Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Tedbir Almanın Hükmü Nedir?

Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum hocam,

1-Tedbir almak farz mıdır, caiz midir yoksa duruma göre değişir mi (tedavi olma meselesinde de ihtilaf olduğu için merak ettim) ve gelecekte oluşabilecek bir tehlikeden dolayı tedbir almada abartmak islamın tasvip ettiği bir şey midir, tedbir almanın ölçüsü nedir?

2-Tedbirsizliği ve ihmali kadere yüklemenin hükmü nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;

"Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık." (Kamer 49)

Tedbir almanın eldeki imkan, şart ve durumlara göre sünnet, vâcib ve farz gibi hükümlerde değişkenlik arz edebileceği kanaatindeyim.


وَقَالَ يَا بَنِيَّ لَا تَدْخُلُوا مِنْ بَابٍ وَاحِدٍ وَادْخُلُوا مِنْ اَبْوَابٍ مُتَفَرِّقَةٍۜ وَمَٓا اُغْن۪ي عَنْكُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍۜ اِنِ الْحُكْمُ اِلَّا لِلّٰهِۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُۚ وَعَلَيْهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ
(Yâkub) Ve dedi ki "Ey oğullarım. Hepiniz tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi savamam (gideremem). Hüküm yalnızca Allah'ındır. Ben O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etmelidirler." (Yusuf 67)

Misal olarak kişi vakti girmiş namazı kalkıp kılması câizdir. Vakti girmiş namazı oturup meşgale ile kaçırması durumunda tedbir almadığı için günaha girer. Günah olan tedbir almamak değil, tedbir almadığı için namaza kalkamamaktır. Yâni uyumak namazı kaçırmak hususunda özür olduğu halde, burada özür olmaz, demektir.
Kişi vakti girmiş namazı kılmadan uyuyacak ise, vakit içerisinde kılabilecek şekilde kalkabilmek için gerekli tedbirleri alması üzerine vâcib olur.


حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ رُمْحٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ، عَنِ الْمَاضِي بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ سُلَيْمَانَ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ أَبِي إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِيِّ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلى الله عليه وسلم ـ ‏ "‏ لاَ عَقْلَ كَالتَّدْبِيرِ وَلاَ وَرَعَ كَالْكَفِّ وَلاَ حَسَبَ كَحُسْنِ الْخُلُقِ ‏"‏ ‏.‏
"... Ebû Zerr (Radıyallâhu anh)den rivayet edildiğine göre;
Rasûlullah
şöyle buyurdu, demiştir: "Tedbir gibi bir akıl yok, nefsi (müslümanlara eziyet etmekten) alıkoymak gibi bir vera (günah ve şubheli şeylerden dikkatle sakınmak) yok ve huy güzelliği gibi bir şeref yoktur."
(İbn Mâce, Zuhd, Bab 24, Hadis no: 4218; İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Hadis no 807)
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde el-Kâsım bin Muhammed el-Misri bulunur. Bu râvi zayıftır.
Muhammed Nasıruddin el Elbâni, Daiful Câmi , hadis no: 2122 eserde bu metinin sıhhati hakkında ( خلاصة حكم المحدث : ضعيف جداً ) çok zayıf hükmünü vermiştir.

Hadiste geçen "Tedbîr" kelimesinden maksad ileri görüşlü, işlerin sonuçlarını düşünen, yararlı ve zararlı yönleri iyi kestirebilen akıldır. Yâni en değerli akıl bu niteliği taşıyan akıldır.


***

“Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, İbn Şihâb'dan, (O) Said İbnu'l-Museyyeb ile Ebû Seleme'den, (O) Ebû Hurayra'den, (O da) Peygamber'den (naklen) rivayet etti ki,
O şöyle buyurdu:" “(Sahibi tarafından bağlanmış bir) hayvanın (bağından kurtularak yaptığı) yaralama (ve zararlar) boşa gider, (hayvanın sahibi tarafından ödenmez). Kuyu (zararı) da boşa gider. Mâden (zararı) da boşa gider. Rikâzda ise beşte bir (nisbetinde vergi vermek) gerekir."
(İbn Hibban, Dârimi, Zekat, bab 30, Hadis no: 1675; Buhari, Zekât, 66 (2/137); Müslim, Hudûd, 45 (3/1334); Ebû Dâvûd, İmaret, 40 (3/181); Nesâ'î, Zekât, 28 (5/33); Tirmizi, Zekât, 16 (3/34); İbn Mâce, Diyât, 27 (2/891); Muvatta1, Ukûl, 12 (2/868-869); Musned, 2/228, 239, 254., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: C. 3, Sf: 445/446-447)
Hadiste üç meseleye daha temas edilmektedir. Bunlara göre sahibi tarafından bir yere bağlanmış veya kapatılmış olan bir hayvan, bağından veya kapatıldığı yerden kurtulup birine bir zarar verecek olsa, hayvan sahibi bu zararı ödemek zorunda değildir. Aynı şekilde bir kimse kendi arazisine veya sahibinin izniyle başka bir yere bir kuyu açsa, sonra da onun içine bir insan veya hayvan düşüp zarar görse, kuyu sahibinin bu zararı ödemesi gerekmez. Mâden ocaklarında da durum aynıdır. Bir mâden ocağında, ocak sahibi gerekli tüm güvenlik tedbirlerini aldıktan sonra bir göçük olur da orada ücretle çalışanlar bir zarar görürlerse, ocak sahibinin bu zararı ödemesi lâzım değildir.

("Rikâz", sözlükteki kök mânâsı itibariyle hem yerin altında yüce Allah'ın (Celle Celaluhu) yaratmış olduğu mâden, hem de sonrada insan eliyle gömülmüş hazine (define) mânâlarına gelir. Ebû Hanife (rh.a) "rikâz" kelimesini bu geniş manâsıyla anlamış ve hem mâdenlerden, hem de definelerden beşte bir ("humus") nisbetinde vergi verileceğini söylemiştir. Malik (rh.a) ile Şafiî (rh.a) ise "rikâz" kelimesinin "define" mânâsında kullanıldığını, bu sebeble definelerden beşte bir vergi verileceğini, mâdenlerden ise, zekâtta olduğu gibi kırkta bir vergi verileceğini beyân etmişlerdir. Bu zatların, bu konuda istinad ettikleri başka deliller ve konunun teferruatında farklı görüşler de vardır.)
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İnsanların kendi iradesiyle sebep olduğu tedbirsizliğin ve ihmalin de kaderden olduğunu biliyorum hocam ancak farz olduğu durumda tedbir alınmayıp insanlara "kader buymuş" demek caiz midir? Belki bu söz hangi niyetle söylendiğine göre değişebilir ancak ortada ihmalin var olduğu aşikarsa bazı kişilere göre bu sözün o ortamda söylenmesi suçunu ve ihmalini hafiftletmeye yönelik bir çaba olarak algılanıyor, öyle bir izlenim veriyor, bu da insanları rahatlatmaktan çok öfkelendiriyor. Doğru bir ortamda teslimiyetçi bir kader anlayışına sahip olan birisine, ihmali saklama niyetiyle değil de gerçekten rahatlatma niyetiyle söylense tabii ki bir zararı olmayabilir de ancak çok yanlıs bir durum ve zamanda "kader buymuş" denerek rahatlatmaktan çok öfkelendirmeye sebebiyet veriyor. Allahu alem.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt