Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Türkiye Hizbullah'ı Hakkında Detaylı Bilgi Verir misiniz?

G Çevrimdışı

Güllü Hilal

Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu Aleykum we rahmetullahi we berekatuhu hocam.

Türkiye Hizbullahı(yada Kürt Hizbullahı) olarak anılan oluşum kimdir? Ne için kurulmuştur ve amacı nedir? Bir zamanlar Türkiye de iddia edildiği gibi El Kaide bağlantısı olmuşmudur? (Özellikle 11 eylül, Usame bin Ladin şehid olduktan sonra ve Charlie Hebdo olaylarında el Kaide'ye destek veren beyanlar yayınladıkları için böyle söylendi). İlk dönem ve şimdiki itikadı/menheci arasında fark varmıdır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
Türkiye'nin güneydoğusunda 80 öncesi Hüseyin Velioğlu tarafından İslam'i bir Devletin meydana gelmesi maksadıyla oluşturulan Hizbullah, muntesiblerinin ağırlığının kürtlerden oluştuğu silahlı bir hareket cemaatıdır.
Gerek yüksek derecedeki yöneticilerinden gerek gönüllü elemanlarından Şii ve Şia sempatizanları olanlar bulunmaktadır. Şia sevdası ve İran ilişkisi bazı çalgılı neşidlerinden de anlaşılmaktadır. Zaten yönetici kadrosunun İran ile ilişkileri, ziyâretleri buna büyük işarettir. Bazı yöneticilerin ve Huseyin Velioğlu'nun Şia olmaması veya Sunni olması, İran istihbaratı ile birbirlerini karşılıklı kullandıkları, istismar ettiklerini ortaya koymaktadır.

Hizbullah cemaatının çökmesinin büyük musebbiblerinden, Şii yöneticilerden Abdulaziz Tunç'un şu itirafları da bunu göstermektedir:


Bilindiği kadarıyla Menzilciler daha fazla Şiileşmiş. Siz de benzer bir duruma düşmekten mi korkuyordunuz?
TUNÇ - Hüseyin böyle bir duruma hiç izin vermezdi. Aksi takdirde cemaatte Caferileşme alıp başını giderdi, çünkü hepimizin İran’a çok büyük sempatimiz vardı. Hatta ben kendim kalben Caferiydim. Evimde de Caferi usulüne göre namaz kılardım. Fikir olarak da Ali Şeriati, Humeyni ve Mutaharri’den etkilenirdim. Örgütten ayrılıncaya kadar da bu düşünceler bende vardı. Şafılik, Hanefilik düşüncesinden uzaktım. Sünniliği çok basit görüyordum. Her iki mezhebin kitaplarını okuyup karşılaştırınca aralarında dağlar kadar fark gördüm.

Bu biraz konjonktürel değil mi? İran’da devrim olduğu için böyle düşünüyordun belki. Seyyid Kutup okumak yetmiyor muydu?
TUNÇ - Hayır yetmiyor. Pakistanlıların, Mısırlıların, Iraklıların, Lübnanlıların, İranlıların tüm kitaplarını okurduk, Türkiyeli yazarların kitaplarını da çok basit görürdük. Türkiyelilerin kitaplarını camilerdeki çocuklara okuturduk.

Birçok konuda PKK ile aynılaşma yaşamışsınız. PKK’yi kıskanıyor muydunuz?
TUNÇ
- Çok. Çok kıskanıyorduk ve ben kendisiyle muhatap olduğum süre içerisinde de Hüseyin’in Apo’yu müthiş bir şekilde kıskandığına şahit oldum. Her vesileyle Apo’ya nefretini dile getirirdi.

Şahsen tanışıyorlar mıymış?
TUNÇ
- Bilmiyorum, ama aynı okulda okumuşlar. Ama Apo, Hüseyin’den önce okumuş. Tanıştıklarını zannetmiyorum.

Ama bazı önemli PKK’lilerle tanışmış olabilir.

TUNÇ - Onu bilmiyorum ama ben Mahsun Korkmaz’la aynı dönemde aynı okulda okudum, hatta evlerimiz de yakındı. Mehmet Şener’le aynı mahalledendik. PKK’nin Batmanlı liderlerinin hemen hemen hepsini tanırım. PKK’nin gelişimi bizi endişelendiriyordu. Halkın bizden koptuğunu düşünüyorduk. Bu yüzden 1991’deki topyekûn çatışmadan önce okullarda ve sokaklarda çatışmalar başladı. 1991’de öldürmeler başladı.
***
Her grup gerçek İrancının kendisi okluğunu iddia ederdi.
TUNÇ - Doğrudur. Mesela Menzilciler, “Biz İran’da bir ayetullaha bağlıyız, Hüseyin Velioğlu ise kendi başınadır, sıradan insanlarla ilişkisi var” diyorlardı. Halbuki onların hiç tahmin etmediği insanlarla ilişkisi vardı.

Hizbullah partilere nasıl bakıyordu? Mesela 1994 yerel seçimlerinde RP, PKK’nin boykot çağrısına rağmen seçime girerken size mi güvendi?

TUNÇ - Hayır. Tabanda, cemaatin haberi olmadan RP’ye oy verenler olmuştur. Ama cemaat bütün partilerden uzak duruyordu. RP’ye de aynı gözle bakıyordu. Tabii bazı RP’liler hem Hizbullah tabanını kazanmak, hem de Hizbullah’ın gelişimine karşı kendi tabanlarını tutmak için arada sırada “Gerçek Hizbullahi Refah’tır” gibi bazı mesajlar verebiliyorlardı. Çünkü Hizbullah örgütü genişleye genişleye RP’yi zorluyordu. RP tabanını kazanmaya çalışıyorduk; kazanıyorduk da. Hatta bazı RP’liler, Hizbullah’ı “Siyonistlerin uzantısı” olarak bile tanımladı.


Videoda röportajdaki hoca Abdulhâkim (Velioğlu) kardeşim ile 20 yıl kadar önceleri sık görüşürdük. Abdulhâkim kardeşim, (inşeAllah) Şehid Huseyin Velioğlu'nun öz yeğeni olmaktadır. Ben o sıralar Nureddin Şirin, Mustafa İslamoğlu gibi İran'a sık sık gitmesi, ilişkileri olması ve cemaatte Şii'lerin de bulunması, başta Şehidler Kervanı çalgılı ezgi kaset serilerinde yer yer Şii'lere ithaf sözler olması sebebiyle Huseyin Velioğlunun' da Şii olabileceği şubhesindeydim. Çünkü o zamanlar İran'a bu üçünden selam söyleyerek giden özel olarak ağırlanırdı. Bu durumu kendisine sorduğum yeğeni Abdulhâkim, öyle olmadığı, aksine sunni olduğunu söylemiş, beni bu konuda bilgilendirmişti. Aynı zamanda Şii itirafçı Abdulaziz Tunç da üstteki beyanlarında Huseyin Velioğlu'nun sunni olduğunu söylemiştir.

Cemaate yapılan operasyonlar neticesinde cemaatin büyük çoğunluğu zindana atılmış ve çok uzun süreler hapiste kalmışlardır. Operasyon sonucunda büyük çoğunluğu (Huda par) Demokratik siyasi mucâdeleye ve Dernekleşerek legal çalışmalara kaymıştır.
Operasyonda büyük darbe yemesine rağmen cemaat, Kısa süre sonrasında (Ocak 2001) PKK'(lılar)ın çok sevdiği Diyarbakır Emniyet müdürü Ali Gaffar Okkan'a suikast ile infaz ederek tepki göstermiştir.

Yine o yıllarda (Temmuz 98) feminist müslüman(!) yazar Konca Kuriş kaçırılıp, sorgudan sonra infaz edildiği, Yaşar Nuri Öztürk'e sıra gelmeden operasyona mağdur oldukları meşhurdur.

Türkiye Hizbullah cemaatinin kuresel cihad vizyonlu el Kaide ile bir ilişkisi veya bağlantısı yoktur. En azından ben öyle biliyorum ve düşünüyorum. El Kaide ve Şehid Usame bin Ladin'in genel olarak Türk halkı tarafından yaygın olarak duyulması İkiz kule ve Pentagon ameliyesi (Eylul 2001) ile olmuştur. Her ne kadar 98 yılında Kenya'nın başkenti Nairobi'de ABD büyükelçiliğini gümletmesi ve 2000 yılında körfezde ABD USS Cole savaş gemisine ses getirici saldırı yapmış olsa da, yurt ve dünya genelinde duyulması 11 Eylül ile olmuştur.

Hizbullah cemaatinin 90'lı yıllarda Bosna ve 95 - 2000 başlarında süren Çeçen cihadı hakkında bir beyanlarını ben bilmiyorum. İkiz kule ameliyesi dünyada ABD düşmanı kafir ülkeler tarafından bile olumlu mesajlarla desteklendiği olmuştur. Şeyh Usame'nin şehâdeti 2011 yılında ve ummetin Peygamberine yapılan (Charli Hebdo) hakâretin cezalandırılması 2015 yılında olmuştur. Ben (ferdi açıklamalar olmuş olabilir) Hizbullah cemaatının bu konularda bir açıklamasını duymadım, hatırlamıyorum. Olmuş olsa da, cemaatin vizyonunu geliştirmiş olması olumlu bir gelişmedir.

Hizbullah Cemaatinin detaylı durumunu Abdulhakim hoca kardeşimden tâkib etmenizi öneririm. Bu konuda diye(bile)ceklerim bu kadardır.
 
Üst Ana Sayfa Alt