst düzey bürokratlar bir araya gelmiş oldu.
İki körfez ülkesi Suudi Arabistan ile İran arasındaki siyasi ilişki son yıllarda kopma noktasına gelmişti.
Dış politikasını Amerika'nın çıkarlarını gözeterek oluşturan Suudi Arabistan'ın İran ile yakınlaşması, son günlerde İran ile Batı'nın yakınlaşmasının bir uzantısı olarak yorumlamdı.
Amerika IŞİD'a karşı mücadele adı altında tüm direnişçileri vurmak istediği planına İran'ı da katmak istiyor. Bu işbirliği için de kendisine aracı olarak Suudi Arabistan'ı kullanıyor.
Bundan sonraki süreçte her iki ülkenin arasındaki siyasi ilişkinin nasıl devam edeceği merakla bekleniyor.
