Abla, ehl-i Sünnet olmak sadece isim-sıfat, ruyetullah vb kelami melelerde bin yıl önceki Selefimizin söylediklerini ikrar etmek anlamına gelmez...
İki tane Ehl-i Sünnet alimi dediğin adamların ikisini karşı karşıya getirsen bir dakika içinde biri diğerini tekfir eder. Diğeri belki onu tekfir etmez ama Ehli Sünnet göreceğinide hiç zannetmiyorum.
Bunlar birbirine tam zıt, en uç iki noktadırlar. Ne bunlar ne her ikisinin takipçileri diğer tarafı Müslüman yerine bile koymazlar.
Bu şekilde yazmandan sebep büyük ihtimal tanımıyor oluşundandır, aksi taktirde bırak Müslmümanı, akleden bir kafir dahi şu söylediklerimi tasdik edecektir
Benim ikisine birden karşı olmamın sebebi ise, birisi ümmetin umumunu tekfir edip canlarını ve mallarını kendine zımnen helal görürken diğeri ise Mücahidleri asilik ve bağilik ile suçlayıp, onların canlarını ve mallarını tağutlara helal kılarken, tağutların zulümlerinden hiç bahsetmemesi ve daha dün kendisinin açıkça reddettiği pek çok cürmü yapan Suud tağutuna veliyyul Emr demesidir.
Bir insan nasıl isim-sıfat meselesinde itidalden çıkarsa mücessime yada muattıla olur; nasıl kader meselesinde itidalden çıkarsa Kaderiyye yahut Cebriye olur aynı şekilde bu meselede ölçüyü kaçıranın Aşırılığa yada İrcaya sapması işten bile değildir.
Vesselam