Bildiğiniz gibi Osmanlının yıkılmasından sonra Batı hızlı bir şekilde sömürgeci Politakalarını sürdürmeye başladı. Napolyon Mısır’ı, Fransızlar Cezayir’i, İngilizler Şam’ı işgal etmişti. Keza Hindistan ve Pakistan da bunlardan nasiplerini alan ülkeler oldu.
Tüm bu zorlu şartlar altında Cemalettin Afgani’nin çıkardığı ve Muhammed Abduh’un da yazarlık yaptığı “Urvetü'I-Vuska" adlı dergide işlenen konuların genel başlıklarını ve ondan sonra çıkartılan diğer dergilerin yine ana başlıklarını o dönemi ve tarihi süreci iyi analiz edebilme adına Haksöz Dergisinden alıntı yaparak paylaşmak istiyorum.
Emperyalizme karşı tüm gücüyle mücadele veren Cemaleddin Afgani, 1879 yılında İngilizler tarafından tehlikeli görülerek Mısır'dan bir gemiye bindirilmiş ve Bombay'a getirilmişti. Urabi direnişi başladığı sıralarda Afgani'nin bağlantılarının, direnen Mısır halkına destek olmasından korkan İngilizler, Bombay'da onu daha sıkı kontrol etmeye başladılar. Daha sonra o, Bombay'dan Kalküta'ya nakledildi. Mısır'daki hareketin başarısızlıkla sonuçlandığı ve İngilizler'in Mısır topraklarını işgale başladıkları haberi Afgani'ye ulaştığında kafasındaki büyük projeyi uygulamaya geçirmeye başladı.
"el-Urvetü'l-Vuska" adında, sonraları İslam dünyasının ileri gelenlerinden Çoğunun katılacağı uluslararası gizli bir İslami teşkilat kurdu.Teşkilat, adını "Tağut'u inkar edip Allah'a inanan kimse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa (el-Urvetü'I-Vuska) sarılmıştır." (Bakara, 256) mealindeki ayetten alıyordu,
“Urvetü'I-Vuska dergisi :
1-Sömürgeci Avrupa Devletlerine, Özellikle İngiltere'ye Karşı Direnmek:
2. İslam Birliği (Panislamizm):
İslam dünyasında milliyetçilik ve ırkçılık rüzgarları estirmeye çalışan Batı, bu düşüncelerle, emperyalist emellerini gerçekleştirmeyi amaçlıyordu. İşte bu dönemde Afgani, dergide ırkçılığı ve milliyetçiliği şiddetle eleştirerek tüm müslümanların kardeş olduklarını ve birlikte bir dayanışma içinde hareket etmeleri gerektiğini savunuyor ve böyle bir amacı gerçekleştirmek istiyordu.
3. Müslümanların Geri Kalmışlığının Nedenleri:
Aslında İslam ümmeti ilk zamanlarda oldukça başarılı ve büyük zaferler kazanmış durumdaydı. Daha sonra ise ortaya çıkan din dışı unsurlar -ki bunlar din kisvesi altında İslam'a sokuluyordu- müslüman zihinlerde bulanıklıklara ve gerçeği açıklamada sakatlıklara ve kırılmalara yol açtı. Bu sahih anlayışın ve sahih gerçeği kavrayışın bulandırılması kelam, tasavvuf ve felsefenin belirli kolları ve akımlarıyla yapıldığı gibi hadisler yoluyla da yapılmıştır.
Eylül 1888’de dergi kapatıldı. Hatta "üzerinde el-Urvetü'l-Vuska'nın bir sayısı bulunan kimse iki yıl hapis ve 100 Sterlin para cezasına çarptırılıyordu.
“El-Menar” dergisi :
Cemaleddin Afgani ile Muhammet: Abduh'un çıkartmış oldukları el-Urvetü'l-Vuska dergisinin büyük ölçüde etkisinde ve bu paralelde basın ve dergicilik olayını sürdüren en önemli şahsiyetlerden biri kuşkusuz Reşid Rıza'dır.
Reşit Rıza başlangıcında kendisini Tasavvufa vermişti. Babasının dosyalan arasında el-Urvetü'l-Vuska dergisinin sayılarını bulmuş, dikkatle incelemiş ve zihninde büyük bir inkılap meydana gelmişti.
el-Urvetü'l-Vuska'dan şunu öğrenmişti ki İslam sadece ruhani ve uhrevi bir din değildir. O ruhani ve cismani bir dindir; tıpkı dünyevi ve uhrevi bir din olduğu gibi. Artık o bu dinin, insanı hak ile yeryüzünü yönetmeye çağırdığını ve ilettiğini yakinen kavramıştı.
Reşid Rıza Kahire'ye varır varmaz Muhammed Abduh ile temas kurdu. Kendi deyimiyle üstadı bir gölge gibi izledi. 1898 Martında el-Menar dergisini kurdu.
Dergi İslam'ın ruhuna yabancı adet ve uygulamaları eleştirmeyi, dini inançlara sonradan sokulmuş yeniliklerin yanlışlıklarını ortaya koymayı, ayrıca eğitim metodları ve ders kitaplarının yeniden düzenlenerek iyileştirilmesini ve öğrenime karşı istek uyandırmayı amaçlamaktadır.
devam edecek