Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Uluslararası Hukuk'un İslam Şeriatine Muhalefeti (Abu Muhammad al Makdisi)

İ Çevrimdışı

_İnKıLaB_

Üye
İslam-TR Üyesi
makdis.gif


Uluslararası Hukuk'un İslam Şeriatine Muhalefeti

Ebu Muhammed el-Makdisi

Şu içinde yaşadığımız çağdaş cahiliyye ve muasır mürtedlik asrında bir Müslümanın kabul etmesi ya da koyun misali teslimiyet göstermesi mümkün olmayan kavramlar duyar olduk.

Aslen bir Müslümanın diğer milletlerin insanlarından farklı olarak başına gelen her olay ya da duyduğu ıstılahlar için baş vuracağı saf bir kaynağı vardır. Başına bu tür herhangi bir şey geldiğinde kabul etmek ya da reddetmek için acele etmeyeceği gibi papağan gibi manasını bilmeden tekrar edip durmaz. Aksine hakikatini, mahiyetini öğrenir sonra şeriate başvurur. Eğer şeriate uygunsa ne ala, ama değilse reddetmekten başka yolu yoktur. Çünkü dinimizdeki temel şer’i kaidelerden biri de şu hadisi şerifin manasıdır:

"Kim bizim emrimize uymayan bir amelde bulunursa o reddedilmiştir."

Şu günlerde yeni ortaya çıkarılan, uluslar arası medyanın da kutsamaya çalıştığı ve ülkemizdeki pek çok aşağılık kimsenin de dilinden düşürmediği bir kavram vardır. Uluslararası Hukuk… Uluslar arası Hukuka Saygı… Uluslar arası Hukukun Bağlayıcılığı… Dört bir taraftan herkes bu kavramların yaygınlaşması için gayret sarfetmektedirler.

Peki bu söz konusu uluslararası hukuk İslam dininin hukuku mudur?

Uluslararası kanun… Büyük kafir devletlerin koymuş olduğu kanunların bağlayıcı olmasını ve onlarla hüküm vermeyi hedefleyen bir ıstılahtır. Kendi kanunlarına, standartlarına, örflerine ve maslahatlarına uygun olarak dünya devletleri arasında bu kanunlarla hükmederler.

Dinimizde beşeri kanunlarla hükmetmenin –ister ulusal isterse de uluslararası olsun- ve o kanunları kabul etmenin hükmü malumdur. Böylesi bir amel teşri ve kanun koyma mesabesindedir.

Kafir tağutlar ilahi kanunlara muhalefet olsun diye kendi kanunlarını da şeriat olarak isimlendirilmiştirler. Böylece kanunlarına çiğnenmesi mümkün olmayan ilahi bir hüviyet kazandırmayı amaçlamışlardır. Çünkü şeriat kelimesi karşı çıkılması, muhalefet edilmesi ve çiğnenmesi caiz olmayan büyük bir dini, metodu ve yolu ifade etmektedir… Müşrikler de kendi kanunlarına “Şeriat” adını vererek bu etkide olmasını istemektedirler... Bu yüzden söz konusu kanunlar çerçevesinde çıkarılan kararları da şeriat diye adlandırdıklarına şahit olursunuz. Bu kanunlara muhalif olan her şey –velev ki ALLAH (Subhanehu ve Teala)'nın dini ve şeriatının özü olsun- onlar nezdinde şer’i/kanuni değildir.

Koyun sürü gibi olan bir güruh da aynı şekilde davranıp söz konusu kanunlara uymaya ve saygı göstermeye çağırıyorlar, ulusal anayasalarını da onlara uygun yapıyorlar. Şer’i anayasalarından doğan kanunlarda, kararlarda, sözleşmelerde, hükümlerde söz konusu bu şirk dinine aykırı hiçbir şey bulunmaz. Ancak hakk olan ALLAH’ın şeraitine gelince… Ne hükümlerinde, ne mahkemelerinde, ne ilişkilerinde ne de siyasetlerinde onun yeri yoktur.

"Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı ilâhlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek ALLAH mı?” (12, Yusuf/39)

Yazının devamını indirmek için;

 
Üst Ana Sayfa Alt