Anliyorum akhi fakat bak Ebu Muaz diyor ki :
Tagutların kâfir olduklarını söylemeyi şart koşmaya gelince, bu ne kitabın ne de sünnetin delalet etmediği bir şarttır. Allah’ın kitabında gelmeyen her şart da batıldır. Evet bazı, tagutlar kafir olmasına rağmen, her tagutun kafir olması şart değildir. Ama her halukarda reddedilmesi, itaat edilmemesi gerekir. Misal; Allah’a itaatten alıkoyan veya Allah’ın emrine aykırı hüküm ve emirde bulunan her şey taguttur. Günahkâr bir baba, evladına içki getirmesini emrettiğinde şüphesiz tagutluk yapmaktadır. Lakin evladı, bu emri reddetmekle mükellef iken, babasını tekfir etmekle mükellef olmadığı gibi, babası bunu helal saymadıkça tekfir etmeye de hakkı yoktur. Yine evlat bu emri yerine getirdiğinde de, bu fiilini helal saymadıkça kâfir olmaz. Hatta bazen tagut, söyleyen kişiyi kâfir kılmayan, asî de kılmayan, aksine iyilik yapıp Allah katında ecir kazanan bir kişinin izlediği bir yol da olabilir. Şöyle ki, eğer müçtehit ve takva sahibi bir âlim, herhangi bir fetvasında hakka isabet edemese, bir başkası da onun hatasını apaçık görse ve bu konuda hata ettiğinden en ufak bir tereddüdü bile olmasa, işte bu müçtehidin fetvası, Allah’ın şeriatının dışına taşmış yani tuğyan etmiş bir fetvadır. Ona ittiba eden bir kişi, onun batıl olduğunu görmesine rağmen tabi olduğu sürece taguta ittiba ediyor demektir.
Fakat bu durum, bu fetvayı veren kişinin müçtehit ve iyilik yapmış olduğu durumunu değiştirmeyeceği gibi, Allah katında hakkı bulmayı kastettiği sürece isabet ettirememiş bile olsa, ictihadı dolayısıyla ecir kazanmasını engelleyici değildir. Tagut isminin sadece sapıklığa davet eden müşrik insana verileceğini, kafirden başkasına tagut denemeyeceğini gösteren bir nas bilmiyoruz. Eğer nas varsa, biz de o nassa tabi olur, söylediklerimizden nukul ederiz.
bu benim kafami biraz karistiriyor.. buna bir cevap verebilirmisin ? anlamamda biraz kitlik varda, kusura bakma