Hüzünlü müyüm, üzgün müyüm, öfkeli miyim bilmiyorum. Belki de şu anda üçü de bende.
Kimlik kartlarından din hanesi çıkarılacakmış. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu yolda karar vermiş, iktidarımız hemen harekete geçmiş, alelacele din'siz yeni kartlar basılacakmış...
Bu ne acele böyle? Peşinizden kovalayan mı var? Biraz beklesenize, düşünsenize, halka sorsanıza...
Demir tavında dövülürmüş... Aman hemen kaldıralım din hanesini...
Militan Sabataycılar kına yakıp bayram yapıyor şimdi...
Haçlı dünyası çanlar çalsın çılgınca...
Siyonistler olanca nefesleriyle nefirlerini öttürsünler...
Ateistler zil takıp oynasınlar...
Onların bayram günüdür bugün.
Atatürk bunu yapmamıştı.
İsmet İnönü bunu yapamamıştı.
Celal Bayar yapamamıştı.
27 Mayıs 1960 darbesinin kumandanı Cemal Gürsel yapamamıştı.
Şalcı Nihat Erim... Kenan Evren Paşa...Bülent Ecevit...Hiçbiri yapamamıştı.
Nihayet bunu da yaptılar. Hem de kimler yaptı? İslâmcılar...
Ben bir Müslüman olarak dinimi açıklamaktan ne korkarım, ne utanırım. Tam aksine iftihar ederim.
Nüfus kartında İslâm yazmasını kimler istemez?
İki kimlikli Sabataycılar istemez.
Masonlar istemez.
Ateistler istemez.
Kriptolar istemez.
İslâm düşmanları istemez.
Bu konuyu bir referandum ile niçin halka sormadılar?
Şu habere bakınız: Bazı ilahiyatçılar kimlik kartından dinin çıkartılmasını olumlu bulmuşlar.
Eski Diyanet başkanı Tayyar Altıkulaç çok doğru çok doğru demiş.
Çanlar çalsın çılgınca...Nefirler öttürülsün... Ziller takılsın oynansın delice...
Bayram yapsın Sabataycılar.
Ateistler şerefine rakı içsin, şarap içsin, zevklensin.
Bugün onların meserret günüdür.
Müslümanlar hüzünlensin.
Müslümanlar ağlasın.
Müslümanlar inlesin...
Sadece dinsizler, iki kimlikliler, karpuz gibi dışı yeşil içi kıpkızıl olanlar sevinmiyor... Partisini dininden yüksek görenler de sevinç içinde şimdi.
Ahfeş'in keçileri düşünüyor: Aman karşı çıkmayalım, aman tenkit etmeyelim, aman partiye zarar gelmesin.
Dünya nereye gidiyor?..
Söylemek istemiyorum ama az da olsa birkaç kelime edeyim:
Üçüncü dünya savaşı...
Ortadoğu'da iki büyük İslâm ülkesinin birbirine girmesi.
Kitlevî ölümler... Harap olan şehirler... Perişan olan halk...
Azgınların ve zâlimlerin üzerine yağan ateşler.
Kurunun yanında yaşın da yanması.
"Öyle bir musibetten korkunuz ki, sadece içinizdeki zalimlere gelmez."
Yıkılan saltanatlar.
Yerin deprenmesi.
Sular, seller, korkunç kasırgalar.
Ateş ateş ateş...
Ansızın gelen azap.
Azgınlar neye uğradıklarını şaşıracaklar.
Fuhuşlarıyla, zinalarıyla, şaraplarıyla, dansözleriyle, mankenleriyle, televizyon ekranlarındaki yastıklı yastıksız cinsel münasebetleriyle, ribalarıyla faizleriyle, kasaları ve masalarıyla birlikte helak ve perişan olacaklar.
Gururları, kibirleri, nifaklarıyla batacaklar.
Modern Sodom Gomore ilelebed pâyidar olmaz, batar bir gün elbet.
Batıl gider hak gelir.Batıl gelip geçicidir, Hak ebedîdir.
Bâbil ******si târümar olacak.
Pompei'yi hatırlayın. Ellerinde kadehleriyle, yataklarındaki aşüfteleriyle yanakalmışlardı.
Ateşten kaçarken altın ve gümüşlerini torbalara koymuşlar, göğüslerine bastırarak kurtulmak istemişlerdi. Kurtulamadılar.
Bugünün kara para sahipleri de öyle olacak. O müzeyyen, saray yavrusu köşkler harap olacak... Haram paralarla yapılmış o şahane yazlıkların bahçelerinde vahşi otlar bitecek... Otomobiller enkaz halinde kalacak... Elektrikleri yanmayacak, suları akmayacak...
Jakuzilerindeki su çalkalanmayacak... Bırakın tüflü kebab, kuru ekmek bile bulamayacaklar.
1940'ta ahlaksız Fransa nasıl çökmüştü?
Allah'tan ümidimi kesmem asla... İnsanlardan kestim... Mehdi'yi bekliyorum......
m.şevket eygi
Kimlik kartlarından din hanesi çıkarılacakmış. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu yolda karar vermiş, iktidarımız hemen harekete geçmiş, alelacele din'siz yeni kartlar basılacakmış...
Bu ne acele böyle? Peşinizden kovalayan mı var? Biraz beklesenize, düşünsenize, halka sorsanıza...
Demir tavında dövülürmüş... Aman hemen kaldıralım din hanesini...
Militan Sabataycılar kına yakıp bayram yapıyor şimdi...
Haçlı dünyası çanlar çalsın çılgınca...
Siyonistler olanca nefesleriyle nefirlerini öttürsünler...
Ateistler zil takıp oynasınlar...
Onların bayram günüdür bugün.
Atatürk bunu yapmamıştı.
İsmet İnönü bunu yapamamıştı.
Celal Bayar yapamamıştı.
27 Mayıs 1960 darbesinin kumandanı Cemal Gürsel yapamamıştı.
Şalcı Nihat Erim... Kenan Evren Paşa...Bülent Ecevit...Hiçbiri yapamamıştı.
Nihayet bunu da yaptılar. Hem de kimler yaptı? İslâmcılar...
Ben bir Müslüman olarak dinimi açıklamaktan ne korkarım, ne utanırım. Tam aksine iftihar ederim.
Nüfus kartında İslâm yazmasını kimler istemez?
İki kimlikli Sabataycılar istemez.
Masonlar istemez.
Ateistler istemez.
Kriptolar istemez.
İslâm düşmanları istemez.
Bu konuyu bir referandum ile niçin halka sormadılar?
Şu habere bakınız: Bazı ilahiyatçılar kimlik kartından dinin çıkartılmasını olumlu bulmuşlar.
Eski Diyanet başkanı Tayyar Altıkulaç çok doğru çok doğru demiş.
Çanlar çalsın çılgınca...Nefirler öttürülsün... Ziller takılsın oynansın delice...
Bayram yapsın Sabataycılar.
Ateistler şerefine rakı içsin, şarap içsin, zevklensin.
Bugün onların meserret günüdür.
Müslümanlar hüzünlensin.
Müslümanlar ağlasın.
Müslümanlar inlesin...
Sadece dinsizler, iki kimlikliler, karpuz gibi dışı yeşil içi kıpkızıl olanlar sevinmiyor... Partisini dininden yüksek görenler de sevinç içinde şimdi.
Ahfeş'in keçileri düşünüyor: Aman karşı çıkmayalım, aman tenkit etmeyelim, aman partiye zarar gelmesin.
Dünya nereye gidiyor?..
Söylemek istemiyorum ama az da olsa birkaç kelime edeyim:
Üçüncü dünya savaşı...
Ortadoğu'da iki büyük İslâm ülkesinin birbirine girmesi.
Kitlevî ölümler... Harap olan şehirler... Perişan olan halk...
Azgınların ve zâlimlerin üzerine yağan ateşler.
Kurunun yanında yaşın da yanması.
"Öyle bir musibetten korkunuz ki, sadece içinizdeki zalimlere gelmez."
Yıkılan saltanatlar.
Yerin deprenmesi.
Sular, seller, korkunç kasırgalar.
Ateş ateş ateş...
Ansızın gelen azap.
Azgınlar neye uğradıklarını şaşıracaklar.
Fuhuşlarıyla, zinalarıyla, şaraplarıyla, dansözleriyle, mankenleriyle, televizyon ekranlarındaki yastıklı yastıksız cinsel münasebetleriyle, ribalarıyla faizleriyle, kasaları ve masalarıyla birlikte helak ve perişan olacaklar.
Gururları, kibirleri, nifaklarıyla batacaklar.
Modern Sodom Gomore ilelebed pâyidar olmaz, batar bir gün elbet.
Batıl gider hak gelir.Batıl gelip geçicidir, Hak ebedîdir.
Bâbil ******si târümar olacak.
Pompei'yi hatırlayın. Ellerinde kadehleriyle, yataklarındaki aşüfteleriyle yanakalmışlardı.
Ateşten kaçarken altın ve gümüşlerini torbalara koymuşlar, göğüslerine bastırarak kurtulmak istemişlerdi. Kurtulamadılar.
Bugünün kara para sahipleri de öyle olacak. O müzeyyen, saray yavrusu köşkler harap olacak... Haram paralarla yapılmış o şahane yazlıkların bahçelerinde vahşi otlar bitecek... Otomobiller enkaz halinde kalacak... Elektrikleri yanmayacak, suları akmayacak...
Jakuzilerindeki su çalkalanmayacak... Bırakın tüflü kebab, kuru ekmek bile bulamayacaklar.
1940'ta ahlaksız Fransa nasıl çökmüştü?
Allah'tan ümidimi kesmem asla... İnsanlardan kestim... Mehdi'yi bekliyorum......
m.şevket eygi