Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Video Tevessül Meselesinde Deliller !

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sap ile samanı karıştırıyorsunuz!

Meşru tevessul çeşidi zaten sahihtir. Fakat tasavvufcuların sapkın bid'at olan bidat şekilleri aşağıdaki linkte bulunmaktadır . Oku delillerini bekliyorum!


CAİZ VE ŞİRK OLAN
TEVESSUL, İSTİĞASE VE ŞEFAAT

https://www.islam-tr.org/konu/caiz-ve-sirk-olan-tevessul-istigase-ve-sefaat.7356/

CAİZ VE ŞİRK OLAN
TEBERRUK
https://www.islam-tr.org/konu/caiz-ve-sirk-olan-teberruk.9410/

KABİRPEREST VESVESELERİNE İLAÇ
https://www.islam-tr.org/konu/kabirperest-vesveselerine-ilac-turbe-tevessulculerine-reddiye.9393/
 
muhammet87 Çevrimdışı

muhammet87

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler«Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.» Hiç şüphesiz Allah, kendi aralarında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kâfir olan kimseyi hidayete eriştirmez.(zümer 38)


Allah bu ayeti kabirlerden ruhlardan yardım isteyin diye mi indirdi..sen bırak alimleri önce kuranla sünnetten haber ver






Mekkeli müşrikler Kâbe’yi tavaf ederken şöyle derlerdi:“Lebbeyk lâ şerîke lek illâ şeriken huve lek temlikuhu ve mâ melek” “Emret Allah’ım, senin ortağın yoktur. Yalnız bir ortağın var ki, onun da, yetkilerinin de sahibi sensin.”

Abbas diyor ki, onlar: “Lebbeyk lâ şerîke lek. Emret, senin hiçbir ortağın yoktur” dediklerinde,Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyle derdi: “Yazık size! Burada kesin, burada kesin!


(Müslim, Hacc, 22, Hadis no 1185)



Imaduddin İbn Kesir (701-774 h/1302-1373 m) kendi tarih kibında hicri 488 – ci yılda vefat etmiş şahıslardan behs ederken, Büyük Şafi fakihi Ebu İshakEş Şiraziden ve diğer alimlerden hadis alan Vezir Zahiruddin Ebu Şuca hakkında konuşur. Onu uzun uzadı övdükden sonra ise şöyle diyor:فلما ثقُل في المرَضِ جاءَ إلى الحجرةِ النبويّةِ فقال : يا رسولَ الله ! قال الله تعالى : { وَلَوْ أَنَّهُمْ إذْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ جَاءُوك فَاسْتَغْفَرُوا اللَّهَ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمْ الرَّسُولُ لَوَجَدُوا اللَّهَ تَوَّابًا رَحِيمًا } , أنا قد جئتُك أستغفِر اللهَ مِن ذنوبي , وأرجُو شفاعتَك يومَ القيامة , ثم ماتَ مِن يوْمه ذلك رحِمه الله تعالى , ودُفِن في البقِيع


"Hastalığı şiddetlendiği zaman Peygamberin hücresine gelib şöyle dedi: Ey Allahın Rasulu!Yüce Allah buyurmuşdur:

"…Eğer onlar nefslerine zülm etdikleri zaman, senin yanına gelib Allahdan bağışlanma dileseydiler ve Rasulda onlar için bağışlanma dileseydi, Allahı tevbeleri kabul eden, merhametli olarak görerdiler.” Ben senin yanına geldim, günahlarım için Allahdan istiğfar diliyorum, Kıyamet günü senin şefaatını umarım.

O gün vefat etti ve Baki mezarlığına defnedildi. Yüce Allah ona rahmetetsin."

Kaynak: İbn Kesir: El Bidaye ven Nihaye: 16/151-152

Daru Hacr: 1419/1998



Not: İbn Kesir kendi tefsirinde müvafikayeni açıklarken Utbi kıssasını beyenerek nakletmiş,tarihinde ise Rasulullaha hitab edib Allahdan yağmur istemesini taleb eden kıssasını zikrederek, isnadının sahih olduğunu söylemişdir. Her halda İmam Hafiz İbn Kesiri de şirki bilmemekle ittiham etmezsiniz.


burdaki caiz olan tevessül...Peygamber hayattayken onun yanına gidip onunla birlikte dua edenler olmuştur,ağma hadisinde olduğu gibi..hz.muhammed öldükten sonra hiçkimse onun kabrine gidipde ordan tevessül etmedi...ölüyle ruhlardan yardım istemek şamanistlerle sabiilerin akidesidir..

Sabii fırkaları

Tevhid çizgisinden ayrılan insanların çeşitli gruplara ayrıldıkları bir gerçektir. Sâbiîler de başlıca dört fırkaya ayrılmışlardır. Bunları şöylece özetleyebiliriz

Ruhlara tapanlar

Bu grupta olanlara göre, bu âlemin alçak şeylerden münezzeh, her şeye hâkim olan mukaddes bir yaratıcısı vardır. O yaratıcıya ise bu âlemdeki bazı vasıtalar ile yaklaşılır ki, bunlar da ruhanî varlıklardır. Ruhanîler dünyaya yıldızlarla hükmederler. Sâbiîlerin bu grubu, yıldız ve gezegenlerin, söz konusu bu ruhanîlerin heykelleri olduklarına inanırlar ve onları tâzim ederler. Yine onlara göre Allah’a yaklaşmak için yıldızlar birer vâsıtadır.
Ruhlara tapan sâbiîlerin bu grubu, tıpkı müşrik Araplar gibi Cenâb-ı Hak ile aralarına bazı aracılar koymaktadırlar ki, bu halleriyle onların durumları ile müşrikler arasında fark yoktur.

Ahmed Kalkan, Kur’an-ı Kerim Kavram Tefsiri.


Şamanizmde şamanın görevleri
Şamanizm'de şamanın çok değişik görevleri vardır. Kehanette bulunmak, büyü ve efsûn yapmak, kurban kesmek ve özellikle de ruhlarla temasa geçerek çözümü mümkün fakat zor olan işleri yapmak şamanın başlıca görevleridir. Ölünün ruhunu öbür dünyaya göndermek, av avlamakta şanssızlığı ortadan kaldırmak ve ağır hastalıkları tedavi etmek de onun görevleri arasında yer alır. Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler Aslında şamanlığa bağlı kavimler, çok çeşitli din ve kültürlerin tesiri altında kaldıkları için, onların ortak bazı telâkkilerini tesbit etmek güçtür. Bununla beraber efsane ve masallarına dayanarak şamanistlerin kâinatı; gök, yeryüzü ve yeraltı diye üçe ayırdıkları, bunlardan yukarıda iyi ruhların, ortada yani yeryüzünde insanların ve aşağı dünyada ise kötü ruhların yaşadığına inandıkları söylenebilir. Tanrı ve en büyük semavî ruh, semanın en üst tabakasında bulunan insan şeklinde bir varlık olarak tasavvur edilmiştir. Gökte yaşadığına inanılan bu en büyük ruh, insanları ovaları, ateşi, yeri, güneşi, ay'ı, yıldızları, yaratmış, kâinatın nizamını sağlamıştır. Yine şamanist kavimlere göre, gökte ve yerde meydana gelen çeşitli tabiat olayları, birtakım ruh ve tanrıların eseri idi. Hastalık gibi ölüm de, onlara göre, kötü ruhların bir eseri sayılıyordu. Ölen kişi için yas tutma ve ölüyü defnetme ile ilgili bir çok âdetleri ve merasimleri vardı. Şamanist telakkilerde kâinatın yaratılışına, insanın var edilişine ve dünyanın sonuna dair de pek çok efsaneye rastlamak mümkündür
Necip Taylan, Şamil İslam Ansiklopedisi
 
muhammet87 Çevrimdışı

muhammet87

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Allah yahudi ve hıristiyanları kahretsin. Çünkü onlar, peygamberlerinin kabirlerini mescid edindiler"(Buhârî, Salât 48, Cenâiz 69, 96; Müslim, Mesâcid 19)

"Peygamberlerinin kabirlerini mescid edinen kimselere Allah'ın gazabı şiddetlidir" (Muvatta', Kasru's-Salât fi's-Sefer 85.)

"Benim kabrime ikide bir gelip orayı bayram yerine döndürmeyin" (Ebû Dâvûd, Menâsik 100)


Sizden öncekiler, kabirleri mescid ediniyorlardı. Kabirleri mescid edinmeyin. Sizi bundan sakındırıyorum, bilesiniz"(Muvatta', Kasru's-Salât fi's-Sefer 85)

Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Ey Allah'ım, benim kabrimi, kendisine ibadet edilen bir put hâline getirme"(Muvatta', Kasru's-Salât fi's-Sefer 85)


"Bir bedevi Hz. Peygamber'e:

"İnsanlar kuraklığa mâruz kaldılar; evlâdları aç kaldı, mal-mülk telef oldu. Bizim için Allah'a dua et. Biz sana karşı Allah'tan şefaat diliyor, Allah'a karşı senden şefaat istiyoruz" dedi.

Bunları duyunca Peygamber Efendimiz, ashabının yüzlerinden durumu vehâmeti anlaşılacak derecede:
"Sübhânallah, fesübhânallah!" demeye başladı ve arkasından ilâve etti:
"Yazıklar olsun sana, ne söylediğinin farkında mısın? Allah'ın şânı bundan yücedir. Hiç şüphe yok ki mahlûkâtından birine karşı Allahtan şefaat istenmez..." (Ebû Dâvûd, Sünnet 19).
Görülüyor ki Hz. Peygamber, bedevinin "Sana karşı Allah'tan şefaat diliyoruz" sözünü reddetmiştir.


Hz. Peygamber buyurur:
"Cenâb-ı Hak'tan benim için vesileyi isteyiniz. Çünkü vesile, Allah'ın kullarından sâdece birisine lâyık olan ve ona ulaşacak kulun ben olacağımı ümit ettiğim Cennet'te bir derecedir. Kim benim için Allah'tan vesileyi isterse kıyamet günü o kimse için şefaatim vâcib olur"(Müslim, Salât 11)



Ahmet b.hanbel'in,imam nevevi'nin,kurtubi'nin vesileden kastettikleri ahiretteki vesile..resulullah'ı vesile edinmek derken hz.muhammed ahirette şefaat makamında olacağından o şekilde dua ediyorlar..onların kastettikleri bu dünyada birinin vesilesiyle Allah'a dua etmek değil




 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Şefaat

Peygamber (s.a.s) den Şefaat talep etmenin caiz olduğunu söyleyen diğer fukaha:

1. Hindistan alimlerinden Şeyh Nizamuddin El Belhi El Hanefi
Kaynak: Nizamuddin El Belhi: El Fetaval Hindiyye: 1/292-293
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye:1421/2000


2. Şeyhi Zade Abdur Rahman bin Muhammed bin Suleyman El Hanefi (v. 1078 h/ 1667 m)
Kaynak: Şeyhi Zade Abdur Rahman: Mecmaul Anhur fi Şerhi Multakal Abhur: 1/464
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye: 1419/1998


3. Ebul İhlas EşŞurunbulali El Hanefi El Mısri (994-1069 h/ 1585-1659 m)
Kaynak:Ebul İhlas EşŞurunbulali: Merakil Felah bi İmdadil Fettah: 1/273
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye: 1424/2004

4. Mısırli Hanefi alimlerinden Ahmed Et Tahtavi (v. 1231 h/1816 m)
Kaynak: Ahmed Et Tahtavi: Haşiyetut Tahtavi ale Marakil Felah: 748
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye: 1430/2009


5. Allame Kamaluddin İbn Humam El Hanefi (790-861 h/1388-1457 m)
Kaynak: Kamaluddin İbn Humam: Fethul Kadir lil Acizil Fakir: 3/169
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye: 1424/2003


6. Zamanında Mekke kadısı olan, Bahauddin İbnuz Ziya El Hanefi (789-854 h/1387-1450 m)
Kaynak: Bəhəuddin İbnuz Ziya El Mekki : Tarihu Mekke: 344
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye: 1424/2004


7. İmam Mulla Ali El Kari El Hanefi (v. 1014 h/1606 m)
Kaynak: El Meslekul Mutakassit fi Mensekil Mutevassit ale Lubebil Menasik: 289-291
Mısır:El Metbeatul Kubra: 1288


8. Abdullah bin Mahmud El Mevsili El Hanefi (599–683 h/1203–1284 m)
Kaynak: Abdullah bin Mahmud El Mevsili: El İhtiyar li Talilil Muhtar: 1/176
Beyrut: Darul Kutubil İlmiyye


Peygamberimiz bir hadisinde,"
Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe etmediğini yap.” (Buharî, Büyü 3; Tirmizî, Kıyâme 60.) buyurmaktadır.

İslamın önceliklerini hep gözardı ederek şüpheli olan şeyler üzerinde tartışma ve ayrışma yapılarak ümmet üzerindeki enerji kayboldu.İslamın önceliği tevhide uygun Peygamberimize verilen şeriatın tesisi ve korunmasıdır.Bundan başkası bu kadar öncelikli değildir.Böyle şeylere enerjimizi harcamayalım.
Yani,dua ederken,"Allahım,beni peygamberin Hz.Muhammed(A.S.)ın şefaatine ve bütün şefaat verdiklerinin şefaatine nail eyle" deyince kıyamet mi kopacak.

Hasbunallahu ve ni'mel vekil ni'mel Mevla ve ni'me'n nasîr
(“Allahü Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.”)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Muslih; kendi kopyaladığın yazıları okudun mu?
Neden meşru olan tevessulu reddeden varmış gibi, bunlara delili ekleyip duruyorsun?
Şirk olan tevessül çeşidine örnek verir misin?
Bizim şirk tevessül çeşidi olarak gösterdiklerimizin sahih tevessül olduğunu ispatlar mısın?
 
İ Çevrimdışı

İbn Abdilberr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Abdul Muizz Fida!Ne yazdıklarımı çok iyi biliyorum. Başından anlatmağa çalıştığım şudur ki Vefatından sonra Nebinin sallallahu aleyhi ve sellem Hakkı ile Tevessül etmek genel Ehli Sünnet alimleri katında caizdir. Şefaat (dua) talep etmek de onun gibi. Yani Peygamberin sallallahu aleyhi ve sellem kabrine gidip ondan Allaha dua etmesini talep etmek. Zaten sizin de kabul etmediğiniz budur ki, bundan dolayı bu kadar ulemanın görüşünü aktardım ve Allahın izi ile daha da fazlasını aktara bilirim. Eğer yazdıklarımı anlamada zorluk çekiyorsanızsa bu da sizin kendinizden kaynaklanan noksandır. Diğer konu hakkında ise sizden cevap gelmedi. (Ey Allahın Kulları Tutun hadisi hakkında) Allah celle ve azze bizi hakka muvaffak kılsın.

Ehli Sünnet alimleri derken şunu unutma, gerçek Ehli Sünnet ve Ehli Hadis, seleftir. Bundan sonra kim akide olarak onlara uyarsa bu sıfatları taşır, uymazsa insaf ehli onlara bu sıfatı vermez.

Sonradan gelen muteahhirin eşarileri buraya doldurmuşsun, Ehli Sünnet böyle dedi diyorsun. Oldu o zaman biride çıksın, Eşarilik hak görüş desin?

Ben Muhammed bin Abdulvahhab rahimullah gibi bu iş şirktir demiyorum, ancak bunun bidat olduğunu söylüyorum. Hak olan hadis ehlinden kimsede bunun caizliğini iddia etmemiştir.

Rasulullah s.a.v. buyurdu ki ; "Kim bizim yapmadığımız bir işi yaparsa, bu ona reddolunur."

Varsa bana Ahmed'den nakil getir, Buhari'den, Şafiî'den getir, Leys'ten Rebî'den getir. Yoksa bu çaban boşa.

Bende sana müteahhirin Şafiîlerin kafir olanlarından sana kabire tavaf etmenin ve ona doğru namaz kılmanın caiz olduğuna dair fetvalar doldurayım mı?

Azeri çevrede böyle batılı savunup sivrilmeye çalışan bazı kimseler var, cehalet ile batıl yaymaya çalışıyorlar. Ama bunlar bir iki çapulcu olmaktanda öteye gidemiyor.

Diğer konu nerede acaba linkini atarsana onada cevap verebilirim, şirk ehlinin şüpheleri bazen hak sözle batılı irade ile oluyor, taberaniden naklettiğin hadiste böyledir. Linkini atarsan cevabınıda verebilirim inşaAllah.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz Fida!Ne yazdıklarımı çok iyi biliyorum. Başından anlatmağa çalıştığım şudur ki Vefatından sonra Nebinin sallallahu aleyhi ve sellem Hakkı ile Tevessül etmek genel Ehli Sünnet alimleri katında caizdir. Şefaat (dua) talep etmek de onun gibi. Yani Peygamberin sallallahu aleyhi ve sellem kabrine gidip ondan Allaha dua etmesini talep etmek. Zaten sizin de kabul etmediğiniz budur ki, bundan dolayı bu kadar ulemanın görüşünü aktardım ve Allahın izi ile daha da fazlasını aktara bilirim. Eğer yazdıklarımı anlamada zorluk çekiyorsanızsa bu da sizin kendinizden kaynaklanan noksandır. Diğer konu hakkında ise sizden cevap gelmedi. (Ey Allahın Kulları Tutun hadisi hakkında) Allah celle ve azze bizi hakka muvaffak kılsın.

Sen evvela, Ömer(r.anh)'ın yağmur duası için Kabrinde diri olan Rasulullah'la neden tevessul yapmayıp da, hayatta ve yanında olan Amcası ile birlikte el açarak Allah'a dua ettiğini anlat!

"Diğer konuda" diyerek bizden cevap gelmediğini söylemişsin. Evvela eski adını bir yaz da bakalım ne demişiz, neden bu yeni ismi almak zorunda kalmışsın anlayalım.

İlgili Rivayet :


Birinizin Hayvanı Kaybolduğunda ! Ey Allahın Kulları Tutun! Diye Seslensin" Sözünün aslı nedir?

https://www.islam-tr.org/konu/birin...utun-diye-seslensin-sozunun-asli-nedir.27474/
 
sirati mustakim Çevrimdışı

sirati mustakim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kardesim iste saydigin su alimlerden sonra nice nice cubbeli ahmed gibi sapiklar ortaya cikipta sirki tevessul sefaet diye yayginlastirmislar va tablig ediyolar simdide
Allah hidayet versin
 
M Çevrimdışı

MUNZİR

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Sen evvela, Ömer(r.anhuma)'ın yağmur duası için Kabrinde diri olan Rasulullah'la neden tevessul yapmayıp da, hayatta ve yanında olan Amcası ile birlikte el açarak Allah'a dua ettiğini anlat

Küçük bir düzeltme: Ömer r.anhuma denmez. İbn Ömer (yani Ömer r.anh'ın oğlu) dendiği zaman r.anhuma denir. Hem babası Ömer r.anh'a hemde oğlu Abdullah r.anh'a atıf yapmış oluyorsun böylece (huma zamiri buna delalet eder!).

Bir başka hatırlatma: r.anh parantez içi zikredilmez. Siz hiç kalben veya içinden r.anh diyen birini gördünüz mü?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Küçük bir düzeltme: Ömer r.anhuma denmez. İbn Ömer (yani Ömer r.anh'ın oğlu) dendiği zaman r.anhuma denir. Hem babası Ömer r.anh'a hemde oğlu Abdullah r.anh'a atıf yapmış oluyorsun böylece (huma zamiri buna delalet eder!).

Bir başka hatırlatma: r.anh parantez içi zikredilmez. Siz hiç kalben veya içinden r.anh diyen birini gördünüz mü?
Cezakallahu hayran kardeşim;
İnşeAllah yazarken terimleri yerli yerine yazmaya daha dikkat edeyim.


Erkek sahabiler için “radıyallâhu anh”,
kadın sahabiler için “radıyallâhu anhâ”,
hem kendisi hem babası Müslüman olan iki sahabi için “radıyallâhu anhumâ”,
ikiden fazla sahabi için de “radıyallâhu anhum” denir.

Örnek vermek gerekirse:

Ebu Bekir radıyallâhu anh.

Hatice radıyallâhu anhâ.

İbn Abbas (Hz. Abbas'ın oğlu Abdullah) , Abdullah İbn Ömer (Hz. Ömer’in oğlu Abdullah) radıyallâhu anhumâ.

Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali radıyallâhu anhum.
 
İ Çevrimdışı

İbn Abdilberr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İbn Abdil Berr!Verdiğin cevapda birkaç iddian var isbat edirmisin iddialarını:1. İddia: Yazmışsın ki, sonradan gelen Eşarilerin fetvalarını doldurmuşum.Şimdi sen bana Hafız İbn Kesirin, Hanbeli fakihi İbn Kudame El Makdisinin, Hanbeli fakihi İbrahim bin Ebi Bekr Es Salihinin, Hanbeli fakihi Mansur El Buhitinin, Burhanuddin İbn Muflihin, Hanbeli fakihi Meri bin Yusuf El Kerminin, Eşari olduğunu isbat et!Diğer bir mesele nakl ettiğim fukaha Eşari olsa bile yine de bir şey değişmez. Ümmetin neredeyse geneli Eşari ve Maturidi olmuş. Diğer bir mesele sizin Eşari ve Maturidilerle olan ihtilafınız isim ve sıfatlardadır. Bizim konumuz ise Şefaat ve Tevessüldür.2. İddia: Yazmışsın ki, ben bu amele Muhammed bin Abdil Vehhab En Necdi gibi şirk demiyorum ama bidat diyorum.Tamam o zaman isimlerini de zikir ettiğin Ahmed bin Hanbel, Buhari ve.s gibi alimlerden bu amele bidat diyen bir tane alim getir.3. İddia: Yazmışsın ki, muteahhir Şafiilerden kabiri tavaf ve ona doğru namaz kılmanın caiz olduğunu diyen alimler varmış.Buyur isbat et getir nerede demişler hangi alimler ve hangi kitablarında.4. İddia: Yazının sonundan acizane anladığım beni şirk ehli olmakta ittiham ediyorsun.Sende zerre kadar da olsa Allah korkusu varsa buyur benim şirk ehli olduğumu burada isbat et.Buyur sana İmam Ahmedden önce yaşamış İmam Malikin fetvası:Maliki alimlerinden Kadı İyad (476-544 h/1083-1149 m) iki kitabında – “Eş Şifa bi Tarifi Hukukil Mustafa” ve “Tertibul Medarik ve Tekribul Meselik li Marifei Alami Mezhebi Malik” – İmam Malikden şöyle bir hikaye nakl ediyor:حدثنا القاضي أبو عبدِ الله محمدُ بن عبدِ الرحمن الأشْعَري ، وأبو القاسمِ أحمدُ بن بقيِّ الحاكِم ، و غيرُ واحدٍ ، فيما أجازونيه ، قالوا : أنبأنا أبو العباس أحمدُ بن عُمَرَ بن دِلْهاثٍ ، قال : حدثنا أبو الحسن علي بن فِهْرٍ ، حدثنا أبو بكر محمدُ بنُ أحمدَ بن الفرَج ، حدثنا أبو الحسن عبدُ الله بن المُنْتاب ، حدثنا يعقوب بن إسحاقَ بن أبي إسرائيل ، حدثنا ابن حُمَيْدٍ:ناظرَ أبو جعفرٍ أميرُ المؤمنين مالكاً في مسجدِ رسولِ الله صلى الله عليه وسلم, فقال له مالك : يا أميرَ المؤمنين لا ترفعْ صوتك فى هذا المسجد ، فإن الله تعالى أدَّب قوما فقال: { لَا تَرْفَعُوا أَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ أَنْ تَحْبَطَ أَعْمَالُكُمْ وَأَنْتُمْ لَا تَشْعُرُونَ } ومدَح قوما فقال { إن الَّذِينَ يَغُضُّونَ أَصْوَاتَهُمْ عِندَ رَسُولِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ امْتَحَنَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوَى لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ }, وذمَّ قوما فقال: { إَنَّ الذين يُنَادُونَكَ مِن وَرَآءِ الْحُجُراتِ أَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ } وإِنَّ حرمتَه ميْتا كحرمتِه حيّا, فاسْتكانَ لها أبو جعفرٍ وقال: يا أبا عبدِ الله أأستقبِلُ القبلة وأدعُو, أم أستقبل رسولَ الله صلى الله عليه وسلم؟ فقال: ولِمَ تصرِف وجهَك عنه, وهو وسِيلتُك, ووسيلة أبيك آدمَ عليه السلام إلى اللهِ تعالى يومَ القيام؟ بل اسْتقبِلْه, واستشفِعْ به, فيُشفِّعَه الله, قال الله تعالى : { وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ جَاءُوكَ فَاسْتَغْفَرُوا اللَّهَ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمُ الرَّسُولُ لَوَجَدُوا اللَّهَ تَوَّاباً رَحِيماًKaynak: Kadı İyad: Eş Şifa: 595-596Darul Kutubil Arabi: 1404/1984Meşhur kıssada İmam Malik Halifeye Nebiden (sallallahu aleyhi ve sellem) şefaat talep etmesini söylüyor.Şimdi sen İmam Malikin de mi Eşari olduğunu söyleyeceksin?Ayrıca bu hadiseni aşağıdakı alimler hiç bir itiraz yapmadan nakl etmişler:Allame Şeyhul İslam Takiyuddin Es Subki “Şifaus Sikam fi Ziyareti Hayril Enam” eserindeSamhudi “Hulasatul Vefa bi Ahberi Daril Mustafa”İbnuz Ziya El Hanefi “Tarihu Mekke El Muşerrefe ve El Mescidil Haram”Şihabuddin Ahmed El Kastalani “El Mevahibul Laduniyye bil Minahil Muhammediyye”İbn Hacer El Mekki “El Cevherul Munazzam” ve “Et Tuhfetuz Zevvar”Zurkani “Şerhul Mevahib”Şami “Subulul Huda ver Raşad fi Sireti Hayril İbad”İbnul Mulakkin “Ğayetus Sevl fi Hasaisir Rasul”Ebul Hasan Ali bin Fihr “Fedailu Malik”


Malik Ed Dar kıssası. İbnu Ebi Şeybe (159-235 h/776-849 m) hadisleri topladığı “El Musannef” isimli kitabında şöyle demiştir:حدثنا أبو مُعاويةَ عن الأَعْمَش عن أبي صالحٍ عن مالكِ الدار , قال : وكان خازِنَ عمرَ على الطَّعام , قال : أصابَ الناسَ قَحْطٌ في زَمَن عمرَ , فجاءَ رجلٌ إلى قبْر النبي صلى الله عليه وسلم , فقال : يا رسولَ الله , اِستسقِ لأمتِك فإنهم قد هلَكوا , فأُتيَ الرجلُ في المَنام فقيل له : اِئْتِ عمرَ فأقْرَئْه السلامَ , وأخبِرْه أنكم مَسقِيُّون وقلْ له : عليك الكَيْسَ , عليك الكَيْسَ , فأتى عمرَ فأخبرَه فبكَى عمرُ , ثم قال : يا ربّ لا آلُو إلا ما عجَزتُ عنه Ömer radıyallahu anh’ın haznedarı Malik Ed Dar anlatıyor: “Ömer radıyallahu anh’ın zamanında halk şiddetli bir kıtlığa maruz kalmıştı. Derken bir adam Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in kabrine gelerek “Ya Rasulullah! Ümmetin için yağmur iste! Zira onlar helak oldular.” Dedi. Bunun üzerine adama rüyasında şöyle buyruldu “Ömer’e git, ona selam götür, halkın suya kavuşacağını haber ver ve ona şunu söyle “Senin vazifen, iyi muamelede bulunmak, ölçülü ve güzel hareket etmektir” Adam derhal giderek durumu Ömer radıyallahu anh’e bildirdi. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh ağladı ve, “Rabbim! Üstesinden gelemediğim şeyler hariç, çaba sarfetmekten geri durmuyor ve elimden geleni yapıyorum!” dedi.Kaynak: İbnu Ebi Şeybe: El Musannef: 17/63-65Cidde: 1427/2006Kıssanın sahih olduğunu söyleyen fukaha:1. Şeyhul İslam İbn Hacer El Askalani “Fethul Bari” adlı eserinde (2/494)2. El Hafız İmam İbn Kesir “El-Bidaye ve’n-Nihaye” adlı eserinde (1/91) 3. Allame İbn Hacer El Heytemi “Tuhfetuz Zevvar” adlı eserinde (112)

Evet saydıklarının arasında Eşarileri tekfir eden İbn Kudame el-Makdisi gibi alimlerde var, benim bunu zikretmemde ki amacı, mukayesen söylediğimi, herkes anlar.

İkincisi : Burada iddia sahibi sensin. İbadetlerde asıl haramlıktır, ta ki onu mübah kılan bir SAHİH nakil gelene kadar. Getirdiğin Malik ed-Dar hadisi şaz ve zayıf. İlk önce bir sahih delil koy. Koyamazsın, çünkü bu hadis ne Buhari ne de Ahmed ne de başka Selefin yanında SAHİH olarak sabit olmamıştır.

Üçüncüsü : Türkiye basılan BÜYÜK ŞAFİİ FIKHI kitabının KABİR AHKAMI kısmına bakarsan bunuda görecksin.

Dördüncüsü : Mezhep içi nakledilen sözlerdede sened aranır, tıpkı hadisler gibi. Örneğin Ahmedin mezhebinde Hanbel bin İshak zayıf sayılmış bir ravidir. Ancak Hallal'da Abdullah ve Ebu Davud'da ondan nakil yapmışlardır. Bilmeyen bir kimse bunu sahih sayabilir.

Şimdi sende Malik'ten nakledilen sözü bize senedine bak bakalım sahih mi zayıf mı?
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Allahtan zerre kadar korkun varsa yukakı iddialarıvı isbatla:1. İsmini zikrettiğim alimlerin Eşari olduğunu.2. Benim şirk ehli olduğumu.3. Mutaahir Şafiilerin kabre secde etmeği ve kabre doğru namaz kılmağı caiz görmesi.Allah seni akıldan mahrum gözden de kor etmişse ben ne yapayım. Yukarıda Malik Ed Dar kıssasını sahih gören üç büyük alimin ismini ve kitablarını zikretmişem. Sen iyice kıvırmağa başlamışsın.Yeni bir iddian daha var İbn Kudamenin Eşarileri tekfir etmesi bunu da isbatla. Vallahi sen iddia etttiğin şeyleri isbat et burada her kesin şahitliği ile sana söz veriyorum ki, İmam Malikten yaptığım naklin senedini de burada aktaracağım. Sahihmi zayıf mı o zaman belli olacak. Sen Allahtan kork bir az da olsa veya yüzde de olsa samimi davran iddialarıvı isbat et. Bakalım senin petrolün nereye kadar seni götürecek.

Sizin akli delilleriniz,nakli delillerden değilde,sonradan uydurulmuş bidatlere dayanıyor.Alimleriniz zaten nakil değil akıl yoluyla kabirde şafaat dilenebileceği hükmüne varmışlar.Siz bir şeyi almak için sahibinden mi izin istersiniz yoksa emanetçisinden mi?Üstelik emanetçi de şu anda hayatta değil ve ahiret için vaad edilen şefaat için dua edilmiş.Siz ahirette sahip olacağınız şefaat için de Allahtan istemelisiniz.Yoksa ölenlerin işittiğini ve kendi iradeleriyle şefaat ve yardım hakkına sahip olduklarını iddia etmiş olur ve şirke kadar giden bir yola girmiş olursunuz.Allah istemeden ölülerin işitemeyeceğini de bilmeniz gerekir.Ama bu sefer de diyeceksiniz ki biz yardım ve şefaat istediğmiz zaman Allah onlara işittiriyor.Bu zan da çok tehlikeli.Çünkü ayetlerde zarar ve fayda vermeye gücü yetmeyenlerden yardım istemenin şirke girdiği tehdidi var.Hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız bir şeyin arkasına düşmemelisiniz.
Artık bilinen bu konuyu daha fazla uzatmayın.İddianızdan geri adım atmayacaksanız,söyleyeceğinizi zaten söylediniz.Bizleri bu konuda artık yormayın.
https://www.islam-tr.org/hadis-tari...allallahu-aleyhi-ve-sellem-ile-tevessulu.html
 
Zuhri Çevrimdışı

Zuhri

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İbni Abdilber kardeş iddialarını isbat etsin görelim, bizde merak ettik.
 
İ Çevrimdışı

İbn Abdilberr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Allahtan zerre kadar korkun varsa yukakı iddialarıvı isbatla:1. İsmini zikrettiğim alimlerin Eşari olduğunu.2. Benim şirk ehli olduğumu.3. Mutaahir Şafiilerin kabre secde etmeği ve kabre doğru namaz kılmağı caiz görmesi.Allah seni akıldan mahrum gözden de kor etmişse ben ne yapayım. Yukarıda Malik Ed Dar kıssasını sahih gören üç büyük alimin ismini ve kitablarını zikretmişem. Sen iyice kıvırmağa başlamışsın.Yeni bir iddian daha var İbn Kudamenin Eşarileri tekfir etmesi bunu da isbatla. Vallahi sen iddia etttiğin şeyleri isbat et burada her kesin şahitliği ile sana söz veriyorum ki, İmam Malikten yaptığım naklin senedini de burada aktaracağım. Sahihmi zayıf mı o zaman belli olacak. Sen Allahtan kork bir az da olsa veya yüzde de olsa samimi davran iddialarıvı isbat et. Bakalım senin petrolün nereye kadar seni götürecek.

Biz petrolle değil, imanla çalışıyoruz. Biiznillah tevhid bizden gitmediği sürecede çalışmamız bitmez.

Ben zaten dediğim gibi İbn Kudame ve zikrettiğin kimselerin Selefi itikadda olduğunu söyledim, Eşari demedim ki?

İkincisi - Lafımı çevirme, Şafiilerden dedim, Şafiiler demedim, Şafiilerden olduğunu iddia eden Şirbini tarafından yazılan Muğnil muhtaca bakarsan göreceksin. Şuan kitap elimde yok, inşaAlah ilk fırsatta buraya yazacağım.

Üçüncüsü - Ben şirk ehlinin delilleri zayıftır dedim, sende taberanideki hadisi alıp ümmetin icmasına aykırı olarak Allah'tan gayrısını çağırırım diyorsan sende şirk ehlisin. Bunu ispatlamak için ümmetin Allah'tan başkasını çağıranın tekfirine icma etmesi yeterlidir. Zaten sen tahmin ettiğim Abdulcabbar denen üç beş çapulcunun grubundan isen şaşırmam şu iddialarına. Abdulcabbar denen dansöz rabıta şirk dedi, sonra rabıtanın caizliğini savundu. Rabıtayı savunan adamlardan ne bekleyebiliriz?

Dördüncüsü - Senedi vermene gerek yok zaten başında senedi : حدثنا القاضي أبو عبدِ الله محمدُ بن عبدِ الرحمن الأشْعَري ، وأبو القاسمِ أحمدُ بن بقيِّ الحاكِم ، و غيرُ واحدٍ ، فيما أجازونيه ، قالوا : أنبأنا أبو العباس أحمدُ بن عُمَرَ بن دِلْهاثٍ ، قال : حدثنا أبو الحسن علي بن فِهْرٍ ، حدثنا أبو بكر محمدُ بنُ أحمدَ بن الفرَج ، حدثنا أبو الحسن عبدُ الله بن المُنْتاب ، حدثنا يعقوب بن إسحاقَ بن أبي إسرائيل ، حدثنا ابن حُمَيْدٍ

Beşincisi - İbn Kudame'nin Zemm'ul Tevil kitabını okuduysan Eşarileri APAÇIK tekfirinide görürdün. İbn Müberrid el-Hanbeli'nin yazdığı kitabı, İbn Asakir'in Şeyhulislam Ahvezi rahimullah'a verdiği zayıf bir reddiye olan Tebyinu Kezibul Mufteri adlı esere karşı yazdığı mükemmel reddiyeyi sana tavsiye ediyorum, aç ve oku.

Gör kimler Eşarileri tekfir etmiş (İbn Müberrid'de Eşarileri tekfir edenlerden. DİKKAT!) Kitabın ismi : Cemul Cuyuş ved Dasakir Ala İbn Asakir

Ve yine Şeyhulislam el-Herevi'nin yazdığı Zemmul Kelam'a bakarsan, El Herevi'nin İbn Müberrid gibi Eşarileri tekfir eden, taan eden kimseleri topladığını görürsün.

İbn Kudame'nin İbn Asakir'in kelamı nefsi denen bidatı kabul ettiği selamını almadığı ve ona selamı bi nefsi dediği sabittir. Allah herşeyin en güzelini bilendir.
 
M Çevrimdışı

MUNZİR

Üyeliği İptal Edildi
Banned
@İbn Abdilberr cevap vereceksen adam gibi ver. Sen göz boyamaya çalışıyorsun bir takım isimlerle ama yemezler dostum. Hadi Muslih gibi gayet güzel kaynakları referans göstererek alıntılar yaparak cvap ver. Sen herzaman yaptığın gibi işi katakulliye getirip aradan sinsice laf sokuyon. Bu arada ben Muslih'in görüşüne katılmıyorum ama cevap verme yöntemi hepinizden daha iyi, yani ilmî.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ey Allahın Kulları Tutun hadisi hakkında ehli ilmin görüşü:

İbn Teymiyyenin talebelerinden olan Şemsuddin İbn Muflih (708-763 h/1308-1362) “El Edeb Eş Şeriyya” adlı kitabında şöyle der:فصلفيمايقولمنانفلتتْدابتهأوضلّالطريق

وروىابنالسنيفيكتابهعنعبداللهبنمسعودرضياللهعنهعنرسولاللهصلىاللهعليهوسلمقال : { إذَاانْفَلَتَتْدَابَّةُأَحَدِكُمْبِأَرْضٍفَلَاةٍفَلْيَقُلْيَاعِبَادَاللَّهِاحْبِسُوافَإِنَّلِلَّهِفِيالْأَرْضِحَاضِرًاسَيَحْبِسُهُ } قالعبداللهبنإمامناأحمدسمعتأبييقول : حججتُخمسَحججٍمنهااثنتينراكباوثلاثاماشيااوثلاثاراكباواثنتينماشيا،فضللتُالطريقَفيحجةوكنتماشيا،فجعلتأقول : ياعبادَاللهدُلُّوناعلىالطريق،فلمأزلأقولُذلكحتىوقعتُعلىالطريق


“Fasl: Hayvanı ürküb kaçan ve ya yolda kaybolan kişi nesöylemelidir?

İbnus Sunnikendi kitabında Abdullah bin Mesuddan–Allah ondan razı olsun –Rasulullahın – sallallahu aleyhi vesellem –şöyle dediyini rivayet etmiştir:
“Sizden birinin hayvanı kimsesiz bir çölde ürküb kaçarsa şöyle desin: “Ey Allahın kulları! Onu benim için tutun! Çünki, Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar.”
İmamımız Ahmedin oğlu Abdullah dedi: Babamı şöyle söylerken duydum: “Beş defe Hacca gitdim.İki defe binikle, üç defe ise piyada. Veya üç defe binikle, iki defe piyada. Piyada gitdiyim bir Hacc yolculuğunda yolumu kaybettim. “Ey Allahın kulları! Bize yolu gösterin” demeye başladım ve yolu bulana kadar bunu söylemeye devam ettim.”
Kaynak: İbn Muflih: El Edeb Eş Şeriyya: 1/457
Beyrut: 1419/1999
İmam Ahmedden bu hadise sabittirmi?
Evet! Çünki, bunu onun doğma oğlu Abdullah rivayet etmiştir.
Ayrıca ilim ehlinden bir çoğu bunu kendi kitablarında zikr etmişler. Mesela İbn Asakir “Tarihu Dimeşk” (Senedi Sahihdir deyerek), İmam Beyhaki “Şuabul İman”, İmam İbn Kesir “El Bidaye ven Nihaye”, İmam CelaluddinEs Suyuti “El Habiik fi Aberil Meleik” adlı kitablarda ve sitat getirdiyimiz Allame İbn Muflih.
Muslih ; şu soruma cevab ver inşeAllah,

Bu rivayetin senedinin ravileri arasında Maruf b. Hassan es-Semerkandi isimli ravi var mıdır?
Eğer cevabın "evet vardır" ise muhaddisler bu kişinin güvenilirliği hakkında ne demişlerdir?
Yok cevabın "hayır yoktur" ise, ravileri Abdullah ibn Mesud'a kadar sırasıyla yazar mısın?
Ayrıca ravi zincirinde kopukluk var mıdır? Var ise hangi raviler arası senedde kopukluk vardır?
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hanbelilerden İbn Kayyim (691-751 h/1292-1350 m) "El Vabilus Sayyib ve Rafiul Kelimit Tayyib" adlı kitabında bu hadisi zikr etmiş ve binik hayvanın kaçtığı (kaybolduğu) zaman söylenmesinin gerekli olduğunu bildirmiştir:
الفصلُ السابعُ والثلاثونَ في الدابّة إذا انفَلتتْ وما يُذكَر عند ذلك

عن ابنِ مسعودٍ - رضي الله عنه - عن النبيِّ - صلى الله عليه و سلم - قال :
إذا انفلتتْ دابةُ أحدِكم بأرْضِ فَلاةٍ فلْيُنادِ : " يا عبادَ اللهِ احبِسوا " , فإنَّ لله - عزَّ و جلَّ - في الأرْضِ حاضرًا سيَحبِسُه



"37-ci Fasl: Binik hayvanınınkaçması ve bu halda yapılacakzikir.

İbn Mesud – radiyallahu anh – Nebiden – sallallahu aleyhi vesellem – onun şöyledediğinirivayetetmiştir:
Sizden birinin hayvanıkimsesiz bir çölde ürküb kaçarsa şöyle desin: "Ey Allahın kulları onu tutun!"
Çünki, Aziz veCelil olan Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar."

Kaynak: İbn Kayyim: El Vabilus Sayyib: 335
Daru Alamil Favaid

tamam muslih ne demeye getiriyorsun .. bu hadisi nasil anlamaliyiz ve yasantimiza gecirmeliyiz..


Ey Allahın kulları onu tutun!"
Çünki, Aziz ve Celil olan Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar ,, bu hadis sahih ise MEZHEBIM olur ..

ama bu hadis ile nasil amel atmeliyiz aciklarsan sevinirim ,, benim davam hadisin sihati degil , hadis ile nasil amel edecegiz bunun siniri varmi? kullardan kasit nedir? abdulkadir geylanimidir? yoksa melekmidir? yada Allah swt katinda yetkilerle donatilmis GAVS larmidir?

aciklarsan sevinirim ..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz Fida!
Sen böyle bir dua şekline ne diyorsun? Şirkmi? Bu soruma cevap ver inşa Allah sorduğunun sorulara Allahu Tealanın izi ile cevap vermeğe çalışacam.
Boş konuşma, Önce sorularımın cevabını vereceksin , sonra soracaksın.
Şirk veya değil , bu ikinci mesele. Önce rivayet sahih mi, zayıf mı neyle itikad edip amel ediyorsun bir görelim.
Ayrıca ehl-i sunnete göre rivayetteki Allahın kullarından kasıt nedir? Rasulullah (s.a.v.)in devesi kaybolduğunda bu rivayeti uygulamış mıdır?
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
بسم الله الرحمنالرحيم

Vesile, kelime olarak, derece, yakınlık, başkasınayaklaşmak için vasıta kılınan şey, manalarına gelir. “Falan şunu Allah’a vesileetti” demek, kendisini Allah’a yaklaştıracak ameli yaptı demektir. Tevessül isebir amel vasıtası ile maksada yaklaşmak ve ulaşmaya çalışmaktır.[1]Birçok müfessir, tevessülü bizzat yakınlaşmak ve yakın olmaya sebep olacak şeyleriaramak şeklinde tefsir etmişlerdir. [2]Kur’an’da Allah Teâlâ, kulunun dünyada ızdıraptan ve âhirettede azaptan kurtulmasıiçin şu yolu göstermiştir: ﮋ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﮊ المائدة: ٣٥“Eyîmân edenler!Allah’tan korkun ve O’na(yaklaşmaya,sevilmeye) vesile arayın; O’nun yolunda cihad ediniz ki kurtuluşaeresiniz.” [3]KuluAllah’a yaklaştıracak vesilelerin başında îmân, Kur’an, ihlas ve salih amellergelir.Salih amellerin başında farzlar yer alır. Allah’a yaklaştıracak vesileningerçek anlamı, ilim ve ibâdet ile çizdiği yolda gitmektir.

MEŞRU TEVESSÜL ÇEŞİTLERİ


Tevessülünçeşitleri bulunduğuna göre, meşru tevessülü bidat tevessülden ayırmak gerekir.Bu ayrımı yapabilmek için de bize çelişkili gelen noktaları açığa kavuşturacakbir şaşmaz ölçüye ihtiyaç vardır. Buölçü, Allah’ın Kitabı, Rasûlü’nün Sünneti ve bunları kavrama metodudur. AllahTeâlâ, bizi Kitap ve Sünneti hakem olarak kabuletmeye çağırmıştır:ﮋ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﯾﯿ ﰀ ﰁ ﰂ ﰃ ﰄ ﰅ ﰆ ﰇ ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍﰎ ﰏ ﰐ ﰑ ﰒ ﰓ ﮊ النساء: ٥٩


"Ey îmân edenler! Allah’a itaat edin. Rasûleitaat edin (hak olarak getirdiği şeylere uyun.) Sizden olan (müslüman)idârecilere (Allah’a isyanı emretmedikçe) itaat edin. Aranızda herhangibir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, gerçekten Allah’a ve âhiret gününeinanıyorsanız, o konuda hüküm vermek için, onu Allah'(ın kitabı Kur’an)ave elçisi (Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti)ne götürün. Allah'(ınkitabı Kur’an)a ve elçisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'insünneti)ne götürmek; sizin için (ayrılığa düşüp görüşlerinizle hareketetmenizden) daha hayırlı, sonuç bakımından da daha güzeldir."4"][4]İbnKesir bu âyetin tefsirinde şöyle der: “Rasûl-sallallahu aleyhive sellem-’in getirdiği şeriat yolundanbaşkasına uyan bir taraftadır, şeriat ise öbür taraftadır.”Meşrutevessül Allah’ın kitabı, Rasûlünün sünneti ve bu ümmetin amelinde geldiği gibiüç çeşittir.

1)Güzel isimlerive yüce sıfatları ile Allah'aduâ etmek, yalvarıp yakarmak:


Allah’a güzel isimleri ve yüce sıfatlarıyla tevessül, mü'minkul için en yararlı, en büyük ve en hayırlı vesilelerdendir. Zira mü'min kul,duâsında boş çıkmaz ve Rabbinin icâbetinden mahrum kalmaz.ﮋ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮊ الأعراف:١٨٠“Güzelisimler Allah’ındır. Onlarla Allah’a duâ edin ve Allah’ın isimleri hakkındasapanları bırakın. Onlar, yaptıklarının karşılığını göreceklerdir.”5"][5]Allah’a“vesile” aramak, O’na ulaştıracak uygun yol aramak, O’na yaklaşa-bilmekdemektir. Bu yaklaştırıcı yol,Allah’a ibâdet etmek, O’nun emirlerine uymak şeklinde olabileceği gibi çeşitliyararlar elde etmek veya çeşitli zararları baştan savmak amacı ile O’na dileksunmak ve sığınmak biçiminde de olabilir. Kur’an’daki “duâ” sözcüğü buanlamı kapsamına alır. Yani hem “ibâdet” ve hem de “istek sunma” anlamınıbirarada ifade eder.Bu iki anlamdan her biri diğerini de gerektirir.Dahası, Allah Teâlâ, kendisine yapılacak duâların kabuledicisi olduğuna kesinlikle inanılarak yapılan duâları, duâ edenler müşrik ve fâsıkbile olsalar, kabul etmektedir. Nitekim aşağıdaki âyetler bize bu gerçeği habervermektedir:ﮋ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﮊ يونس: ١٢


“İnsanın başına bir sıkıntı gelinceyatarken, otururken ve ayaktayken bize duâ eder. Ama biz onun sıkıntısınıkaldırınca, sanki yakalandığı sıkıntıdan dolayı bize hiç duâ etmemiş gibi olur.”6"][6]ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﮊ الإسراء: ٦٧“Denizdesize bir sıkıntı (tehlike) gelince Allah dışındaki bütün yalvardıklarınızkayboluverir. Fakat o sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yine kendisini tekbilmekten vazgeçerseniz. İnsan gerçekten nankördür!”7"][7]ﮋ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﮊ الأنعام: ٤٠ - ٤١


“De ki: Acaba Allah’ın herhangi birazabına uğrasanız veya size kıyâmet günü gelse, doğru sözlü iseniz söyleyinbakalım, Allah’dan başkasına mı duâ edersiniz? Hayır, sadece O’nayalvarırsınız. O da dilerse giderilmesini istediğiniz belâyı kaldırır ve ozaman O’na ortak koştuklarınızı (putlarınızı) unutuverirsiniz.”8"][8]

2) Yapılan salih amel ile Allah’a tevessülde bulunmak:


Duâeden,yalnızca Allah’ın rızâsını umarak işlediği salih ameli anmalı, onunlaAllah’tan istemelidir.Allah’a îmân,namaz, oruç, hac, sadaka, cihad, Kur’anokumak, Allah’ı zikretmek, Allah’a duâ etmek ve hayır işleyip haramları terketmek, salih ameller cümlesindedir.ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭﭮ ﭯ ﭰ ﭱ ﭲ ﭳ ﮊ البقرة: ١٢٧- ١٢٨“İbrahimve İsmail Beyt’in (Kabe’nin)temellerini yükseltirken (şöyle dua ettiler): ‘Rabbimiz! Bizden bu amelikabul buyur.Şüphesiz sen çokça duyan, çokça bilensin. Rabbimiz! Bizi ve soyumuzu sana îmânedenler kıl, bize ibâdet yollarımızı göster ve bizi bağışla. Şüphesiz sen,tevbeleri çokça kabul eden ve çokça rahmet gösterensin.”9"][9]ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﮊ آل عمران:١٦


“Derler ki: Rabbimiz! Biz îmân ettik. Günahlarımızıbağışla ve bizi cehennem azabından koru!” 10"][10]ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﮊ آل عمران:٥٣


“Rabbimiz! İndirdiğine îmân ettik ve Rasûlü’ne tâbiolduk. Bizi şâhit olanlarla yaz.”11"][11] ﮋ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﮊ آل عمران:١٩٣“Rabbimiz!Rabbinize îmân edin diyerek îmâna çağıran bir dâvetçiyi işittik ve hemen îmân ettik. Rabbimiz!Günahlarımızı bağışla, kusur ve ayıplarımızıört ve bizim canımızı iyilerle birlikte al.”12"][12]Peygamber-sallallahu aleyhive sellem-'den rivâyet olunan şu hadiste salih amelle tevessüleörnek teşkil etmektedir: “Öncekiümmetlerden üç kişi bir fırtına zamanı korunmak için bir mağaraya sığınır.Ancak bir kaya mağaranın girişine düşerek onları mahsur bırakır. Kurtulmak içinher biri yapmış oldukları salih amelleri anarak Allah’a tevessülde bulunurlar.Allah da kayayı aralar ve onları bu durumdan kurtarır.” 13"][13]KulunAllah’a karşı âcizliğini dile getirip yardım dilemesi de bu çeşit tevessülünkapsamına girer.ﮋ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﮊ الأنبياء: ٨٣


“Bana zarar dokundu. Sen merhametlerin enmerhametlisisin diye Rabbine seslenen Eyyüb’ü de an.”14"][14]Yunus-aleyhisselâm-'ın kıssasında olduğu gibi,kulun nefsine zulmedip Allah’a durumunu arz etmesi de bu kapsamdadır.ﮋ… ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮊ الأنبياء:٨٧


"Sen’den başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim.Şüphesiz ben zâlimlerden oldum."15"][15]

3) Salih kimselerin duâsı ile Allah’a tevessülde bulunmak:


Kul,şiddetli bir sıkıntıya veya büyük bir musibete rast geldiğinde, takva ehligördüğü, ilim sahibi bildiği bir kimseden durumunun düzelmesi için Allah’a duâetmesini talep edebilir. ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﮊ الحشر: ١٠


"Ey Rabbimiz! Bizi ve îmândabizi geçen kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde îmân edenlere karşı hiçbir kin(ve haset)bırakma. Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen (kullarına) çok şefkatli ve (onlara)çok merhametlisin."16"][16]ﮋ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭ ﭮ ﭯ ﮊ يوسف: ٩٧ “Dediler ki: Ey Babamız! Bizim için bağışlanmadile. Bizler günahkar olduk. Dedi ki: Sizler için Rabbimden bağışlanmadileyeceğim. O, Gafur’ dur, Rahim’dir.” 17"][17]Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmuştur: (( دَعْوَةُ الْـمَرْءِ الْـمُسْلِمِ لِأَخِيهِ بِظَهْرِالْغَيْبِ مُسْتَجَابَةٌ، عِنْدَ رَأْسِهِ مَلَكٌ مُوَكَّلٌ كُلَّمَا دَعَالِأَخِيهِ بِخَيْرٍ، قَالَ الْـمَلَكُ الْـمُوَكَّلُ بِهِ: آمِينَ،وَلَكَ بِمِثْلٍ))[ رواه مسلم ]“Müslüman bir kimsenin, gıyabında kardeşi için yapmışolduğu duâ kabulgörür. Kardeşi için her hayır duâsında başında dikilen bir melek, âmin ve birmisli de senin için olsun, der."18"][18]Ve Enes b. Malik’ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir: (( أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْـخَطَّابِ اكَانَ إِذَاقَحَطُوا اسْتَسْقَى بِالْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْـمُطَّلِبِ فَقَالَ: اللَّهُمَّإِنَّا كُنَّا نَتَوَسَّلُ إِلَيْكَ بِنَبِيِّنَا فَتَسْقِينَا وَإِنَّانَتَوَسَّلُ إِلَيْكَ بِعَمِّ نَبِيِّنَا فَاسْقِنَا، قَالَ: فَيُسْقَوْنَ )) [ رواه البخاري ]"Ömer b. Hattab, kıtlıkvakti olduğunda Abbasb. Abdulmuttalib ile yağmur duâsına çıkmış veşöyle demiştir:-Allahım! SanaPeygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- iletevessülde bulunurduk, Sen de bize yağmuryağdırırdın. Şimdi ise Peygamberimizin amcasıile sana tevessüldebulunuyoruz.Bize yağmur yağdır.Enesder ki: Bunun üzerine onlara yağmur yağdırılırdı."19"][19]Ömerb. Hattab'ın -Allah ondan râzı olsun- sözündeki anlam şudur: Biz,Peygamberimiz -sallallahu aleyhive sellem-'i kastederek ondan duâ istiyor, bu duâ ile deAllah’a yakınlık umuyorduk. Şimdiyse Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- Rabbinekavuşmuş olduğundan bizim için duâda bulunması mümkün değildir.Bu nedenle hayatta bulunan amcasından bizim için duâda bulunmasını talepediyoruz. EğerRasûlallah -sallallahu aleyhive sellem-'e ölümünden sonra da tevessülde bulunulsaidi, sahâbe ve Ömer b. Hattab -Allah onlardan râzı olsun-, Rasûlullah-sallallahu aleyhive sellem- aracılığı ile duâ etmenin çok daha ağırlıklıbir önemi olduğunu iyi bildikleri halde O’nu bırakıp amcasına baş vurmazlardı.Bundananlaşılıyor ki, ilk Kuran neslinin anladıkları “tevessül” ölülere değil, sadeceyaşayanlara dönüktür. Bu da yaşayanların duâları ve şefaatleri aracılığı ile Allah’abaşvurmak demektir. Yaşayanlardan böyle bir şey istenebilir. Fakat ölüden hiçbir şey istenemez. Ne duâ, ne de başka bir şey.Bu durumkarşısında şunları söyleyebiliriz: Gerek doğrudan doğruya Allah’a sığınarak emretmiş olduğusalih amelleri işlemek suretiyle Allah’tan bir şey dilemek veya gereksepeygamberlerin ve salih kişilerin duâları aracılığı ile dilekte bulunmak veyaAllah'a halis olarak duâ ederek tevessülde bulunmak, tartışmasız biçimdeAllah’ın kitabına uygun olan yoldur. Bunların dışındaki tevessül çeşitleri iseherhangi bir delile dayanmış değildir.


BİD'AT OLAN TEVESSÜL

Bid’at tevessül; sevmediği ve râzı gelmediği söz, fiil veinançlarla Allah’a yakınlık aramaktır..Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetiyle uyuşmayan bir amel bid’attir ve onunlaAllah’a yakınlık ve ibâdet câiz olmaz.NitekimRasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöylebuyurmuştur: (( مَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَافَهُوَ رَدٌّ )) [ متفق عليه ]"Herkim,işimiz (dînimiz) üzereolmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur (bâtıldır ve onaitibar edilmez)."20"][20]


1) Allah’a, şahısların konumu ve Allah katındakideğerleriyle tevessül:

Bid’at tevessül çeşitlerinden biri yarattıklarındanbirinin katındaki konumuyla Allah’tan istekte bulunmaktır. Örneğin:“Allahım! Peygamberinin katındaki konumu hürmetine ... veya filan kulununkatındaki yeri hürrmetine senden isterim” demek. Ayrıca Peygamber hakkı için,falan kulun hakkı için Allah’tan dilekte bulunmak da bu türdendir.ﮋ... ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅﮆ... ﮊ الأنعام: ٣٨“Kitap'ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”21"][21]ÂyetiyleAllah tarafından kapsamlılığı belirlenen Kur’an’da böyle bir tevessül türünügörememekteyiz.İslâm’ınemrettiği, Allah’tan güzel isimleri ve yüce sıfatlarıyla istemektir.ﮋ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷﭸ ﮊ الأعراف:١٨٠ “Güzelisimler Allah’ındır. Allah’a onlarla duâ edin.”22"][22]Sözüne uyarak Allah Teâlâ’nınKur’an’da belirttiği isimlerle ona duâ etmek, tevessülün en güzel şeklidir.Bunedenle ilk Kuran nesli, vefâtından sonra Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessülübırakmışlardır. Bu durum, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessülün zâtıyladeğil duâsıyla olduğunu gösterir. Vefatından sonra amcası Abbas’la yağmur duâsınaçıkmaları buna işârettir. Onlar,duâlarında:“Allahım!Peygamberinin hatırına bize yağmur yağdır!”Demediklerigibi, Peygamber -sallallahu aleyhive sellem-’in vefatından sonra da:“Allah’ım!Abbas’ın hatırına bize yağmur yağdır!”Dememişlerdir.Zira bu tür bid’at duâları Sahâbe -Allah onlardan râzı olsun- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den öğrenmemiştir veAllah’ın kitabında da bunun aslı yoktur. Bu nedenle böyle bir uygulamayagitmemişlerdir. Vefatından sonra birinin hatırıyla tevessül câiz olsa, elbette Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- iletevessül öncelik kazanırdı.ﮋ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﮊ النساء: ٦٤ “Biz, her elçiyi Allah'ın emriyle ancak kendisine itaat edilmesi içingönderdik. (Ey Peygamber! Sen hayatta iken) şayet onlar, (günah işleyerek)nefislerine zulmettikleri zaman tevbe edip Allah'ın kendilerinin günahlarınıbağışlamasını isteyip sana gelseler ve Rasûl de onlar için istiğfardabulunsaydı, mutlaka Allah'ı çok affedici ve merhamet edici bulurlardı."23"][23]Yukarıdaki âyet, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hayattaykenonunla nasıl tevessül edildiğine ışık tutmaktadır.Bu arada Ömer b. Hattâb'ın -Allah ondan râzı olsun- Abbas -Allah ondan râzı olsun- iletevessülünün anlamı da açıklık kazanmaktadır.Konumu ne olursa olsun,bir yaratılmışla veya hatırıylatevessülde bulunmakla bir menfaat sağlayıp herhangi bir zararı savabileceğiinancını taşımak,büyük şirktir.

2) Evliyâ ve salih kimseleriçin adak adamak:

Allah’ındîninde salih kimselerden imdat dilemek, makamlarıyla tevessülde bulunmak veonlara adak adamak yoktur.Bunlar, tevhîdi ortadan kaldıran ibâdettekişirklerdir.Birkimsenin “Ey seyyidim falan, ey mevlam filan, elimden tut, benim için şöyleyap, benim için Allah’a şöyle duâ et, senden ve Allah’tan dilerim, derdimigider,bana şefaat et,” gibi sözler söylemesi veya “Meded ya Resulullah!”demesi, tevekkülde bulunurken Hıristiyanların “Ey Mesih! Ey Meryem!”dedikleri gibi “Ey Ali! Ey Hüseyin!” diyerek onlardan yardım/mededbeklemesi, şirk sözlerden sayılır.Vefatetmiş bir kimse ile tevessülde bulunma inancı, dahaçok tasavvufçular arasında yaygındır.Birtakımşeyhlerin, velilerin hem hayatlarında, hem de öldükten sonra tasarruf sahibiolduklarına inanılmakta, onların himmetleri dilenmekte ve aracı kılınmaktadırlar.Birkimsenin: “Ey seyyidim filan! Allah bana rızk verirse, benim şu dileğimgerçekleşirse senin için şöyle yapacağım,” şeklinde sözler söylemesi,Allah’tan başkasına adak adaması, bir ibâdeti Allah’tan başkası için sarfetmesi anlamına gelir. İslam, bu tür işlerden uzaktır.ﮋ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮊ الأنعام:١٣٦


“Kendizanlarıyla Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan pay ayırarak “BuAllah’ın, bu da ona ortak koştuklarımızındır” dediler. Allah’a ortak koştuklarıiçin ayırdıkları Allah’a ulaşmaz. Allah için ayırdıklarıysa ortak koştuklarınaulaşır. Ne kadar da kötü hüküm veriyorlar.”24"][24]ﮋ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﮊ الأعراف: ١٩٤“Allah’tan başka dua etikleriniz de sizin gibikullardır. Doğrular iseniz onlara dua edin de size karşılık versinler.” 25"][25]ﮋ... ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮊفاطر: ١٣ – ١٤“Allah’tan başka duâ ettikleriniz bir çekirdekzarına bile sahip değillerdir. Onlara duâ etseniz, duânızı duymazlar.Duysalarbile karşılık veremezlerdi.Kıyâmet günü koştuğunuz şirki inkâr edeceklerdir. Sana her şeyden haberdarolan Allah gibi kimse haber veremez.”26"][26]ﮋ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﮊ الأحقاف: ٥ - ٦


“Kıyâmetgününe dek kendisine karşılık veremeyecek olan Allah’tan başkasına duâ eden kimseden daha sapıkkim olabilir? Onlar, duâlarından habersizdirler. İnsanlar hoşrolunduğu vakit onlara düşmankesilecek ve ibâdetlerini inkâr edeceklerdir.”27"][27]Görüldüğügibi Allah’tan başkasına yönelip duâ etmek, peygamberlerin ve salih kimselerinkabirleri üzerine kubbe yapmak, türbeleri başında mum yakmak ve girişlereperdeler asmak gibi câhil kimselerin yaptığı ameller, Peygamber -sallallahu aleyhive sellem-’in sünnetinden ve günümüze dek ona tâbiolanların yolundan değildir.ﮋ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﮊ البقرة: ١٨٦“Kullarımsana benden sorarlarsa, (bilsinlerki) ben (onlara) yakınım. Bana duâ edenin duâsına icâbet ederim. Ohalde bana karşılık versinler, bana îmân etsinler.Umulur ki doğru yolaererler.”28"][28]ﮋ ﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮊ الجن: ١٨“Mescidler Allah’ındır (O'na ibâdet edilmesi içinyapılmıştır).O haldeAllah ile beraber bir başkasına duâ etmeyin (yalvarıp yakarmayın).”29"][29]ﮋ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﮊ غافر: ٦٥“O, Hayy'dır.O'ndan başka hakkıyla ibâdete layıkhiçbir ilah yoktur.O halde dîniona has kılarak Allah’a duâ edin.Hamd, Âlemlerin Rabbi Allah'adır.”30"][30]ﮋ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﮊ غافر: ١٤“Kâfirler istemese de dîni Allah’a has kılarak onaduâ edin.”31"][31]ﮋ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﯾ ﯿ ﰀ ﰁ ﮊ الأنعام: ١٧ “Allah sana bir dert verirse, O'ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir hayrıdokunursa bil ki, O, her şeye güç yetirendir.”32"][32]ﮋ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡﯢ ﯣ ﯤ ﯥﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﮊ النمل: ٦٢ “Duâ ettiğinde zor durumda kalana icâbet ederekzorluğu gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan kimdir? Allah ile beraberbaşka bir ilah mı var? Ne kadar da az düşünüyorsunuz.”33"][33]ﮋ... ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮊفاطر: ١٣ – ١٤“Allah’tan başka duâ ettikleriniz bir çekirdekzarına bile sahip değillerdir. Onlara duâ etseniz, duânızı duymazlar.Duysalarbile karşılık veremezlerdi.Kıyâmet günü koştuğunuz şirki inkâr edeceklerdir. Sana her şeyden haberdarolan Allah gibi kimse haber veremez.”34"][34]Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- debu konuda şöyle buyurmuştur: (( الدُّعَاءُ، هُوَ الْعِبَادَةُ )) ثُمَّ قَرَأَ: ﭽ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭼ [ سورة غافر الآية :60 ] [ رواه الترمذي وأبو داود وابنماجه وأحمد وصححه الألباني ]"Duâ,ibâdetin tâ kendisidir." Sonra şu âyeti okudu: '(Eyinsanlar!) Rabbiniz buyurdu ki: Yalnızca bana duâ edin (bana ibâdetedin) ki duânıza icâbet edeyim. Hiç şüphe yok ki bana ibâdet etmeyi bırakıpbüyüklük taslayanlar, aşağılanarak (zelîl bir halde) cehennemegireceklerdir."35"][35] (( أَفْضَلُالْعِبَادَةِ الدُّعَاءُ )) [ رواه الترمذي وصححه الألباني ]"İbâdetinen fazîletlisi, duâdır."36"][36]((لَيْسَ شَيْءٌ أَكْرَمَ عَلَى اللهِ تَعَالَى مِنْ الدُّعَاءِ )) [رواه الترمذي وصححه الألباني ]"AllahTeâlâ'nın katında duâdan daha fazîletli bir şey yoktur."37"][37]((إِنَّ رَبَّكُمْ تَبَارَكَ وَتَعَالَى حَيِيٌّ كَرِيمٌ يَسْتَحْيِي مِنْ عَبْدِهِإِذَا رَفَعَ يَدَيْهِ إِلَيْهِ أَنْ يَرُدَّهُمَا صِفْرًا )) [رواه أبو داود وصححه الألباني ]"RabbinizTebâreke ve Teâlâ çok hayâlı ve kerîm (O'ndan bir şey istemeden kendisi karşılıksız veren)dir.Mü'min kulu ellerini kendisine kaldırıp duâ ettiğinde, onun ellerini boş çevirmekten(duâsını kabul etmemekten) hayâ eder."38"][38] ((لاَ يَرُدُّ الْقَضَاءَ إِلاَّ الدُّعَاءُ،وَلاَ يَزِيدُ فِي الْعُمْرِ إِلاَّ الْبِرُّ )) [رواه الترمذي وحسنه الألباني ]


"Kazayıduâdan başka bir şey geri çevirmez. Ömrü de iyilikten başka bir şeyfazlalaştırmaz."39"][39](( مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَدْعُو اللهَ بِدَعْوَةٍ لَيْسَ فِيهَاإِثْمٌ وَلاَ قَطِيعَةُ رَحِمٍ إِلاَّ أَعْطَاهُ اللهُ بِهَا إِحْدَى ثَلاَثٍ:إِمَّا أَنْ تُعَجَّلَ لَهُ دَعْوَتُهُ، وَإِمَّا أَنْ يَدَّخِرَهَا لَهُ فِيالْآخِرَةِ، وَإِمَّا أَنْ يَصْرِفَ عَنْهُ مِنْ السُّوءِ مِثْلَهَا، قَالُوا:إِذًا نُكْثِرُ قَالَ: اللهُ أَكْثَرُ )) [رواه الترمذي وأحمد وصححه الألباني ] "Hiçbirmüslüman yoktur ki, içerisinde bir günah veya sıla-i rahimi kesme (yakın akrabaya iyiliktebulunmayı terketme) olmayan bir duâyla Allah’a duâ etsin de Allah da ona üçşeyden birisini vermiş olmasın:1. Ya duâsına icâbetederek istediğini verir.2. Ya âhiret için onusaklar (ecrini âhirette vermekiçin saklar).3. Ya da dünyada onunbenzeri bir belâyı ondan uzaklaştırır.”(Sahâbe): O halde (büyükfaydalarından dolayı) çokça duâ edelim mi? dediler. Rasûlullah -sallallahualeyhi ve sellem- buyurdu ki: Allah, duâlarınıza daha çok icâbet eder (duâlarınızakarşılık size vermiş olduğu lütuf ve ikramı daha fazladır).”40"][40](( إِنَّهُ مَنْ لَمْ يَسْأَلْ اللهَ تَعَالَى يَغْضَبْعَلَيْهِ ))[ رواه الترمذي وصححه الألباني ]"Şüphesizki Allah Teâlâ,kendisinden istemeyene (kendisine yalvarmayana), gazaba gelir (hiddetlenir)."41"][41](( إِنَّ أَعْجَز النَّاس مَنْ عَجَزَ عَنْ الدُّعَاء،وَ أَبْخَل النَّاس مَنْ بَخِلَ بِالسَّلاَمِ )) [ رواه الترمذي وصححه الألباني ]


"Şüphesiz kiinsanların en âcizi, duâ etmekten âciz olanıdır. İnsanların en cimrisi de,selâm vermekten cimrilik yapandır." 42"][42](( إِذَا سَأَلْتَفَاسْأَلْ اللهَ، وَإِذَا اسْتَعَنْتَ فَاسْتَعِنْ بِاللهِ))[رواه الترمذي وصححه الألباني ]


“İstediğiniziAllah’tan isteyin. Yardım dilediğinizde de Allah’tan dileyin.” 43"][43]Allah,kendisinden başkasına duâ etmeyi, ibâdet olarak isimlendirmiştir.ﮋ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮊالأنعام: ٥٦“De ki!Ben Allah’tan başka duâ ettiklerinize ibâdet etmekten nehyolundum.”44"][44]AllahTeâlâ, peygamberlere, velilere ve cinlere duâ edenlere karşılık vermiş onlarainkârda bulunmuştur.Nitekim Allah Teâlâbu konuda şöyle buyurmuştur: ﮋ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ الإسراء: ٥٦- ٥٧ “De ki: Sizden belâyı gidermeye veya çevirmeyegüç yetiremeyen Allah’tan başka iddiâ ettiğiniz ilahlara duâ edin. Duâ ettikleri de hangileri daha yakın olacak diyeRablerine vesile arar, Allah’ın rahmetini umar ve azabından korkarlar. ŞüphesizRabbinin azabı sakınılası bir şeydir.”45"][45]ﮋ ﯼ ﯽ ﯾ ﯿ ﰀ ﰁ ﰂ ﰃ ﰄ ﰅﰆ ﰇ ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍ ﮊيونس: ١٠٦“Sana fayda ve zararveremeyecek olan Allah’tan başkasına duâ etme (yalvarıp yakarma). Eğerbunu yaparsan şüphesiz zâlimlerden olursun.”46"][46]Mekkemüşrikleri de Allah Teâlâ'nın yegâneyaratıcı ve rızık verici olduğuna inanmaktaydılar.Ama onlar putlarla sembolize edilen velilere duâ ederek onları Allah’a yaklaştıranbirer vasıta kabulediyorlardı. Ancak Allah Teâlâ, onların bu vasıtalarını kabul etmemiş ve onları küfürle nitelemiştir.Nitekim Allah Teâlâbu konuda şöyle buyurmuştur: ﮋ ﮆ ﮇ ﮈ ﮉﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮊ الزمر: ٣“Dikkatedin! Halis din Allah’ındır. Ondan başkasını dost edinenler, «Onlara (putlara) ancak bizi Allah’a yaklaştırsınlardiye ibadet ediyoruz»derler. İhtilaf ettikleri konuda Allah hükmünü verecektir.Allah, yalancı kâfire hidâyet etmez.”47"][47]Müşrikler,Allah’a şirk koşmalarına rağmen şiddet ve musibet anlarında yalnızca Allah’a duâetmekteydiler. ﮋ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭ ﭮ ﭯﭰ ﭱ ﭲ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆ ﮇﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞﮟ ﮊ يونس: ٢٢ -٢٣“Sizikarada ve denizde gezdiren odur. Gemideyken tatlı bir rüzgarın yürüttüğü vebununla sevindikleri sırada sert bir fırtına çıkıp dalgalar ve her yöndengeldiğinde, her yerden kuşatıldıklarını anladıklarında dini yalnız Allah’a haskılarak duâ ederler. (Derlerki ‘Bizi bu durumdan kurtarırsan şükredenlerden olacağız.’ (Allah) onlarıkurtardığında ise yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar.»"48"][48]


Müslümanların tevessül konusunda sapmalarının nedenleri:

1) Taklit

Taklit,bir kimsenin sözün delilini bilmeden kabuletmek, delilsiz görüş bildirenin tarafına geçmektir. Mukallid ise delilinibilse de bir kimsenin görüşünü aksi ispatlansa bile kabulde ısrarcı olandır.Taklidinilim olmadığı konusunda ilim ehli arasında ayrılık yoktur.Dolayısıyla mukallidbir kimse âlim olarak nitelenmez. Allah Teâlâ taklidi kınamış ve birçok âyetteondan sakındırmıştır.Nitekim Allah Teâlâbu konuda şöyle buyurmuştur: ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﮊ المائدة:١٠٤“Onlara‘Allah’ın indirdiğine ve Rasûl’e gelin’ denildiğinde, ‘Bize babalarımızdangördüğümüz yeter’ derler. Ya babaları bir şey bilmeyen, doğru yolda bulunmayankimseler idiyse?!”49"][49]ﮋ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﮊ الأنبياء:٥٢ “(İbrahim,kavmine): Şu tapmakta olduğunuz heykeller nedir? Dediler ki: ‘Babalarımızıonlara tapar bulduk.”50"][50]ﮋ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﮊ التوبة: ٣١"(Yahûdiler) Allah'ıbırakıp hahamlarını, (hıristiyanlar da) rahiplerini (Allah'ın haramkıldıklarını helal, helal kıldıklarını da haram kıldıkları hükümlerde onlaraitaat ederek onları) Rabler edindiler. Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı)da ilah edinerek ona ibâdet ettiler. Oysa onlara tek ilah olan (Allah)aibâdet etmeleri emrolunmuştu. O'ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilahyoktur. O (Allah), onların ortak koştuklarından münezzehtir."51"][51]Tirmizî ve başkalarının rivâyet ettikleri hadiste,Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, Tâi kabilesinden Adiyy b. Hâtim'e -Allah ondan râzıolsun- bu âyeti okuyunca, Adiyy b. Hâtim:"Ey Allah'ınRasûlü! Biz onlara ibâdet etmiyoruz (onları Rabler edinmiyoruz) ki" dediBunun üzerinePeygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-:"Onlar size,Allah'ın haram kıldığını helal kıldığında siz de onu helal kılmıyor ve Allah'ınhelal kıldığını da haram kıldığında siz de onu haram kılmıyor muydunuz?" diye sordu. Adiyy b.Hâtim-Allah ondan râzı olsun-: "Evet" dedi.Bunun üzerinePeygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-:"İşte budavranış, onlara yapılan ibâdettir"52"][52]buyurdu.Dolayısıyla helal ve haram tayin etmede, Allah Teâlâ ve O'nunelçilerini (peygamberlerini) bırakıp bu kimseleri yetkili tanıdılar.Âlimler ve müçtehid imamlar dataklitten sakındırmışlardır. Zira taklit, ayrılık ve müslümanlar safında zayıflıknedenidir. Birlik, tâbi olmada ve ihtilaf durumunda Allah ve Rasûlü’nüngörüşüne yönelmektedir. Bu nedenle ilk Kur’an neslini tüm meselelerde tek birkişiyi otorite bilip taklit ederken göremiyoruz. Dört İmam da görüşlerindebağnaz davranmamışlardır.Ayrıca kullandıkları delilleri bilmeksizinkendilerinin taklit edilmesini de yasaklamışlardır.

2) Bazı âyetleri alıpdiğerlerini terketmek:

İnsanlarıntevessül konusundaki çarpık anlayışlarının birçoğu, anlamlarındaki mücmellik vemüştereklikten kaynaklanmaktadır.Sonuçta birçok kimsenin bu konuda kesin vegerçek bilgiye sahip olmadığını görmemiz mümkündür.“Vesile”lafzı, Kur’an-ı Kerim’de şu iki âyette geçmektedir:ﮋ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﮊ المائدة: ٣٥“Eyîmân edenler!Allah’tan korkun ve O’na(yaklaşmaya,sevilmeye) vesile arayın; O’nun yolunda cihad ediniz ki kurtuluşaeresiniz.” 53"][53]Ve:ﮋ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ الإسراء: ٥٦- ٥٧ “De ki: Sizden belâyı gidermeye veya çevirmeyegüç yetiremeyen Allah’tan başka iddiâ ettiğiniz ilahlara duâ edin. Duâ ettikleri de hangileri daha yakın olacak diyeRablerine vesile arar, Allah’ın rahmetini umar ve azabından korkarlar. ŞüphesizRabbinin azabı sakınılası bir şeydir.”54"][54]Buâyet-i kerimelerde görülüyor ki “Vesile”: “Allah’a yakınlaşmak için bir yol” ve“Ona yakınlık sağlayacak şeyler demektir.”Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöylebuyurmuştur:ﮋ ... ﰐ ﰑ ﰒ ﰓ ﰔ ﰕ ﰖ ﰗ ﰘ ﰙ ﰚ ﰛ ﰜ ﰝ ﮊ الكهف: ١١٠


“...Her kim Rabb’ineyaklaşmayı arzu ediyorsa, iyi (salih) amel işlesin veRabb’ine ibâdette hiç kimseyi ortak koşmasın.”55"][55]ﮋ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ الإسراء: ٥٧ “De ki: Sizden belâyı gidermeye veya çevirmeyegüç yetiremeyen Allah’tan başka iddiâ ettiğiniz ilahlara duâ edin. Duâ ettikleri de hangileri daha yakın olacak diyeRablerine vesile arar, Allah’ın rahmetini umar ve azabından korkarlar. ŞüphesizRabbinin azabı sakınılası bir şeydir.”56"][56]ﮋ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﮊ سبأ: ٣٧ “(Ey insanlar) Sizi bizeyaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır. Ancak îmân eden ve salih amel işleyenkimseler için durum böyle değildir. Onlar için, yaptıklarına karşılık kat katmükafat vardır. Onlar cennet odalarında güven içindedirler.”57"][57]ﮋ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﮊ التوبة: ٩٩“Bedevilerden öylesi devardır ki, Allah’a ve Ahiret gününe inanır, Harcayacağını Allah katındayakınlığa ve Peygamberin duasını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıklarımal, Allah katında) onlar için bir vesiledir (yani yakınlıktır) Allahonları rahmetine sokacaktır. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”58"][58]Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- debir hadislerinde şöyle buyurmuştur: (( أَيُّهَا النَّاسُ! اتَّقُوا اللهَ وَأَجْمِلُوا فِي الطَّلَبِ،فَإِنَّ نَفْسًا لَنْ تَمُوتَ حَتَّى تَسْتَوْفِيَ رِزْقَهَا، وَإِنْ أَبْطَأَعَنْهَا فَاتَّقُوا اللهَ وَأَجْمِلُوا فِي الطَّلَبِ خُذُوا مَا حَلَّ وَدَعُوامَا حَرُمَ ، فَإِنَّاللهَ تَعَالَى لاَ يُنَالُ مَا عِنْدَهُ إِلاَّ بِطَاعَتِهِ )) [رواه ابن ماجه وصححه الألباني ] “Ey insanlar! Allah’tan sakının ve rızkınızı güzel yoldan arayın (rızık talep ederken itidalli olun).Hiçbir nefis,rızkı gecikse de, rızkını yiyip bitirmeden kesinlikle ölmeyecektir. Allah’tansakının ve rızkınızı güzel yoldan arayın. Allah'ın helal kıldığını alın, haramkıldığını ise bırakın.Allah'a nezidinde olanı, ancak itaat etmekle eldeedebilirsiniz."59"][59]Allah Teâlâ şöyle buyrumuştur:ﮋ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠﮡ ﮊ الشورى: ٢٦“Allah îmân edip salih amel işleyenlerin duâlarını kabul eder ve kendi kereminden onlara istediklerinden de fazlasını verir.”60"][60]ﮋ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮊ الأنعام:١٥٣“İşte dosdoğru yolum budur.Ona tâbi olun. Başka yollara uymayın. Bu yollar sizi onun yolundan ayırır.Allah sakınasınız diye size böyle emreder.”61"][61]ﮋ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫﭬ ﭭ ﭮ ﭯ ﭰ ﮊالأعراف: ٣


“Rabbinizden sizeindirilene tâbi olun. Ondan başkasınıdost edinip ona uymayın. Ne kadar az ögüt alıyorsunuz.” 62"][62]ﮋ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﮊ الزمر: ٥٥“Farkında olmaksızın, ansızın size azap gelmeden önceRabbinizden size indirilenin en güzeline tâbi olun.”63"][63]Buâyet-i kerimelerde ve hadislerden açıkçaanlaşılıyor ki, Allah Teâlâ'nın aranmasını emrettiği“vesile” salih ameldir.Yani, AllahTeâlâ'nıninananlara aramalarını emrettiği “vesile”nin tamamı, sadece Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'ingetirdiğine tâbi olmak suretiyle AllahTeâlâ'ya tevessül, yakınlık ve arayıştır. Allah Teâlâ'ya yakınlık aramanın tek yoluda işte budur. Bu konuda müfessirler arasında ihtilaf yoktur. İbn-i Kesirtefsirinde müfessirlerin bu konudaki ittifakını nakleder.

3) Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessül üç kısımdır:

Tümbunlardan zatlar ile tevessülün meşru olmadığı anlaşılmaktadır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessül ise Muhammed b. Salih el-Useymin’inbelirttiği gibi üç kısımdır.a)O’na îmân ve bağlılık ile tevessülde bulunmak. Bu, sağlığında câiz olduğu gibivefatından sonra da câizdir.b)Duâsıyla tevessülde bulunmak, ondan duâ istemek.Bu, sağlığında câizdir ancakvefatından sonra câiz değildir.Zira ölmüş kimseden duâ istenmez. Bu câiz olsaydı, Ömer -Allah ondan râzı olsun-,Abbas -Allah ondan râzı olsun- iletevessülde bulunmaz, kabre gelerek Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- duâ talep ederdi.c)Allah katındaki makam ve mevkii ile tevessülde bulunmak.Bu, ne sağlığında ne devefatından sonra câiz değildir.Zira bu kişinin amelinden olmadığı için istenilenamaca ulaştırmaz. Dolayısıyla «vesile» kavramının kapsamı dışındadır.

SON SÖZ


Allah’a,güzel isimleri ve yüce sıfatları, salih amel ve salih kimselerin duâlarıylayapılan tevessülün dışındaki uygulamalar delilsizdir.Müslümanlar, şirke kapıaçabilecek bu uygulamalardan kaçınmalıdırlar.Muvahhid kul, kendisini ya büyükşirke, ya küçük şirke veya haram kılınmış bir bid'atesürükleyen bid'at tevessül şekillerinden kendimenfaati gereği sakınmalı, uzak durmalıdır. Bu tür uygulamalar, duâdan beklenenkarşılığı iptal edentaşkın davranışlardır. Zira Allah Teâlâ, kendi koyduğu kurallar dahilindeyapılmayan duâyı kabuletmez.Muvahhidkul, duâsını, Kur’an ve Sünnette geçen duâlardan seçmeye gayret göstermelidir.Onlarınsağladığı faydayı hiçbir duâ sağlayamaz. Bu duâlar, kabul edilmeye daha layık olduğu gibi kişiyebüyük bir sevap da kazandırılır.Meşruve bid'at tevessül konusunda geniş bilgisahibi olmak isteyenler aşağıdaki kitaplardan faydalanabilirler:1-Kâidetun Celiyye fi’t-Tevessül ve’l-Vesile: İbn-i Teymiyye’nindir. 2-et-Tevessül - Envâuhu ve Ahkâmuhu. Nasıruddin Elbânî’nindir.3-et-Tevassul ilâ Hakikati’t-Tevessül: Muhammed Nesib er-Rıfzî.4-Tuhfe’tü’l-Kârî fi’r-Radd-i Ale’l-Gamari: Hammad b. Muhammed5-Hâzihi Mefâhîmunâ: Salih b. Abdulaziz Âl-i Şeyh6-Sıyane’tü’l-İnsan an Vesvese’ti’ş-Şeyh Dahlan: Muhammed Beşir es Sehsevânî.7-Ğâye’tü’l-Emânî fi’r-Radd-i Ale’n-Nebhânî:Ebu’l- Mezli el-Alusi.8-Akîde’tü’l-Mü’min: Ebu Bekr el-Cezâirî.9-Keyfe Nefhemu’t-Tevessül: Muhammed b. Cemil Zeyno10- Fetâvâ'l-Lecneti’d-Dâimeli’l-Buhûsi’l-İlmiyye ve’l-İftâ:cilt 15, shf. 330.Muhammed Şahin

1"][1]İbn-i Manzur

2"][2]İbn-i Kesir,Kurtubî ve Alusî

3"][3]Mâide Sûresi:35

4"][4]NisâSûresi: 59

5"][5]A'rafSûresi: 180

6"][6]YunusSûresi: 12

7"][7]İsrâSûresi: 67

8"][8]En'âmSûresi: 40-41

9"][9]BakaraSûresi: 127-128

10"][10] Âl-i İmranSûresi: 16

11"][11] Âl-i İmranSûresi: 53

12"][12] Âl-i İmranSûresi: 53

13"][13] Buhârî ve Müslim

14"][14] EnbiyâSûresi: 83

15"][15] EnbiyâSûresi: 83

16"][16] HaşrSûresi: 10

17"][17] YusufSûresi: 98

18"][18] YusufSûresi: 98

19"][19] YusufSûresi: 98

20"][20] Buhârî ve Müslim

21"][21] En'âmSûresi: 38

22"][22] A'râfSûresi: 180

23"][23] NisâSûresi: 64

24"][24] En'am Sûresi:136

25"][25] A'raf Sûresi:194

26"][26] Fâtır Sûresi:13-14

27"][27] Ahkâf Sûresi:5-6

28"][28] Bakara Sûresi:186

29"][29] Cin Sûresi:18

30"][30] Mü'min (Ğâfir) Sûresi:65

31"][31] Mü'min (Ğâfir) Sûresi:14

32"][32] En'am Sûresi:17

33"][33] Neml Sûresi:62

34"][34] Fâtır Sûresi:13-14

35"][35]Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn-i Mâce ve Ahmed rivâyet etmişler,Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

36"][36]Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

37"][37]Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

38"][38]Ebû Dâvûd rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih'demiştir.

39"][39]Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, hasen' demiştir.

40"][40] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

41"][41] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

42"][42] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

43"][43] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.

44"][44]En'am Sûresi: 56

45"][45]İsrâ Sûresi: 56-57

46"][46]Yunus Sûresi: 106

47"][47]Zimer Sûresi: 3

48"][48]Yunus Sûresi: 22-23

49"][49]Mâide Sûresi: 104

50"][50]Enbiyâ Sûresi: 52

51"][51] Tevbe Sûresi: 31

52"][52] Tirmizî, İbn-i Cerîr ve başkaları rivâyetetmişlerdir.

53"][53]Mâide Sûresi:35

54"][54]İsrâ Sûresi: 56-57

55"][55]Kehf Sûresi: 110

56"][56]İsrâ Sûresi: 56-57

57"][57]Sebe Sûresi:37

58"][58]Tevbe Sûresi: 99

59"][59]İbn-i Mâce rivâyet etmiş, Elbânî de hadis sahihtir,demiştir.

60"][60]Şurâ Sûresi:26

61"][61]En'am Sûresi: 153

62"][62]A'raf Sûresi: 3

63"][63]Z]mer Sûresi: 55
 
Üst Ana Sayfa Alt