Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Vicdani(imani) Red Mevzusu

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşler vicdani red olayı hakkında biraz daha hassas olmamız gerekli diye düşünüyorum, şu yazıyı beğendim paylaşmak istedim selamla...



Türkiye, Kemalist bir dayatma ve işkence ile daha çalkalanıyor!

Bundan 2 sene önce Enver Aydemir ilk ‘Müslüman Vicdanî Retçi’ olarak kayıtlara geçmişti.

(Ben de ‘İmanî veya İslami Red’ kavramını daha sıcak ve isabetli buluyorum.)

Enver’in tam olarak ne dediğini dikkatlice okumak gerekli:

“Ben Enver Aydemir, 24.07.2007 tarihinde zorla askerlik yaptırılmak üzere evimden alınarak Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugayına getirildim. Burada, beni oraya getiren yetkililere TSK Seçkinlerinin laik değerlere dayanarak dini inançlarıma karşı hasmane duygular beslediğini bu yüzden laik bir ülkede askerlik yapmayacağımı ve böyle bir düzenin asla ve asla bir neferi olmayacağımı beyan ettim.

Bilecik’te kaldığım süre içerisinde bu yaklaşımımın ne kadar doğru bir yaklaşım olduğunu, 2 gün sonra beni görmeye gelen annemin ve eşimin başörtülü olması gerekçe gösterilerek nizamiye kapısından geri döndürüldüğünde daha iyi anladım. Hayattaki en önemli değeri inançları olan birisi olarak, özellikle T.S.K Seçkinlerinin İslami değerlere karşı gösterdiği bu tutumu kabul etmem mümkün değildir. Tüm bu sebeplerden dolayı vicdani reddimi açıkladım. Müslümanların en temel inançlarını bile bu kadar açık bir şekilde tahkir eden bir kurumda benim yer almam söz konusu olamaz.

Bununla birlikte kamuoyuna duyurmam gereken asıl meselem, T.C. Devletinin üzerine kurulmuş olduğu temel değerlerin hiç birine sempati beslemiyor olmamdır. Benim de inanç değerlerime kimsenin zorla sempati beslemesini beklemiyorum. Bununla beraber yaşadığım coğrafyanın gerçeklerini de göz önüne alarak, ortak yaşamın getirdiği sorumluluklar çerçevesinde inançlarıma uygun ve bireysel haklarımın tanındığı (eğitim özgürlüğü, kılık-kıyafet özgürlüğü, düşünce özgürlüğü vb.) bir ortamda kamu hizmeti yapabileceğimi beyan ediyorum. Tüm kamuoyuna duyurulur.”

Kemalist ordu, Enver Aydemir ile ve Enver’in şahsında nispeten yeni bir fikriyat ve fiiliyat ile tanışmıştı!

O zaman da çok zor durumlarda bırakılan Aydemir için Uluslararası Af Örgütü, Enver Aydemir’in bir düşünce mahkûmu olduğunu açıklamış, Londra’daki sorumlu Andrew Gardner, “Türkiyeli yetkililer bir an evvel tarafsız ve detaylı olarak Enver Aydemir ’in askerler tarafından kötü muamele gördüğüne dair iddialarını incelemeli ve sorumluları kanun önüne çıkarmalıdır.” demişti.



‘Serbest bırakılan’ Enver Aydemir 2 sene sonra geçen hafta İstanbul’da gözaltına alındı ve askeriyeye teslim edildi.

Ne olduysa da bundan sonra oldu.

Askerî giysi giymeyeceğini söyledi ve karşılığı falaka oldu!

Babası ile en son dün görüştüğümde avukatın ayaklarının hala çok şiş olduğunu ifade ettiğini söyledi.

Beş günde inmeyen ayaklara nasıl bir falaka atıldığını düşünemiyorum bile…

Askeri giysi giymeyen Aydemir’in sivil kıyafeti zorla çıkartılmıştı ve ilk gecesini çıplak geçirmiş...

(Atatürk kimmiş? Masum bir insanı saatlerce falakaya alıp bu kış ortasında soğuk taşta çıplak yatırabilecek insanların yolunu yol bildikleri lidermiş!)

Elbiselerinin alınmasını protesto için açlık grevine başlayan Müslüman’a bir de bunun için dayak atılmıştı…

Serum verilmesini kabul etmeyen Müslüman’a bir de bunun için dayak atılmış…

Bir dayağını Albay atmış ve gözü mosmor edilmiş…

Bir manga asker tarafından cebren askeri kıyafet giydirildi ve yine zorla serum verilmiş…

Dram sürüyor, Enver Aydemir Maltepe Askeri Cezaevi’nde…

Şimdi süreç içerisinde neler olduğunu ‘yakından’ takip eden birisi olarak açık söylemeliyim: Gafil avlandık!

Memleketim Müslümanlarının böyle bir duruma hazırlığı hiç yok…

27 Aralık Pazar 12:30’da Taksim GS Lisesi’nin önünde ilk basın açıklaması ve protesto eylemi yapıldığında yaşananlar bunun açık örneği…

Yaşanan iletişim sorunundan dolayı 500 metre ileride olmasına rağmen gelemeyen Müslümanlardan değil, ‘Enver Aydemir’le Dayanışma İnisiyatifi’nin uzun saçlı-keçi sakallı tiplerini gördüklerinde ‘komünist bunlar, bizim eylem ileride’ diyerek ellerinde Filistin bayraklarıyla ‘ilerleyen’ tipolojiden söz ediyorum…

‘Memleket zaten karışık, zamanı mıydı kardeşim!’ cilerden söz ediyorum.Karışık olmadığı ay değil gün varmış gibi…

‘Herkes vicdani ret yaparsa vatanı kim bekleyecek, düşman namusumuzu beller kardeşim’ cilerden söz ediyorum… Yedi komşumuzun düşmanımız olduğu paranoyasını üç tarafımızın deniz olması kadar gerçekmiş gibi beynimize işleyenlerin laboratuvar kobaylarından olmadığım için Allah’a şükrediyorum…

Evet, şimdiye kadar hiç kimse İslami kimliğini ortaya koyarak Laik devlette ve Kemalist orduda askerlik yapmayacağını belirtmemişti, torpil, tecil hatta çürük raporu gibi yan yollara başvurmuştu…

Evet, vicdani retçilerin tamamı solcu, sosyalist, komünist, liberal vb kanatlardandı.

Ama şimdi durum değişik!

Durumun adı Enver Aydemir!

Tam adını koymak gerekirse ‘Tağuta askerlik veya kölelik yapmak istemeyen Müslüman bir kimlikten’ söz ediyoruz…

Durum değişik ama sorun aynı!

Sorunun adı Kemalizm!

Yine Kemalizm! Hep Kemalizm!

Halkın inanç, ahenk, karar ve tercihlerine saygısı olmayan, elitist, sekülerist ve en önemlisi bu topraklardan olmayan, olmayı da hiç denemeyen, ithal ve kibirli bir diktatorya!

Ama halkımız bunu anlamaktan anlasa dahi gereğini yapmaktan uzak…

Artık çok çok uzak demiyorum ama yine de uzak…

Oysa Kemalizm, bu toprakların şimdiye kadar gördüğü en büyük bela!

Nedir sahi şu Kemalizm?

Halkın başına taktığını beğenmediğinde darağacında asabilecek veya okuldan atabilecek veya etnik haklar istendiğinde asit kuyularında yakabilecek potansiyeliyle, darbeyi mübah gören çarpık siyaset anlayışıyla, açıl-a-mayan arşivleriyle, tanrılaştırılan iş birlikçileriyle, hemen her cadde, okul, meydan ve heykelde capcanlı yaşıyor görüntüsüyle makyajlanan dünyanın en kof ve utanç verici sistemi!

Peki Kemalist TSK?

Bu halkın evlatlarını cebren muvazzaf kılarak bu evlatların ailelerinin vergileriyle ayakta duran, aslında beslendiği tek damar ise ironik biçimde karşı olduğu halkın inançlarının üflediği devletçilik, militarizm ve had safhada pasifizm olan, üzerindeki şaibelerin her geçen gün arttığı ve ‘artık yenisiyle değiştirilmelidir’ denilen yapı!

Kemalist TSK’nın, Enver Aydemir ile karşılaşması esasen Türkiye’de yeni yetişen bir dipdiri bir kuşakla çürük bir ideolojinin karşılaşmasıdır.

Aydemir’in açıklamasını bir daha okuyabilirsiniz…

Daha ne desin bu insan?

Sözleri “Siz adam gibi adam olun ben de asker gibi asker olurum” demeye gelmiyor mu?

Yahu pek çok kalem sahibi ordunun komple değiştirilmesi gerektiğinden söz ederken Enver Aydemir bunu bile söylemiyor!

Ya ne diyor?

“…yaşadığım coğrafyanın gerçeklerini de göz önüne alarak, ortak yaşamın getirdiği sorumluluklar çerçevesinde inançlarıma uygun ve bireysel haklarımın tanındığı (eğitim özgürlüğü, kılık-kıyafet özgürlüğü, düşünce özgürlüğü vb.) bir ortamda kamu hizmeti yapabileceğimi beyan ediyorum.”

Kime söylüyor?

Kamuoyuna!

İşte tüm sorun burada!

Bu ülkede kamuoyunda söylediğiniz herhangi bir şey Anıtkabir’i Kabe zan eden yapı için bir şey ifade etmiyor!

Bitmedi!

Enver, vicdanî red hususunda kendisini taklit etmek isteyen dindar gençlere karşı çıktığını, çünkü bunun bir şekil değil, inançtan kaynaklanan sahici bir ihtiyaç olması gerektiğinden de bahsediyor…

Peki Kemalizm’in, yaklaşık olarak profilini özetlemeye çalıştığımız bu insana ve duruma reva gördüğü muamele nedir?

Ailesine, kendisine ve inançlarına galiz küfürler, dayaklar, falakalar, çıplak bırakmalar vs…

Bütün bunlardan sonra Kemalizm’in neden Türkiye için bir utanç vesilesi olduğunu daha iyi anlayabiliyor muyuz, bilmiyorum…

Bıraktık Kemalizm’in dinî eleştirisini, bu fikriyatın en küçük düzeyde bile insanlıkla alakası var mı?

Enver evli ve 2 çocuğu var!

Karısını, anasını ve iki bacısını inançları gereği taktıkları başörtüsüyle size bu millet tarafından emanet edilen ve askerî denilen bölgenize almayacaksınız ama yakınlarına yaz sıcağında nizamiye önünde bekleme ve ağlama cezası verdiğiniz adamdan kendinize itaat ve hatta ‘şehadet’ falan bekleyeceksiniz öyle mi?

Bu ne asil ne de adil bir şey yahu!

İronik ve zavallıca!

Yok yok, mezkur yazarlar haklılar, bu ordu vallahi adam olmaz, değiştirelim…

Mehmet Altan’ın Amerikalı bir gazeteciden aktardığı söz tam isabet kaydediyor:

“Her devletin ordusu varken, Türkiye’de Ordu’nun devleti var!”

Bir başka açıdan bakarsak bu sözü daha iyi anlarız…

Enver Aydemir’in tutuklandığı gün, AK Parti Hakkari Milletvekili Abdülmuttalip Özbek, ilk kez TBMM’de, TSK’nin bütçesini ve çözümsüzlükte TSK’nin rolünü alanen dile getirdi. TSK’nin savunma bütçesinin genel bütçedeki payı % 7 (TSK’nin genel bütçesinden bahsetmiyorum, sadece savunma bütçesi. Orduların dünya genelinde savunma bütçelerinin genel bütçedeki oranı % 2’yi aşmıyor. Başka bir kıyaslama örneği olarak da, TC’de Kültür Bakanlığı bütçesinin genel bütçeye oranını verelim: % 0.38)

Çıkın dışarı, ister bir kampüse gidin isterseniz kahveye…

İster bir akademisyenle konuşun ister bir ameleyle…

Hiç kimse artık PKK konusunda TSK’ya güvenmiyor!

“Bitmez kardeşim orası öyle gider, çok rant dönüyor o işte!”

Bunu belki binlerce kez duymuşumdur ummadığım düzeyde mutedil ve mazbut insanlardan…

Kemalist Sistem’in demokrasiyi, eğitimsiz ve ekonomisiz halkı oy deposu olarak kullanabildiğinden dolayı sevdiğini biliyoruz…(Bkz. Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz vb…)

Ama sistemin askerî kanadının halkı aynı zamanda ‘asker deposu’ olarak kullandığı dikkatlerden fazlasıyla kaçıyor!

‘Onuncu yıl’ marşları ve ‘Her Türk asker doğar’ masalları, kan ve gözyaşı dökülen, kirli bir savaş yürütülen, kin ve nefret üretilen, toprağa düşmüş gençleri gömülen halkı uyutmak için rejimin dinî ilahileri gibidirler…

Oysa Enver Aydemir’lerin kafa ve kalp kriterlerini inşa eden İslam buna izin vermez!

Pazar günü Galatasaray Lisesi’nin önünde dediğim gibi:

“Mesele, İslami inancını ve imanını ortaya koyarak Kemalist bir yapıda ve resimde yer almak istemediğini bildiren Enver Aydemir ise herkes bilsin ki

biz Müslümanlar anamızdan sadece ana-babamıza oğul ve Allah’ımıza kul olarak doğarız!

Bundan başka hiç kimseye hiçbir borcumuz yoktur!

‘O vatanı kurtardı bu batırdı’ tartışmaları tarihîdir, felsefîdir, masumların hayatları bu tartışmalara heba edilemez!

Birileri bu ülkede 1920’lerin modası tek parti döneminin bittiğini, birileri bu ülkede Kemalizm’in çöktüğünü ve Kemalist Diktatorya’nın artık hiçbir şey emredemeyeceğini anlayamıyorsa akıllarını geliştirmeleri gerekir, masum insanlara işkence etmeleri değil!

Kemalistler hala insanları aptal sanmaktaysa bu onların sorunudur!

Bu halkı artık kandıramazsınız!”



Evet, Enver Aydemir bir ilk’imiz…

Ama unutmayın, Enver’e vereceğimiz destek de bir ilk olacak!..

Umarım hamasî tartışmalarda boğulmayan ve kuklayı değil kuklacıyı hedef alan fiilî dualarımızda buluşuruz…

Kaldı ki bu fiilî duaların ilk örnekleri de gelmeye başladı...Yıllardır Kemalizm`in ne idüğünü bağıra çağıra bu memlekette anlatan iki kuruluş olan Özgür-der ve İLKAV , Enver Aydemir örnekliğinde İmani Red`de tam desteklerini ortaya koydular.

Not: Bu yazıyı yayımladığımız saatlerde Enver Aydemir Eskişehir’deki cezaevine henüz transfer oldu. Yola çıkmadan önce açlık grevini bitirmesi için Aydemir’in sivil kıyafetlerini giymesine izin verildi. Beş günden bu yana ilk kez yemek yiyen Enver Aydemir ile ilgili tüm yeni gelişmeleri inşallah www.AnaliZmerkezi.com’da paylaşacağız…

Ayrıca yine akşam saatlerinde bu kez askeriyeden değil de polisten gelen bir saldırı haberiyle karşılaştık.

Nuray Canan ve Ömer Bezirgan`a polis karakolunda uygulanan darp ve işkence, bu ülkede Müslümanlar`ın, askeriye ve polisiye ayırt etmeksizin, devletin her alanına sızmış iğrenç, elitist, müstekbir, zalim, sadist ve insanlık dışı bir sistemle karşı karşıya kaldığını olabilecek en itirazsız şekilde ispatlıyor...

Fatih Tezcan
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
E Çevrimdışı

emirha_K

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hünkarım Beyim Paşam
Hiç Yorma O Güzel Ağzını Emretmek İçin Bana
Hak Sözünden Gayrı Bir Buyruğa
Tabi Olmayacağım Bundan Sonra...
 
E Çevrimdışı

emirha_K

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
yeni bir yargı paketi hazırlanıyormuş ondan vicdani red hakkı varmış eğer doğru ise muvahhid gençler için çok büyük bir ferahlık olur inşaAllah
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yeni bir yargı paketi hazırlanıyormuş ondan vicdani red hakkı varmış eğer doğru ise muvahhid gençler için çok büyük bir ferahlık olur inşaAllah


inş. kardeşim inş. 5 sene oldu bazen tedirginlik çöküyor kalbime düğün arifesinde şeytan vevese veriyor....Rabbim bir kapı açar inşeeeAllah....ama tasarışarı görmezden geliyor ş...sizler nasıl olcaksa...kabahat bizde kimsede değil.. yemeği başkası pişircek biz yiyeceğiz...biz mücade etmiyoruz..
 
R Çevrimdışı

Rabbinizi Sevin

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Hikaye güzel, Yanlız bunu "Fatih Tezcan" denen karaktersiz, tarafı belli olmayan adam yazıyorsa inanmıyorum. Ayrıca askerlikten kaçmak yerine neden gidip vatanını korumak bu kadar zorunuza gidiyor ki onu anlamadım ? Belki kemalist ordu (düzeni) benimsemek zorunuza gidiyor olabilir, ancak bu düzenin değişmesi için savaşabilirsiniz. Kaçmak biz müslümanlara yakışmaz. Ben okuduğum hiç bir yerde kaçın diye bir ayet, hadis veya başka bir şey görmedim.

Bu kişisel görüşümdür. Sizlerden ne dinine, ne vatanına, nede ailesine bir faydası olabileceğini düşünmüyorum. Yargılamak bizim haddimize değil. Bu sadece bir düşüncedir.

En kolayından bir müslüman şu şekilde düşünmelidir. Bu ülke bizim vatanımız ise, biz bu ülkede dinimizi yaşayabiliyorsak, bizim ailemiz bu ülkede yaşıyorsa en büyük görevlerimden biri ülkemi korumak olmalıdır. Şunu unutma bir gün işgal altında kalırsak dinini de yaşayamayacaksın.

Ayrıca : Dinimizde Vatana ihanetin cezası ölümdür.

Bu konu bence vatan hainliği olarak tartışılmalıdır.

Fatih Tezcanda budur. https://www.abcgazetesi.com/arsiv/parayi-veren-fatihin-dudugunu-calar/haber-38086
 
Ebu Muhammed Taha Çevrimdışı

Ebu Muhammed Taha

Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu Aleykum Hacı Abi,
Sitede yazılan bütün yorumları yazıları okuyan birisi olarak maalesef gözüme çarptın ve yazmak mecburiyetinde hissettim kendimi.

[Ayrıca askerlikten kaçmak yerine neden gidip vatanını korumak bu kadar zorunuza gidiyor.]
Şimdi askerin görevini biraz açayım ben sana askerin görevi sadece vatanı korumak değildir.
Askerin ilk görevi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını korumaktır(Laikliği=Dinsizliği koruyan kişi müslüman olarak kalabilir mi = ?)
Askerde puta tapma putları koruma putlara selam verme putların karşısında hatta o put yere düşmesin diye ölebilmek veya onları korumak için yemin etmek (Sence Allah rasulunun sahabesinin yapacağı bir amel midir ?)

[Belki kemalist ordu (düzeni) benimsemek zorunuza gidiyor olabilir, ancak bu düzenin değişmesi için savaşabilirsiniz.]
Onların ordusuna girip onlara karşı mı savaşalım bu nasıl bir çelişki onuda anlamış değilim.

İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût yolunda savaşırlar. O hâlde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır. Nisa 76

[Kaçmak biz müslümanlara yakışmaz.]
Şimdi sana bir soru sormak istiyorum günahlardan kaçmak şirkten kaçmak da mı müslümanlara yakışmaz ?

[ Ben okuduğum hiç bir yerde kaçın diye bir ayet, hadis veya başka bir şey görmedim.]
Okumaya devam et biraz daha da dikkat et okuduklarına.

[Bu kişisel görüşümdür. Sizlerden ne dinine, ne vatanına, nede ailesine bir faydası olabileceğini düşünmüyorum. Yargılamak bizim haddimize değil. Bu sadece bir düşüncedir.]
Bence bana göre gibi düşünceler ile mi dinimizi anlayacağız sana göre güzel olan şey ya bana göre kötüyse o zaman ne olacak (Dinimizi aklımızla değil Kuran ve Sünnetle ona tabi olanlar ile anlayabiliriz.)

[En kolayından bir müslüman şu şekilde düşünmelidir. Bu ülke bizim vatanımız ise, biz bu ülkede dinimizi yaşayabiliyorsak, bizim ailemiz bu ülkede yaşıyorsa en büyük görevlerimden biri ülkemi korumak olmalıdır.]
Allah rasulu(sav) kendi ülkesine savaş açmak yerine o vatanı korudu mu onlarla birlikte mi yaşadı yada şöyle mi dedi benim görevim vatanımı korumaktır.
[Şunu unutma bir gün işgal altında kalırsak dinini de yaşayamayacaksın.] SubhanAllah yani azılı kafirler ülkeyi ele geçirse namaz kılamayacağız oruç tutamayacağız yani dinimizden mi döneceğiz yani ülkemiz var diye dinimizi yaşıyoruz öyle mi yani Allah(swt) istediği için değil ?

[Ayrıca : Dinimizde Vatana ihanetin cezası ölümdür.] Vatana ihanetin cezasının hangi vatan için olduğuna da baktın mı vatana ihanetten kastın ne (ancak bu düzenin değişmesi için savaşabilirsiniz) diyorsun ama bunu vatana ihanet olarak isimlendiriyorsun.
Bu arada tam öğrenememişsin ben söyleyeyim bu İSLAM DEVLETİ için geçerlidir tağut devletleri(laik devletler) için değil
yani senin mantığınla bakarsak bütün sahabe öldürülmeli öyle değil mi onlarda dinleri için kendi devletlerine savaş açtılar.

Bir soru daha sormak istiyorum.
Bugün İsrail'de Abd gibi ülkelerde doğsaydın. Ama sonradan müslüman olsaydın tevhid ve tağutu öğrenseydin. Ama ülkende de yaşamaya devam etseydin. Onlar seni askere çağırdıklarında gitmemek vatan hainliğidir vatana ihanetin cezası ölümdür mü diyecektin ?
gitmeyen müslümanlarıda vatan haini olarak isimlendirecektin ve onlarda sana müslüman mı diyecekti bunu da düşün istersen.Onların ne dediği de önemli değil Allah(swt) seni ne diye isimlendirecekti elini kalbine koy ve bunu söyle .

Bu nasıl bir itikat ve çelişki anlayamadım.
SubhanAllah.

Ayrıca Bakınız: https://www.islam-tr.org/konu/kufur-duzenini-korumak-taguta-askerlik.7850/
 
R Çevrimdışı

Rabbinizi Sevin

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Aleyküm selam güzel kardeşim. Şimdi tek tek açalım bu koyunu.

Şimdi askerin görevini biraz açayım ben sana askerin görevi sadece vatanı korumak değildir.
Askerin ilk görevi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını korumaktır(Laikliği=Dinsizliği koruyan kişi müslüman olarak kalabilir mi = ?) , Askerde puta tapma putları koruma putlara selam verme putların karşısında hatta o put yere düşmesin diye ölebilmek veya onları korumak için yemin etmek (Sence Allah rasulunun sahabesinin yapacağı bir amel midir ?)

Şimdi bu cümleden anladığım sen buraya ya gericilik yapmaya yazdın bunu yada polemik yapmak için. Bu sorunun cevabı çok basit. Madem bu ülkenin kanunları hoşuna gitmiyor neden yaşıyorsun ? Eğer ki yaşıyorsan o zaman sen kendi kendine bu tür sapkın düşünceler ile düşman oluyorsun. Ben sene 2009'da yaptım askerliğimi mescidimiz de vardı herşeyimiz vardı. İsteyende istediği zaman gidiyordu. Dinsizliği koruyan kişi müslüman olarak kalabilir mi ? Evet bak kaldım işte.( Sana göre dinsizlik ) Babalarına bak, dedelerine bak hepsi yaptı askerliğini onlarda müslüman. Putlara selam verme v.s onlar senin uydurmaların istersen vermezsin ki selam versen ne olacak ? Selam vermek yada saygı duymak ne zamandan beri tapma anlamına geliyor. O zaman eşin varsa yada çocuğun varsa sen onada tapıyorsun. Başka bir değişle Put dediğin senin bu ülkenin kurucusu. Beğenmiyorsan baştaki sorum yine geçerli olacak.

(Sence Allah rasulunun sahabesinin yapacağı bir amel midir ?)
Bu soruyu kendin cevapla. O zamanın dünyası ile şimdinin dünyası arasında 1 milyondan fazla fark vardır. Ayrıca bak ne güzel söylemişsin. Sahabelerin yapacağı bir amelmidir ? Biz sahabe değiliz. Önce onu bir öğrenmelisin. Şuan günümüzde peygamber efendimiz yaşıyor olsa bizde yapmaz peygamberimizin peşinden giderdik. Allahım nasip ederse Hazreti Mehdi efendimizi görürsek onun peşinden gideceğimiz gibi.


Onların ordusuna girip onlara karşı mı savaşalım bu nasıl bir çelişki onuda anlamış değilim.
Savaş denince aklına neden hemen kelle kesmek geliyor ? Ayrıca onların ordusu dediğin senin milletinin, senin kardeşlerinin olduğu ordu. Hemen nasıl onları karşına alıp düşman pozisyonuna sokabiliyorsun ki onları çoğu müslüman olmasına rağmen. Nasıl canileştik. İnsanları korkutan sizlersiniz işte. Hem korkutup hem kaçırıyorsunuz. Savaş derken, Hukuki yolla savaşı kasıt etmiştim. Aklıma da böyle birinin yazacağı gelmişti.

Şimdi sana bir soru sormak istiyorum günahlardan kaçmak şirkten kaçmak da mı müslümanlara yakışmaz ?

İşte burada gericilik yapmayan geldiğin anlaşıldı. Orada kasıt edileni herkes anladı sen farklı yerlere çekiyorsun. Haram ve günahtan kaçmak değil orada savaştan, mücadeleden kaçmak (!)

Bence bana göre gibi düşünceler ile mi dinimizi anlayacağız sana göre güzel olan şey ya bana göre kötüyse o zaman ne olacak (Dinimizi aklımızla değil Kuran ve Sünnetle ona tabi olanlar ile anlayabiliriz.)
Evet bence de kuran ve sünnete göre yorumla. Sen askerlik yapmadan Allah yolunda şehit olmayı düşünüyorsun. Ama en ufak bir silah eğitimi almamışsın. Üstüne bunun zorunlu olmaması gerektiğini savunuyorsun. Çok film izliyorsun.

Allah rasulu(sav) kendi ülkesine savaş açmak yerine o vatanı korudu mu onlarla birlikte mi yaşadı yada şöyle mi dedi benim görevim vatanımı korumaktır.

Savaş mı açmış efendimiz ? Ben bilmiyorum. Kaynak verde okuyalım. Eminim oradaki amaçlar faklıdır.

SubhanAllah yani azılı kafirler ülkeyi ele geçirse namaz kılamayacağız oruç tutamayacağız yani dinimizden mi döneceğiz yani ülkemiz var diye dinimizi yaşıyoruz öyle mi yani Allah(swt) istediği için değil ?

Tabi ki Yüce Allahımız için yapacaksın ama 1930 ları bilmediğin buradan belli. O zamanlar insanlar kur-an okuduğu için öldürülüyordu. Daha buna benzer bir çok örnek verebilirim ama sen cımbızlıyıp farklı yerlere çekiyorsun konuları.

Vatana ihanetin cezasının hangi vatan için olduğuna da baktın mı vatana ihanetten kastın ne (ancak bu düzenin değişmesi için savaşabilirsiniz) diyorsun ama bunu vatana ihanet olarak isimlendiriyorsun.

Yukarıda verdim cevabını. Her şeyi kan ile mi çözmen gerekli ? Allah yapıcı olanlardan yanadır.

Bir soru daha sormak istiyorum.
Bugün İsrail'de Abd gibi ülkelerde doğsaydın. Ama sonradan müslüman olsaydın tevhid ve tağutu öğrenseydin. Ama ülkende de yaşamaya devam etseydin. Onlar seni askere çağırdıklarında gitmemek vatan hainliğidir vatana ihanetin cezası ölümdür mü diyecektin ?

Evet gidecektim yada o ülkeyi değiştirecektim. İnsan olmanın bazı kuralları, sınırları, adapları vardır. Sen kendinden sorumlu olduğun gibi; dininden, ailenden, akrabalarından, milletinden yada devletine karşı olan bazı sorumlulukların var.

Eleştirim biraz ağır olabilir. Bunun için sizlerden özür dilerim. Yaşına baktım 20. Bu şekilde düşünmen normal.


"Bir gün ve bir gece sınırda nöbeti tutmak, gündüzü oruçlu gecesi ibadetli geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi bu nöbet esnasında vazife başında iken ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevabı kıyamete kadar devam eder, şehid olarak rızkı da devam eder ve kabirdeki sorgu meleklerinden güven içinde olur." (Müslim, İmâre 163. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 2; Nesâî, Cihâd 39; İbni Mâce, Cihâd 7)

Sınırlarda nöbet tutarken şehit olanların mertebesi ise, bunların en üstün olanıdır. Çünkü Dinimizde vatanın sınırlarında tutulan nöbet, en büyük ibadetlerden biri sayılmıştır. Bu görevi yapanlara "mürabıt", bu görevin yapıldığı yerlere de "ribat" denilmiştir.

Fıkıhçılar ribatı şöyle tanımlamaktadırlar: Ribât, Allah uğrunda savunma yapmak ve düşmanın hücumunu önlemek üzere, sınırda hazır vaziyette beklemektir. Sınır ise, halkının düşmandan korkusu olduğu her yerdir. Ribât "Ribâtu'l-Hayl" (at bağlamak)'dan gelmektedir. Süvarilerin atlarını bağlayıp nöbet tutmaları olayından adını alan ribât, sınırlarda at bulunsun bulunmasın nöbet tutmak için oluşturulmuş mekânların adı olmuştur.(İbn Kudâme, el-Muğnî, VIII, 356).


Son olarak : Vatanı beklemenin kutsallığı

Yüce Rabbim sen hepimizi affet. Bilmeden bir günah işlediysek bizleri bağışla.
 
Ebu Muhammed Taha Çevrimdışı

Ebu Muhammed Taha

Üye
İslam-TR Üyesi
Hepsini sırayla okudum ve hepsine ince ince cevap yazdım.(GERİCİ KAFAMLA )
[Evet gidecektim yada o ülkeyi değiştirecektim.] diyene kadar bunu söyleyen bir kimse ya dini bilmiyordur ya akideyi bilmiyordur ya da gerçekten farklı bir amacı vardır. Bunu söylemek bile küfür olabilir insanı dininden çıkartabilirken ne diyebilirim ki devam et.
[Savaş mı açmış efendimiz ? Ben bilmiyorum. Kaynak verde okuyalım. Eminim oradaki amaçlar faklıdır.] Arada siyer oku.ama pardon [O zamanın dünyası ile şimdinin dünyası arasında 1 milyondan fazla fark vardır. ] o yüzden okumana gerek kalmadı .
[Yaşına baktım 20. Bu şekilde düşünmen normal.] Din yaş ile değil ilim ile olur.Senin 60 yaşında olman 20 yaşındaki bir insandan daha fazla ilme ve takvaya sahip olduğun anlamına dgelmez.
Seni yöneticilere bırakıyorum onlara da Allah sabır versin.
 
Y Çevrimdışı

Yusuf D.

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hikaye güzel, Yanlız bunu "Fatih Tezcan" denen karaktersiz, tarafı belli olmayan adam yazıyorsa inanmıyorum. Ayrıca askerlikten kaçmak yerine neden gidip vatanını korumak bu kadar zorunuza gidiyor ki onu anlamadım ? Belki kemalist ordu (düzeni) benimsemek zorunuza gidiyor olabilir, ancak bu düzenin değişmesi için savaşabilirsiniz. Kaçmak biz müslümanlara yakışmaz. Ben okuduğum hiç bir yerde kaçın diye bir ayet, hadis veya başka bir şey görmedim.

Bu kişisel görüşümdür. Sizlerden ne dinine, ne vatanına, nede ailesine bir faydası olabileceğini düşünmüyorum. Yargılamak bizim haddimize değil. Bu sadece bir düşüncedir.

En kolayından bir müslüman şu şekilde düşünmelidir. Bu ülke bizim vatanımız ise, biz bu ülkede dinimizi yaşayabiliyorsak, bizim ailemiz bu ülkede yaşıyorsa en büyük görevlerimden biri ülkemi korumak olmalıdır. Şunu unutma bir gün işgal altında kalırsak dinini de yaşayamayacaksın.

Ayrıca : Dinimizde Vatana ihanetin cezası ölümdür.

Bu konu bence vatan hainliği olarak tartışılmalıdır.

Fatih Tezcanda budur. https://www.abcgazetesi.com/arsiv/parayi-veren-fatihin-dudugunu-calar/haber-38086
Allah'ın her şeyden önce bilmemizi emrettiği tevhid ilmini özellikle günümüz alimlerinden okuyup öğrenmenizi isterim
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Devletin yerinde olsam halkın önüne bireysel olarak askerliği ve kamu hizmetlerini (sağlık, emniyet, temel eğitim, yükseköğretim vs.) reddetme paketini koyardım.

Samimi Müslüman'da, devletin etini yiyip sütünü içip askerlik mevzusu gelince geçici olarak muvahhide dönüşen sahtekarlarda ortaya çıkardı.
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Devletin okulunun verdiği ünvanla ekmek yiyip, askerlik vakti gelene kadar devletin her şeyinden faydalanmaktan çekinmeyip askerliğe gelince muvahhid olanları gördüm. Samimi olsalar laik devletin her şeyini reddederler.

Laik devlete vermek (askerlik hizmeti) neyse almakta (kamu hizmeti) o dur.

Özel sağlık sağlık sigortasını yapan, emniyetini kendi sağlayan, özel emeklilik sistemlerini kullanıp devletin her şeyini reddeden samimi bir adam varsa onun parasını ben vereyim askerliğini yapmasın.

Ben tiksiniyorum samimiyetsiz insanlardan.
 
Ebu Muhammed Taha Çevrimdışı

Ebu Muhammed Taha

Üye
İslam-TR Üyesi
Devlet okulunun verdiği unvan ile derken yani herkese unvan veriyorlar kafalarına göre öyle mi ? bizim hiç emeğimiz yok .Üniversite okumaktaki behis nedir ALLAME kardeş bu arada ben lise terkim açık lise mezunuyum dinimi öğrenince terk ettim.(PUTA SAYGI DURMAK AĞIR GELDİ.) Kendi emeğimle evde kafa patlatarak üniversite kazandım özel eğitim de aldım (DEVLETE BAĞLI OLMAYAN YERDE)
Şimdi soruyorum sana sayın allame kardeş Üniversite okumaktaki behis nedir delilleriyle zikret biz de öğrenelim.Eğer varsa küfür bizde terk edelim.
Sağlık sigortası diyorsan benim ailem kendi sağlık sigortasını yapıyor(Kendi parasıyla ödüyor)
bundaki delil nedir açıkla da öğrenelim nefsinden ile konuşuyorsun.
[[Laik devlete vermek (askerlik hizmeti) neyse almakta (kamu hizmeti) o dur. ]]
Bu yazının delilini bekliyorum.Nefsinizi ilah edinmeyin. bir şey konuşuyorsanız deliliyle konuşun yoksa susun.
YUSUF AS. MALİYE BAKANIYDI. YUSUF AS. (Kıssasını da baştan sonra oku.)
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir şey haramsa her türlü haramdır. İsveç şurubu içinde ki alkolden dolayı haramdır diye bir hadis yada ayet yok ama alkol haram diye onu tüketmiyoruz.

Laik devlete ait olmayan kurumlardan istifade et. Laik devlet için askerlik yapmak istememen samimi görünsün.

Devlet komple bir kurumdur. Devletin askeriyeside üniversiteside aynı kurumun dallarıdır. Alkol satan ve satmayan iki büfe var. İkiside su satıyor. Sen haram olmayan suyu gidip alkol satmayandan alıyorsun değil mi? Alkol sattığı için helal olan suyuda almıyorsun.
 
Ebu Muhammed Taha Çevrimdışı

Ebu Muhammed Taha

Üye
İslam-TR Üyesi
Sorularıma cevap ver . Bu arada devlet ile rejim aynı şey değildir . Onuda araştır istersen
Haram olduğuna dair delilleri de istiyorum .(Alkolün değil yukarıda yazdığım şeylerin )
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kemalist rejimle kemalist laik devleti birbirinden ayırıyorsun. Sana ne diyeyim ki. Kağıda horoz çizip altına bu horozdur yazılmaz.
 
Ebu Muhammed Taha Çevrimdışı

Ebu Muhammed Taha

Üye
İslam-TR Üyesi
Allame kardeş rejim yönetim şekildir o da laiklik devlet ise insanların içinde yaşadıkları yerdir orada yaşayan herkes laik değildir rejim laiktir asker de rejimi korur .
Ben bana cevap yetiştirmeni istemiyorum Delil istiyorum Yusuf as maliye bakanı olunca taguti rejimde (sadece maliye ona aitti orayı islam ile yönetiyordu ) geri kalan yerlere de tabi mi olmuş oldu onları da mı kabul etti haram mı işledi Yusuf as da mı samimiyetsiz taguti rejimde faydalandı bence çok konuşmak yerine biraz oku boş yorum yapma benim sorularıma cevap ver yukardan aşşagıya sırasıyla haram ise delil getir ve şüphelerimi izhale et eve geçince ibni teymiye den devlette çalışmak hakkında ki görüşlerini de paylaşayım sana göre o da samimiyetsiz .
Biliyorsan konuş bilmiyorsan da sus .
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Laik rejimi anayasa korur. Askerlik, ülke güvenliğinin devamlılığı için yapılan faaliyettir. Sana düşen payı 12 ay askerlik hizmeti yada 15.000₺'dir. Bunu reddedersen samimi olarak başka şeyleride reddetmek durumundasın. Ben sana samimi olmak adına şöyle yap diyorum sen bana haram olduğuna dair delil getir diyorsun.

Beni burada tağutu savunan konuma çektiğini sanma. Tanımlama bilmiyorsun, önce seni bilgilendirmem lazım. Cahille tartışmak huyum değildir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Süt içmekle askerlik aynı kategoride diyen Muvahhid alim kimmiş?
f471h

Evvela bu soruma cevab vermediğini hatırlatırım.

Tekrar benzeri şekilde sorumu hatırlatıyorum ki bu İddia ettiğin akidenin senden evvel bir selefi var mı yok mu ortaya çıksın.

Tağutu reddeden bir müslümanın; Tağuti rejimin idaresi altında bulunan devletin okul, hastane, memurluk, ulaşım, belediye hizmetleri, sosyal faaliyetleri gibi tüm hizmet veren kurum ve kuruluşlarından faydalanmanın da küfür olduğuna hükmeden;
yahud,
"Şeriatı reddeden devletlerin üstte zikredilen kurum ve kuruluşlarını reddetmek küfür olmadığı gibi tağutu reddetmek de küfür değildir!" diyen ehl-i sunnet bir âlimin adını ve delillerini zikreder misin?

Bu soruma cevab vermeden diğer konulara mesaj yazma. (diğer arkadaşlardan kimse araya mesaj yazmasın)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt