Çevrimdışı
Medeniyeti meydana getiren irili ufaklı nesneler... Taşların hikayesi hüzünle başlar...Kabilin elinden fırladı önce...Habil'e doğru giderken , keşke dile gelse de dinleme fırsatımız olsaydı...Böylece ilk kan dökülmüş oldu.Ardından kavimlerin ellerinde şekil buldu...Kibirli ellerde insanları büyüklendirecek yapılarda yerlerini aldılar...Büyük sarayların , aciz putların parçalarıydı artık onlar...Derken İbrahim ve İsmail peygamberlerin ellerinden şeytana doğru savruldular.Kör oldu İblisin gözleri...Ardından bir bıçak darbesiyle ikiye bölündüler...İsmaili kesmeyen bıçakla...
Sonra ALLAH'ın beytinin parçaları oldular.Kimisi her tavafta Müslümanlar tarafından selamlandı, kimi Makam-ı İbrahim diye adlandırıldı.Yıllar sonra birleşerek meydana getirdikleri kuyuda eminlikle sakladılar Yusuf'u(as). Ne büyük talihsizlik ki yeryüzü tağutlarının zulmünü hatırlatacak piramitlere eklendiler...Taşlar yolunu kaybetmiş yolcu gibi bir o yana bir bu yana sallanırken Davud'un (as) ellerinde geldiler; Calut'un ölümüne tanık oldular...
Nihayet gerçek fonksiyonuna kavuşturuldu taşlar.Mü'minlerin ellerinden fırlayıp zalimi devirmek...Mescid-i Aksa'nın duvarındadırlar...Ardından ALLAH'ın beytini korumak için hazırlanan ebabil ordusunun ayaklarından Ebrehe ordusuna yağdılar...Kainatın Efendisinin gelişiyle zulmün duvarlarından koptular...Kisra'nın saraylarından ayrılıp, başına yıktılar o sarayın kibirli kralın....
Ve Risalet; taştan bir mağara olan Hira'da sahibiyle buluştu.Bilal'in (ra) iman sınavında onlar vardı.Hiç kimse görmese de onlar bu olaya şahitti...ALLAH'a doğru gerçekleşen kutlu yürüyüşte İsra'nın durağı , Miracın başlangıcı oldular.Ve hüzünlü bir olayın tanıklarıydılar.Taif'te çocukların ellerinden savruldular...Bu onları paramparça edecek bir olaydı...Sonra bağırlarında ALLAH'ın Nebi'sini ve Sıddık'ı saklayarak özür dilediler...Bundan böyle taşların da Medine dönemi başladı. Peygamber mescidine yerleştiler.Kıtlıkta Müslümanların karınlarına bağlandılar.Bir tanesi yetmiş senede varabildi cehennemin dibine...
Ve bugün!!! Davudi bakışlı , ebabil yürekli çocukların ellerindeler...
Kanadı Kırık Ebabil , Ebrehe Tankına Karşı
Kalemden önce,
Sapana sarılan çocuk
Şehit türküleri dinle büyüklerinden
Ümmetin buğzunu fırlat sapanınla
Ve öfkeni taşır artık yüreğinden
Kırık kanadıyla
Ebrehe tankına karşı meydan okuyan çovuk
Cesaretinle ebabiller uyandır
Ağır gelmez Filistin
Avuçlarından savurduğun taşla
Küfrün suyunu bulandır....
Artık küfrün suyunu bulandırdı taşlar...Büyük bir davanın minik ellerin arasında büyk silahtılar...İsmailoğullarının avuçları artık boş değil...Taşlar var artık...
Abdullah Zubeyr
