Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Taberani 'deki Recep Ayı Hadisleri Sahih midir?

matematikçi Çevrimdışı

matematikçi

Üye
İslam-TR Üyesi
S.A...TABERANIDE HADIS GECIYORMUS BU RECEP AYI ILE ILGILI AMA BEN ONLARIN SAHIH OLMADIGINI DUYDUM..SAHIH DEGILSE TABERANİ GİBİ Bİ ALİM NEDEN BUNLARI ALSIN...YOKSA BUNLAR TABERANIDE GECMIYOR MU? BİLEN ALLAH İÇİN CEVAP VERSİN
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şurada Receb ayı ile ilgili uydurulmuş ve zayıf olan hadisleri bulabilirsiniz :

KANDİL GECELERİ BİD’AT’Çİ NİCELERİ

https://www.islam-tr.org/konu/kandil-geceleri-bidatci-niceleri-kitap.8101/

*************

Ayrıca :


RECEB VE ŞABAN AYI İLE İLGİLİ ZAYIF VE UYDURMA HADİSLER

1-El-Beyhaki Şuabu’l-İman c.3/3804 Ata yoluyla Aişe’den (radıyallahu anhuma)’dan gelen zayıf bir rivayette Resülullah sallallahu aleyhi ve selem’in şöyle dediğini nakletmiştir:

Receb gerçekten Allah’ın ayıdır O Esamm olarak adlandırılır Cahiliyye ehli Receb ayı girdiğinde silahlarını iptal ederler ve bırakırlardı Bu ayda insanlar uyurdu ve yollar emniyet içinde olurdu onların hiç birisi bu ay çıkıncaya kadar diğerlerinden korkmazlardı.

El-Beyhaki Fedailu’l-Evkat.s.20 el-Beyhaki Şuabu’l-İman c.7.s.386 Aliyyu’l-Kari Fedailu’l-Evkat fi Receb.s.22 Bu hadisin senedi çok zayıf’tır. Bundaki afet de Eban İbn Sufyan’dır İbn Hibban o çok uydurma olan haberler rivayet etmiştir der Onun adı daha sonradan Eban İbn Sufyan olmuştur Ğalib İbn Ubeydullah el-Ukayli el-Cezeri hakkında ise Buhari hadisleri inkar edilen bir kimsedir demiştir İbn Main onun bir hiç olduğunu söylemiştir ed-Darekutni ve Ebu Hatim er-Razi de onun hadisinin alınmayıp terk edildiğini söylemişlerdir.İbn Arrak Tenzihu’ş-Şeria c.2.s.164.

2-Ziyad İbn Meymun’un Enes’ten rivayet ettiğine göre Resülullah sallallahu aleyhi ve selem’e şöyle sorulmuştur:

Ey Allah’ın Rasülü Receb niçin Receb olarak adlandırıldı Dedi ki Çünkü onda Şaban ve Ramazan için hazırlık yapılır da onun için.el-Hallal Fedailu Receb s.60.2
Bu hadis uydurmadır Bu hadisi uydurma afeti de Ziyad İbn Meymun’dur (es-Sekafi el-Fakihi) o yalancı ve hadis uydurucu biridir Resülullah adına hadis uydurduğunu kendi ağzıyla itiraf etmiştir.bkz. el-Hallal Fedailu Receb.s.60 2 not thk Amr Adulmumin.

3-Enes b. Malik'in rivayet ettiği bir hadiste “Kim her haram ayda, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günü oruç tutarsa kendisine yediyüz yıllık ibadet ecri yazılır”.
İbn Hacer bu hadisi Temmam er-Razi'nin Fevaid'inden naklediyor. Senedinde zayıf ve bilinmeyen raviler vardır İbn Hacer, el-Askalani, Tebyinu'l Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb s. 30-33 İbnu’l-Cevzi, el-İle'l-el-Mütenahiye: 2/554 İbnu'l-Cevzi bu hadisin sahih olmadığını söyler. Ebu Hatim er-Razi ise, senedindeki Mesleme b. Raşid'in hadisi “Muztarib” tir. Meçhul olup, bilinmez der Ebu Raşid Muhammed de meçhuldür der. Ancak, Ebu Hatim onun hadisinin kabul edilir olduğunu zikreder. Her ne kadar İbn Hibban “es-Sikat” adlı kitabında (c.4/234); o bir çok kez yanılmıştır, demişse de bu O'nun meçhulleri güvenilir gösterdiği anlamına gelmez.Bu uydurma ve münker bir hadistir.

4-Selman-el- Farisi (r.a.) Hadisi “Bir kimse Receb ayından bir gün oruç tutsa, o kimse sanki bin yıl oruç tutmuş, bin köle azad etmiş gibi sevaba kavuşur. Ve bir kimse Receb'de az birşey sadaka verse, bin altın sadaka vermiş gibi sevab alır. Bedenindeki her kıl için bin sevab yazılır. Derecesi bin kat yükselir. Bin günahı yok olur. Her günkü orucu ve verdiği her sadakası için bin hac ve bin umre sevabı yazılır. Cennet'te ona bin ev, bin köşk ve bin oda yapılır. Her odada bin bölüm ve her bölümde çok güzel huriler bulunur. Abdulkadir el-Geylani,Ğunyetu't-Talibin s: 278. Bu uydurma hadisler’in sahabe adlarına nisbet edilmesi uydurulurken onların adına rivayet edilmiş olmasındandır.

5-Hz. Hasan'dan (r.a.) Rivayet Edilen Hadis “Receb'de bir kimsenin tuttuğu birgün orucun sevabı o kimsenin otuz sene oruç tutması sevabına denktir. Abdulkadir el-Geylani.Ğunyetu't-Talibin s. 272/273.

6-Enes b. Malik'in (r.a.) Rivayet Ettiği Bir Hadis “Receb Allahın ayıdır. Şa'ban benim ayım. Ramazan ümmetimin ayıdır. Denildi ki ey Rasulallah, Receb Allah'ın ayıdır sözünüzün anlamı nedir? Dedi ki; “Çünkü bağışlanmaya özgü bir aydır. Onda kanlar korunur. O ayda Allah Peygamberlerin tevbesini kabul etti, onda evliyasını düşmanlarının elinden kurtardı. Kim onun orucunu tutarsa, Allah ona üç şeyi verir. Geçmiş günahlarının hepsinin affı, geri kalanın cürümünden korunma. Büyük hesap günü susuzluktan korunma. Bu arada ihtiyar bir adam kalktı ve ya Rasulallah dedi: Ben bu ayın hepsini tuta*mam dedi.Allah Rasulü dedi ki: “İlk günü tut. Hasene on karşılığı iledir. Ortada bir gün, sonunda bir gün onu tüm tutman sevabı verilir sana.” Sakın Receb'in ilk gecesini gafletle geçirmeyin çünkü o geceyi melekler Rağbet (Reğaib) olarak adlandırır. İşte gecenin üçte biri geçince göklerde yakın olan hiçbir melek olmasın ki Ka'be'de toplanmasınlar. Allah onlara nazar eder ve ey Meleklerim benden dilediğinizi isteyin der. Melekler de derler ki; Rabbimiz, bizim senden istediğimiz Receb orucunu tutanları bağışlamandır. Allah' da bağışladım der. Sonra Allah Rasulü dedi ki: Receb'in ilk Perşembe günü oruç tutan, sonra kalkıp akşam ile yatsı arasında -yani Cuma gecesi- oniki rekat namaz kılar, her rek'atta Fatiha'yı bir kez (Kadr) süresini üç kez, oniki kez İhlas'ı okur ve her iki rekattan sonra selam verir de öylece namazını eda eder ve benim üzerime yedi kez salat getirirse, sonra Allahümme Salli Ala Muhammedin en-Nebeyyi'l Ummiyyi ve Ala Alihi der sonra secde'ye gider, ve yetmiş kez Subbuhun, Kuddusun, Rabbu'l-Melaki deyip başını kaldırır, yetmiş kez, Rabbim beni bağışla ve acı. yaptıklarını sen biliy*orsun affet, Sensin izzetli olan der, ikinci kez secdeye gider ve aynen birinci secdede söylediği gibi söyler, sonra Allah'dan hacetinin giderilmesini isterse o haceti giderilir. Nefsim elinde olana yemin ederim ki hiç bir erkek veya kadın bu namazı kılmış olmasın ki Allah onların günahlarını' bağışlamasın. Velev ki denizin köpükleri, ve ağaçların yapraklan kadarda olsa. Kıyamet günü soyundan yediyüz kişiye şefaat eder. Kabrine girdiği ilk gece bu namazın sevabı gelir ve ona aydınlık bir yüz ve güzel bir dille karşılık verir. Der ki: ey Sevgilim, müjde, bütün azaptan kurtuldun. Der ki sen kimsin? Vallahi senden daha güzel yüzlü, daha güzel gözlü, kimse görmedim ve kokusu senin kokundan daha iyi olan bir kimsenin kokusunu almadım. Ona de ki; sevgilim, ben senin falanca ayda filanca gecede. kıldığın o namazın sevabıyım. Bu gece senin hakkını vermek için yalnızlığında sana dosl olmak ve sıkıntını gidermek için geldim, der”. Sura üfürüldüğü zaman, kıyamet alanında başının üzerinde durup seni gölgeleyeceğim. Müjdeler olsun sana! Rabbim'den gelen hayırdan ebedi mahrum olmayacaksın.”

İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat, C. 2, s.125/126. 1. İbnu'LCevzi der ki rivayetin'de Ali b. Abdillah b. Cuhdum vardır. O yalancıdır. Ebu Muhammed, Abdulaziz el-Kittani, senedi bozarak hadisi sağlam şeyhe bağlayıp rivayet ediyor, der. Amacı hadisteki suçlanan yalancıyı gizlemektir. Çünkü o hadis uyduruyordu. Halbuki ondan Önceki kimseler meçhul kimselerdir. el-Kinani, Tenzihu'ş-Şeria, Ani'I-Ahbari'ş-Şeniyati'l-Mevdua: C.2 S. 90/91/93/50. Enes hadisinden; Senedinde Ali b. Abdillah b. Cuhdum vardır. el-Kinani diyor ki, ben şeyhimiz Abdulvehhab (el Hafız) dan işittim. Bu hadisin ravilerinin meçhul olduğunu, onlar hakkında bütün kitapları aradım fakat onlardan tanıyacak kimse bulamadım dedi. İbn Hacer, Tebyinu'l -Aceb'de, bu hadisi Ebu Muhammed Abdulaziz el-Kittani'nin “Fi Fadli Receb” de tahric ettiğini söyler. Bunu Ali b. Muhammed b. Said el-Basri'nin (İbn Cuhdum'un Şeyhi) babasından duyduğunu söylemiştir. Abdulaziz bunda yanılmıştır. O, hadisin Ati b. Abdillah b. Cuhdum'dan olduğunu vehmetmiştir. Halbuki öyle değildir. Amacı ondan hadis aldığını gizlemekti. İmam es-Sağani de bunun mevzu olduğunu söylemiştir. Ibn'ul -Kayyım el-Cevziyye, el Menar el-Munif adlı kitabında, mevzu olduğunu söylemiştir, İbn Ömer, eş-Şeybani, (Kitabu Temyizi'l-Tayyibi Mine'l Habis) s. 83/93 İbn Hacer el-Askalani, Tehyinu'l-Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb, s. 40/41. el-Leknevi,el-Asâr el-Merfua Fi'i-Ahbar el-Mevdua: s. 652/63. “el-Gazali bunu lhyau'l-Ulum'da zikreder. Bu hadis muhaddislerin ittifakıyla uydurmadır. Abdulkadir Geylani'nin Gunye'de Humeyd ve Enes'den başka güvenilecek tek kimse yoktur. Aksine hepsi meçhul ve bilinmeyen kimselerdir. el-Iraki, ihya hadislerinin tahricinde bunun uydurma olduğunu söyler 1/203. ez-Zehebi Mizanu'l -i'tidal'da Ali b. Abdillah b.Cuhdum ez-Zahid Ebu'l-Hasan (Behcetu'l-Esrar) sahibi için hadis uydurmakla suçlanmıştır diyor. (C.3/5879) Bazıları (Reğaib Namazını) Hicri 414 yılında onun ihdas ettiğini söylerler. ez-Zehebi, Tarihu'l-<ACRONYM title="islami forum islami bilgiler">Islam</ACRONYM>'da onun “Behcetu'l-Esrar” adlı kitabında bir çok musibeti zikrettiğini söylemiştir. el-Leknevi, İbn Cuhdum hakkında der ki, o Abdulkadir Geylani'den sonra gelmiştir. Yani Hicri 414 yılında öldüğünü kabul etmez. Taşköprüzade, Keşfuz-Zunûnda onun kitabını H.660 yılında yazdığını nakleder el-Leknevi'nin el-Yafii'den naklettiğine göre Regaib Namazını (Behcetü'l-Esrar'ın sahibi Ebu'l-Hasen Ibn Cuhdum el-Hamedani değil, bir başkası ihdas etmiştir. Zira el-Yafii (Mir'atu'l-Cinan, 2/28) 414 yılı olaylarını anlatırken İbn Cuhdum'un öldüğünü yazar. Buradan da anlaşılıyor ki Behcetu'l-Esrar sahibi Ibn Cuhdum "Regaib Namazı" ihdas eden kimse değildir" (el-Asar s.68) -İbnu'i-Imad, Şezeratu'z-Zeheb'de Ebu'l-Hasen b. Cuhdum, (Ali b. Abdillah Ibni'l Hasen) el-Hemezaniyi (Hicri 414) yılı vefatları arasında gösterir. -es-Suyuti, el-Leali el-Masnua Fi'l-Ehadis el-Mevdua c.2, s. 55/56. bu hadisin uydurma olduğunu söyler. Hocası Abdulvehhab da aynı görüşteydi. Ibn Hacer (rh.a) bu hadisin lafzının-Muhammed b. Nasır'a-ait olduğunu söyler. Bu hadis Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) adına uydurulmuş bir hadistir. Bu hadis için alimler Ibn Cuhdum'u suçlamışlardır. o'nun yalan söylediğini zikrettiler. Şeyhimiz Hafız Abdulvehhab “bu hadisin ricali meçhuldür”, dediğini duydum. Ben senedindekileri hangi kitapta aradıysam bulamadım”. (İbn Hacer, el-Askalani, Tebyinu'l-Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb: S.54.)

7-Receb Allah'ın ayıdır. Şa'ban benim ayinidir. Ramazan ise ümmetimin ayıdır.

Ebu'l Hattab, bu hadis “Batıldır” der. Allah Rasulü adına uydurulmuştur en-Nakkaş, “Şifau's-Sudur” adlı kitabın sahibidir. Kitabının çoğunu yalan ve iftira ile doldurmuştur. Hafız Ebu Bekr b. Sabit diyor ki; “O Şifau's-Sudur değil, Şekau's-Sudur'dur.” Daha sonra alimler O'nun uydurmacılığı hakkındaki sözlerini nakletti. Talha b. Cafer dedi ki : Nakkaş yalan söylüyordu, imam Ebu Bekr el-Berkani derdi ki; “onun bütün hadisleri münkerdir. Bu hadisin senedine kim olduğu bilinmeyen el-Kissai adında birisini katmıştır. Allah'ın kullarından kimse onu tanımıyor. Allah Rasulü'nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sözleri bu saçmalıklar ve aşırılıklardan amellerin karşılığına delalet edişi bakımından, münezzehtir. Üstelik bu sözlere ne Aziz Kitap ve ne de sabit olan hiçbir Sünnet delalet etmemektedir. Ibn Hacer, Tebyinu'l-Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb'de: Bu hadisin senedi mürekker'dir. Senedindeki Alkame'nin Ebu Said el-Hudri'den hadis aldığı bilinmiyor. Yine Senedin deki el-Kissai'nin kim olduğu bilinmemektedir. İbn Hacer. bu adamın Ali b. Hamza el-Makdisi olmadığını söyler.

8-Ebu Said el-Hudri (r.a.) den: “Receb Allah'ın ayıdır. Şa'ban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır. Kim Receb orucunu iman ve ihtisablı fecrine inanarak ) tutarsa. Allah'ın en büyük rızasına hak kazanmış olur. (Allah) onu Firdevs-i A'lay'a yerleştirir. Kim Receb'den iki gün oruç tutarsa, onun için iki misli ecir vardır. Her ecrin ağırlığı dünyanın dağlan gibidir. Kim Receb'den üçgün oruç tutarsa, Allah onunla cehennem arasına uzunluğu bir yıl olan bir Hendek koyar. Kim Receb'den dört gün oruç tutarsa, belalardan, delilikten, cüzzam'dan sedef hastalığından ve Deccalin fitnesinden ve kabir azabından emin olur. Kim Receb'den altı gün oruç tutarsa kabrinden yüzü dolunay gibi çıkar. Kim Receb'de yedi gün oruç tutarsa Allah o günlerden her bir günün orucu ile cehennem kapılarından bir kapıyı kapatır. Kim Receb'den sekiz gün oruç tutarsa, onun her günlük bir orucuna karşılık cennet kapılarından bir tanesi açılır. Kim Receb'den dokuz gün oruç tutarsa kabrinden La ilahe illallah diyerek dirilir cennetten başka bir yöne yüzünü çevirmez. Kim Receb'den on gün oruç tutarsa, Allah ona sırat üzerindeki her mil bir mesafede bir döşek hazırlar. Kim Receb'den onbir gün oruç tutarsa kıyamette yarın kendisi gibi bir kimseyi göremeyecek. Ancak daha fazla tutan bundan müstesnadır. Kim Receb'den oniki gün oruç tutarsa Allah ona kıyamet gününde iki kat güzel elbise giydirir. Bu hulle dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Kim Receb'den onüç gün oruç tutarsa kıyamet günü Arşın gölgesinde ona Öyle bir sofra kurulur ki, O, o sofradan yerken insanlar şiddetli bir azap içinde kıvranmaktadırlar. Kim Receb'den ondört gün oruç tutarsa, Allah ona sevabının karşılığı olarak gözlerin görmediği kulakların işitmediği ve nede insan aklına dahi gelmeyecek nimetler hazırlamıştır. Kim Receb'den onbeş gün oruç tutarsa, Allah onu kıyamet günü emin olanlarla beraber haşredecektir.

İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat'ta bu hadise mevzu der (C-2, S. 205/206)Hadisin ravilerinden olan el-Kissai ve en-Nakkaş kimdir bilinmiyor, İbn Arrak, Tenzihu'ş-Şeria c.2 S. 151/152. Yalnız el-Kinani: “bu rivayetlerin sonunda “Onun yanından geçen mukarrab bir melek veya bir nebi olmasın ki ona ne mutlu sana sen bugün güvende olanlardansın demesinler” ziyadesini zikreder. Hadis Ebu Bekr en-Nakkaş yoluyla Ebu-Said el Hudri'den geliyor. Nakkaş ile el-Kissai bilinmeyen kimselerdir. İbn Hacer Tebyinu'l-Aceb'den el-Kissai'nin meçhul olduğunu yazar. İsnadındaki Allame, Ebu Said'i hiç görmemiştir. es-Suyuti, el-Leali el-Masnua Fi'l-Ehadis el-Mevdua. C.l, S. 1114/115 es-Suyuti'de el-Kissai ile en-Nakkaş'ın meçhul olduklarını söyler.Ahmed b Habel en-Nesai ve ed-Darekutni bu hadisin isnadının başında ki Eban’in metruk olduğunu söylemişlerdir İbn Arrak Tenzihu’ş-Şeria c.2.s.151.152

9-Ebu Said el-Hudri (r.a.) hadisi:“Allah'ın kitabında, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günden bugüne, ayların sayısı onikidir. O aylann dördü haram (aylardır. O aylardan hiçbirisi Recebe denk değildir. Bunun için O'na Şehrulllahi'l-Esam denilir. Ve üçü de ardarda gelen aylardır. Yani, Zilkide, Zilhicce ve Muharrem. Bilin ki Receb Allah'ın ayıdır. Şa'ban benim ayım. Ramazan ümmetimin ayıdır.Kim Receb'den, iman ve ihlasla birgün oruç tutarsa, Allah'ın en büyük rızasını hakelmiştır ve Allah O'nu en Yüce Firdevs Cennetine koyar. Kim Receb'den iki gün oruç tutarsa O'na iki katı ecir vardır. O her kabın ağırlığı dünyanın dağlarının ağırlığı gibidir. Kim Receb'den döngün oruç tutarsa, belalardan cüzzam hastalığından, cinnetten barastan ve gözü silik Deccal'in fitnesinden ve kabir azabından korunur. Kim Receb'den beşgün oruç tutarsa, kabir azabından koru*nur.Kim Receb'den allı gün oruç tutarsa, kabrinden yüzü ayın ondördü gibi çıkar.Kim Receb'den yedi gün oruç tutarsa, cehennemin yedi kapısı vardır. Allah O'nun hergünkü orucuna karşılık cehennemin kapılarından bir kapıyı kapatır. Kim Receb'den sekizgün oruç tutarsa. Cennetin sekiz kapısı vardır. Allah O'na, her orucuna karşılık Cennetin kapılarından birisini açar.Kim Receb'den dokuz gün oruç tutarsa, Kabrinden “La İlahe İllallah” diyerek nida edip çıkar. Yüzü Cennetten başka bir yöne çevrilmez. Kim Receb'den on gün oruç tutarsa, Allah O'na her on milde, üzerinde istirahat edeceği bir döşek yaratır.Kim Receb'den onbir gün oruç tutarsa, kıyamet günü ancak onun gibi oruç tutan veya daha fazlasını tutan bir kimse ancak O'nun ecrine ulaşır. Kim Receb'den oniki gün oruç tutarsa Allah o'na kıyamet günü her birisi dünya ve içindekilerden daha hayırlı olan iki elbise giydirir.Kim Receb'den onüç gün oruç tutarsa, o'nun için kıyamet günü Arşın altında bir sofra kurulur. İnsanlar şiddetli bir ihtiyaçta oldukları bir anda o oradan yer.Kim Receb'den ondört gün oruç tutarsa, kendisine Allah gözlerin görmediği kulakların duymadığı ve insanlardan hiç kimsenin aklına gelmeyen sevaplar verir. Kim Receb'den onbeş gün oruç tutarsa, Allah kıyamet günü O'nu emin olanların yurdunda durdurur.

İbn Hacer el-Askalani, Tebyinu'l Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb; S.41/42. İbn Hacer'in dediğine göre. bu hadis garibdir. Ebu Muaviye ed-Darir'den el-A'meş'den. Ebu Alkame'nin Ebu Said'den rivayet ettiği bir hadistir. Bunu sadece Ebu Amr et-Taberi ondan rivayet etmiştir. Ve ancak O'nun rivayetiyle bilinir. O'da Ebu Bekr en-Nakkaş'ın O'ndan rivayetidir...” Ancak en-Nakkaş hadis uyduran bir adamdır. İbnu'l- Cevzi, el-Mevduat, C-2, s. 205 Bu hadisin uydurma olduğunu es-Suyuti’de kabul etmiştir. (el-Leali el-Masnua Fi'l-Ehadis el-Mevdua; C.2 S. 115) İbn Hacer, bu hadisin bundan başka iki yolundan söz eder. Birincisi; (ki çok gevşek bir rivayettir.) Ravileri arasında bilinmeyen kimseler vardır. İbn Hacer bu rivayeti Ebu'l Kasım Ibn Asakir'den Isam b. Talik yoluyla Harun el-Abdi'den O da Ebu Said el-Hudri'den alır. Bu uzunca bir rivaylettir. Metnin de fazlalıklar ve eksiklikler takdim ve tehir vardır, dedikten sonra, Şu ziyadeyi zikreder: “Kim Receb'den onaltı gün oruç tutarsa, Allah'ı ilk ziyaret edenlerden olur. Ve Allah'ın yüzüne bakar sözünü dinler. Kim Receb'den onye'di gün oruç tutarsa, Allah o'nun için sırat'ın üzerinde her milde dinleneceği bir konak yeri yaratır. Kim Receb'den o sekiz gün oruç tutarsa, ibrahim'i kulesinde ziyaret eder. Kim, Receb'den ondokuz gün oruç tutarsa, Allah o'nun için ibrahim ve Adem'in karşısında bir saray inşa eder. O'nlara selam verir. O'nlarda o'na selam verirler. Kim Receb'den yirmi gün oruç tutarsa, Allah katından bir münadi o'na şöyle der: önceki günahların bağışlanmıştır. Ameline yeniden başla ikinci yol İbn Hacer aynı hadisi el-Beyhaki'nin, “Fedailu'I-Evkat"ın da Gancar'dan, Nuh b. Ebi Meryem'den, Zeyd el-Ammi'den, Yezid er-Rakkaşiden, Enes b. Malik'den o'da Allah Rasulü'nden (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) "Aylar arasında Receb, Allah'ın seçtiği bir aydır. O Allah'ın aydır. Kim Receb ayını yüceltirse, Allah'ın emrini yüceltmiştir. Bu da O'nu Allah'ın Cennetlerine koyar ve o'na en büyük rızasını verir. Şa'ban benim ayimdir. Kim Şa'ban ayını yüceltirse, benim emrimi yüceltmiştir. Kim de benim emrimi yüceltirse ben kıyamet günü öncüsü ve yardımcısı olurum. Ramazan ayı Ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayını ve O'nun saygınlığını korursa, O'nun hürmetini çiğnemez, gündüzünü oruç tutar, gecelerini namazla ihya eder ve azalarını haramdan -korursa, Ramazan'dan günahsız olarak ve böylece Allah'ın kendi*sinden hesap soracağı hiç bir günahı olmadan-Ramazan'dan çıkar. Ibn Hacer bu hadise “mevzuu” der. Bu hadisi uyduran Nuh el-Cami diye anılan, Ebu ismet'tir. Abdullah İbnu'l-Mübarek O'nu Veki'e anlatınca , O da; “bizim oralarda Ebu İsmet diye anılan bir adamdır. Hadis uydurur dedi” (Tebyinu'l Aceb, s. 44/45). İmam Abdurrahman Ibnu'l-Cevzi (rh.a) (el-Mevduat) adlı kitabında bu hadisin uydurma olduğunu söylüyor. Ibn Hacer ve Îbnu'l-Cevzi, bu hadisin isnadında bilinmeyen insanlar vardır demişlerdir. Hadisin ravile-rinden el-Kissai diye bilinen kimsenin bilinmediğini Ibn Hacer ve Ibn Asakir de (el-Emali'de) söylemiştir. Ebu'l-Hattab Ibn Dıhye diyor ki: “ bu hadiste diğer bir illet var; o da Alkame'nin Ebu Said el-Hudri'nin hiç rivayetinin olmadığıdır" (Tenazihu'ş-Şeriya-el-Kinani): C,l s.151/152 Ebu Şame, (rh.a) “el-Bais”de naklettiğine göre Ebu'l-Hattab, “Edau Ma Vecebe” adlı kitabında, Ebu Bekr Ibnu'l-Hasen el-Mukri el-Nakkaş'a (Musullu Müfessir) ulaşan bir senetle der ki. Bize Ebu Amir Ahnıed Ibnu'l-Abbas et-Taberi, bize el-Kissai anlattı, ona da el-A'meş, Ebu Muaviye, ibrahim'den, o da Alkame'den o da Ebu Said el-Hudriden, o da Allah Rasulün'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den “Receb Allah'ın ayıdır. Şaban benim ayımdır. Ramazan ümmetimin ayıdır. Kim Recebi oruçla geçirirse... “diye ,el-Bais: (S. 97,/98) (sonuç olarak rivayet uydurmadır)

10- Enes b. Malik'ten: Allah'ın Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Receb'den bir Cuma önce bize hutbede şöyle dedi: “Ey insanlar büyük bir ay size yaklaşıyor. Receb Allah'ın günahları yazmadığı aydır. O'nda iyilikler kat, kat artırılır. Dualara icabei edilir. Sıkıntılar giderilir. O ayda mü'minin duası geri çevrilmez. O ayda kim bir hayır yaparsa kal, kat ecri verilir. Allah dilediğine vereceğini artırır.” Sizden kim o ayın gecesini namaz, gündüzünü oruçlu geçirir ve onun herhangi bir gününde “elli rekat” namaz kılar ve her rekatta Kur'an'dan okuyabildiği kadar okursa, Allah ona “Şef” ve “Vitr”, namazları kadar Dünyadaki tüyler ve saçlar kadar hasenat yazar. Kim o ayda birgün oruç tutarsa, Allah ona bir yıllık oruç ecri yazar. O ayda kim dilini korursa, Allah ona Nekir ve Münker'in sorgusu esnasında hüccetini verir. Kim o ayda bir sadaka verirse sanki cehennemden bir insan kurtarmış gibidir. Kim onda sılayı rahimde bulunursa, Allah da ona dünyada ve ahirette yardım.eder ve onu hayatı boyunca düşmanlarına karşı üstün kılar. Kim o ayda bir hastayı ziyaret ederse, Allah da seçkin meleklerinin onu ziyaret etmesini ve ona selam vermelerini emreder. Kim o ayda bir cenaze namazı kılarsa, sanki toprağa canlı canlı gömülmüş birisini ihya etmiş olur. Kim o ayda bir mü'mine yemek yedirirse, Allah onu kıyamet günü üzerinde İbrahim ve Muhammed'in olduğu sofraya oturtur. Kim o ayda bir yudum su içirirse, Allah da ona Rahik-i Mahtumdan içirir. Kim o ayda bir mü'mine bir elbise giydirirse, Allah'da ona cennet giysilerinden bir giysi giydirir. Kim o ayda bir yetime ikramda bulunur ve eliyle onun başını meshederse, Allah bununla dokunduğu her tel saçın adedince onu bağışlar. Kim o ayda Allah'a bir kez istiğfar ederse Allah onu bağışlar. Kim bir “Teşbih” de bulunur veya “Tehlir getirirse, Allah onu Allah'ı çokça zikreden erkek ve kadınlardan yazar. Kim o ayda bir kez Kur'an hatmederse onun anne ve babası inci ve mercanlarla bezenmiş birer taç giyerler ve kıyamet gününün dehşetinden emin olurlar

İbn Arrak, Tenzihu'ş-Şeria c.2 S. 163/164. “Münker” bir hadistir. İbn Hacer, Tebyinu'l-Aceb adlı kitabında der ki, bunu, Hafız Ebu Muhammed Abdulaziz b. Ahmed el-Kinani “Fadlu Receb” adlı kitabında rivayet eder, Ancak mevzudur.Aliyyu’l-Kari bu hadisin münker bir hadis olduğunu söylemiştir.el-Edebu fi Receb s.35

11-Selman el-Farisi' den:"Receb'de Öyle bir gün ve gece vardır ki kim o gün oruç tutsa, ve o gece ibadet etse, kendisine sanki yüz yıl oruç tutan ve yüz yıl gece namazı kılan kimsenin ecri yazılır. O da Receb'den geri kalan üç gecedir. O günde Allah Muhammed'i Nebi olarak gönderdi.”

İbn Arrak, Tenzihu'ş-Şeria; C.2.S.162 Selman hadisinden alınma senedinde Halid b. Heyac ve babası Heyac vardır. Tehzibu Siyeri A'lami 'n -Nubela' dan; ez-Zehebi. es-Semmani, ve Ibn Nasır es-Sakati'den onun güvenilir olmadığını yalanının belirdiğini söyler.(4620) Ancak iki veya üç hadis bundan müstesnadır" Oda itibar (ibret) edinmek için rivayet edilebilir. Ebu Davud diyor ki; O Hera'ta gelince onun hadislerinin münker hadisler olduğunu gördüm. Ona Ebu Abdullah el-Hakim (et-Tirmizi) dedi ki "el-Heyac'ın hadislerinden sahih gördüğü bu hadisler'de günah oğlu Halid'indir. O hadisler de sorumluluk onun omuzundadır. Yahya b. Ahmed b. Ziyad el-Herevi diyor ki; el Heyac'ın hadisleri eletirilmiştir. Bu oğlu nedeniyledir." Dolayısıyla bu hadisteki felaket el-Heyac'ın oğlu Halid'den kaynaklanmaktadır. İbn Hacer der ki; “Hennad en-Nesefi'den rivayet ettiğimiz Cüz'de münker bir senedle, ez-Zuhri ve Enes yoluyla Rasulullah'a ulaşır. Enes rivayet ediyor; Allah Rasulü dedi ki: “Ben Receb'in yirmiyedi'sinde Nebi olarak gönderildim. Kim bu gün oruç tutarsa onun için altmış yıllık keffaret olur.” Muhaddisler her ikisininde hadisini almamışlardır. El-Kinani, diyor ki, idi. Hacer Tebyinu'l-Aceb'de. Heyac, İbn Bestam el-Temimi el-Hernevi'nin adıdır diye zikreder. Tabiundan bir cemaatten rivayette bulunur. Yahya b. Main onu zayıf görür. Ebu Davud, “onu terkettiler” der. Salih b. Muhammed el-Hafız (Cezretu'l Heyac) dedi ki; “hadisi yazılmaz. Ancak iki Üç hadisi ibret için yazılır. el-Kittani, devamla diyor ki, Fevaidu Ebi'l-Hasen b Sahr'da batıl bir senedle Ali b. Ebi Talib'den (r.a) benzeri bir metinle rivayet ettik Ancak riva*yette; Kim, o gün oruç tutar ve iftar edeceğinde, dua ederse onun için yirmi yıllık keffaret olur” denilir. Yine, el-Kinani rivayet ettiği “Cü'zu Ebi Muaz eş-Şah el-Mervezi" de ve Abdulaziz el-Kinani’nin "Fedailu Receb" de Damre'den Ibn Şevzeb'den Matar el-Verrak'tan, Şehr b. Havşeb'den ve Ebu Hureyre'den mevkuf olarak; "Kim Recebin yirmi yedinci günü oruç tutarsa Allah ona altmış aylık orucun ecrini yazar. O gün Cibrilin Muhammed'e vahiy (risalet) getirdiği gündür. Bu rivayet, bu konuda rivayet edilen en meşhur şeydir (Tenzihu'ş- Şeria C.2 S. 161). Abdulhay el-Leknevi el-Asar el MerfuaFi'l-Ahbar el-Mevdua s.58. el-Leknevi Abdulkadir -Ğeylani'nin bu hadisi Gunyetu't-Talibin adlı kitabında Ebu Hureyre'den rivayet ettiğini yazar. Abdulkadir el-Ğeylani, Ğunyetu't-Talibin: S.228 (Bu hadisi el Ğeylani, Selmatı'dan gelen bir rivayetten naklediyor. "Receb ayında öyle bir gün ve bir gece vardır ki, bir kimse, o gün oruç tutsa, gecesinde namaz kılsa, ibadete devam etse, bir senenin bütün günlerini oruç tutmuş, gecelerini ibadetle geçirmiş sevabı verilir. O gün Recebin Yirmiyedinci günüdür. O gün Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) risalede gönderildiği gündür lafzıyla..el-Beyhaki Şuabu’l-İman c.3/3811 el-Beyhaki dedi ki Bu hadis bundan daha zayıf olan bir isnadla rivayet edilmiştir.

12-Ebu'd-Derda'dan: “Bir adam O'na Receb orucundan sorar. Ebu'd-Derda ona: Sen cahüiyyenin çok ta'zim ettiği bir aydan sordun, İslam'da o ayı faziletli ve yüce kıldı: Kim onda bir gün imanla gönüllü olarak, sevabını Allah'dan bekleyerek ve O'nun yüzünü arzulayarak ihlasla oruç tutarsa. O günkü orucu Allah'ın gazabını söndürür, cehennem kapılarından bir kapıyı kapar, Eğer oha bunun yerine yeryüzü dolusu kadar altın verilmiş olsa bite bu onun mükafatı yerine geçmez. Onun ecrini ahiret hesabı olmadan dünyalık hiç bir şey karşılayamaz. O kimse için akşamladığında kabul edilen, on dua vardır. Eğer acil bir şey için dua ederse Allah derhal onu ona verir. Yoksa onun için duaların Allanın sevgili ve seçkin kulları olan velilerinden birisinin olması gibi onu kendisine saklar. Kim o ayda iki gün oruç tutarsa onun misli kendisine verildiği gibi, Allanın sıddık kullarından on tanesinin ömürleri oldukça elde ettikleri ecre sahip olur. Kim o ayda üç gün oruç tutarsa, daha önceki ecrin bir benzeri kendisine verildiği gibi, Allah Azze ve Celle ona iftar anında şöyle der; "Bu kulumun hakkı vacib oldu. Artık ona benim sevgim, velayetim, hak oldu. Meleklerim şahid olun ben onun gelmiş geçmiş tüm günahlarını bağışladım. Kim o ayda dört gün oruç tutarsa bundan önceki ecrin misline ve Ulu'l-Elbab olan Tevvabin'in (çok tevbe ederlerin) ecrini verir. Kitabı kurtulanlardan ilki olarak kendisine verilir. Kim o ayda beş gün oruç tutarsa, bunun misli ecri vardır. Kıyamet günü yüzü ayın ondördü gibi parlak olarak haşrolunur. Aluc kumlarının sayısınca kendisine ecir yazılır. Cennete girince kendisine “Dile Allah'dan ne dilersen!” denir. Kim o ayda altı gün oruç tutarsa, benzeri bir ecir alır. Ona öyle bir nur verilir ki kıyamet günü mahşer ehli onun nuruyla aydınlanmak isterler. Allah'tan emin olanlarla haşrolunur. Öyle ki Sırat üzerinden hesapsız olarak geçer. Anne ve babaya zulüm etmekten (günahı varsa) (!) Allah onunla karşılaştığında yüzünü ona döner. Kim o ayda yedi gün oruç tutarsa, geçen örneklerdeki gibi ecir alır. Cehennemin yedi kapısıda ona kapalı tutulur. Allah cehennemin onu yakmasını haranı kılar. Ona cennet'i vacib kılar dilediği yerde kendisine yurt edinir. Kim o ayda sekiz gün oruç tutarsa benzeri ecri vardır. Cennet'in tüm kapıları ona açılır, hangisinden dilerse oradan cennete girer. Kim o ayda doku? gün oruç tutarsa kendisine misli ecir vardır. Kitab, “İlliyyun” ile beraber yüceltilir. Kıyamet günü emin olanlarla beraber haşrolunur. Kabrinden yüzü parıldayarak mahşer halkının arasına katılır. Hatta ona bu seçilmiş bir Nebi'dir derler O'na verilecek ecrin en azı hesapsız olarak cennete girmektir. Kim o ayda on gün oruç tutarsa, ne güzeldir, ne güzeldir, onun misli bir ecri olduğu gibi, on kat fazla ecir vardır. İşte o kimse Allah'ın günahlarını iyiliklere çevirdiği kimsedir. Allah katında mukarrebin'den ve Allah için adaletle amel eden kavvaminden olur. Ayrıca Allah katında bir yıllık oruçlu olarak sabırla ve imanla namaz kılmış kimse gibidirler. Kim o ayda yirmi gün oruç tutarsa daha önceki ecrin mislini ve yirmi katını alır. O kıyamet günü İbrahim'e (Aleyhisselam) kubbesinin altında gider yaklaşır, onunla yarışır. Rebia ve Mudar kabileleri gibi hepsi hata ye günah işlemiş olanlara şefaatte bulunur. Kim o ayda tam oluz gün oruç tutarsa, onun için bu ecrin tamamı ve bunun misli ve otuz katı verilir. Sonra gökten bir melek ona seslenerek .ey Allah'ın veli kulu, Keramet-i Uzma ile sana müjdeler olsun ey Allah'ın veli kulu. Bu keramet, Allah'ın; yüzüne Nebiler, Siddıklar, Şehitler ve Salihlerle beraber bakmaktır, onlar ne güzel dostlardır. Ne mutlu sana, ne mutlu sana! derler. Yarın perde açıldığı zaman Rabbinin sevabına nail olursun. Ölüm ona geldiğinde. Rabbi'nden ona, ruhunun çıkacağı esnada, Firdevs cennetinin havuzunun suyundan içirilir. Öyle ki, ölümün acısını bile duymaz. Ve bu sürekli olarak kabrinde onu sular. Mahşerde daima kanmış olarak kalır. Böyle havuzun başına ulaşıncaya kadar gider. Kabrinden çıkınca yetmiş Melek onu inci ve yakuttan elbiselerle süslerler. Onların yanında envai türlü ziynet eşyaları vardır. Derler ki, ey Allah'ın veli kulu, bu gün Allah'ın elindedir. Gündüzleri kendisi için oruç tutup susuz kaldığın, cismini kendisi için zayıflattığın Rabbi'nin Aden Cenneti'ne giren ilk insan olarak, kurtulanlarla beraber Allah'ın kendilerinden razı oldukları kişilerle gir. Allah onlardan, onlar da Allah'dan razı olmuşlardır. İşte gerçek büyük kurtuluş budur. Onun oruç tuttuğu her gün için gücüne göre sadaka vardır. Tüm insanlar bir araya gelse bu kula verilen sevabın onda biri onlara verilmiş olamaz.

İbn Arrak Tenzihu'ş-Şeria; C,2 S. 162/163/181, İsnadı karanlıklarla doludur. Isnadın’da Davud İbnu'l-Muhabber vardır (Kitabu'l-Akli'n sahibi) ittiham edilen biridir. Akıl ile ilgili birçok mevzu hadis rivayet eder. İbn Hacer, Tebyinu'l Aceb adlı kitabında bu mevzu bir hadistir, der. Mevzu olduğu apaçık ortadadır. Allah bunu uyduran insanı kahretsin. Vallahi, ben bunu okurken saçlarım diken diken oldu, diyor. Bu hadisin uydurulmasında suçlanan kimse Davud İbnu'l- Muhabber ve el-A'Ia b. Halid'dir. Her ikisi de yalan söylemişlerdir. Isnadındaki Mekhul, Ebu'd-Derda'yı görmemiş olduğu gibi, böyle bir şeyi de ondan rivayet etmemiştir. Abdulaziz el-Kinani, bunu “Fedailu Receb” adlı kitabında tamamen zikrederek el-Haris b. Ebi Seleme ve o da Davud İbnu'l-Muhabber'den rivayet ediyor. İbn Hacer ile es-Suyuti arasında el-A'la'nın babası hakkında bir tartışma olmuştur. İbn Hacer, Halid'in oğludur derken, es-Suyuti ise o, İbn Kesir'dir derdi. Lakabı, el-Leysi'dir. İbn Hacer, el-Askalani, Tebyinu'l-Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb, S. 67. Bu hadisi Abdulaziz b. Ahmed el-Kissai, “Fedailu Şehri Receb” adlı kitabında olduğu gibi zikreder ve onu el-Haris b. Usame'den ve Davud ibnul-Muhabber'den rivayet eder. Ancak Ibn Hacer'in rivayetinde üç gün oruçtan, dokuzgün oruç tutmaya dair olan kısım metinde yoktur.

13-Ebu Saidel-Hudri'den: “Receb Allah'ın Esam (sağır anlamında) günahların yazılmadığı şerden kesilmiş bir ayıdır. Allah onu kendi nefsi için ayırdı. Kim o ayda iman ve sabırla birgün oruç tutarsa, Allah'ın büyük rızasını hak eder Ramazan ayı benim ümmetimin ayıdır. O ayda günahları kovulur. Eğer bir müslüman kul o ayda yalan söylemez, gıybet etmez ve iffeti de temiz olursa, yılanın derisinden çıktığı gibi günahlarından çıkar.

İbn Arrak, Tenzihu'ş-Şeria C.2 S.164/165. Hadisin, senedinde Ebu Harun el-Abdi vardır. Onun hadisleri alınmaz. Ebu Harun'dan İsam b. Talik rivayet eder.Onun hiçbir değeri yoktur. İbn Arrak diyor ki" zannederim bu rivayetteki afet Ebu Harun'dandır” Çünkü onu yalanladılar. Hatta bazıları ona Firavun'dan daha yalancı demişlerdir.

14-Ebu Said el-Hudri'den: “Receb haram aylardandır. Onun günleri altıncı gök kapılarında yazılıdır. Kişi eğer onda bir gün takvayla oruç tutarsa o kapı o gün dile gelir. Der ki : Ey Rabbim, onu bağışla, orucu takvayla tamam olmayınca ne orucu ne de namazı onun bağışlanması için birşey yapamaz. Derler ki: nefsin seni aldattı.”

İbn Arrak; Tenzihu'ş-Şeria c.2. s. 164. İbn Hadi hadisi illetli bulurdu..İsmail et-Teymi'den dolayı bu hadisi illetli buldu. Ibn Hacer de bu hadisi illetli bulurdu.

15-Enes b. Malik'ten: “Cennette bir nehir vardır, ona Receb denir. Kim Receb'den bir gün oruç tutarsa Allah Azze ve Celle o nehirden ona içirir.”

İbnu'l Cevzi, el-ile'1-el Mütenahiye; C.2 S. 65/912 İbn'i -Cevzi bu hadis sahih değildir, dedi. İmam ez-Zehebi, el-Mizanda “Batıl” dır dedi. İbn Hacer, el-Leknevi'nin dediğine göre bu hadise zayıf demiştir (el-Asar, S. 59). -el-Muttakİ el-Hindi, Kenzu'l ummal. 24266. -Ebu Şame, el-Bais Ala İnkari'l Bida'ı Ve'l-Havadis, S.96. -Mansur b. Zeyd b. Zaide b. İmran'dan o da Enes'den -Hafız Ebu'I-Kasım bunu Mansur ve Musa'dan ferd olarak rivayet eder diyor. Ebu Şame, el-Bais'de diyor ki: "Hafız, Ebu'I-Kasım'in bir diğer imlasında vardır. Hafız Ebu'l-Hattab bize kitabında haber verdiğine göre, bu ay (Receb) hakkında çok hadis vardır ki çoğunu hadis uyduranlar rivayet etmektedirler. Me'mun b. Ahmed onlardan birisidir. Ahmed b. Abdillah el-Cuveybari'den rivayet eder, İmanı Şafii bu Me'mun .hakkında, Me'mun'un (güvenilir) değil, dedi ve sonra dedi ki o yüz bin hadis uydurmuştur. Hepsi yalan ve iftiradır. Bu hadislerden ne namaz hakkında, ne Receb, ne Recebin yarısı ve ne de sonu hakkında ve ne de Receb'in günlerinin sayısı için rivayet ettiği hiç bir hadisi doğru değildir. Hepsi yalandır. Hakeza pınarlar ve nehirler hakkındaki hadislerinin hepsi böyledir. Mesela, Musa et-Tavil'in Enes'den güya , onun da Allah Rasulü nden (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rivayet ettiği: “Cennette bir nehir vardır adı Receb'dir” Bu Musa et-Tavvil” kezzab” dır. Ibn Hibban onun yazılması caiz olmayan şeyleri Enes'den rivayet ettiğini söyler. es-Suyuti.Cem'ul-Ceva-mi'de (4746). Şirazi'nin el-Elkâb isimli kitabına gönderme yapar (elimizde olmadığı için bakamadık). -ed-Deylemi, 1/220/844 Alimlere gereken, böyle bir şeyi bilince hemen uyarmasıdır. yoksa Allah Rasulü'nün şu tehdidinin alanına girer. “Kim benden bir hadisi yalan olduğu halde rivayet ederse o da yalancılardan birisidir.” et-Tirmizi, Kitabu'l-ilm “Cennette bir nehir vardır. Ona Receb denir. Suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Kim Receb'den birgün oruç tutarsa, Allah ona o nehirden içirir. “Sigarla Enes b. Malik'ten. Bu hadiste zayıftır. Ebu Said b. Ali b. Amr b. en-Nakkaş (Isfahanlı Hafız, Fadlu's Siyam adlı kitabında böyle rivayet eder.) Hakeza aynı senedde. bunu Hafız., Ebu'ş-Şeyh Abdullah b. Muhammed b.Ca'fer Tadlu's-Savm” adlı kitabında, Cafer b. Ahmed b. Faris'den rivayet eder. el-Beyhaki, “Fedaiuli'l, Evkat”. ta Mansrur b. Yezid yoluyla Musa b. Imran ve Enes b. Malik'ten “duydum” der. Bu hadisi, Ibn Hacer ayrıca, Ebu Muhammed el-Cevheri'nin “Emali”sinden rivayet ettiğini zikreder. Onun senedinde de rivayeti Mahsur b. Zeyd b. Zaide el-Ensari yoluyla Musa b. imran'dan Ibn Hacer bu Hadisin Senedi hakkında söylenenleri naklettikten sonra şöyle der;” İsnadı genel olarak zayıftır. Mevzu olduğuna dair hüküm vermek kolay değil.” Allah daha iyi bilir. (İbn Hacer el-Askalanı. Tebymu'l Aceb Bi Ma Verade Fi Şehri Receb s. 33, (s.35/36.) Ancak, İbnu'l-Cevzı bu hadisin Sahih olmadığını söylerken, ez-Zehebi de batıl olduğunu yazar.

16- Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dedi ki; “Kim Receb'ten bir gün oruç tutarsa sanki bir ay oruç tutmuş gibidir. Kim de yedi gün oruç tutarsa kendisine Cehennemin yedi kapısı kapatılır. Kim de sekiz gün oruç tutarsa, kendisine Cennetin sekiz kapısı açılır. Kim on gün oruç tutarsa, günahları iyiliklere çevrilir.”

Ebu Şame, el-Bais'de (s.98) diyor ki; “bu hadisi Ömer İbnu'l-Ezher uydurmuştur. Amcasının oğlu da onu Eban'dan ve Enes b. Malik'ten rivayet etmiştir. Bu Eban denen kimse, Şu'be'nin onun hakkında: zina etmek bana Eban b. Ebi Ayyaş'dan hadis rivayet etmekten daha ehvendir dediği kişidir. en-Nesai onun hadisinin alınmadığını söyler. İbn Hibban, “Sikat” (güvenilir) kimseler adına hadis uydurur der. ed-Darekutni, onun yalancı olduğunu söylemiştir. Ebu'l-Hattab (b. Halef el-Endulusi-(Ö, 633 H) (rh.a) diyor ki “Ahmed b. Hanbel'in bir çok ashabı onun müsned de rivayet ettiği hadisleri delil gösterirler. Halbuki imam Ahmed, bunları hadisin nereden alındığı bilinsin diye tahric etti, bu hadisi yalnız başına rivayet eden kişi adilmidir yoksa cerh edilmiş midir, bilinsin diye. Şimdi zamanımızda müslümanın sahih olmayandan başkasını zikretmemesi gerekir. Yoksa yarın ahiret gününde pişman olur. (el-Bais: S. 98/99).

17-İbn Hacer'in Ebu Muaz eş-Şah el-Mervezi'nin Cüz'ünden rivayet ettiği ve Şehr b. Havşeb yoluyla Ebu Hureyre'den gelen hadis: “Kim Receb'in yirmiyedinci günü oruç tutarsa, ona altmış ayın orucu yazılır. O gün Cibril'in Risalete indiği gündür.” Bu hadis “Mevkuf” olduğu gibi senedi de “Zayıf”tır. İbn Hacer el-Askalani. Tebyinu'1-Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb: s.65.

18- Enes b. Malik'ten Kim Receb'de üç gün oruç tutarsa Allah ona bir ay orucu yazar.Kim Receb'de yedi gün oruç tutarsa, Allah ona cehennemin yedi kapısını kapatır.Kim Receb'den sekiz gün oruç tutarsa, Allah ona sekiz cennetin kapısını açar.Kim Receb'in yansını oruç tutarak geçirirse Allah ona nd-vanı yazar. Kime de rıdvanını yazarsa ona azap etmez. Kim de Receb'i tamamen tutarsa Allah onu kolay bir hesaba çeker.

Senedindeki Amr İbnu'l-Ezher ise hadis uydurur, el-İmam el-Ukayli, (Kitabu'd Duafa el-Kebir) de (1262) hadiste yalancı olduğunu söyler, İmam Buhari dedi ki, yalancılıkla ittiham edilir. Ebu Hatim ise, hadisleri terkedilmiştir der. -Yahya b. Main Basralıdır. Zayıftır der. İbnu'l Cevzi, el-Mevduat, c.2. S. 206. İbnu'l-Cevzi bu hadis sahih değil der. Çünkü isnadının başında Eban vardır. İbn Hacer, el-Askalani Tebyinu'l-Aceb Bi Ma Verede Fii Şehri Receb: s. 44. es-Suyuti, el-Leali el-Masnua Fi'I Ehadis el-Mevdua: s. 115. Senedindeki Amr İbnu'l-Ezher hadis uydurur. Eban ise “metruk” tur. Ebu'ş-Şeyh senedindeki Hüseyin b. Ulvan'ın hadis uydurduğunu söyler. Şube; onun hakkında; “zina etmek ondan hadis rivayet etmekten daha iyidir.” derdi, Ahmed b. Hanbel ona metruk derdi. ed-Darekutni, ed-Duafau ve'l-Metrukinde (103) onu, metruk olarak anar. en-Nesai ve Yahya b. Main'de hadisi alınmaz demişlerdir. Bu, Eban b. Ebi Ayyaş denen basralı- kimse Enes'den hadis rivayet ettiğini söyleyen biriydi, İbn Ebi Hatim, el-Cerhu ve't-Tâdil'de onu zikreder (1/1,295.) Güvenilir insanların hadislerini karıştırırdı. İbn Arrak, Tenzihu'ş Şeria, c.2. s.152.

19- Ali b. Ebi Talib'den Receb ayı büyük bir aydır. Kim ondan bir gün oruç tutarsa, Allah ona bin senelik oruç ecri yazar.Kim Receb'den iki gün oruç tutarsa, kendisine iki bin yıllık oruç ecri yazılır.Kim Receb'den üçgün oruç tutarsa, kendisine üçbin yıllık oruç ecri yazılır.Kim Receb'den yedi gün oruç tutarsa, kendisine yedi bin yıllık oruç ecri yazılır.Kim Receb' den yedi gün oruç tutarsa, Cehennem kapılan ona kapatılır.Kim Receb'den sekiz gün oruç tutarsa, Cennetin sekiz kapısı kendisine açılır. Hangi kapıdan dilerse oradan cennete girer.Kim Receb'den onbeş gün oruç tutar ise kötülükleri iyiliklere değiştirilir. Gökten bir Münadi (seslenici) ona; Allah seni bağışladı. Ameline tekrar yeniden başla der. Kim daha çok amel ederse, Allah da onun ecrini artırır.

es-Suyuti, el Leali el-Masnua Fil-Ehadis el-Mevdua; C.l, 5/115 bu hadis sahih değildir der. Zira senedindeki (Harun b. Antere) denen kimse münker olan hadisler rivayet eder. el-Kinani, Tenzih uş-Şeria; C.2.S.152/20. adlı kitabında diyor ki; “Bu hadis mevzudur .Hadisin senedinde Harun b. Amere ve İbn-Zeyd, es-Sadai vardır, imam ez-Zehebi (Telhis adlı kitabında onun hakkında bilgi verir. Senedindeki. Ishak b. ibrahim el-Huteli hakkında, ibn Hacer muttehemdir der. İbn Hacer de o hadisin mevzu olduğun söyler. (Tenzihuş-Şeria: C.2.S. 159) İbnu'l-Cevzi el-Mevduat; c.2 Sh: 207 (Ali b. Ebi Talibden) Bu hadis sahih değildir, İbn Hibban, bu rivayet hakkında şöyle demiştir. "Asla bununla delil getirilmez." ibn Hacer, Tebyinu'1-Aceb Bı Ma Verede Fi Şehri Receb, s. 57. ibn Hacer bu hadisin uydurma olduğunu hadisi uydurmada ki sorumlu kimsenin de el-Huteli olduğunu yazar. Abdulkadir el-Geylanı, Gunyetu'l-Talibin, s. 272

20- Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib hadisi “Kim Receb ayından bir geceyi-nam azla-ihya eder ve gününü oruçla geçirirse, Allah ona cennet meyvelerinden yedi-rir ve ona cennet hüllelerinden-elbiseler-giydirir ve o'na Rahik-i Mahtum'dan içirir. Ancak üç şeyi işleyen kimse bundan müstesnadır. Kim bir nefsi öldürürse, veya yardım (imdat) isteyen kimseyi gece veya gündüz duyduğu halde ona yardım etmez veya bir kardeşi ona bir hacetini arz ettiği zaman, onun o ihtiyacını gidermezse”

el-Kinani. Tenzihu'ş.-Şeria'da (c.2. S. 152/153) mevzu'dur der. İsnadında Hüseyin b. Muharik vardır. Ittiham edilen bir kimsedir. es-Suyuti, . el-Leali-el-Masnua Fi'1-Ehadis el-Mevdua: c.2, s. 117 (Ali Îbnu'l-Huseyin ve Ali b. Ebi Talib'den (r.a.) O da Allah Resulu'ndan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem). es-Suyuti bu hadisin mevzu olduğunu ve bundaki afet Husayn b. Muharüc'tir der. Ibn Şahin (Ebu Hafs Ömer b. Ahmed), Kitabu Tarihi Esmai'd Duafa ve'1-Kezzabin'de, şöyle der: Husayn b. Muhammed b. Ebi Cunade hakkında, el-A'meş, Hay seme, Adiy b. Hatim'in söylediklerine göre yalancıdır. Ahmed b. Osman diyor ki kendisinden çok uzun bir hadis okudum. O benim kanaatimce yalancıdır. ez-Zehebi, el-Mizan, c.7 s. 27. İbnu'l-Cevzi, bu sözün Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) adına uydurulmuş olduğunu söyler. İsnadında Husayn b. Muharık vardır. Hafız el-Mu'tejnir b. Ahmed es-Saci derdi ki; Abdullah el-Ensari Receb orucunu tutmaz ve tutanları da engellerdi ve şöyle derdi; Receb ayı orucu hakkında Rasulullah'dan sahih olarak rivayet edilen birşey yoktur, derdi (el-Mevduat c. 2. s. 208). ed-Darekuini, ed-Duafau ve'1-Metrukin, (179)Husayin b. Muhank metruktür. ez-Zehebi hadis uydurduğunu söylerdi.

21- Ali b. Ahmed, b-Ahmed er-Remaz Osman b. Ahmed ed-Dekkak, Halef Îbnu'l-Hasen b. Ruşdeyn, Harran el Vasiti, Zekeriyya b. Yahya el-Cezzal el-Mukri, Fadale b. Husayn b. Rüşdeyn Ebu Abdullah, el-Furat İbnu's Saib'-den, Meymun b. Mervan'dan, o da;Ebu Zer'den:“Kim Receb'den bir gün oruç tutarsa, bir aylık oruca denktir. Kim de Receb'den yedi gün oruç tutarsa, cehennemin yedi kapısı ona kaptıhr. Kim de sekiz gün oruç tutarsa, cennetin sekiz kapısı ona açılır.Kim Receb'den on gün oruç tutarsa Allah onun kötülüklerini iyiliklere çevirir.Kim Receb'den onsekiz gün oruç tutarsa Allah katından bir münadi kendisine şöyle seslenir gedmiş günahların bağışlandı. Yeniden ameli baştan yazılır.”

Hadis'in ravilerinden, el-Furat İbnu's-Saib metruk'tur. el-Ukayli, (ed-Duafau'i-Kebir c. 3/1514) adlı kitabında onun metruk olduğunu söyler. -es-Suyuti, el-Leali el-Masnu Fil-Ehadis el-Mevdua: c-1, s. 115,16. es-Suyuti, senedinde el-Furat'in metruk olduğunu söyler. Ahmed b. Hanbel (rh.a) muttenemdir dedi el-Ukayli'nin Yahya b. Main'den rivayetinde ona (hiç bir şey değildir) demekte. el-Buhari, et-Tarihu'l- Kebir 'de; c. 4 s. 130'da onun hadislerinin münker olduğunu söyler. es-Suyuti, el-Leali el-Masnu'a'da: (c-2 s. 15-16) diyor ki, Ibn Hacer (rh.a) "Email"inde bu hadisi mevzu olarak adlandırmadı. Ancak bu hadis Garibdir dedi. El-Furat Îbnu's-Saib'den rivayetinde zayıflık olduğunda ittifak vardır. Ibn Hacer dedi ki, ravilerinden, Ruşdeyn b. Said, ve el-Hakem b. Mervan zayıftırlar. Fakat hadisin geldiği sahabi hakkında ihtilaf edilmiştir. Tebyinu'l -Âceb'de hadisin batıl olduğunu söyler. a) Ruşdeyn yoluyla, Ebu zer'den.b) el-Hakem b. Meruan yoluyla ibn Abbas’dan. Meymun b. Mehran, İbn Abbas'ı görmüş, ancak Ebu Zer'in gününe kavuşamamıştır. İbnû'l-cevzi el-Mevduat, c.2, s. 207'de aynı isnad zinciriyle. Der ki el-Fural metruktur, onun hadisi alınmaz. Yine ed-Duafa Ve'1-Metrukin'de (c.2, s. 3/2695) O'nun Meynun b. Mekran'dan rivayet yaptığını söyler. ed-Darukutni, ed-Duafau ve'l-Metrukin: 434. Buharı, el-Furat Îbnu's-Saib için metruktür der Kitabûd-Duafa es-sağrr: 297. Çünkü hadisleri kabul edilmez.. en-Nesai de, onu metruk olarak anar. es-Saci ve Ebu Hatim er-Razi'de onu terkettiler hadisini almadılar. İbn Hibban, onun mevzu (uydurma) sözleri hadis diye rivayet ettiğini söyler. Künyesi, Ebu Süleymandır. Ebu'l-Muallaf da denilir. (Sikat 'güvenilir hadisciler) adına hadis uydurur ve çarpık sözleri aktarırdı. Kesinlikle onun hadisi alınmaz ve hadisleri yazılmaz. Ancak imtihan için öğretilir. (el-Mecruhine Mine'l-Muhaddisin ve'l-Metrukin: c.2 Sh: 207. el-Kinani, Tenzihu'ş-Şeria: c. 2, S. 158, 159. İsnadında Furat Ibnu's-Saib vardır, metruktür. İbn Asakirin rivayetinde Abdul Mun'im b. İdris vardır. Anlaşılan hadis hiç bir yolla sağlamlanmıyor. Abdulkadir el-Geylani, Gımyetu'l-Talibin: s. 277

22- Enes b. Malik'ten :“Kim Receb'den bir gün oruç tutarsa. Sanki bir yıl oruç tutmuş olur. Kim yedi gün oruç tutarsa cehennem kapılan kendisine kapatılır. Kim sekiz gün oruç tutarsa, kendisine cennetin sekiz kapısı açılır.Kim de on gün oruç tutarsa, Allah'dan ne dilerse kendisine onu verir.Kim de onbeş gün oruç tutarsa, gökten bir münadi ona seslenir: Senin geçmiş günahlarını bağışladım. Ameline yeniden başla. Senin kötülüklerini iyiliklere çevirdim. Kim fazla amel ederse, Allah da ona fazla ecir verir.Receb'de Nuh (a.s.) gemiye bindirildi. Nuh oruç tuttu ve kendisiyle beraber olanların da oruç tutmalarını emretti. Gemi Muharrem'e kadar altı ay suların üzerinde yüzdü.”

es-Suyuti, el. Leal el-Masnua Fi'l -Ehaddis el- Mevdua: C.2 s.116. İbn Hacer, el-Askalani, Tebyinul-Aceb Bi Ma Verede Fi Şehri Receb: s. 48,49. Senedinde hadis uyduran kimseler vardır der. (İbn Hacer bunu el-Beyhaki'nin Sünen'inde Enes b. Malik'ten rivayet ettiğini zikreder.)

23-Enes b. Malik'ten: “Kim Receb'in ilk gecesi akşam namazını kılar, ondan sonra da yirmi rekat namaz kılar ve her rekatta Fatihatu'l-Kitab ve (İhlası) onbir kez okur ve yirmi selam verirse, sevabının ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Cibril-i Emin bunu bana öğretti. Dedi ki Allah ve Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bilir. Dedi ki: Allah onun canını, malını, çoluk ve çocuğunu korur. Onu kabir azabından esirger. Sırat üzerinden yıldmm gibi hesapsız ve azaba uğramadan geçer.

el-Kinani, ravilerinin çoğu mechul'dür der. c-2, S.89 (mad 47) el- Leknevİ, el-Asar el-Merfua; s. 111 (Sadece her rekatta bir İhlasla) lafzıyla Ibnu'l-Cevzi, el-Mevduat, c.2, S. 123. es-Suyuti, el-Leali el-Masnua Fi'l-Ehadisi'l-Mevdua c.2 S. 55. Bu hadis uydurmadır, kavilerinin çoğu bilinmeyen kimselerdir. el-Leknevi, el-Asar'da (s. 111 de akşam namazından sonra kılınan İki rekat namazdan söz ediyor. Her rekatta fatiha ve ihlas okunur.

 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Başka bir Yazı daha :

RECEB AYI HAKKINDA UYDURULMUŞ HADİSLER


Üç aylar diye meşhur olan Recep, Şa’ban ve Ramazan aylarına yaklaşmış bulunuyoruz. Halk arasında bu aylar ve bu aylar içinde bulunan önemli gün ve gecelerle ilgili birçok hadis dolaşmaktadır. Bunlardan bazıları sahih, bazıları zayıf ve maalesef birçoğu ise uydurmadır. Hurafelerin halk nezdindeki itibarı ve oldukça yaygın oluşu göz önünde bulundurulduğunda, bu gibi konularda uydurma hadislerin sahihmiş gibi bilindiği görülmektedir. Bu itibarla, üç aylar hakkında halk arasında oldukça yaygın olan fakat hadis uleması tarafından uydurma olduğu kesin bir şekilde ortaya konulan hadislerden bazılarını tespit etmeye çalıştık.
Üç ayların ilki Recep olduğu için, bu yazıda Recep ayı hakkında uydurulmuş hadisler üzerinde durulacaktır. Şa’ban ve Ramazan ayları hakkında uydurulan hadislerin tespiti ise bir başka araştırmaya bırakılmıştır.

Araştırmada kaynak olarak uydurma / mevzû hadisler hakkında yazılmış olan ve ulema tarafından kabul gören kitapları kullandık. Bunlar İbn Kayyim el-Cevziyye (ö. 751 h.)’nin el-Menâru’l- Munîf, İmam Suyûtî (ö. 911 h.)’nin el-Leâli’l-Masnûa, İbn Arrâk (ö. 963 h.)’ın Tenzîhu’ş-Şerîa, Aclûnî (ö. 1162)’nin Keşfu’l-Hafâ ve Şevkânî (ö. 1250 h.)’nin el-Fevâidü’l-Mecmûa adlı kitaplarıdır.
Öncelikle bu vb. konularda uydurulmuş olan hadislerin genel özelliklerine kısaca bir göz atalım:
GENEL KAİDE 1: Bazı gün ve gecelerde kılınması gereken namazlarla ilgili hadisler uydurma hadislerdendir. Mesela Pazar günü ve gecesi, Pazartesi günü ve gecesi ve haftanın diğer gün ve gecelerinde kılınması gereken (sadece bu günlere mahsus) namazlarla ilgili hadisler bunlardandır.[1]

GENEL KAİDE 2: Recep ayının ilk Cuma gecesi kılınması gerektiği söylenen Regaip namazı ve bu ayın diğer gecelerinde kılınması gerektiği söylenen namazlarla ile ilgili hadisler de uydurma hadislerdendir. Hepsi yalandır ve Allah resulüne yapılmış birer iftiradır.[2]

Aclûnî’nin tabiri ile “bu hadislerin Kûtu’l-Kulûb, İhyâu Ulûmiddîn, Tefsîr-i Sa’lebî gibi (tasavvuf ağırlıklı) kitaplarda yer almasına aldanılmasın.”[3]
Aclûnî de bu kaideye değindikten sonra şöyle diyor:
“Her ne kadar İhyâu Ulûmiddîn, Kûtu’l-Kulûb adlı kitapların yazarları (İmam Gazali ve Ebû Talib el-Mekkî) bu hadisleri zikretse de bu konuda ne sünnette ne de hadis imamlarının yanında herhangi bir (sahih hadis) bulunmaktadır.Çünkü sünnet (onların demesiyle değil) ancak Peygamberin sözü, fiili ve takriri ile sabit olur.”[4]
Bu uydurma hadislerden bazıları şunlardır:
1. “Recep Allah’ın, Şa’ban benim Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”
2. “Recep’in ilk Cuma gecesinden gâfil olmayasınız. Zira o gece, meleklerin “Regâib” ismini verdikleri gecedir.”[5]

GENEL KAİDE 3:

Recep ayında tutulması gerektiği söylenen oruç ve bu ayın bazı gecelerinde kılınması gerektiği söylenen namazla ilgili bütün hadisler yalandır, iftiradır.[6]
Bu tür hadislerden bazıları şunlardır: 1. “Her kim Receb’in ilk gecesi akşamdan sonra yirmi rekat namaz kılarsa … o kişi Sırat’ı sorgusuz sualsiz geçer.”
2. “Her kim Receb ayında bir gün oruç tutar ve dört rekâtlık bir namaz kılarsa ve bu namazın ilk rekâtında yüz defa Ayetu’l-Kursî, ikinci rekâtında yüz defa İhlâs suresini okursa o kişi Cennetteki yerini görmeden ölmez.”
3. “Her kim Receb ayında şu kadar oruç tutarsa ona şu kadar…”
Diye başlayan hadislerin hepsi yalandır, uydurmadır.[7]

Araştırma esnasında yararlandığımız kaynaklardan en son kaleme alınanı, Şevkânî’nin "el-Fevâidu’l-Mecmûa fi’l-Ehâdîsi’l-Mevdûa" adlı kitabıdır. Bu kitap, kendisinden önce yazılan ve uydurma hadisleri tespit kitaplardan daha şanslıdır. Bu şansın ne olduğunu, ülkemizin yetiştirdiği değerli hadis alimlerinden M. Yaşar Kandemir Hoca şöyle açıklamaktadır:

“Bir hayli müteahhir oluşunun (geç dönemde yazılmış oluşunun) sağladığı imkân dolayısıyla Şevkânî, İslam âlimlerinin mevzû hadislere karşı açtıkları çetin savaşların semeresi olarak vücut bulan eserlerin hemen hepsinden faydalanmıştır.”[8]

Şevkâni konuyla ilgili hadisleri, yukarıda adı geçen diğer kitaplara göre daha sistemli bir şekilde ele almıştır. O, "el-Fevâidu’l-Mecmûa"da Receb ayı ile ilgili olarak uydurulmuş hadisleri şöyle sıralamıştır:

1. “Recep Allah’ın, Şa’ban benim, Ramadan ise ummetimin ayıdır. Her kim Receb ayında iki gün oruç tutarsa ona iki kat ecir vardır. Bu katlardan her biri (nin büyüklüğü) dünyadaki dağlar kadardır.”[9]
Şevkânî, bu hadisin râvîsinin daha sonra “her kim dört gün”, “altı gün”, “yedi gün”, “sekiz gün” ve nihayet “on beş gün” oruç tutan kişinin ecrini anlattığını söyledikten sonra şu açıklamayı yapmaktadır:
“Bu, uydurma bir hadistir. Bu hadisin isnadında yer alan râvilerden Ebû Bekir b. Hasan en-Nakkâş (hadis uydurmakla) itham edilmiş, el-Kisâî ise mechûldür/ tanınmamaktadır. Bu hadisi el-Leâlî yazarı (Suyûtî) Ebu Saîd el-Hudrî’den -Allah ondan râzı olsun- rivayet etmiştir.”[10]

Şevkânî’nin, Suyûtî’nin kitabında da yer aldığını bildirdiği hadise, uzun olduğu ve alıntı bütünlüğünün dağılmaması için aşağıda değinilecektir. Şimdi Şevkânî’nin uydurma olduğunu belirttiği diğer hadislere devam edelim:

2. “Her kim Recep ayında üç gün oruç tutarsa, ona bir aylık oruç (sevabı) yazılır. Her kim Recep ayında yedi gün oruç tutarsa, Allah o kişi için Cehennemden yedi kapı kapatır. Her kim Receb ayında sekiz gün oruç tutarsa, Allah o kişi için Cennetten sekiz kapı açar. Ve her kim Receb ayının yarısını oruçlu geçirirse, Allah onu çok kolay şekilde hesaba çeker.”
Bu hadisin senedinde yer alan ravilerden Ebân adlı kişinin metrûk olduğu, yani kendisinden hadis rivayet edilmediği, Amr b. el-Ezher’in ise hadis uydurduğu belirtilmiştir.[11]
Bu hadisi başka bir yolla Hüseyin b. Ulvân babalarından rivayet etmiştir. Fakat bu Hüseyin b. Ulvân’ın da hadis uydurmacısı olduğu bildirilmiştir.[12]

3. “Muhakkak ki Receb ayı, çok büyük bir aydır. Kim o aydan bir günü oruçlu geçirirse, ona bin senelik oruç (sevabı) yazılır.”[13]
Bu hadisin devamı, el-Leâli’l-Masnûa’da şöyle geçmektedir:
“… Her kim Receb ayından iki günü oruçlu geçirirse, ona iki senelik oruç (sevabı) yazılır. Her kim Receb ayından üç günü oruçlu geçirirse, ona üç senelik oruç (sevabı) yazılır. Her kim Receb ayından yedi günü oruçlu geçirirse, cehennemin kapıları o kimseye kapatılır. Her kim Receb ayından sekiz günü oruçlu geçirirse, ona cennetin sekiz kapısı açılır, o da istediği kapısından içeri girer. Her kim Receb ayından on beş günü oruçlu geçirirse, onun seyyiâtı (kötülükleri) hasenâta (iyiliklere) çevrilir. Ve gökten bir ses “(bugüne kadar yaptıklarından dolayı) Allah seni bağışladı, artık her şeye yeniden başla” diye seslenir. Her kim daha fazlasının yaparsa, Allah da ona daha fazlasını verir.”
Suyûtî bu hadisin sahih olmadığını, senet zincirinde yer alan Harun b. Antere’nin munker hadisler rivayet biri olduğunu belirtir.[14]

4. “Kim Receb ayında bir gün oruç tutarsa, onun tuttuğu bu oruç, bir aylık oruca denktir.”
Bu hadisin senedinde yer alan el-Furât b. es-Sâib, metrûktur, hadisi reddedilir.[15]

5. “Kim receb ayından bir geceyi ihya eder ve bir gün oruç tutarsa, Allah da ona cennet meyvelerinden yedirir.”
Bu hadis de senedinde yer alan Hafs b. Muhârik yüzünden uydurma edilmiştir.[16]

6. “Receb ayında çokça istiğfar ediniz. Çünkü o ayda Allah, her saat birilerini Cehennemden azad etmektedir.”[17]

7. “Receb ayında öyle bir gün ve gece vardır ki o günü oruçlu geçirip o geceyi ihya kimse için yüz sene oruç tutmuş gibi ecir vardır.”[18]

8. “Ey İnsanlar! Büyük bir ayın, Allah’ın çok hürmetli ayı (el-esamm) Receb’in, gölgeleri üzerinize düşmüştür. Bu ayda iyilikler katlanır, duâlar edilir, sıkıntılar giderilir.”
Peygamberimizin Receb ayı girmeden önce bir Cumua günü hutbede söylediği iddia edilen bu sözlerin de hiç tereddütsüz bir şekilde münker olduğu ifade edilmiştir.[19]

9. “Receb ayının diğer aylara olan üstünlüğü, Kur’an’ın diğer kelamlara olan üstünlüğü gibidir.”[20]

10. “Allah Teâlâ, Nuh -aleyhisselâm-'a gemi yapması emrini Recep ayında vermiş, onun yanında bulunan mü’minlere de bu ayda oruç tutmalarını emretmiştir.”[21]

Şevkânî’nin yukarıda, birinci maddede bahsettiği uzun hadis, Suyûtî’nin kitabında şöyle geçmektedir:
“Ebû Said el-Hudrî'nin -Allah ondan râzı olsun- Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'den rivayet ettiği (merfû) hadis:
“Receb Allah’ın, Şa’ban benim, Ramadan ise ummetimin ayıdır. Her kim inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek Receb ayını oruçlu geçirirse, Allah’ın en büyük rızasını hak etmiş demektir. Allah, onu Firdevs-i Âlâ’ya yerleştirecektir.
Her kim Receb ayında iki gün oruç tutarsa, ona iki kat ecir vardır. Bu katlardan her birinin ağırlığı, dünyadaki dağlar kadardır.
Her kim Receb ayında üç gün oruç tutarsa, Allah onunla Cehennem arasına uzunluğu bir senelik yürüyüş mesafesi kadar olan bir hendek koyar.
Her kim Receb ayında dört gün oruç tutarsa, (her türlü) beladan, delilikten, cüzzamdan, alaca hastalığından, Deccalın şerrinden ve kabir azabından kurtulur.
… altı gün oruç tutarsa, o kişi, yüzü ayın on dördünden daha parlak bir şekilde kabrinden kalkar.
… yedi gün oruç tutarsa, onun tuttuğu her bir günlük oruca karşılık Cehennemin yedi kapısı birer birer o kişiye kapanır.
… sekiz gün oruç tutarsa, onun tuttuğu her bir günlük oruca karşılık Cennetin sekiz kapısı birer birer o kişiye açılır.
… dokuz gün oruç tutarsa, o kişi kabrinden “Lâ ilâhe illallâh” nidaları ile kalkar ve onun yüzü Cennetten başka bir tarafa çevrilmez.
… on gün oruç tutarsa, Allah, Sırat üzerinde her milde onun istirahat edeceği bir yatak var eder.
… on bir gün oruç tutarsa, o kişi yarın kıyamet gününde - kendisi kadar veya daha fazla oruç tutanlar hariç- kendisinden daha faziletli kimse görmez.
… on iki gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona kıyamet gününde bir tanesi dünyadan ve içindekilerden daha hayırlı olan iki güzel elbise giydirir.
… on üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününde insanlar büyük zorluklar içindeyken o kişi için arşın gölgesinde bir sofra kurulur ve o kişi bundan yer.
… on dört gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona kıyamet gününde hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanoğlunun tahmin edemediği bir sevap verir.
… on beş gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ kıyamet günü o kişiyi güvende olan kimselerin duracağı bir yere sokar. Oraya her ne zaman bir melek-i mukarreb ve bir peygamber uğrasa ona şöyle derler: “Müjdeler olsun ki güvende olanlardansın.”[22]
Bu hadisi verdikten sonra “uydurulmuştur” ibaresini ekleyen İmam Suyûtî, hadisin senedinde yer alan el-Kisâî adlı şahsın tanınmadığını, en-Nakkâş’ın ise hadis uydurmakla itham edilen biri olduğunu belirtmiştir.[2
Buraya kadar tercümesi verilen uydurma hadisler bunlarla sınırlı değildir. Dileyenler adı geçen kaynaklara müracaat ederek daha detaylı bilgilere ulaşabilirler.
Verilen bu bilgilerden yola çıkarak Recep ayının sıradan, değersiz bir ay olduğu gibi yanlış bir anlam çıkarılmamalıdır. Zira bu ay dört haram aydan (el-eşhuru’l-hurum) bir tanesidir. Bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır.
Haram aylar hakkında Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu, doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin …”[24]
Sana dokunulmaz ayı[25], o ayda yapılan savaşı soruyorlar. De ki: "O ayda savaş ağır bir suçtur. Ama Allah yoluna engel olmak, ona ve Mescid-i Haram'a karşı tanımazlık etmek, halkını oradan çıkarmak Allah katında daha ağır suçtur. Fitne, adam öldürmekten de ağırdır. Eğer onların gücü yetse, sizi dininizden çevirinceye kadar savaşa devam ederler. Sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, yaptıkları işler dünyada ve âhirette boşa gider. Onlar cehennemden ayrılamazlar. Orada sürekli kalırlar.”[26]
“Ey mü'minler! Allah'ın sembollerine, (içinde savaşılması) haram olan aya, Kâbe'ye armağan edilen kurbanlığa, gerdanlıklı kurbanlık hayvanlara, Rabblerinin bağışını ve rızâsını kazanmak amacı ile Kâbe’yi ziyaret etmeye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin…”[27]
Bir başka âyette ise Allah Teala, şeâirullâh’a yani kendi koyduğu sembollere saygı gösterilmesinin, kalplerin takvâsına bağlı olduğunu bildirmektedir.[28]
Receb ayının içinde bulunduğu haram ayların da bu sembollerden olduğu, bir önceki âyette Allah Teâlâ tarafından açıklanmıştır.

Bu konudaki hadis-i şeriflerden bir tanesi ise şöyledir:
Ebû Bekre -Allah ondan râzı olsun-, Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-’den şöyle rivayet etmiştir:
“Zaman, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki (ilk) hey'etine dönmüştür. Sene, on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Üçü arka arkayadır ki bunlar; Zilkade, Zilhicce ve Muharrem'dir. Dördüncüsü de Cemaziye’l-âhir ile Şa’ban arasında olan Receb-i Mudar’dır.”[29]

Zikredilen bu âyet ve hadislerden anlaşıldığına göre, diğer haram aylara olduğu gibi Receb ayına da hürmet etmek gerekir. Fakat bu hürmet, yukarıda belirtilen uydurma hadislerde olduğu gibi dinimizin aslında olmayan bir takım ibadetler icat ederek olmamalıdır. Zira ibadetler ancak ve ancak âyet ve sahih hadislerle sabit olur. Receb ayında oruç tutmayı ve bu aya özel namazlar kılmayı emir ve tavsiye eden hiçbir âyet ve sahih hadis bulunmamaktadır. Bu ayda edilmesi gerektiği söylenen:
“Allah’ım! Receb ve Şa’ban aylarını bize mübarek kıl ve bizleri Ramadan’a ulaştır.”[30] Duâsı da sahih bir hadise dayanmamaktadır. Zira bu hadisin senedinde yer alan Zâide b. Ebi’r-Rukâd adlı kişinin İmam Buhârî tarafından munkeru’l-hadîs[31] olduğu ve bu râvinin birtakım hadisçiler tarafından tanınmadığı belirtilmiştir.[32] Yalnız Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in her ay tuttuğu ve tutulmasını tavsiye ettiği Pazartesi ve Perşembe günü oruçları ile eyyâm-ı bîd denilen her ayın 13, 14 ve 15. günleri tutulan oruçlara Receb ayında da devam edilebilir. Bunları yukarıdaki uydurma hadislerle karıştırmamak gerekir. Burada özellikle vurgulanmak istenen husus, diğer aylarda yapılmayıp da sadece bu aya, Receb ayına- mahsus namaz, oruç gibi herhangi bir ibadet bulunmadığıdır.
“Bu hadisler, müslümanları iyilik yapmaya teşvik (terğib) için söylenmiş sözlerdir.Normal zamanlarda caminin yolunu bilmeyen nice insan, bu gün ve gecelerde camilere akın etmekte, tevbe istiğfar edip namazlar kılmaktadırlar. Şimdi bu hadislerin mevzu olduğunu söyleyerek bu yaptıklarını da yapmamalarını mı söylüyorsunuz?”
Şeklinde bazı düşünceler akla gelebilir. Hiç şubhesiz bir kimsenin Allah’a tevbe istiğfar etmesi, namaz kılıp oruç tutması küçümsenecek bir şey değildir. Bunun terkini de hiçbir müslüman temenni edemez. Lakin sadece bu günlerin faziletine güvenip diğer günlerde dini, îmânı, ameli unutan kişilerin varlığı da inkar edilemeyecek bir hakikat olarak karşımızda durmaktadır.Bu kişileri böyle yanlış düşüncelere iten sebeplerin başında da bu uydurma hadisler gelmektedir. Bu konuda M. Yaşar Kandemir Hoca şunları söylemektedir:
“Tergîb hadisleri, Müslümanları “zannedildiği gibi- dünyayı ihmal ederek nâfile ibadetle meşgul olmaya her zaman sevk etmemiş, hatta çoğu defa -Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in neticesinden korktuğu üzere- onların farz ibadetleri dahi ihmal etmelerine yol açmıştır. Öyle ya “Bilmem hangi vakit iki rekat namaz kılmakla bütün günahlar affolununca, artık günde beş defa namaz kılmaya, senede bir ay oruç tutmaya, hacca gitmeye, zekat vermeye ne lüzum kalır. Madem ki iki rekat namazla bütün günahlar affolunacakmış, niçin insan tatlı tatlı eğlenerek envâı-muharremâtı irtikâb etmesin (her çeşit haramı işlemesin). İki rekat namazla bütün bu habâsetleri (pislikleri) affettirmek her vakit için mümkün değil mi? En âdî kabahetlerden, hatta en şenî (iğrenç) cinayetlerden kurtulmak için iki rekat namaz kâfîdir, demekle esâsât-ı şeriyye ve ahlakiyenin çürük ve esassız olduklarını ilan etmek arasında bir fark görmüyoruz.”[33]
“Bid'atlar İslâm'ın ruhuna aykırı, Allah ve Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- tarafından men edilmiş olmakla beraber bazı zamanlarda ve bazı içtimâî sınıflarda din duygusunun yaşamasını, dinin canlı kalmasını temin ediyor; bu bakımdan müsâmaha edilmesi gerekmez mi?”
Diyenlere ise Hayrettin Karaman şöyle cevab vermektedir:
“İslâm'ın îmân, ibâdet, nizam ve ahlâk olarak terkedilip unutulması ve sadece bid'atlar vasıtasıyla varlığının hatırlanması onun hayatı değil, ölümüdür. Onu yaşatmak için bünyesine yabancı olan bid'atları değil, İslâm'ın esaslarını ihyâ etmek gerekir. İslâm'ı değil de mücerred bir din duygusunu yaşatmak için bid'at tervicine lüzum yoktur, çünkü o duygu fıtrîdir.”[34]

Son olarak bu ayda bulunan ve ülkemizde Regaip Kandili (Receb’in ilk Cumua gecesi) ve Mirac Kandili (Receb’in yirmi yedinci gecesi) şeklinde adlandırılan gecelerle ilgili bir hatırlatmada bulunmak isteriz. Bu gecelerin diğer gecelerden farklı olduğuna ve kandil olarak kutlanmasına dair kaynaklarda hiçbir sağlam delil bulunmamaktadır. Bu konuyla ilgili olarak sitemizde başka bir yazımız bulunmaktadır.

[1] İbn Kayyim el-Cevziyye, el-Menâru’l-Munîf fi’s-Sahîhi ve’d-Daîf, Tahk: Abdulfettâh Ebû Gudde, Mektebetü’l-Matbûâti’l-İslâmiyye, Halep, 1970, s: 95. Eserin Türkçe tercümesi için bkz: el-Menâru’l-Munîf fi’s-Sahîhi ve’d-Daîf, Terc: Muzaffer Can, Cantaş Yayınları, İstanbul, 1992, s: 88-89.
[2] İbn Kayyim, el-Menâru’l-Munîf, s: 95, Terc: Muzaffer Can, s: 89
[3] İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ ve Müzîlü’l-İlbâs, 3. Baskı, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2 cilt, Beyrut, 1998, c: 2, s: 410
[4] Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c: 2, s: 417.
[5] İbn Kayyim, a.g.e., s: 95, Terc: Muzaffer Can, s: 88-89.
[6] İbn Kayyim, a.g.e., s: 96-97; Terc: Muzaffer Can, s: 89-90.
[7] Bkz: Bir önceki dipnot.
[8] M. Yaşar Kandemir, Mevzû Hadisler Menşei Tanınma Yolları Tenkidi, Marmara Üniv. İlahiyat Fak. Vakfı, İstanbul, 1997, s: 163.
[9] Muhammed b. Ali eş-Şevkânî, el-Fevâidü’l-Mecmûa fi’l-Ehâdîsi’l-Mevdûa, Tahk: Abdurrahman b. Yahya el-Muallimî el-Yemânî, 2. Baskı, el-Mektebü’l-İslâmî, Beyrut, 1392 h., s: 100. Bu hadis için ayrıca bkz: Aclûnî, a.g.e., c: 1, s: 423-424, hadis no: 1358
[10] Şevkânî, a.g.e., s: 100
[11] Celâlüddîn Abdurrahmân es-Suyûtî, el-Leâli’l-Masnûa fi’l-Ehâdîsi’l-Mevdûa, Tahrîc ve Ta’lîk: Ebû Abdirrahmân Salâhuddîn b. Muhammed b. Uveyza, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 3 cilt, Beyrut, 1996, c: 2, s: 97; Şevkânî, a.g.e., s: 100
[12] Suyûtî,, a.g.e., aynı yer; Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Arrâk el-Kinânî, Tenzîhu’ş-Şerîati’l-Merfûa ani’l-Ahbâri’ş-Şenîati’l-Mevdûa, Tahk: Abdulvehhâb b. Abdullatîf, Abdullah Muhammed es-Sıddîk, 2. Baskı, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2 cilt, Beyrut, 1981, c: 1, s: 152; Şevkânî, a.g.e., s: 100.
[13] Şevkânî, a.g.e., s: 101
[14] Suyûtî,, a.g.e., c: 2, s: 98; İbn Arrâk, Tenzîhu’ş-Şerîa, c: 1, s: 152; Şevkânî, a.g.e., s: 101
[15] Suyûtî, a.g.e., aynı yer; İbn Arrâk, a.g.e., c: 1, s: 153; Şevkânî, a.g.e., aynı yer
[16] Suyûtî, a.g.e., c: 2, s: 99; Şevkânî, a.g.e., s: 101
[17] Şevkânî, a.g.e., s: 439
[18] Şevkânî, a.g.e., aynı yer.
[19] İbn Arrâk, a.g.e., c: 1, s: 163-164; Şevkânî, a.g.e., aynı yer
[20] Şevkânî, a.g.e., s: 440. Ayrıca bkz:İbn Arrâk, a.g.e., c: 1, s: 160-161;Aclûnî, a.g.e., c: 2, s: 85, hadis no: 1824.
[21] Şevkânî, a.g.e., s: 440.]
[22] Suyûtî, a.g.e., c: 2, s: 96-97; İbn Arrâk, a.g.e, c: 1, s: 151-152
[23] Suyûtî, a.g.e., c: 2, s: 97; İbn Arrâk, a.g.e., c: 1, s: 152
[24] Tevbe, 9/36
[25] Bunlara haram ayları denir. Bunlar, kameri aylardan Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır. Kameri aylar sırasıyla şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîu’l-Evvel, Rebîu’l-Âhir, Cemâziye’l-Evvel, Cemâziye’l-Âhir, Recep, Şa’ban, Ramazan, Şevvâl, Zilka’de ve Zilhicce
[26] Bakara, 2/217
[27] Maide, 5/2
[28] Bkz: Hacc, 22/32
[29] Buhari, Bed’ul-Halk, 2, Tefsir 9/8
[30] Ahmed b. Hanbel, 1/259
[31] Münker hadis:Zayıf bir ravinin tek başına rivayet ettiği hadis.Münkeru’l-hadis: Bu tür hadisleri rivayet eden ravi[32] Nûruddîn Ali b. Ebi Bekr el-Heysemî, Mecmeau’z-Zevâid ve Menbau’l-Fevâid, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 10 cilt, Beyrut, 1988, c: 2, s: 165 (Bâb fi’l-Cumua ve fadlihâ).
[33] M. Şemseddin’in Hurâfattan Hakikate adlı kitabından naklen: Kandemir, Mevzu Hadisler, s: 201. M. Yaşar Kandemir Hoca’nın bu kitabının, Mevzu Hadislerin İslam’a ve Müslümanlara Verdiği Zararlar başlıklı beşinci bölümün okunması özellikle tavsiye ederiz.
[34] Hayrettin Karaman, İslam’ın Işığında Günün Meseleleri, Yeni Şafak Gazetesi Armağanı, 3 cilt, İstanbul, 1996, c: 1, s: 97.



****

Cübbeli Ahmed isimli mufterinin kitabında hadis diye aktarılan Beyhaki'de geçtiği söylediği rivâyet :
30231


30232
30233


Aynı rivâyete Beyhaki : "Bu Hadis Tamamen Munkerdir" demiş olmasına rağmen hurafeci sofi Cubbeli Ahmed, sahih diye kitabına almıştır!
 
matematikçi Çevrimdışı

matematikçi

Üye
İslam-TR Üyesi
s.a hacı yazmısın ama bunlar taberanıde gecıyo mu gecmıyo mu dıye bırsey söler mısın
7. “Recep ayında öyle bir gün ve gece vardır ki o günü oruçlu geçirip o geceyi ihya kimse için yüz sene oruç tutmuş gibi ecir vardır.”[18]
8. “Ey İnsanlar! Büyük bir ayın, Allah’ın çok hürmetli ayı (el-esamm) Recep’in, gölgeleri üzerinize düşmüştür.Bu ayda iyilikler katlanır, duâlar edilir, sıkıntılar giderilir.”
Peygamberimizin Recep ayı girmeden önce bir Cuma günü hutbede söylediği iddia edilen bu sözlerin de hiç tereddütsüz bir şekilde münker olduğu ifade edilmiştir.[19]
9. “Recep ayının diğer aylara olan üstünlüğü, Kur’an’ın diğer kelamlara olan üstünlüğü gibidir.”[20]
10. “Allah Teâlâ, Nuh -aleyhisselâm-'a gemi yapması emrini Recep ayında vermiş, onun yanında bulunan mü’minlere de bu ayda oruç tutmalarını emretmiştir.”[21]
Şevkânî’nin yukarıda, birinci maddede bahsettiği uzun hadis, Suyûtî’nin kitabında şöyle geçmektedir:
“Ebû Said el-Hudrî'nin -Allah ondan râzı olsun- Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'den rivayet ettiği (merfû) hadis:
“Recep Allah’ın, Şa’ban benim, Ramazan ise ümmetimin ayıdır. Her kim inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek Recep ayını oruçlu geçirirse, Allah’ın en büyük rızasını hak etmiş demektir. Allah, onu Firdevs-i Âlâ’ya yerleştirecektir.
Her kim Recep ayında iki gün oruç tutarsa, ona iki kat ecir vardır. Bu katlardan her birinin ağırlığı, dünyadaki dağlar kadardır.
Her kim Recep ayında üç gün oruç tutarsa, Allah onunla Cehennem arasına uzunluğu bir senelik yürüyüş mesafesi kadar olan bir hendek koyar.
Her kim Recep ayında dört gün oruç tutarsa, (her türlü) beladan, delilikten, cüzzamdan, alaca hastalığından, Deccalın şerrinden ve kabir azabından kurtulur.
… altı gün oruç tutarsa, o kişi, yüzü ayın on dördünden daha parlak bir şekilde kabrinden kalkar.
… yedi gün oruç tutarsa, onun tuttuğu her bir günlük oruca karşılık Cehennemin yedi kapısı birer birer o kişiye kapanır.
… sekiz gün oruç tutarsa, onun tuttuğu her bir günlük oruca karşılık Cennetin sekiz kapısı birer birer o kişiye açılır.
… dokuz gün oruç tutarsa, o kişi kabrinden “Lâ ilâhe illallâh” nidaları ile kalkar ve onun yüzü Cennetten başka bir tarafa çevrilmez.
… on gün oruç tutarsa, Allah, Sırat üzerinde her milde onun istirahat edeceği bir yatak var eder.
… on bir gün oruç tutarsa, o kişi yarın kıyamet gününde - kendisi kadar veya daha fazla oruç tutanlar hariç- kendisinden daha faziletli kimse görmez.
… on iki gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona kıyamet gününde bir tanesi dünyadan ve içindekilerden daha hayırlı olan iki güzel elbise giydirir.
… on üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününde insanlar büyük zorluklar içindeyken o kişi için arşın gölgesinde bir sofra kurulur ve o kişi bundan yer.
… on dört gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona kıyamet gününde hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanoğlunun tahmin edemediği bir sevap verir.
… on beş gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ kıyamet günü o kişiyi güvende olan kimselerin duracağı bir yere sokar. Oraya her ne zaman bir melek-i mukarreb ve bir peygamber uğrasa ona şöyle derler: “Müjdeler olsun ki güvende olanlardansın.”[22] Bu hadisi verdikten sonra “uydurulmuştur” ibaresini ekleyen İmam Suyûtî, hadisin senedinde yer alan el-Kisâî adlı şahsın tanınmadığını, en-Nakkâş’ın ise hadis uydurmakla itham edilen biri olduğunu belirtmiştir.[2
Buraya kadar tercümesi verilen uydurma hadisler bunlarla sınırlı değildir. Dileyenler adı geçen kaynaklara müracaat ederek daha detaylı bilgilere ulaşabilirler.
Verilen bu bilgilerden yola çıkarak Recep ayının sıradan, değersiz bir ay olduğu gibi yanlış bir anlam çıkarılmamalıdır. Zira bu ay dört haram aydan (el-eşhuru’l-hurum) bir tanesidir. Bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır.
Haram aylar hakkında Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu, doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin …”[24]
Sana dokunulmaz ayı[25], o ayda yapılan savaşı soruyorlar. De ki: "O ayda savaş ağır bir suçtur. Ama Allah yoluna engel olmak, ona ve Mescid-i Haram'a karşı tanımazlık etmek, halkını oradan çıkarmak Allah katında daha ağır suçtur. Fitne, adam öldürmekten de ağırdır. Eğer onların gücü yetse, sizi dininizden çevirinceye kadar savaşa devam ederler. Sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, yaptıkları işler dünyada ve âhirette boşa gider. Onlar cehennemden ayrılamazlar. Orada sürekli kalırlar.”[26]
“Ey mü'minler! Allah'ın sembollerine, (içinde savaşılması) haram olan aya, Kâbe'ye armağan edilen kurbanlığa, gerdanlıklı kurbanlık hayvanlara, Rabblerinin bağışını ve rızâsını kazanmak amacı ile Kâbe’yi ziyaret etmeye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin…”[27]
Bir başka âyette ise Allah Teala, şeâirullâh’a yani kendi koyduğu sembollere saygı gösterilmesinin, kalplerin takvâsına bağlı olduğunu bildirmektedir.[28]
Recep ayının içinde bulunduğu haram ayların da bu sembollerden olduğu, bir önceki âyette Allah Teâlâ tarafından açıklanmıştır.

2. Bölüm
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Taberani de olan da vardır olmayanda vardır. Alıntıladığınız bölümün nerede geçtiği tam olarak belirtilmemiş. Önemli olan metnin geçtiği yerden ziyade; metnin sahih olup olmadığının değerlendirilmesi görüldüğünden ona göre değerlendirilmiş.
Başka bir hadisi değerlendirirsek :
Peygamberimizin:

Ya Rabb'i, Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mubârak eyle ve bizi Ramadan'a erdir” diye buyurduğu rivayet edilmiştir.
(Bu hadisi İbn Hacer El-Askalanî, Tebyin El-Aceb Bima vera fi Fazli Receb adlı eserinde anlatmaktadır: s. 11, 12. Orada hadisin Bezzar tarafından Musned'inde, El-Taberâni ve Beyhaki tarafından faziletli vakitler bölümlerinde ve Ebu Yusuf el-Kadî'nin Kitab El-Sıyamında, kaydettiklerini söylemektedir. İbn Hacer-El-Askalanide bu hadisin senedinin sağlam olmadığını söylemektedir. Heysemi, Keşi el-Üstaz An Zevaid'il Bezzar, Tahkik: Habib El-Rahman El-Atemi, c. 1, s. 457, H. No: 961)


Duası da sahih bir hadise dayanmamaktadır. Zira bu hadisin senedinde yer alan Zâide b. Ebi’r-Rukâd adlı kişinin İmam Buhari tarafından munkeru’l-hadîs [Munker hadis: Zayıf bir ravinin tek başına rivayet ettiği hadis. Münkeru’l-hadis: Bu tür hadisleri rivayet eden ravi] olduğu ve bu ravinin bir takım hadisçiler tarafından tanınmadığı belirtilmiştir.
[Nûruddîn Ali b. Ebi Bekr el-Heysemî, Mecmeau’z-Zevâid ve Menbau’l-Fevâid, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 10 cilt, Beyrut, 1988, c: 2, s: 165 (Bâb fi’l-Cumua ve fadlihâ)]

Yalnız Peygamberimizin her ay tuttuğu ve tutulmasını tavsiye ettiği Pazartesi ve Perşembe günü oruçları ile eyyâm-ı bîz denilen her ayın 13, 14 ve 15. günleri tutulan oruçlara Receb ayında da devam edilebilir. Bunları yukarıdaki uydurma hadislerle karıştırmamak gerekir. Burada özellikle vurgulanmak istenen husus, diğer aylarda yapılmayıp da sadece bu aya, Receb ayına- mahsus namaz, oruç gibi herhangi bir ibadet bulunmadığıdır.


Bildiğiniz Taberanide geçen hadis metin var ise onu yazarsanız faydalı olur.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt