Haber geçen haftanın . Gözden kaçmış
Güncelleme: 10:50, 19 May 2014 Monday
Ukrayna'da Cihat Çağrısı
Muhacir Ordusu Lideri Abdulkerim Kırımski Ukrayna'da cihat yoluna girilmesi çağrısında bulundu
incanews / Haber Merkezi
Muhacir Ordusu'nun Kafkasya kökenli lideri, Ukrayna'daki Müslümanları Rusya'ya karşı cihat etmeye çağırdı.
Ceyşul Muhacir Ve Ensar Grubu Liderinin yardımcısı Abdul Kerim KırıAbdulmski 'Kırımlı Tatarların ve Ukraynlı Müslümanların cihat yoluna girmeleri gerektiğini' söyledi.
Kırımski, söz konusu açıklamasını Muhacir Ordusu lideri Selahaddin Şişani ile beraber görüntülendiği video konuşmasında yaptı.
Kırımlı Tatar olan Kırımski, konuşmasında 'yeni beldeler açıp kafirleri hezimete uğratmalısınız' dedi.
"Burada (Suriye'de) Müslümanlar izzetle özgürce gezebiliyorken Kırım ve Ukrayna'ya giden Müslüman ve Tatarların zelil bir halde olduklarını görüyoruz."
Ayrıca Kırımski, 'cihat etmek için hicret edemeyenlerin bu görevlerini memleketlerinde ya da Moskova yahut Polonya'da yerine getirmesi gerektiğini' söyledi.
Kırımski konuşmasını "(Kırım'da) kalan kardeşlerime izzeti hissetmeleri gerektiğini böylece cihat yoluna başlayabileceklerini söylemek istiyorum" ifadeleri ile sürdürdü.
"Eğer Şam gibi İslam beldelerine gelemiyorlarsa Moskova'ya ve Polonya'ya gitsinler, çünkü kafirler orada ve dininizi yok edinceye dek durmayacaklar" dedi.
Kırımski Ukrayna'daki Müslümanların Kafkas Emirliği örneğini takip etmeleri gerektiğini de ifade etti.
Амир Салахаддин Шишани и наиб Абдул Карим Крымский: О Лерамоне, Крыме и Джихаде
Ümmetin Kuzey toprakları: Kırım tarihi
Yayınlama zamanı: 2 Nisan 2014, 00:28
Son gündemlerde Suriye ile beraber dünya gündemden düşmeyen bir yer var: Kırım. Yapılan halk oylamasında Rusya'ya bağlanma kararı alan Kırım, bugünlerde her ne kadar Amerika-Avrupa ile Rusya arasında kimin olacak kavgasının ortasında kalsa da, aslında bir zamanlar Şeriat ile yönetilen İslam topraklarıydı.
Bizler için ikinci bir Endülüs faciası olsa da Kırım'ı asla kalbimizden ve zihinlerimizden çıkarmamalıyız. Bunun için ilk adım da Kırım tarihini bilmekten geçer.
Türk kökenli olan Tatarların Kırım yarımadasındaki geçmişi 6. yüzyıla kadar uzanır. Cengiz Han'ın torunları tarafından kurulan Altınorda devletinin dağılmasından sonra Kırım hanlığı kuruldu. 1475 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı himayesine alınan Kırım hanlığı, kendi içinde bağımsız olup bölgeyi kendi topraklarına katmaya devam etti. Günümüzde Rusya Kırım'da söz sahibi olsalar da, bir zamanlar Kırım Rusya üzerinde söz sahibiydi. 1521'de Kırım hanı Mehmet Giray, Moskova'yı kuşatıp Rusya'yı yenerek vergiye bağladı. Ruslar Kırım'a bu vergiyi 1. Petro zamanına kadar ödemeye devam ettiler[link].
Osmanlı'ya Avrupa'daki seferlerinde yardımcı kuvvet olan Kırım hanlığı, yaklaşık 300 yıl Osmanlı'nın hâkimiyeti altında kaldı. Çarlık Rusya'nın güçlenmesi ile yaşanan savaşlarda arada kalan Kırım, Osmanlı'nın ağır bir yenilgiye uğrayıp 1774'te Küçük Kaynarca Antlaşmasını imzalamasıyla Devleti Aliyye Osmaniye'den ayrıldı. Bu Osmanlı için çok ağır bir antlaşmaydı çünkü ilk defa Müslümanların çoğunlukta olduğu ilk toprak parçası kaybedilmişti. Kırım için ise kötü günlerin başlangıç miladı oldu. Antlaşmayla Kırım'ı bağımsız yapan Rusya, kısa bir süre sonra iç kargaşayı bahane ederek Kırım'ı işgal etti. Kırım'ın Rusya tarafından ilhakını kabul etmeyen Osmanlı yapılan savaşı kaybedince 1792 yılında Yaş Antlaşmasını imzaladı ve ne yazık ki Kırım'ın Rus toprağı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Rusya Kırım'ı ele geçirir geçirmez kültürel işgale de başladı. Rusya'nın Akdeniz'e açılan kapısı olan Kırım'a Rus nüfus yerleştirildi. İslam kültürünü silmek için şehir ve bölge isimleri değiştirildi. 16. yüzyılda Müslüman Kırım Tatarları tarafından kurulmuş olan Kırım'ın başkenti Akmescit'e dahi Yunanca kökten gelen "Simferopol" adı verildi[link].
Bu dönemde Çarlık Rusya kâbus gibi çöktü Tatarların üzerine. Medreseler kapatıldı, kütüphaneler yakıldı. Müslümanları sindirme amaçlı her türlü zulüm uygulandı. Daha fazla dayanamayan Müslümanlar, Kafkasya'daki Müslümanlar gibi hicret etmek zorunda kaldı. 1784'ten 1800 yılına kadar geçen sürede 500 bin Müslüman vatanını terk etmek zorunda kaldı. 19. Yüzyılın ilk yarısında 200 bin, 1860 sonrası ise 230 bin Müslüman Kırım'dan Osmanlı'nın Anadolu ve Balkan topraklarına göç etti[link]. Bir zamanlar Tatar süvarilerinin kuzeye akın üssü olan Kırım hanlığı, çaresizliğin ve ağıtların diyarı olmuştu.
1792 yılında başlayan Rus hâkimiyetinden Kırım yakasını kurtaramadı. Kırım Tatarlarını bekleyen bir başka trajedi de İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşti. Almanya'yla ittifak kurdukları iddiasıyla Stalin tarafından Kafkasyalı Müslümanlara yapıldığı gibi topyekûn Orta Asya'ya sürgüne gönderilmelerine karar verildi. 18 Mayıs 1944 gecesi iki saat içerisinde Tatarlara evlerinden sadece kişisel eşyalarını alarak kasaba ve şehir merkezlerinde toplanmaları emredildi! Karara uymayanlar Kızıl Ordu askerleri tarafından evlerinden zorla alındı, direnenler katledildi...
3 gün içerisinde 230 bin Kırım Müslümanı hayvan taşımak için kullanılan tren vagonlarıyla başta Özbekistan'a olmak üzere Rusya'nın dört bir yanına sürgün edildi[link]. Gönderildikleri bölgelerde devlete ait tarla ve fabrikalarda son derece ağır şartlarda köle gibi çalıştırılan Tatarlar açlıktan ve hastalıktan kırıldı. Birkaç yıl içerisinde zorla sürülen Tatar nüfusun yarısı hayatını kaybetmişti[link].
Sovyetlerin çözülmeye başlamasıyla 1980'lerde Kırım Tatarlarından hayatta kalanlar yurtlarına dönmeye başladılar. 1990 yılının Mayıs ayına kadar geri dönüş yapanların sayısı 83 bine yükseldi. Dünya tarihine "halkların hapishanesi" olarak geçen Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Kırım Ukrayna'ya bağlı özerk bir cumhuriyet haline geldi.
Günümüzde Kırım Müslümanları Akmescit'in tarihi camilerinde İslam kimliklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bir zamanların tüm bölgeye hâkimi olan Kırım Hanlığı'nın torunları, artık bölgelerinde söz sahibi değil. Gelinen noktada bu acı tablonun en büyük sebebi de üç asırlık Rus asimilasyon politikası sonucunda günümüzde Kırım nüfusunun sadece 300 binini Kırım Tatarları oluşturuyor olması yatıyor. 2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre Ukraynalılar Kırım'da nüfusun yüzde 24'ünü, Ruslar yüzde 58'sini, Tatarlar ise sadece yüzde 12'sini oluşturuyor[link]. Rakamların gösterdiğine göre Müslümanlar kendi yurtlarında azınlık hale gelmişlerdir. Bunun sonucunda bu ay yapılan referandumla Kırım Rusya'ya bağlanma kararı aldı.
Kırım günümüzde sırtlanlara kaptırılmış olsa da hala Müslümanların yaşadığı topraklardır ve er ya da geç küresel cihad hareketi orayı da kurtarmak için girişimlere başlayacaktır. Kırım'daki Müslümanlar her ne kadar Sovyetler zamanında dinlerinden uzaklaştırılmaya çalışılsa da, bugün Suriye'de cihad eden Kırım'lı mücahidler bu kavganın daha bitmediğini göstermektedir. Geçtiğimiz hafta Halep yakınlarında Esad'ın ordusuna yapılan baskında Kafkasya İslam Emirliği'nin Suriye kolu olan Ensar ve Muhacir Ordusu tarafından baskın düzenlenmiş, çatışmada Kırımlı bir Tatar da şehid düşmüştür[link]. Geçtiğimiz ayda Nusret Cephesi komutanlarından Seyfullah el Çeçen'in de şehid olduğu Halep Merkez Hapishanesi kuşatmasında da birçok Kırım'lı mücahid Allah yolunda can vermiştir[link].
Ne Kırım'ı ne de Kafkasya'yı Rus çizmelerine ezdirtmeyeceğiz. Rusya önce Şam topraklarından, sonra Kafkasya'dan, sonra da Kırım'dan atılacaktır. Sovyetler zamanında Kur'an bile okumayı bilmeyen Kırım gençleri, bugün cihad cephelerinde en önde savaşıyorlarsa, artık Kırım toprakları cihada hazırdır. Afganistan ve Şam cihadında yetişen yeni nesil küresel kuşak, Endülüs'ten Endonezya'ya, Kırım'dan Somali'ye kadar ümmetin işgal edilmiş tüm topraklarını düşmandan kurtarmaya and içmiştir ve zafer haberleri Allah'ın izniyle çok yakındır. Ümmetin kuzey topraklarına düşen ise o güne kadar sabretmektir.
Miraç KARAASLAN
Kaynak: Ümmet-i İslam
Kavkaz Center
http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2014/04/02/9588.shtml
Güncelleme: 10:50, 19 May 2014 Monday
Ukrayna'da Cihat Çağrısı
Muhacir Ordusu Lideri Abdulkerim Kırımski Ukrayna'da cihat yoluna girilmesi çağrısında bulundu
incanews / Haber Merkezi
Muhacir Ordusu'nun Kafkasya kökenli lideri, Ukrayna'daki Müslümanları Rusya'ya karşı cihat etmeye çağırdı.
Ceyşul Muhacir Ve Ensar Grubu Liderinin yardımcısı Abdul Kerim KırıAbdulmski 'Kırımlı Tatarların ve Ukraynlı Müslümanların cihat yoluna girmeleri gerektiğini' söyledi.
Kırımski, söz konusu açıklamasını Muhacir Ordusu lideri Selahaddin Şişani ile beraber görüntülendiği video konuşmasında yaptı.
Kırımlı Tatar olan Kırımski, konuşmasında 'yeni beldeler açıp kafirleri hezimete uğratmalısınız' dedi.
"Burada (Suriye'de) Müslümanlar izzetle özgürce gezebiliyorken Kırım ve Ukrayna'ya giden Müslüman ve Tatarların zelil bir halde olduklarını görüyoruz."
Ayrıca Kırımski, 'cihat etmek için hicret edemeyenlerin bu görevlerini memleketlerinde ya da Moskova yahut Polonya'da yerine getirmesi gerektiğini' söyledi.
Kırımski konuşmasını "(Kırım'da) kalan kardeşlerime izzeti hissetmeleri gerektiğini böylece cihat yoluna başlayabileceklerini söylemek istiyorum" ifadeleri ile sürdürdü.
"Eğer Şam gibi İslam beldelerine gelemiyorlarsa Moskova'ya ve Polonya'ya gitsinler, çünkü kafirler orada ve dininizi yok edinceye dek durmayacaklar" dedi.
Kırımski Ukrayna'daki Müslümanların Kafkas Emirliği örneğini takip etmeleri gerektiğini de ifade etti.
Ümmetin Kuzey toprakları: Kırım tarihi
Yayınlama zamanı: 2 Nisan 2014, 00:28
Bizler için ikinci bir Endülüs faciası olsa da Kırım'ı asla kalbimizden ve zihinlerimizden çıkarmamalıyız. Bunun için ilk adım da Kırım tarihini bilmekten geçer.
Türk kökenli olan Tatarların Kırım yarımadasındaki geçmişi 6. yüzyıla kadar uzanır. Cengiz Han'ın torunları tarafından kurulan Altınorda devletinin dağılmasından sonra Kırım hanlığı kuruldu. 1475 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı himayesine alınan Kırım hanlığı, kendi içinde bağımsız olup bölgeyi kendi topraklarına katmaya devam etti. Günümüzde Rusya Kırım'da söz sahibi olsalar da, bir zamanlar Kırım Rusya üzerinde söz sahibiydi. 1521'de Kırım hanı Mehmet Giray, Moskova'yı kuşatıp Rusya'yı yenerek vergiye bağladı. Ruslar Kırım'a bu vergiyi 1. Petro zamanına kadar ödemeye devam ettiler[link].
Osmanlı'ya Avrupa'daki seferlerinde yardımcı kuvvet olan Kırım hanlığı, yaklaşık 300 yıl Osmanlı'nın hâkimiyeti altında kaldı. Çarlık Rusya'nın güçlenmesi ile yaşanan savaşlarda arada kalan Kırım, Osmanlı'nın ağır bir yenilgiye uğrayıp 1774'te Küçük Kaynarca Antlaşmasını imzalamasıyla Devleti Aliyye Osmaniye'den ayrıldı. Bu Osmanlı için çok ağır bir antlaşmaydı çünkü ilk defa Müslümanların çoğunlukta olduğu ilk toprak parçası kaybedilmişti. Kırım için ise kötü günlerin başlangıç miladı oldu. Antlaşmayla Kırım'ı bağımsız yapan Rusya, kısa bir süre sonra iç kargaşayı bahane ederek Kırım'ı işgal etti. Kırım'ın Rusya tarafından ilhakını kabul etmeyen Osmanlı yapılan savaşı kaybedince 1792 yılında Yaş Antlaşmasını imzaladı ve ne yazık ki Kırım'ın Rus toprağı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Rusya Kırım'ı ele geçirir geçirmez kültürel işgale de başladı. Rusya'nın Akdeniz'e açılan kapısı olan Kırım'a Rus nüfus yerleştirildi. İslam kültürünü silmek için şehir ve bölge isimleri değiştirildi. 16. yüzyılda Müslüman Kırım Tatarları tarafından kurulmuş olan Kırım'ın başkenti Akmescit'e dahi Yunanca kökten gelen "Simferopol" adı verildi[link].
Bu dönemde Çarlık Rusya kâbus gibi çöktü Tatarların üzerine. Medreseler kapatıldı, kütüphaneler yakıldı. Müslümanları sindirme amaçlı her türlü zulüm uygulandı. Daha fazla dayanamayan Müslümanlar, Kafkasya'daki Müslümanlar gibi hicret etmek zorunda kaldı. 1784'ten 1800 yılına kadar geçen sürede 500 bin Müslüman vatanını terk etmek zorunda kaldı. 19. Yüzyılın ilk yarısında 200 bin, 1860 sonrası ise 230 bin Müslüman Kırım'dan Osmanlı'nın Anadolu ve Balkan topraklarına göç etti[link]. Bir zamanlar Tatar süvarilerinin kuzeye akın üssü olan Kırım hanlığı, çaresizliğin ve ağıtların diyarı olmuştu.
1792 yılında başlayan Rus hâkimiyetinden Kırım yakasını kurtaramadı. Kırım Tatarlarını bekleyen bir başka trajedi de İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşti. Almanya'yla ittifak kurdukları iddiasıyla Stalin tarafından Kafkasyalı Müslümanlara yapıldığı gibi topyekûn Orta Asya'ya sürgüne gönderilmelerine karar verildi. 18 Mayıs 1944 gecesi iki saat içerisinde Tatarlara evlerinden sadece kişisel eşyalarını alarak kasaba ve şehir merkezlerinde toplanmaları emredildi! Karara uymayanlar Kızıl Ordu askerleri tarafından evlerinden zorla alındı, direnenler katledildi...
3 gün içerisinde 230 bin Kırım Müslümanı hayvan taşımak için kullanılan tren vagonlarıyla başta Özbekistan'a olmak üzere Rusya'nın dört bir yanına sürgün edildi[link]. Gönderildikleri bölgelerde devlete ait tarla ve fabrikalarda son derece ağır şartlarda köle gibi çalıştırılan Tatarlar açlıktan ve hastalıktan kırıldı. Birkaç yıl içerisinde zorla sürülen Tatar nüfusun yarısı hayatını kaybetmişti[link].
Sovyetlerin çözülmeye başlamasıyla 1980'lerde Kırım Tatarlarından hayatta kalanlar yurtlarına dönmeye başladılar. 1990 yılının Mayıs ayına kadar geri dönüş yapanların sayısı 83 bine yükseldi. Dünya tarihine "halkların hapishanesi" olarak geçen Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Kırım Ukrayna'ya bağlı özerk bir cumhuriyet haline geldi.
Günümüzde Kırım Müslümanları Akmescit'in tarihi camilerinde İslam kimliklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bir zamanların tüm bölgeye hâkimi olan Kırım Hanlığı'nın torunları, artık bölgelerinde söz sahibi değil. Gelinen noktada bu acı tablonun en büyük sebebi de üç asırlık Rus asimilasyon politikası sonucunda günümüzde Kırım nüfusunun sadece 300 binini Kırım Tatarları oluşturuyor olması yatıyor. 2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre Ukraynalılar Kırım'da nüfusun yüzde 24'ünü, Ruslar yüzde 58'sini, Tatarlar ise sadece yüzde 12'sini oluşturuyor[link]. Rakamların gösterdiğine göre Müslümanlar kendi yurtlarında azınlık hale gelmişlerdir. Bunun sonucunda bu ay yapılan referandumla Kırım Rusya'ya bağlanma kararı aldı.
Kırım günümüzde sırtlanlara kaptırılmış olsa da hala Müslümanların yaşadığı topraklardır ve er ya da geç küresel cihad hareketi orayı da kurtarmak için girişimlere başlayacaktır. Kırım'daki Müslümanlar her ne kadar Sovyetler zamanında dinlerinden uzaklaştırılmaya çalışılsa da, bugün Suriye'de cihad eden Kırım'lı mücahidler bu kavganın daha bitmediğini göstermektedir. Geçtiğimiz hafta Halep yakınlarında Esad'ın ordusuna yapılan baskında Kafkasya İslam Emirliği'nin Suriye kolu olan Ensar ve Muhacir Ordusu tarafından baskın düzenlenmiş, çatışmada Kırımlı bir Tatar da şehid düşmüştür[link]. Geçtiğimiz ayda Nusret Cephesi komutanlarından Seyfullah el Çeçen'in de şehid olduğu Halep Merkez Hapishanesi kuşatmasında da birçok Kırım'lı mücahid Allah yolunda can vermiştir[link].
Ne Kırım'ı ne de Kafkasya'yı Rus çizmelerine ezdirtmeyeceğiz. Rusya önce Şam topraklarından, sonra Kafkasya'dan, sonra da Kırım'dan atılacaktır. Sovyetler zamanında Kur'an bile okumayı bilmeyen Kırım gençleri, bugün cihad cephelerinde en önde savaşıyorlarsa, artık Kırım toprakları cihada hazırdır. Afganistan ve Şam cihadında yetişen yeni nesil küresel kuşak, Endülüs'ten Endonezya'ya, Kırım'dan Somali'ye kadar ümmetin işgal edilmiş tüm topraklarını düşmandan kurtarmaya and içmiştir ve zafer haberleri Allah'ın izniyle çok yakındır. Ümmetin kuzey topraklarına düşen ise o güne kadar sabretmektir.
Miraç KARAASLAN
Kaynak: Ümmet-i İslam
Kavkaz Center
http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2014/04/02/9588.shtml