Tacize Uğrayan Çocuklar
Özel yorumların, maillerin, face mesajlarının, çoğuna cevap veremiyorum malum. Yorumlara üstün körü, kısacık cevaplar veriyorum. Hiç bilgim olmayan konularda ise susmayı tercih ediyorum. Son zamanda bazı kardeşlerim, soru soran kardeşlerimize, hayran kaldığım cevaplar veriyorlar. Hani “Sana nasıl yardımcı olabilirim?” diye soruyorsunuz ya; İşte bu benim için en büyük yardım oluyor.
Bu cevaplayamadığım özellerin içinde çok önemli konular var. Genel olarak değinip, konuşalım istiyorum. Eskiler “Dertli dırlağan olur” demişler. Yani dertli insanın sözü tükenmez anlamında. Bizim de her zaman değindiğimiz ve muzdarip olduğumuz bir konu var ki, içimizi çok acıtıyor. O da, toplumun ahlaki anlamda zayıflaması, günahlara karşı duyarsızlaşması.
Bu konuda en çok yara alan hiç şüphesiz çocuklarımız oluyor. Tacize uğrayan çocuklar bence çoğu kez es geçilen bir konu. Aslında çocuklar dört bir taraftan taciz ediliyor. Görsel basın, çevre, okul… hepsi birer tehlike haline dönüştü.
Bir öğretmen kardeşim, sınıfında olan bir olayı özelden yazmıştı. Henüz 8-9 yaşlarındaki bir erkek çocuğu, yine aynı okulda akrabası olan 12 yaşlarında bir erkek çocuk tarafından devamlı tacize uğruyormuş. Bunu epey zaman sonra fark etmişler. Çocuk korktuğu için ailesine söyleyememiş. Olay ortaya çıktığı zaman da akrabalık ilişkileri bozulur diye olay açığa çıksın istememişler!
Çocuklar artık cinsel açıdan çok çabuk uyarılıyorlar. Daha çok bilinçsiz yetiştirilmiş çocuklarda sapkın tavırlar gözlenebiliyor. Eğer çocuğunuz içe kapandıysa, şüpheli halleri varsa, vücudunda olmaması gereken morluklar fark ettiyseniz, veya mahrem bölgelerinde bir acıdan bahsediyorsa kesinlikle es geçmeyin. Çocuğu sıkı bir gözlem altında tutun. Arkadaşlarını tanımaya çalışın. Kimlerle daha çok görüştüğünü araştırın.
Aile içinde veya yakın akrabaları tarafından tacize uğrayan çocukların sayısı da az değil. Bu yüzden şu hadis-i şerif’e uygun hareket etmemiz gerekiyor:
“Çocuklarınız on yaşına gelince yataklarını ayırınız.” (Sünenü’n-Dârekutnî, 1: 230.)
İmam Nevevî Rahimehullah ise bu hadisleri yorumlarken şu hükümleri ifade eder:
“Kız ve erkek çocuklar on yaşına basınca onların yataklarını anne, baba, kız ve erkek kardeşlerinin yataklarından ayırmak vaciptir. Erkeğin erkekle, kadının kadınla aynı yatakta yatmaları aslâ caiz değildir; her biri yatağın birer kenarında olsa bile…” (Feteva’n-Nevevî, s. 215a; İbranim Canan, Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye, s. 309.)
Bir de biz anne babaların sıkça yaptığı bir hata var. O da özellikle erkek çocuklarının mahrem bölgelerine dokunarak sevmek! Bu tavır çocukların uyarılmasını hızlandırıyormuş. Lütfen bu tarz bir sevgi gösterisinde bulunmayalım.
Subliminal mesajlardan daha önce bahsetmiştik. Olur olmaz her çizgi filmi çocuklara izlettirmeyelim. Artık bu mesajlara da gerek yok aslında. Çünkü her şey alenen gösterilip anlatıyor. Geçen gün Dila, bir sabah programında insanları komşusuyla zinaya teşvik eden bir konuşma yapıldığından bahsetmişti. Bu toplum Lut kavmine çoktan benzemiş de çoğumuz farkında değiliz. Allah onların şerrinden bizleri muhafaza eylesin. Zehir saçan kanalları tümüyle silersek, çok hayırlı bir iş yapmış olacağız kanaâtindeyim.
Bu konuda Adem Güneş’in “Ana babaların Korkulu Rüyası Çocuklara Yönelik Taciz” adlı kitabını okuyabilirsiniz.
CAHİDE
Özel yorumların, maillerin, face mesajlarının, çoğuna cevap veremiyorum malum. Yorumlara üstün körü, kısacık cevaplar veriyorum. Hiç bilgim olmayan konularda ise susmayı tercih ediyorum. Son zamanda bazı kardeşlerim, soru soran kardeşlerimize, hayran kaldığım cevaplar veriyorlar. Hani “Sana nasıl yardımcı olabilirim?” diye soruyorsunuz ya; İşte bu benim için en büyük yardım oluyor.
Bu cevaplayamadığım özellerin içinde çok önemli konular var. Genel olarak değinip, konuşalım istiyorum. Eskiler “Dertli dırlağan olur” demişler. Yani dertli insanın sözü tükenmez anlamında. Bizim de her zaman değindiğimiz ve muzdarip olduğumuz bir konu var ki, içimizi çok acıtıyor. O da, toplumun ahlaki anlamda zayıflaması, günahlara karşı duyarsızlaşması.
Bu konuda en çok yara alan hiç şüphesiz çocuklarımız oluyor. Tacize uğrayan çocuklar bence çoğu kez es geçilen bir konu. Aslında çocuklar dört bir taraftan taciz ediliyor. Görsel basın, çevre, okul… hepsi birer tehlike haline dönüştü.
Bir öğretmen kardeşim, sınıfında olan bir olayı özelden yazmıştı. Henüz 8-9 yaşlarındaki bir erkek çocuğu, yine aynı okulda akrabası olan 12 yaşlarında bir erkek çocuk tarafından devamlı tacize uğruyormuş. Bunu epey zaman sonra fark etmişler. Çocuk korktuğu için ailesine söyleyememiş. Olay ortaya çıktığı zaman da akrabalık ilişkileri bozulur diye olay açığa çıksın istememişler!
Çocuklar artık cinsel açıdan çok çabuk uyarılıyorlar. Daha çok bilinçsiz yetiştirilmiş çocuklarda sapkın tavırlar gözlenebiliyor. Eğer çocuğunuz içe kapandıysa, şüpheli halleri varsa, vücudunda olmaması gereken morluklar fark ettiyseniz, veya mahrem bölgelerinde bir acıdan bahsediyorsa kesinlikle es geçmeyin. Çocuğu sıkı bir gözlem altında tutun. Arkadaşlarını tanımaya çalışın. Kimlerle daha çok görüştüğünü araştırın.
Aile içinde veya yakın akrabaları tarafından tacize uğrayan çocukların sayısı da az değil. Bu yüzden şu hadis-i şerif’e uygun hareket etmemiz gerekiyor:
“Çocuklarınız on yaşına gelince yataklarını ayırınız.” (Sünenü’n-Dârekutnî, 1: 230.)
İmam Nevevî Rahimehullah ise bu hadisleri yorumlarken şu hükümleri ifade eder:
“Kız ve erkek çocuklar on yaşına basınca onların yataklarını anne, baba, kız ve erkek kardeşlerinin yataklarından ayırmak vaciptir. Erkeğin erkekle, kadının kadınla aynı yatakta yatmaları aslâ caiz değildir; her biri yatağın birer kenarında olsa bile…” (Feteva’n-Nevevî, s. 215a; İbranim Canan, Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye, s. 309.)
Bir de biz anne babaların sıkça yaptığı bir hata var. O da özellikle erkek çocuklarının mahrem bölgelerine dokunarak sevmek! Bu tavır çocukların uyarılmasını hızlandırıyormuş. Lütfen bu tarz bir sevgi gösterisinde bulunmayalım.
Subliminal mesajlardan daha önce bahsetmiştik. Olur olmaz her çizgi filmi çocuklara izlettirmeyelim. Artık bu mesajlara da gerek yok aslında. Çünkü her şey alenen gösterilip anlatıyor. Geçen gün Dila, bir sabah programında insanları komşusuyla zinaya teşvik eden bir konuşma yapıldığından bahsetmişti. Bu toplum Lut kavmine çoktan benzemiş de çoğumuz farkında değiliz. Allah onların şerrinden bizleri muhafaza eylesin. Zehir saçan kanalları tümüyle silersek, çok hayırlı bir iş yapmış olacağız kanaâtindeyim.
Bu konuda Adem Güneş’in “Ana babaların Korkulu Rüyası Çocuklara Yönelik Taciz” adlı kitabını okuyabilirsiniz.
CAHİDE