Müslüman Bir Kimsenin Salihlerin Mezarında Veya Türbesinde Allah'a İbadet Etmesi Sakıncalıdır
Aişe radiyAllahu anh şöyle rivayet eti:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in bir hastalığında kadınlarından bazıları Habeş diyarında gördükleri (Mariye denilen bir kiliseden) bahsetmişlerdi. Rasulullah'ın zevcelerinden Ümmü Seleme ve Ümmü Habibe radiyAllahuanhuma vaktiyle Habeşistan'a hicret ettikleri zaman gördükleri bu kilisenin güzelliğini ve içindeki kıymetli resimleri bize anlatıyorlardı. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem hemen başını kaldırdı ve:
"Habeşliler öyle kimselerdi ki bunlardan salih bir kişi ölünce hemen onun kabri üzerine mescid yaparlar. Ve o salih kimsenin bir resmini o mescide koyarlar. Bunlar Allah katında halkın en şerlileridir" buyurdu. (Buhari - Müslim)
Hadiste;
"Bunlar Allah katında halkın en şerlileridir" geçmektedir.
Zira bu kimselerin yaptıkları ameller büyük şirke yol açabilecek amellerdi.
Şirk ise; en büyük ve en şiddetli zulümdür. Bu sebeple şirke vesile olan ameli yapan kimseler gerçekten halkın en şerlilerindendir.
Aişe radiyAllahu anh şöyle rivayet etti:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ahirete göçme sebebi olan hastalığında:
"Allah yahudi ve hristiyanlara lanet etsin. Bunlar rasullerinin kabirlerini birer mescid edindiler." buyurmuştu.
Bundan dolayı böyle bir endişe olmasaydı sahabeler Rasulullah'ın kabrini yükseltirlerdi. Fakat ben mescid edinilmesinden korkarım." (Buhari - Müslim)
Cündüp b. Abdullah radiyAllahu anh dedi ki:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in vefatından beş gün önce şöyle dediğini duydum:
"Sizden bir halilim (çok fazla sevdiğim) olmasından Allah'a sığınırım. Allah, İbrahim'i halil edindiği gibi beni de kendine halil edindi. Şayet ümmetimden birini halil edinecek olsaydım Ebu Bekir'i halil edinirdim. Sizden önceki kavimler rasullerinin kabirlerini mescid ediniyorlardı. Sakın kabirleri mescid edinmeyin. Sizi böyle yapmaktan men ederim." (Müslim)
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ölümünden beş gün önce bu mesele ile ilgili haber vermesi bu meselenin önemli olduğunu ve Rasulullah'ın tevhidi korumak için çok azimli olduğunu gösterir. Çünkü tevhid bütün rasullerin davetinin özüdür. Ayrıca tevhid, Allah'a olan taatlerin en değerlisidir.
İşlenen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, eğer tevhidi bozmayacak şekilde işlenmişse şirkten daha hatiftir.
Zira tevhid, günah işleyen kimsenin günahının cezasını çekmesi sonrası veya hiç ceza çekmeden Allah'ın o kimseye rahmet etmesi sonrası cennete girmeyi, dolayısıyla ebedi kurtuluşu sağlar.
Tevhidi bozan şirk ise; kişinin ebedi cehennemde kalmasını, dolayısıyla ebedi bir hüsrana uğramasını sağlar.
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ümmetini şirkten ve ona götüren yollardan uzaklaştırmak için işte bu sebeple çok çaba göstermiştir.
Kabirler üzerinde mescid inşa etmek de onun sakındırdığı, şirke yol açabilecek amellerden birisidir. İşte bu; Rasulullah'ın ümmetine karşı ne kadar merhametli olduğunu göstermektedir.
İyi bilinmelidir ki; kabirler üzerinde mescit inşa etmek caiz değildir. Çünkü bu, şirke yol açar ve zaman geçip ilim azaldıkça mezardaki ölüye ibadet etmeye sevkeder.
O halde şirkten ve şirke ulaştıran yollardan uzak durmak gerekir. Kendisini şirke götürecek ameller yapan; örneğin; salih bir kimsenin mezarında Allah'a ibadet eden kimselere sert tavır takınmak gerekir.
Yine belli bir kabir tayin edip orada namaz kılmak için yolculuk yapmamak gerekir. Çünkü böyle yapmak, o yeri mescid edinmek manasına gelir. İşte bu sebeple Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem kabirlere karşı namaz kılmayı yasaklamıştır.
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kabirlere karşı namaz kılmayın" (Müslim)
İbn-i Mesud radiyAllahu anh, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"İnsanların en şerlileri, kıyamet koptuğu zaman hayatta bulunanlar ve kabirleri mescid haline getirenlerdir."
(Ahmed, İbni Huzeyme ve Ebu Hatim sahih senedle rivayet etti. İbni Teymiye bu hadis için sahih dedi)
Mezarların üzerine mescid inşa edilmese bile onun yanında namaz kılmak kabri mescid edinmek demektir. Çünkü her namaz kılınabilen yer mescid sayılır.
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyuruyor:
"Yeryüzü benim için tümüyle temiz bir mescid kılındı." (Buhari - Müslim)
Ebu Said el-Hudri radiyAllahu anh'den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Yeryüzü mezarlık ve hamamlar dışında tümüyle mesciddir." (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mace, Ahmed sahili senedle rivayet ettiler)
Kabirlerin üzerine mescid inşa etmek veya yanında namaz kılmak şirke sebep olabileceğinden Allah rızası için yapılsa bile bütün alimlerin ittifakıyla haramdır.
Aişe radiyAllahu anh şöyle rivayet eti:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in bir hastalığında kadınlarından bazıları Habeş diyarında gördükleri (Mariye denilen bir kiliseden) bahsetmişlerdi. Rasulullah'ın zevcelerinden Ümmü Seleme ve Ümmü Habibe radiyAllahuanhuma vaktiyle Habeşistan'a hicret ettikleri zaman gördükleri bu kilisenin güzelliğini ve içindeki kıymetli resimleri bize anlatıyorlardı. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem hemen başını kaldırdı ve:
"Habeşliler öyle kimselerdi ki bunlardan salih bir kişi ölünce hemen onun kabri üzerine mescid yaparlar. Ve o salih kimsenin bir resmini o mescide koyarlar. Bunlar Allah katında halkın en şerlileridir" buyurdu. (Buhari - Müslim)
Hadiste;
"Bunlar Allah katında halkın en şerlileridir" geçmektedir.
Zira bu kimselerin yaptıkları ameller büyük şirke yol açabilecek amellerdi.
Şirk ise; en büyük ve en şiddetli zulümdür. Bu sebeple şirke vesile olan ameli yapan kimseler gerçekten halkın en şerlilerindendir.
Aişe radiyAllahu anh şöyle rivayet etti:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ahirete göçme sebebi olan hastalığında:
"Allah yahudi ve hristiyanlara lanet etsin. Bunlar rasullerinin kabirlerini birer mescid edindiler." buyurmuştu.
Bundan dolayı böyle bir endişe olmasaydı sahabeler Rasulullah'ın kabrini yükseltirlerdi. Fakat ben mescid edinilmesinden korkarım." (Buhari - Müslim)
Cündüp b. Abdullah radiyAllahu anh dedi ki:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in vefatından beş gün önce şöyle dediğini duydum:
"Sizden bir halilim (çok fazla sevdiğim) olmasından Allah'a sığınırım. Allah, İbrahim'i halil edindiği gibi beni de kendine halil edindi. Şayet ümmetimden birini halil edinecek olsaydım Ebu Bekir'i halil edinirdim. Sizden önceki kavimler rasullerinin kabirlerini mescid ediniyorlardı. Sakın kabirleri mescid edinmeyin. Sizi böyle yapmaktan men ederim." (Müslim)
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ölümünden beş gün önce bu mesele ile ilgili haber vermesi bu meselenin önemli olduğunu ve Rasulullah'ın tevhidi korumak için çok azimli olduğunu gösterir. Çünkü tevhid bütün rasullerin davetinin özüdür. Ayrıca tevhid, Allah'a olan taatlerin en değerlisidir.
İşlenen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, eğer tevhidi bozmayacak şekilde işlenmişse şirkten daha hatiftir.
Zira tevhid, günah işleyen kimsenin günahının cezasını çekmesi sonrası veya hiç ceza çekmeden Allah'ın o kimseye rahmet etmesi sonrası cennete girmeyi, dolayısıyla ebedi kurtuluşu sağlar.
Tevhidi bozan şirk ise; kişinin ebedi cehennemde kalmasını, dolayısıyla ebedi bir hüsrana uğramasını sağlar.
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ümmetini şirkten ve ona götüren yollardan uzaklaştırmak için işte bu sebeple çok çaba göstermiştir.
Kabirler üzerinde mescid inşa etmek de onun sakındırdığı, şirke yol açabilecek amellerden birisidir. İşte bu; Rasulullah'ın ümmetine karşı ne kadar merhametli olduğunu göstermektedir.
İyi bilinmelidir ki; kabirler üzerinde mescit inşa etmek caiz değildir. Çünkü bu, şirke yol açar ve zaman geçip ilim azaldıkça mezardaki ölüye ibadet etmeye sevkeder.
O halde şirkten ve şirke ulaştıran yollardan uzak durmak gerekir. Kendisini şirke götürecek ameller yapan; örneğin; salih bir kimsenin mezarında Allah'a ibadet eden kimselere sert tavır takınmak gerekir.
Yine belli bir kabir tayin edip orada namaz kılmak için yolculuk yapmamak gerekir. Çünkü böyle yapmak, o yeri mescid edinmek manasına gelir. İşte bu sebeple Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem kabirlere karşı namaz kılmayı yasaklamıştır.
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kabirlere karşı namaz kılmayın" (Müslim)
İbn-i Mesud radiyAllahu anh, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"İnsanların en şerlileri, kıyamet koptuğu zaman hayatta bulunanlar ve kabirleri mescid haline getirenlerdir."
(Ahmed, İbni Huzeyme ve Ebu Hatim sahih senedle rivayet etti. İbni Teymiye bu hadis için sahih dedi)
Mezarların üzerine mescid inşa edilmese bile onun yanında namaz kılmak kabri mescid edinmek demektir. Çünkü her namaz kılınabilen yer mescid sayılır.
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyuruyor:
"Yeryüzü benim için tümüyle temiz bir mescid kılındı." (Buhari - Müslim)
Ebu Said el-Hudri radiyAllahu anh'den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Yeryüzü mezarlık ve hamamlar dışında tümüyle mesciddir." (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mace, Ahmed sahili senedle rivayet ettiler)
Kabirlerin üzerine mescid inşa etmek veya yanında namaz kılmak şirke sebep olabileceğinden Allah rızası için yapılsa bile bütün alimlerin ittifakıyla haramdır.