بسم الله الرحمنالرحيم
Vesile, kelime olarak, derece, yakınlık, başkasınayaklaşmak için vasıta kılınan şey, manalarına gelir. “Falan şunu Allah’a vesileetti” demek, kendisini Allah’a yaklaştıracak ameli yaptı demektir. Tevessül isebir amel vasıtası ile maksada yaklaşmak ve ulaşmaya çalışmaktır.[1]Birçok müfessir, tevessülü bizzat yakınlaşmak ve yakın olmaya sebep olacak şeyleriaramak şeklinde tefsir etmişlerdir. [2]Kur’an’da Allah Teâlâ, kulunun dünyada ızdıraptan ve âhirettede azaptan kurtulmasıiçin şu yolu göstermiştir: ﮋ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﮊ المائدة: ٣٥“Eyîmân edenler!Allah’tan korkun ve O’na(yaklaşmaya,sevilmeye) vesile arayın; O’nun yolunda cihad ediniz ki kurtuluşaeresiniz.” [3]KuluAllah’a yaklaştıracak vesilelerin başında îmân, Kur’an, ihlas ve salih amellergelir.Salih amellerin başında farzlar yer alır. Allah’a yaklaştıracak vesileningerçek anlamı, ilim ve ibâdet ile çizdiği yolda gitmektir.
MEŞRU TEVESSÜL ÇEŞİTLERİ
Tevessülünçeşitleri bulunduğuna göre, meşru tevessülü bidat tevessülden ayırmak gerekir.Bu ayrımı yapabilmek için de bize çelişkili gelen noktaları açığa kavuşturacakbir şaşmaz ölçüye ihtiyaç vardır. Buölçü, Allah’ın Kitabı, Rasûlü’nün Sünneti ve bunları kavrama metodudur. AllahTeâlâ, bizi Kitap ve Sünneti hakem olarak kabuletmeye çağırmıştır:ﮋ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﯾﯿ ﰀ ﰁ ﰂ ﰃ ﰄ ﰅ ﰆ ﰇ ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍﰎ ﰏ ﰐ ﰑ ﰒ ﰓ ﮊ النساء: ٥٩
"Ey îmân edenler! Allah’a itaat edin. Rasûleitaat edin (hak olarak getirdiği şeylere uyun.) Sizden olan (müslüman)idârecilere (Allah’a isyanı emretmedikçe) itaat edin. Aranızda herhangibir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, gerçekten Allah’a ve âhiret gününeinanıyorsanız, o konuda hüküm vermek için, onu Allah'(ın kitabı Kur’an)ave elçisi (Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti)ne götürün. Allah'(ınkitabı Kur’an)a ve elçisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'insünneti)ne götürmek; sizin için (ayrılığa düşüp görüşlerinizle hareketetmenizden) daha hayırlı, sonuç bakımından da daha güzeldir."4"][4]İbnKesir bu âyetin tefsirinde şöyle der: “Rasûl-sallallahu aleyhive sellem-’in getirdiği şeriat yolundanbaşkasına uyan bir taraftadır, şeriat ise öbür taraftadır.”Meşrutevessül Allah’ın kitabı, Rasûlünün sünneti ve bu ümmetin amelinde geldiği gibiüç çeşittir.
1)Güzel isimlerive yüce sıfatları ile Allah'aduâ etmek, yalvarıp yakarmak:
Allah’a güzel isimleri ve yüce sıfatlarıyla tevessül, mü'minkul için en yararlı, en büyük ve en hayırlı vesilelerdendir. Zira mü'min kul,duâsında boş çıkmaz ve Rabbinin icâbetinden mahrum kalmaz.ﮋ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮊ الأعراف:١٨٠“Güzelisimler Allah’ındır. Onlarla Allah’a duâ edin ve Allah’ın isimleri hakkındasapanları bırakın. Onlar, yaptıklarının karşılığını göreceklerdir.”5"][5]Allah’a“vesile” aramak, O’na ulaştıracak uygun yol aramak, O’na yaklaşa-bilmekdemektir. Bu yaklaştırıcı yol,Allah’a ibâdet etmek, O’nun emirlerine uymak şeklinde olabileceği gibi çeşitliyararlar elde etmek veya çeşitli zararları baştan savmak amacı ile O’na dileksunmak ve sığınmak biçiminde de olabilir. Kur’an’daki “duâ” sözcüğü buanlamı kapsamına alır. Yani hem “ibâdet” ve hem de “istek sunma” anlamınıbirarada ifade eder.Bu iki anlamdan her biri diğerini de gerektirir.Dahası, Allah Teâlâ, kendisine yapılacak duâların kabuledicisi olduğuna kesinlikle inanılarak yapılan duâları, duâ edenler müşrik ve fâsıkbile olsalar, kabul etmektedir. Nitekim aşağıdaki âyetler bize bu gerçeği habervermektedir:ﮋ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﮊ يونس: ١٢
“İnsanın başına bir sıkıntı gelinceyatarken, otururken ve ayaktayken bize duâ eder. Ama biz onun sıkıntısınıkaldırınca, sanki yakalandığı sıkıntıdan dolayı bize hiç duâ etmemiş gibi olur.”6"][6]ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﮊ الإسراء: ٦٧“Denizdesize bir sıkıntı (tehlike) gelince Allah dışındaki bütün yalvardıklarınızkayboluverir. Fakat o sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yine kendisini tekbilmekten vazgeçerseniz. İnsan gerçekten nankördür!”7"][7]ﮋ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﮊ الأنعام: ٤٠ - ٤١
“De ki: Acaba Allah’ın herhangi birazabına uğrasanız veya size kıyâmet günü gelse, doğru sözlü iseniz söyleyinbakalım, Allah’dan başkasına mı duâ edersiniz? Hayır, sadece O’nayalvarırsınız. O da dilerse giderilmesini istediğiniz belâyı kaldırır ve ozaman O’na ortak koştuklarınızı (putlarınızı) unutuverirsiniz.”8"][8]
2) Yapılan salih amel ile Allah’a tevessülde bulunmak:
Duâeden,yalnızca Allah’ın rızâsını umarak işlediği salih ameli anmalı, onunlaAllah’tan istemelidir.Allah’a îmân,namaz, oruç, hac, sadaka, cihad, Kur’anokumak, Allah’ı zikretmek, Allah’a duâ etmek ve hayır işleyip haramları terketmek, salih ameller cümlesindedir.ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭﭮ ﭯ ﭰ ﭱ ﭲ ﭳ ﮊ البقرة: ١٢٧- ١٢٨“İbrahimve İsmail Beyt’in (Kabe’nin)temellerini yükseltirken (şöyle dua ettiler): ‘Rabbimiz! Bizden bu amelikabul buyur.Şüphesiz sen çokça duyan, çokça bilensin. Rabbimiz! Bizi ve soyumuzu sana îmânedenler kıl, bize ibâdet yollarımızı göster ve bizi bağışla. Şüphesiz sen,tevbeleri çokça kabul eden ve çokça rahmet gösterensin.”9"][9]ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﮊ آل عمران:١٦
“Derler ki: Rabbimiz! Biz îmân ettik. Günahlarımızıbağışla ve bizi cehennem azabından koru!” 10"][10]ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﮊ آل عمران:٥٣
“Rabbimiz! İndirdiğine îmân ettik ve Rasûlü’ne tâbiolduk. Bizi şâhit olanlarla yaz.”11"][11] ﮋ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﮊ آل عمران:١٩٣“Rabbimiz!Rabbinize îmân edin diyerek îmâna çağıran bir dâvetçiyi işittik ve hemen îmân ettik. Rabbimiz!Günahlarımızı bağışla, kusur ve ayıplarımızıört ve bizim canımızı iyilerle birlikte al.”12"][12]Peygamber-sallallahu aleyhive sellem-'den rivâyet olunan şu hadiste salih amelle tevessüleörnek teşkil etmektedir: “Öncekiümmetlerden üç kişi bir fırtına zamanı korunmak için bir mağaraya sığınır.Ancak bir kaya mağaranın girişine düşerek onları mahsur bırakır. Kurtulmak içinher biri yapmış oldukları salih amelleri anarak Allah’a tevessülde bulunurlar.Allah da kayayı aralar ve onları bu durumdan kurtarır.” 13"][13]KulunAllah’a karşı âcizliğini dile getirip yardım dilemesi de bu çeşit tevessülünkapsamına girer.ﮋ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﮊ الأنبياء: ٨٣
“Bana zarar dokundu. Sen merhametlerin enmerhametlisisin diye Rabbine seslenen Eyyüb’ü de an.”14"][14]Yunus-aleyhisselâm-'ın kıssasında olduğu gibi,kulun nefsine zulmedip Allah’a durumunu arz etmesi de bu kapsamdadır.ﮋ… ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮊ الأنبياء:٨٧
"Sen’den başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim.Şüphesiz ben zâlimlerden oldum."15"][15]
3) Salih kimselerin duâsı ile Allah’a tevessülde bulunmak:
Kul,şiddetli bir sıkıntıya veya büyük bir musibete rast geldiğinde, takva ehligördüğü, ilim sahibi bildiği bir kimseden durumunun düzelmesi için Allah’a duâetmesini talep edebilir. ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﮊ الحشر: ١٠
"Ey Rabbimiz! Bizi ve îmândabizi geçen kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde îmân edenlere karşı hiçbir kin(ve haset)bırakma. Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen (kullarına) çok şefkatli ve (onlara)çok merhametlisin."16"][16]ﮋ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭ ﭮ ﭯ ﮊ يوسف: ٩٧ “Dediler ki: Ey Babamız! Bizim için bağışlanmadile. Bizler günahkar olduk. Dedi ki: Sizler için Rabbimden bağışlanmadileyeceğim. O, Gafur’ dur, Rahim’dir.” 17"][17]Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmuştur: (( دَعْوَةُ الْـمَرْءِ الْـمُسْلِمِ لِأَخِيهِ بِظَهْرِالْغَيْبِ مُسْتَجَابَةٌ، عِنْدَ رَأْسِهِ مَلَكٌ مُوَكَّلٌ كُلَّمَا دَعَالِأَخِيهِ بِخَيْرٍ، قَالَ الْـمَلَكُ الْـمُوَكَّلُ بِهِ: آمِينَ،وَلَكَ بِمِثْلٍ))[ رواه مسلم ]“Müslüman bir kimsenin, gıyabında kardeşi için yapmışolduğu duâ kabulgörür. Kardeşi için her hayır duâsında başında dikilen bir melek, âmin ve birmisli de senin için olsun, der."18"][18]Ve Enes b. Malik’ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir: (( أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْـخَطَّابِ اكَانَ إِذَاقَحَطُوا اسْتَسْقَى بِالْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْـمُطَّلِبِ فَقَالَ: اللَّهُمَّإِنَّا كُنَّا نَتَوَسَّلُ إِلَيْكَ بِنَبِيِّنَا فَتَسْقِينَا وَإِنَّانَتَوَسَّلُ إِلَيْكَ بِعَمِّ نَبِيِّنَا فَاسْقِنَا، قَالَ: فَيُسْقَوْنَ )) [ رواه البخاري ]"Ömer b. Hattab, kıtlıkvakti olduğunda Abbasb. Abdulmuttalib ile yağmur duâsına çıkmış veşöyle demiştir:-Allahım! SanaPeygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- iletevessülde bulunurduk, Sen de bize yağmuryağdırırdın. Şimdi ise Peygamberimizin amcasıile sana tevessüldebulunuyoruz.Bize yağmur yağdır.Enesder ki: Bunun üzerine onlara yağmur yağdırılırdı."19"][19]Ömerb. Hattab'ın -Allah ondan râzı olsun- sözündeki anlam şudur: Biz,Peygamberimiz -sallallahu aleyhive sellem-'i kastederek ondan duâ istiyor, bu duâ ile deAllah’a yakınlık umuyorduk. Şimdiyse Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- Rabbinekavuşmuş olduğundan bizim için duâda bulunması mümkün değildir.Bu nedenle hayatta bulunan amcasından bizim için duâda bulunmasını talepediyoruz. EğerRasûlallah -sallallahu aleyhive sellem-'e ölümünden sonra da tevessülde bulunulsaidi, sahâbe ve Ömer b. Hattab -Allah onlardan râzı olsun-, Rasûlullah-sallallahu aleyhive sellem- aracılığı ile duâ etmenin çok daha ağırlıklıbir önemi olduğunu iyi bildikleri halde O’nu bırakıp amcasına baş vurmazlardı.Bundananlaşılıyor ki, ilk Kuran neslinin anladıkları “tevessül” ölülere değil, sadeceyaşayanlara dönüktür. Bu da yaşayanların duâları ve şefaatleri aracılığı ile Allah’abaşvurmak demektir. Yaşayanlardan böyle bir şey istenebilir. Fakat ölüden hiçbir şey istenemez. Ne duâ, ne de başka bir şey.Bu durumkarşısında şunları söyleyebiliriz: Gerek doğrudan doğruya Allah’a sığınarak emretmiş olduğusalih amelleri işlemek suretiyle Allah’tan bir şey dilemek veya gereksepeygamberlerin ve salih kişilerin duâları aracılığı ile dilekte bulunmak veyaAllah'a halis olarak duâ ederek tevessülde bulunmak, tartışmasız biçimdeAllah’ın kitabına uygun olan yoldur. Bunların dışındaki tevessül çeşitleri iseherhangi bir delile dayanmış değildir.
BİD'AT OLAN TEVESSÜL
Bid’at tevessül; sevmediği ve râzı gelmediği söz, fiil veinançlarla Allah’a yakınlık aramaktır..Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetiyle uyuşmayan bir amel bid’attir ve onunlaAllah’a yakınlık ve ibâdet câiz olmaz.NitekimRasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöylebuyurmuştur: (( مَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَافَهُوَ رَدٌّ )) [ متفق عليه ]"Herkim,işimiz (dînimiz) üzereolmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur (bâtıldır ve onaitibar edilmez)."20"][20]
1) Allah’a, şahısların konumu ve Allah katındakideğerleriyle tevessül:
Bid’at tevessül çeşitlerinden biri yarattıklarındanbirinin katındaki konumuyla Allah’tan istekte bulunmaktır. Örneğin:“Allahım! Peygamberinin katındaki konumu hürmetine ... veya filan kulununkatındaki yeri hürrmetine senden isterim” demek. Ayrıca Peygamber hakkı için,falan kulun hakkı için Allah’tan dilekte bulunmak da bu türdendir.ﮋ... ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅﮆ... ﮊ الأنعام: ٣٨“Kitap'ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”21"][21]ÂyetiyleAllah tarafından kapsamlılığı belirlenen Kur’an’da böyle bir tevessül türünügörememekteyiz.İslâm’ınemrettiği, Allah’tan güzel isimleri ve yüce sıfatlarıyla istemektir.ﮋ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷﭸ ﮊ الأعراف:١٨٠ “Güzelisimler Allah’ındır. Allah’a onlarla duâ edin.”22"][22]Sözüne uyarak Allah Teâlâ’nınKur’an’da belirttiği isimlerle ona duâ etmek, tevessülün en güzel şeklidir.Bunedenle ilk Kuran nesli, vefâtından sonra Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessülübırakmışlardır. Bu durum, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessülün zâtıyladeğil duâsıyla olduğunu gösterir. Vefatından sonra amcası Abbas’la yağmur duâsınaçıkmaları buna işârettir. Onlar,duâlarında:“Allahım!Peygamberinin hatırına bize yağmur yağdır!”Demediklerigibi, Peygamber -sallallahu aleyhive sellem-’in vefatından sonra da:“Allah’ım!Abbas’ın hatırına bize yağmur yağdır!”Dememişlerdir.Zira bu tür bid’at duâları Sahâbe -Allah onlardan râzı olsun- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den öğrenmemiştir veAllah’ın kitabında da bunun aslı yoktur. Bu nedenle böyle bir uygulamayagitmemişlerdir. Vefatından sonra birinin hatırıyla tevessül câiz olsa, elbette Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- iletevessül öncelik kazanırdı.ﮋ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﮊ النساء: ٦٤ “Biz, her elçiyi Allah'ın emriyle ancak kendisine itaat edilmesi içingönderdik. (Ey Peygamber! Sen hayatta iken) şayet onlar, (günah işleyerek)nefislerine zulmettikleri zaman tevbe edip Allah'ın kendilerinin günahlarınıbağışlamasını isteyip sana gelseler ve Rasûl de onlar için istiğfardabulunsaydı, mutlaka Allah'ı çok affedici ve merhamet edici bulurlardı."23"][23]Yukarıdaki âyet, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hayattaykenonunla nasıl tevessül edildiğine ışık tutmaktadır.Bu arada Ömer b. Hattâb'ın -Allah ondan râzı olsun- Abbas -Allah ondan râzı olsun- iletevessülünün anlamı da açıklık kazanmaktadır.Konumu ne olursa olsun,bir yaratılmışla veya hatırıylatevessülde bulunmakla bir menfaat sağlayıp herhangi bir zararı savabileceğiinancını taşımak,büyük şirktir.
2) Evliyâ ve salih kimseleriçin adak adamak:
Allah’ındîninde salih kimselerden imdat dilemek, makamlarıyla tevessülde bulunmak veonlara adak adamak yoktur.Bunlar, tevhîdi ortadan kaldıran ibâdettekişirklerdir.Birkimsenin “Ey seyyidim falan, ey mevlam filan, elimden tut, benim için şöyleyap, benim için Allah’a şöyle duâ et, senden ve Allah’tan dilerim, derdimigider,bana şefaat et,” gibi sözler söylemesi veya “Meded ya Resulullah!”demesi, tevekkülde bulunurken Hıristiyanların “Ey Mesih! Ey Meryem!”dedikleri gibi “Ey Ali! Ey Hüseyin!” diyerek onlardan yardım/mededbeklemesi, şirk sözlerden sayılır.Vefatetmiş bir kimse ile tevessülde bulunma inancı, dahaçok tasavvufçular arasında yaygındır.Birtakımşeyhlerin, velilerin hem hayatlarında, hem de öldükten sonra tasarruf sahibiolduklarına inanılmakta, onların himmetleri dilenmekte ve aracı kılınmaktadırlar.Birkimsenin: “Ey seyyidim filan! Allah bana rızk verirse, benim şu dileğimgerçekleşirse senin için şöyle yapacağım,” şeklinde sözler söylemesi,Allah’tan başkasına adak adaması, bir ibâdeti Allah’tan başkası için sarfetmesi anlamına gelir. İslam, bu tür işlerden uzaktır.ﮋ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮊ الأنعام:١٣٦
“Kendizanlarıyla Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan pay ayırarak “BuAllah’ın, bu da ona ortak koştuklarımızındır” dediler. Allah’a ortak koştuklarıiçin ayırdıkları Allah’a ulaşmaz. Allah için ayırdıklarıysa ortak koştuklarınaulaşır. Ne kadar da kötü hüküm veriyorlar.”24"][24]ﮋ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﮊ الأعراف: ١٩٤“Allah’tan başka dua etikleriniz de sizin gibikullardır. Doğrular iseniz onlara dua edin de size karşılık versinler.” 25"][25]ﮋ... ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮊفاطر: ١٣ – ١٤“Allah’tan başka duâ ettikleriniz bir çekirdekzarına bile sahip değillerdir. Onlara duâ etseniz, duânızı duymazlar.Duysalarbile karşılık veremezlerdi.Kıyâmet günü koştuğunuz şirki inkâr edeceklerdir. Sana her şeyden haberdarolan Allah gibi kimse haber veremez.”26"][26]ﮋ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﮊ الأحقاف: ٥ - ٦
“Kıyâmetgününe dek kendisine karşılık veremeyecek olan Allah’tan başkasına duâ eden kimseden daha sapıkkim olabilir? Onlar, duâlarından habersizdirler. İnsanlar hoşrolunduğu vakit onlara düşmankesilecek ve ibâdetlerini inkâr edeceklerdir.”27"][27]Görüldüğügibi Allah’tan başkasına yönelip duâ etmek, peygamberlerin ve salih kimselerinkabirleri üzerine kubbe yapmak, türbeleri başında mum yakmak ve girişlereperdeler asmak gibi câhil kimselerin yaptığı ameller, Peygamber -sallallahu aleyhive sellem-’in sünnetinden ve günümüze dek ona tâbiolanların yolundan değildir.ﮋ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﮊ البقرة: ١٨٦“Kullarımsana benden sorarlarsa, (bilsinlerki) ben (onlara) yakınım. Bana duâ edenin duâsına icâbet ederim. Ohalde bana karşılık versinler, bana îmân etsinler.Umulur ki doğru yolaererler.”28"][28]ﮋ ﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮊ الجن: ١٨“Mescidler Allah’ındır (O'na ibâdet edilmesi içinyapılmıştır).O haldeAllah ile beraber bir başkasına duâ etmeyin (yalvarıp yakarmayın).”29"][29]ﮋ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﮊ غافر: ٦٥“O, Hayy'dır.O'ndan başka hakkıyla ibâdete layıkhiçbir ilah yoktur.O halde dîniona has kılarak Allah’a duâ edin.Hamd, Âlemlerin Rabbi Allah'adır.”30"][30]ﮋ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﮊ غافر: ١٤“Kâfirler istemese de dîni Allah’a has kılarak onaduâ edin.”31"][31]ﮋ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﯾ ﯿ ﰀ ﰁ ﮊ الأنعام: ١٧ “Allah sana bir dert verirse, O'ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir hayrıdokunursa bil ki, O, her şeye güç yetirendir.”32"][32]ﮋ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡﯢ ﯣ ﯤ ﯥﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﮊ النمل: ٦٢ “Duâ ettiğinde zor durumda kalana icâbet ederekzorluğu gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan kimdir? Allah ile beraberbaşka bir ilah mı var? Ne kadar da az düşünüyorsunuz.”33"][33]ﮋ... ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮊفاطر: ١٣ – ١٤“Allah’tan başka duâ ettikleriniz bir çekirdekzarına bile sahip değillerdir. Onlara duâ etseniz, duânızı duymazlar.Duysalarbile karşılık veremezlerdi.Kıyâmet günü koştuğunuz şirki inkâr edeceklerdir. Sana her şeyden haberdarolan Allah gibi kimse haber veremez.”34"][34]Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- debu konuda şöyle buyurmuştur: (( الدُّعَاءُ، هُوَ الْعِبَادَةُ )) ثُمَّ قَرَأَ: ﭽ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭼ [ سورة غافر الآية :60 ] [ رواه الترمذي وأبو داود وابنماجه وأحمد وصححه الألباني ]"Duâ,ibâdetin tâ kendisidir." Sonra şu âyeti okudu: '(Eyinsanlar!) Rabbiniz buyurdu ki: Yalnızca bana duâ edin (bana ibâdetedin) ki duânıza icâbet edeyim. Hiç şüphe yok ki bana ibâdet etmeyi bırakıpbüyüklük taslayanlar, aşağılanarak (zelîl bir halde) cehennemegireceklerdir."35"][35] (( أَفْضَلُالْعِبَادَةِ الدُّعَاءُ )) [ رواه الترمذي وصححه الألباني ]"İbâdetinen fazîletlisi, duâdır."36"][36]((لَيْسَ شَيْءٌ أَكْرَمَ عَلَى اللهِ تَعَالَى مِنْ الدُّعَاءِ )) [رواه الترمذي وصححه الألباني ]"AllahTeâlâ'nın katında duâdan daha fazîletli bir şey yoktur."37"][37]((إِنَّ رَبَّكُمْ تَبَارَكَ وَتَعَالَى حَيِيٌّ كَرِيمٌ يَسْتَحْيِي مِنْ عَبْدِهِإِذَا رَفَعَ يَدَيْهِ إِلَيْهِ أَنْ يَرُدَّهُمَا صِفْرًا )) [رواه أبو داود وصححه الألباني ]"RabbinizTebâreke ve Teâlâ çok hayâlı ve kerîm (O'ndan bir şey istemeden kendisi karşılıksız veren)dir.Mü'min kulu ellerini kendisine kaldırıp duâ ettiğinde, onun ellerini boş çevirmekten(duâsını kabul etmemekten) hayâ eder."38"][38] ((لاَ يَرُدُّ الْقَضَاءَ إِلاَّ الدُّعَاءُ،وَلاَ يَزِيدُ فِي الْعُمْرِ إِلاَّ الْبِرُّ )) [رواه الترمذي وحسنه الألباني ]
"Kazayıduâdan başka bir şey geri çevirmez. Ömrü de iyilikten başka bir şeyfazlalaştırmaz."39"][39](( مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَدْعُو اللهَ بِدَعْوَةٍ لَيْسَ فِيهَاإِثْمٌ وَلاَ قَطِيعَةُ رَحِمٍ إِلاَّ أَعْطَاهُ اللهُ بِهَا إِحْدَى ثَلاَثٍ:إِمَّا أَنْ تُعَجَّلَ لَهُ دَعْوَتُهُ، وَإِمَّا أَنْ يَدَّخِرَهَا لَهُ فِيالْآخِرَةِ، وَإِمَّا أَنْ يَصْرِفَ عَنْهُ مِنْ السُّوءِ مِثْلَهَا، قَالُوا:إِذًا نُكْثِرُ قَالَ: اللهُ أَكْثَرُ )) [رواه الترمذي وأحمد وصححه الألباني ] "Hiçbirmüslüman yoktur ki, içerisinde bir günah veya sıla-i rahimi kesme (yakın akrabaya iyiliktebulunmayı terketme) olmayan bir duâyla Allah’a duâ etsin de Allah da ona üçşeyden birisini vermiş olmasın:1. Ya duâsına icâbetederek istediğini verir.2. Ya âhiret için onusaklar (ecrini âhirette vermekiçin saklar).3. Ya da dünyada onunbenzeri bir belâyı ondan uzaklaştırır.”(Sahâbe): O halde (büyükfaydalarından dolayı) çokça duâ edelim mi? dediler. Rasûlullah -sallallahualeyhi ve sellem- buyurdu ki: Allah, duâlarınıza daha çok icâbet eder (duâlarınızakarşılık size vermiş olduğu lütuf ve ikramı daha fazladır).”40"][40](( إِنَّهُ مَنْ لَمْ يَسْأَلْ اللهَ تَعَالَى يَغْضَبْعَلَيْهِ ))[ رواه الترمذي وصححه الألباني ]"Şüphesizki Allah Teâlâ,kendisinden istemeyene (kendisine yalvarmayana), gazaba gelir (hiddetlenir)."41"][41](( إِنَّ أَعْجَز النَّاس مَنْ عَجَزَ عَنْ الدُّعَاء،وَ أَبْخَل النَّاس مَنْ بَخِلَ بِالسَّلاَمِ )) [ رواه الترمذي وصححه الألباني ]
"Şüphesiz kiinsanların en âcizi, duâ etmekten âciz olanıdır. İnsanların en cimrisi de,selâm vermekten cimrilik yapandır." 42"][42](( إِذَا سَأَلْتَفَاسْأَلْ اللهَ، وَإِذَا اسْتَعَنْتَ فَاسْتَعِنْ بِاللهِ))[رواه الترمذي وصححه الألباني ]
“İstediğiniziAllah’tan isteyin. Yardım dilediğinizde de Allah’tan dileyin.” 43"][43]Allah,kendisinden başkasına duâ etmeyi, ibâdet olarak isimlendirmiştir.ﮋ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮊالأنعام: ٥٦“De ki!Ben Allah’tan başka duâ ettiklerinize ibâdet etmekten nehyolundum.”44"][44]AllahTeâlâ, peygamberlere, velilere ve cinlere duâ edenlere karşılık vermiş onlarainkârda bulunmuştur.Nitekim Allah Teâlâbu konuda şöyle buyurmuştur: ﮋ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ الإسراء: ٥٦- ٥٧ “De ki: Sizden belâyı gidermeye veya çevirmeyegüç yetiremeyen Allah’tan başka iddiâ ettiğiniz ilahlara duâ edin. Duâ ettikleri de hangileri daha yakın olacak diyeRablerine vesile arar, Allah’ın rahmetini umar ve azabından korkarlar. ŞüphesizRabbinin azabı sakınılası bir şeydir.”45"][45]ﮋ ﯼ ﯽ ﯾ ﯿ ﰀ ﰁ ﰂ ﰃ ﰄ ﰅﰆ ﰇ ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍ ﮊيونس: ١٠٦“Sana fayda ve zararveremeyecek olan Allah’tan başkasına duâ etme (yalvarıp yakarma). Eğerbunu yaparsan şüphesiz zâlimlerden olursun.”46"][46]Mekkemüşrikleri de Allah Teâlâ'nın yegâneyaratıcı ve rızık verici olduğuna inanmaktaydılar.Ama onlar putlarla sembolize edilen velilere duâ ederek onları Allah’a yaklaştıranbirer vasıta kabulediyorlardı. Ancak Allah Teâlâ, onların bu vasıtalarını kabul etmemiş ve onları küfürle nitelemiştir.Nitekim Allah Teâlâbu konuda şöyle buyurmuştur: ﮋ ﮆ ﮇ ﮈ ﮉﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮊ الزمر: ٣“Dikkatedin! Halis din Allah’ındır. Ondan başkasını dost edinenler, «Onlara (putlara) ancak bizi Allah’a yaklaştırsınlardiye ibadet ediyoruz»derler. İhtilaf ettikleri konuda Allah hükmünü verecektir.Allah, yalancı kâfire hidâyet etmez.”47"][47]Müşrikler,Allah’a şirk koşmalarına rağmen şiddet ve musibet anlarında yalnızca Allah’a duâetmekteydiler. ﮋ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭ ﭮ ﭯﭰ ﭱ ﭲ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆ ﮇﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞﮟ ﮊ يونس: ٢٢ -٢٣“Sizikarada ve denizde gezdiren odur. Gemideyken tatlı bir rüzgarın yürüttüğü vebununla sevindikleri sırada sert bir fırtına çıkıp dalgalar ve her yöndengeldiğinde, her yerden kuşatıldıklarını anladıklarında dini yalnız Allah’a haskılarak duâ ederler. (Derlerki ‘Bizi bu durumdan kurtarırsan şükredenlerden olacağız.’ (Allah) onlarıkurtardığında ise yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar.»"48"][48]
Müslümanların tevessül konusunda sapmalarının nedenleri:
1) Taklit
Taklit,bir kimsenin sözün delilini bilmeden kabuletmek, delilsiz görüş bildirenin tarafına geçmektir. Mukallid ise delilinibilse de bir kimsenin görüşünü aksi ispatlansa bile kabulde ısrarcı olandır.Taklidinilim olmadığı konusunda ilim ehli arasında ayrılık yoktur.Dolayısıyla mukallidbir kimse âlim olarak nitelenmez. Allah Teâlâ taklidi kınamış ve birçok âyetteondan sakındırmıştır.Nitekim Allah Teâlâbu konuda şöyle buyurmuştur: ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﮊ المائدة:١٠٤“Onlara‘Allah’ın indirdiğine ve Rasûl’e gelin’ denildiğinde, ‘Bize babalarımızdangördüğümüz yeter’ derler. Ya babaları bir şey bilmeyen, doğru yolda bulunmayankimseler idiyse?!”49"][49]ﮋ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﮊ الأنبياء:٥٢ “(İbrahim,kavmine): Şu tapmakta olduğunuz heykeller nedir? Dediler ki: ‘Babalarımızıonlara tapar bulduk.”50"][50]ﮋ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﮊ التوبة: ٣١"(Yahûdiler) Allah'ıbırakıp hahamlarını, (hıristiyanlar da) rahiplerini (Allah'ın haramkıldıklarını helal, helal kıldıklarını da haram kıldıkları hükümlerde onlaraitaat ederek onları) Rabler edindiler. Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı)da ilah edinerek ona ibâdet ettiler. Oysa onlara tek ilah olan (Allah)aibâdet etmeleri emrolunmuştu. O'ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilahyoktur. O (Allah), onların ortak koştuklarından münezzehtir."51"][51]Tirmizî ve başkalarının rivâyet ettikleri hadiste,Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, Tâi kabilesinden Adiyy b. Hâtim'e -Allah ondan râzıolsun- bu âyeti okuyunca, Adiyy b. Hâtim:"Ey Allah'ınRasûlü! Biz onlara ibâdet etmiyoruz (onları Rabler edinmiyoruz) ki" dediBunun üzerinePeygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-:"Onlar size,Allah'ın haram kıldığını helal kıldığında siz de onu helal kılmıyor ve Allah'ınhelal kıldığını da haram kıldığında siz de onu haram kılmıyor muydunuz?" diye sordu. Adiyy b.Hâtim-Allah ondan râzı olsun-: "Evet" dedi.Bunun üzerinePeygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-:"İşte budavranış, onlara yapılan ibâdettir"52"][52]buyurdu.Dolayısıyla helal ve haram tayin etmede, Allah Teâlâ ve O'nunelçilerini (peygamberlerini) bırakıp bu kimseleri yetkili tanıdılar.Âlimler ve müçtehid imamlar dataklitten sakındırmışlardır. Zira taklit, ayrılık ve müslümanlar safında zayıflıknedenidir. Birlik, tâbi olmada ve ihtilaf durumunda Allah ve Rasûlü’nüngörüşüne yönelmektedir. Bu nedenle ilk Kur’an neslini tüm meselelerde tek birkişiyi otorite bilip taklit ederken göremiyoruz. Dört İmam da görüşlerindebağnaz davranmamışlardır.Ayrıca kullandıkları delilleri bilmeksizinkendilerinin taklit edilmesini de yasaklamışlardır.
2) Bazı âyetleri alıpdiğerlerini terketmek:
İnsanlarıntevessül konusundaki çarpık anlayışlarının birçoğu, anlamlarındaki mücmellik vemüştereklikten kaynaklanmaktadır.Sonuçta birçok kimsenin bu konuda kesin vegerçek bilgiye sahip olmadığını görmemiz mümkündür.“Vesile”lafzı, Kur’an-ı Kerim’de şu iki âyette geçmektedir:ﮋ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﮊ المائدة: ٣٥“Eyîmân edenler!Allah’tan korkun ve O’na(yaklaşmaya,sevilmeye) vesile arayın; O’nun yolunda cihad ediniz ki kurtuluşaeresiniz.” 53"][53]Ve:ﮋ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ الإسراء: ٥٦- ٥٧ “De ki: Sizden belâyı gidermeye veya çevirmeyegüç yetiremeyen Allah’tan başka iddiâ ettiğiniz ilahlara duâ edin. Duâ ettikleri de hangileri daha yakın olacak diyeRablerine vesile arar, Allah’ın rahmetini umar ve azabından korkarlar. ŞüphesizRabbinin azabı sakınılası bir şeydir.”54"][54]Buâyet-i kerimelerde görülüyor ki “Vesile”: “Allah’a yakınlaşmak için bir yol” ve“Ona yakınlık sağlayacak şeyler demektir.”Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöylebuyurmuştur:ﮋ ... ﰐ ﰑ ﰒ ﰓ ﰔ ﰕ ﰖ ﰗ ﰘ ﰙ ﰚ ﰛ ﰜ ﰝ ﮊ الكهف: ١١٠
“...Her kim Rabb’ineyaklaşmayı arzu ediyorsa, iyi (salih) amel işlesin veRabb’ine ibâdette hiç kimseyi ortak koşmasın.”55"][55]ﮋ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ الإسراء: ٥٧ “De ki: Sizden belâyı gidermeye veya çevirmeyegüç yetiremeyen Allah’tan başka iddiâ ettiğiniz ilahlara duâ edin. Duâ ettikleri de hangileri daha yakın olacak diyeRablerine vesile arar, Allah’ın rahmetini umar ve azabından korkarlar. ŞüphesizRabbinin azabı sakınılası bir şeydir.”56"][56]ﮋ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﮊ سبأ: ٣٧ “(Ey insanlar) Sizi bizeyaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır. Ancak îmân eden ve salih amel işleyenkimseler için durum böyle değildir. Onlar için, yaptıklarına karşılık kat katmükafat vardır. Onlar cennet odalarında güven içindedirler.”57"][57]ﮋ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﮊ التوبة: ٩٩“Bedevilerden öylesi devardır ki, Allah’a ve Ahiret gününe inanır, Harcayacağını Allah katındayakınlığa ve Peygamberin duasını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıklarımal, Allah katında) onlar için bir vesiledir (yani yakınlıktır) Allahonları rahmetine sokacaktır. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”58"][58]Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- debir hadislerinde şöyle buyurmuştur: (( أَيُّهَا النَّاسُ! اتَّقُوا اللهَ وَأَجْمِلُوا فِي الطَّلَبِ،فَإِنَّ نَفْسًا لَنْ تَمُوتَ حَتَّى تَسْتَوْفِيَ رِزْقَهَا، وَإِنْ أَبْطَأَعَنْهَا فَاتَّقُوا اللهَ وَأَجْمِلُوا فِي الطَّلَبِ خُذُوا مَا حَلَّ وَدَعُوامَا حَرُمَ ، فَإِنَّاللهَ تَعَالَى لاَ يُنَالُ مَا عِنْدَهُ إِلاَّ بِطَاعَتِهِ )) [رواه ابن ماجه وصححه الألباني ] “Ey insanlar! Allah’tan sakının ve rızkınızı güzel yoldan arayın (rızık talep ederken itidalli olun).Hiçbir nefis,rızkı gecikse de, rızkını yiyip bitirmeden kesinlikle ölmeyecektir. Allah’tansakının ve rızkınızı güzel yoldan arayın. Allah'ın helal kıldığını alın, haramkıldığını ise bırakın.Allah'a nezidinde olanı, ancak itaat etmekle eldeedebilirsiniz."59"][59]Allah Teâlâ şöyle buyrumuştur:ﮋ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠﮡ ﮊ الشورى: ٢٦“Allah îmân edip salih amel işleyenlerin duâlarını kabul eder ve kendi kereminden onlara istediklerinden de fazlasını verir.”60"][60]ﮋ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮊ الأنعام:١٥٣“İşte dosdoğru yolum budur.Ona tâbi olun. Başka yollara uymayın. Bu yollar sizi onun yolundan ayırır.Allah sakınasınız diye size böyle emreder.”61"][61]ﮋ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫﭬ ﭭ ﭮ ﭯ ﭰ ﮊالأعراف: ٣
“Rabbinizden sizeindirilene tâbi olun. Ondan başkasınıdost edinip ona uymayın. Ne kadar az ögüt alıyorsunuz.” 62"][62]ﮋ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ ﮊ الزمر: ٥٥“Farkında olmaksızın, ansızın size azap gelmeden önceRabbinizden size indirilenin en güzeline tâbi olun.”63"][63]Buâyet-i kerimelerde ve hadislerden açıkçaanlaşılıyor ki, Allah Teâlâ'nın aranmasını emrettiği“vesile” salih ameldir.Yani, AllahTeâlâ'nıninananlara aramalarını emrettiği “vesile”nin tamamı, sadece Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'ingetirdiğine tâbi olmak suretiyle AllahTeâlâ'ya tevessül, yakınlık ve arayıştır. Allah Teâlâ'ya yakınlık aramanın tek yoluda işte budur. Bu konuda müfessirler arasında ihtilaf yoktur. İbn-i Kesirtefsirinde müfessirlerin bu konudaki ittifakını nakleder.
3) Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessül üç kısımdır:
Tümbunlardan zatlar ile tevessülün meşru olmadığı anlaşılmaktadır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessül ise Muhammed b. Salih el-Useymin’inbelirttiği gibi üç kısımdır.a)O’na îmân ve bağlılık ile tevessülde bulunmak. Bu, sağlığında câiz olduğu gibivefatından sonra da câizdir.b)Duâsıyla tevessülde bulunmak, ondan duâ istemek.Bu, sağlığında câizdir ancakvefatından sonra câiz değildir.Zira ölmüş kimseden duâ istenmez. Bu câiz olsaydı, Ömer -Allah ondan râzı olsun-,Abbas -Allah ondan râzı olsun- iletevessülde bulunmaz, kabre gelerek Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- duâ talep ederdi.c)Allah katındaki makam ve mevkii ile tevessülde bulunmak.Bu, ne sağlığında ne devefatından sonra câiz değildir.Zira bu kişinin amelinden olmadığı için istenilenamaca ulaştırmaz. Dolayısıyla «vesile» kavramının kapsamı dışındadır.
SON SÖZ
Allah’a,güzel isimleri ve yüce sıfatları, salih amel ve salih kimselerin duâlarıylayapılan tevessülün dışındaki uygulamalar delilsizdir.Müslümanlar, şirke kapıaçabilecek bu uygulamalardan kaçınmalıdırlar.Muvahhid kul, kendisini ya büyükşirke, ya küçük şirke veya haram kılınmış bir bid'atesürükleyen bid'at tevessül şekillerinden kendimenfaati gereği sakınmalı, uzak durmalıdır. Bu tür uygulamalar, duâdan beklenenkarşılığı iptal edentaşkın davranışlardır. Zira Allah Teâlâ, kendi koyduğu kurallar dahilindeyapılmayan duâyı kabuletmez.Muvahhidkul, duâsını, Kur’an ve Sünnette geçen duâlardan seçmeye gayret göstermelidir.Onlarınsağladığı faydayı hiçbir duâ sağlayamaz. Bu duâlar, kabul edilmeye daha layık olduğu gibi kişiyebüyük bir sevap da kazandırılır.Meşruve bid'at tevessül konusunda geniş bilgisahibi olmak isteyenler aşağıdaki kitaplardan faydalanabilirler:1-Kâidetun Celiyye fi’t-Tevessül ve’l-Vesile: İbn-i Teymiyye’nindir. 2-et-Tevessül - Envâuhu ve Ahkâmuhu. Nasıruddin Elbânî’nindir.3-et-Tevassul ilâ Hakikati’t-Tevessül: Muhammed Nesib er-Rıfzî.4-Tuhfe’tü’l-Kârî fi’r-Radd-i Ale’l-Gamari: Hammad b. Muhammed5-Hâzihi Mefâhîmunâ: Salih b. Abdulaziz Âl-i Şeyh6-Sıyane’tü’l-İnsan an Vesvese’ti’ş-Şeyh Dahlan: Muhammed Beşir es Sehsevânî.7-Ğâye’tü’l-Emânî fi’r-Radd-i Ale’n-Nebhânî:Ebu’l- Mezli el-Alusi.8-Akîde’tü’l-Mü’min: Ebu Bekr el-Cezâirî.9-Keyfe Nefhemu’t-Tevessül: Muhammed b. Cemil Zeyno10- Fetâvâ'l-Lecneti’d-Dâimeli’l-Buhûsi’l-İlmiyye ve’l-İftâ:cilt 15, shf. 330.Muhammed Şahin
1"][1]İbn-i Manzur
2"][2]İbn-i Kesir,Kurtubî ve Alusî
3"][3]Mâide Sûresi:35
4"][4]NisâSûresi: 59
5"][5]A'rafSûresi: 180
6"][6]YunusSûresi: 12
7"][7]İsrâSûresi: 67
8"][8]En'âmSûresi: 40-41
9"][9]BakaraSûresi: 127-128
10"][10] Âl-i İmranSûresi: 16
11"][11] Âl-i İmranSûresi: 53
12"][12] Âl-i İmranSûresi: 53
13"][13] Buhârî ve Müslim
14"][14] EnbiyâSûresi: 83
15"][15] EnbiyâSûresi: 83
16"][16] HaşrSûresi: 10
17"][17] YusufSûresi: 98
18"][18] YusufSûresi: 98
19"][19] YusufSûresi: 98
20"][20] Buhârî ve Müslim
21"][21] En'âmSûresi: 38
22"][22] A'râfSûresi: 180
23"][23] NisâSûresi: 64
24"][24] En'am Sûresi:136
25"][25] A'raf Sûresi:194
26"][26] Fâtır Sûresi:13-14
27"][27] Ahkâf Sûresi:5-6
28"][28] Bakara Sûresi:186
29"][29] Cin Sûresi:18
30"][30] Mü'min (Ğâfir) Sûresi:65
31"][31] Mü'min (Ğâfir) Sûresi:14
32"][32] En'am Sûresi:17
33"][33] Neml Sûresi:62
34"][34] Fâtır Sûresi:13-14
35"][35]Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn-i Mâce ve Ahmed rivâyet etmişler,Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
36"][36]Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
37"][37]Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
38"][38]Ebû Dâvûd rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih'demiştir.
39"][39]Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, hasen' demiştir.
40"][40] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
41"][41] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
42"][42] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
43"][43] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahih' demiştir.
44"][44]En'am Sûresi: 56
45"][45]İsrâ Sûresi: 56-57
46"][46]Yunus Sûresi: 106
47"][47]Zimer Sûresi: 3
48"][48]Yunus Sûresi: 22-23
49"][49]Mâide Sûresi: 104
50"][50]Enbiyâ Sûresi: 52
51"][51] Tevbe Sûresi: 31
52"][52] Tirmizî, İbn-i Cerîr ve başkaları rivâyetetmişlerdir.
53"][53]Mâide Sûresi:35
54"][54]İsrâ Sûresi: 56-57
55"][55]Kehf Sûresi: 110
56"][56]İsrâ Sûresi: 56-57
57"][57]Sebe Sûresi:37
58"][58]Tevbe Sûresi: 99
59"][59]İbn-i Mâce rivâyet etmiş, Elbânî de hadis sahihtir,demiştir.
60"][60]Şurâ Sûresi:26
61"][61]En'am Sûresi: 153
62"][62]A'raf Sûresi: 3
63"][63]Z]mer Sûresi: 55