Direniş komutanlarından biri, yabancı güçler ve Afgan askerleri tarafından Helmand bölgesinde gerçekleştirilen son operasyonların savaş mevsimi olan yaz öncesinde Taliban’ın kapasitesi üzerinde çok az bir etki bıraktığını iddia ediyor.
Savaş ve Barış Haberciliği Enstitüsü ile telefonda görüşen ve güney Afganistan’da faaliyet gösteren 300 kişilik bir savaşçı birliğinin komutanı olduğunu belirten Ebu Hamza, Şubat ayında Taliban’ın kalesi Merceh’e 15.000 kişilik kuvvetle düzenlenen saldırıya rağmen, komuta kademesinin hasar almadan misillemeye hazır bir şekilde beklediğini söyledi.
Bölgede iyi tanına Ebu Hamza “Bu sene işgalcilere ağır kayıplar tattıracağız. Helmad’da yenilmedik. Merceh’deki yabancı kuvvetler bugün kuşatılmış durumdalar. Sadece bazı bölgelerden taktik amaçlı olarak geri çekildik” dedi.
Merceh, Şubat ayında başlatılan ve amacı bölgede Afgan hükümetinin kontrolünü tekrar sağlamak olarak açıklanan Müşterek Operasyonu’nun ana hedefi idi. Batılı kaynaklar Merceh ve Nad Ali bölgesindeki araç trafiğinin serbest hareketin tekrar sağlandığına işaret olduğunu söylüyorlar.
Ebu Hamza’nın bu açıklamaları Batılı medyada yer alan, Amerikalı askeri yetkililerin Taliban’ın bütün noktalardan tekrar Merceh’e doğru ilerlediğini söyledikleri şeklindeki haberlerle örtüşüyor.
Ebu Hamza son çatışmalar esnasındaki Taliban kayıplarının yalnızca 10 kişi olduğunu söyledi. ISAF da doğrulanan düşman kaybını 6 olarak kaydetmiş, çoğu geliştirilmiş patlayıcılarla (IED) olmak üzere 21 NATO askerinin öldürüldüğünü itiraf etmişti. Merceh çatışmaları esnasında toplam 29 sivil hayatını kaybetmişti. Yerel halk bu sayının 40 civarında olduğunu söylüyor.
Ebu Hamza’ya göre direnişçi kaybının az olması düşmanla doğrudan temastan kaçınmalarından ve IED’nin yaygın bir şekilde kullanımından kaynaklanıyor. Bu sene içersinde (4 Nisan tarihine kadar) Afganistan’da tasfiye edilen 134 yabancı askerin 79’unun ölüm nedeni bu patlayıcılar.
35 yaşında olduğunu ve Taliban hükümetinin ABD liderliğindeki güçler tarafından 2001 yılında devrilişinden bu yana savaştığını söyleyen Ebu Hamza “Bu silahlarla düşmana ağır kayıplar verdirdik” diyor.
Ebu Hamza, Taliban komutanlarının birliklerine yol kenarı bombalarının kullanımında ve şehirdeki belli hedeflere saldırılar düzenlemelerinde yoğunlaşmalarını emrettiklerini söylüyor; tıpkı Şubat ayında silahlı adamlar ve intihar bombacılarıyla genellikle başkentteki yabancıların ziyaret ettiği iş merkezlerine ve misafir evlerine düzenlenen saldırılarda olduğu gibi.
Ebu Hamza “Yüz yüze savaştan ziyade bu türden saldırıların daha başarılı bir taktik olduğuna inanıyorum” yorumunda bulunuyor.
Kendisine Merceh’in ele geçirilmesinin ardından direnişçilerin nerede oldukları sorulduğunda ise “Bu soruyu ellerinde modern aygıtlar olan ve havadan her şeyi gördüklerini söyleyen Amerikalılara sormalısınız, onların bizim nerede olduğumuzu söyleyebilmeleri lazım! Benim diyebileceğim yegâne şey ise Taliban’ın taktik olarak geri çekildiği ve kendi bölgelerinde hala aktif olduğudur” diye cevaplıyor.
Taliban komutanı kendileri gibi ABD’ye karşı olan ülkelerden gelen silah ve cephane akışının burada ve her yerde düzenli olarak sürdüğünü söylemekle birlikte sadece silahla zaferin elde edilmesinin mümkün olmadığını da vurguluyor, “Amerikalıların ellerinde en modern silahlar var. Bizimse elimizde, onların sahip olmadığı iman silahı var” diyor.
Ebu Hamza direnişin nihai hedefinin Afganistan’daki bütün yabancı güçlerin geri çekilmesi ve ülkede Şeriat kanunlarının hâkim kılınması olduğunu belirterek “Her şeyi kontrolleri altında tutan yabancılar karşısında Afgan hükümetinin hiçbir otoritesi bulunmuyor. Yabancı güçler ülkeyi terk etmedikçe hükümetle hiçbir müzakeremiz olmayacak” diye vurguluyor.
Asia Times Online'de yayınlanan bu analiz Kemal Saral tarafından İsra Haber için çevrilmiştir