Tefsirde Devrim(!)

T Çevrimdışı

Tevhid-Dini

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Geçmiş ulemayı ve Müfessirleri hiç bir ayrıma tabi tutmadan “Kadim İslam kaynaklarında yer alan bu mitolojik anlatımlar” diye ta'n eden İhsan Eliaçık Tefsirde devrim (!) yaptı.
1400 yıllık İslam Müktesabatını bir çırpıda silen bu şahsın devrim(!) niteliğindeki Hz Yunus kıssasından anladıklarını aktarıyorum :

İhsan Eliaçık: “Türkçede kullanılan “lokma” kelimesi de buradan gelir. Bir şeyi ağza götürüp dudakları kapatınca “lokma” alınmış olur. Buradan hareketle “lokmayı yutmak” tabiri gelişmiş ve ikincil anlamda “yutmak” manası kazanmıştır. Bu anlamda Türkçede birine “lokma olmak” ifadesini çağrıştırır. " Yani burada balık tarafından yutulmak, devletin eline düşmek, cezaevine kapatılmak, zindana tıkılmak demektir."
(İhsan Eliaçık, Yaşayan Kur'an, C.II, s.447.)


Ali Bulaç : Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı.

Diyanet Vakfı : Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.

Elmalılı Hamdi: Derken (denize atıldı ve) kendisini balık yuttu. Pişmandı.

Seyyid Kutup : Yunus kendini kınarken, balık onu yutmuştu.

İbn Kesir : Yenilgiye uğramışken, bir balık yutmuştu onu.


Saçmalamanın da bir sınırı vardır yahu, marjinal söylemler herhalde toplumumuzda çok rağbet görüyor olmalı ki son zamanlarda herkes bunu bol bol kullanır oldu.
Bir başkası da Hayızlı Kadının Oruç tutabileceği gibi hezeyanlarda bulunmuştu.

Bunlardan biri de Bayraktar Bayraklı : "mirasta erkeğe de kadına da bir bay vardır" erkeğe iki değil.
Soruyorlar: hocam sizden başka bunu söyleyen var mı? el-cevap : hayır ben buldum :)
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
adam noktayı koymus ne diyelim . ben buldum demiş. tebrikler dini anlayacak insan yüzyıllar sonra geldi demekki !!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Büyük bir balığın (balina) insanı yutup , sonra (Allahın izniyle) sağ salim karaya kusmasını, çıkartmasını insanın aklı almassa; sonra saçmalıyarak; olayı aklına uydurmaya çalışır.
Desenki buna delilin ne ? Kelime terminolojisine dalıp uyutmaya çalışır.
Bir insan değişik olmak , sivrilmek isterse böyle kıçından dalmaya çalışmamalı!
 
ا Çevrimdışı

التوحيد

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Zengin düşmanlığı yaparak “sosyalist” düşünceyi adeta İslam'a katan ya da özleştiren İhsan Eliaçık Saçmalamaya devam ediyor

bakın bir soru üzerine ne cevap vermiş ;

Hud suresi 114. ayete bakarak namazın beş vakit olmadığı gibi bir sonuç çıkar mı?

amazın esasında Kuran’daki ifadelere ve peygamberimizin uygulamalarına baktığımızda iki ile yedi vakit arasında olduğu sonucu çıkabilir. Kurandaki bazı ayetlerden iki, bazılarından üç, bazılarından dört ve beş vakit olduğu sonucu çıkabilir. Peygamberimiz Mekke’de onüç yıl boyunca sabah ve akşam olmak üzere iki vakit namaz kılmıştır. Medine’de üç vakit kılmış, fakat kıldığı vaktin arasını açarak kılmış. Akşam ezanı okununca üç rekat namaz kılmış, ara biraz daha açılınca dört rekat daha namaz kılmış. Buna yatsı namazı demişler. Sonra öğleye doğru namaz kılmış saat 10.00 gibi (kuşluk). Daha sonra gece namazına kalkmış (teheccüd). Bunların hepsini toplarsanız iki ile yedi arasında değişiyor. Peygamberimizin vefatından sonra beş vakti ezan olarak dondurmuşlar. Bana sorarsanız multi vakit uygulaması yapılmalıdır. Ne demek multi vakit? Çoklu vakit. İlla beş vakit olacak diye bir kural yok. İnsanlar durumuna göre namaz kılmalıdır. Bence şimdi şehirde yaşayanlar için namaz üç vakitte (cem) olabilir. Sabah işe giderken (sabah), öğle paydosunda (öğle-ikindi) kılarsın, birde mesai sonunda dönünce (akşam-yatsı) kılarsın. O zaman hiç sorun olmaz.

birileri bu adamı durdursun : )
 
T Çevrimdışı

tewhid-el-hak

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Zengin düşmanlığı yaparak “sosyalist” düşünceyi adeta İslam'a katan ya da özleştiren İhsan Eliaçık Saçmalamaya devam ediyor

bakın bir soru üzerine ne cevap vermiş ;

Hud suresi 114. ayete bakarak namazın beş vakit olmadığı gibi bir sonuç çıkar mı?


amazın esasında Kuran’daki ifadelere ve peygamberimizin uygulamalarına baktığımızda iki ile yedi vakit arasında olduğu sonucu çıkabilir. Kurandaki bazı ayetlerden iki, bazılarından üç, bazılarından dört ve beş vakit olduğu sonucu çıkabilir. Peygamberimiz Mekke’de onüç yıl boyunca sabah ve akşam olmak üzere iki vakit namaz kılmıştır. Medine’de üç vakit kılmış, fakat kıldığı vaktin arasını açarak kılmış. Akşam ezanı okununca üç rekat namaz kılmış, ara biraz daha açılınca dört rekat daha namaz kılmış. Buna yatsı namazı demişler. Sonra öğleye doğru namaz kılmış saat 10.00 gibi (kuşluk). Daha sonra gece namazına kalkmış (teheccüd). Bunların hepsini toplarsanız iki ile yedi arasında değişiyor. Peygamberimizin vefatından sonra beş vakti ezan olarak dondurmuşlar. Bana sorarsanız multi vakit uygulaması yapılmalıdır. Ne demek multi vakit? Çoklu vakit. İlla beş vakit olacak diye bir kural yok. İnsanlar durumuna göre namaz kılmalıdır. Bence şimdi şehirde yaşayanlar için namaz üç vakitte (cem) olabilir. Sabah işe giderken (sabah), öğle paydosunda (öğle-ikindi) kılarsın, birde mesai sonunda dönünce (akşam-yatsı) kılarsın. O zaman hiç sorun olmaz.

birileri bu adamı durdursun : )




1. Namaz Vakitleri Ve Faziletleri

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki namaz, müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.[1]

[1] en-Nîsâ 4/103.



521- İbn Şihâb'dan şöyle nakledilmiştir:
Bir gün Ömer İbn Abdilaziz, namazı geç vakte bıraktı. Bu esnada Urve İbn Zubeyr yanına geldi ve ona şu olayı haber verdi: Muğîre İbn Şu'be Irak'ta iken bir defasında namazı geciktirdi. Derken Ebu Mes'ûd el-Ensârî yanma geldi ve ona şöyle çıkıştı: "Ey Muğîre bu yaptığın da ne! Bilmiyor musun ki, Cebrail indi ve namaz kıldı. Peşi sıra Allah Resulü namaz kıldı. Cebrail bir kez daha namaz kıldı, peşi sıra Allah Resulü de namaz kıldı. Cebrail yine namaz kıldı, peşi sıra Allah Resulü de namaz kıldı. Cebrail bir daha namaz kıldı, peşi sıra Allah Resulü de, namaz kıldı. Cebrail bir defa daha namaz kıldı, peşi sıra Allah Resulü de, namaz kıldı. Sonra melek Hz. Peygamber'e Sana bu şekilde namaz kıldırmakla emroîundum [2] dedi.

[2] Hadisin diğer rivayeti, "Bu şekilde namaz kılman emredildi" şeklindedir. Bk. Kastalânî, İrşâd, II, 197. [H.Aldemir]




Ömer İbn Abdilaziz Urveye, 'Anlattığının ne manaya geldiğini bil! Rasûlullah'a namaz vakitlerini bizzat Cebrail mi öğretmiş?" dedi.[3]

[3] Hadisin geçtiği diğer yerler: 3221, 4007


Açıklama

(Bir gün namazı geciktirdi) İmam Buhârî, "Bed'u'1-halk Yaratalışın Başlan*gıcı" bölümünde, rivayetin bu bölümünü "ikindi namazını biraz geciktirdi" şek*linde nakletmiştir. İbn Abdilberr şöyie demiştir: "Rivayetin akışından, Ömer İbn Abdilaziz'in ailesinin aksine, bunu Adet haline getirmediği, sadece bir gün yap*tığı anlaşılmaktadır...Ömer İbn Abdülaziz'in namazı geciktirmesinden maksat, onun müstehap vakit çıkıncaya kadar namazı kılmadığını ifade etmektir. Yok*sa, bununla Ömer İbn Abdilaziz'in güneş batmcaya kadar namazını kılmadığı kasdedilmemiştir.
(Irak'ta iken) Qa'nabî ve diğerlerinin İmam Mâlik'ten naklettiği Muvatta1 ri*vayetine göre bu ifade "Kufe'de İken" şeklinde geçmektedir. O dönemde Mu*ğîre, Muâvİye İbn Ebî Süfyân tarafından buraya vali olarak atanmıştı.
(Ebu Mes'ûd) Ukbe İbn Amr el-Bedrî'dir.
(Cebrail indi ve namaz kıldı. Peşi sıra Aliah Resulü na*maz kıldı.) Kadı lyâz şöyle demiştir: "Hadisin zahirinden, Hz. Peygamber'in 1, ve Cebrail'in namazını bitirdikten sonra namaz krldığı anlaşılır. Ancak bunun dışındaki rivayetlerde, Cebrail'in Hz. Peygam*ber'e İmamlık yaptığı belirtilmiştir. Bu durumda, hadiste ge*çen (Cebrail indi ve namaz kıldı. Peşi sıra Allah Resulü namaz kıldı) ibaresi, Cebrail namazın bir rüknünü yaptığı zaman peşi sıra Allah Resulü de yaptı şeklinde anlaşılır." İmam Nevevî de kesin bir İfadeyle bu görüşü ifade etmiştir.
O dönemde Müslümanlar denerek, namaza çağrılırdı. Çünkü o sıralar henüz ezan din tarafından öngörülmemişti. Bu hadis, başkasının arka*sında namaza duran kimseye İmam olarak uymanın caiz olduğuna delil olarak getirilmiştir. Bu çıkarıma yöneltilecek eleştirilere, Ebu Bekir'in Hz. Peygamber'in arkasında, Müslümanların da Hz. Ebu Bekir'in arkasında namaz kılması olayı savunulurken söylenen cevaplarla karşılık verilir. Bu du*rumda, imamın arkasında imamlık yapanın görevi ancak cemaate sesi yetiştir*mektir. Nitekim bu konu imamet bahsinde gelecektir.
Abdurrezzâk'm "Mussanne 'inde Ma'mer'in Zührî kanalıyla naklettiği ve şu ilave bilgiyi içeren bir rivayet vardır: "Ömer İbn Abdülaziz, ölünceye kadar na*mazı kıldırırken cemaate sadece bir işaretie yani imamın tekbirleriyle duyur*makla yetindi." İsmail İbn Hakîm kanalıyla da şu rivayet gelmiştir: "Ömer ibn Abdülaziz ikindi namazından sonra akşam güneş batımına kadar birkaç saat geçirirdi.
Ayrıca İbn İshak'ın Zührî'den naklettiği şu rivayeti de nakletmiştir: !'Ömer İbn Abdilaziz ölünceye kadar, (ikindi) namazını geciktirmedi." Bütün bu riva*yetler, Ömer İbn Abdülaziz'in, Urve'den bu hadisi duyduktan sonra vakitlere son derece riayet etmeye başladığını gösterir.



Fethu'l-Bari (Sahih-i Buhari Şerhi)


subhan ALLAH ne gunlere kaldik bu adamlar acaba gerçekten oyle dusundukleri içinmi bu açiklamalari yapiyorlar(yok illa bes vakit sart degil diye) yoksa insanlarin beynini yikamak içinmi yapiryolar hak olandan uzaklasinlar diye ALLAH u alem
 
SİYAHSANCAKLI Çevrimdışı

SİYAHSANCAKLI

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Demekki 1400 senedir İslam Alimleri anlıyamamış ben buldum diyen olsa olsa eğer dediyse zındıktır...
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
İbn-i Teymiye (rh) ne kadar da güzel söylemiş: "Kim kendisinden önce kimsenin söylemediği bir söz söylerse ya cahil bir ahmaktır ya da hain bir münafıktır."
 
Üst