Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yağ Değil, Lâ Çekiyoruz!

Binti Abu Qatade Çevrimdışı

Binti Abu Qatade

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Meydan yağlardan kayganlaşmış.
Adım attığımız her yer ve girdiğimiz her ortam yağlardan cıvık cıvık olmuş. Piyasada; yaltakçılar ve asalaklar, efendilerinin ayaklarına kapanıp, kaypak ve kaygan kişiliklerini ve ruhlarını ayaklar altına almıştır. İlkeler ve idealler, menfaat ve az bir ücret karşılığında, kızgın yağlarda heder edilmiştir. Yüreklere, inanç, kardeşlik ve paylaşma yerine, aşağılık heves, hırs ve çıkar yerleşip, kalbin damarlarını tıkamış, yürekler yağ bağlamıştır. Ne yazık ki, hayatı yağ olanlar, hayatı şekillendirmek yerine,zalimin ve zulmün kabına göre şekil almıştır.
İşte bizim ”la” mız, onların yağının, yani; yağ çekerek efendilerinden, ağzı salyalı kemik bekleyenlerin ve yağ çekilmeyi bekleyen efendilerinin istekleri ve bekleyişlerinin azdığı anda, suratlarına inen Tevhid şamarının ilk hamlesidir.
Nerdeyse bir asırdır, sistemin demir postalları altında ezilenlere, vücutları işkencelerde delik deşik edilmiş bedenlere, anlından ter değil kan akan yüzlere, sesi çıkmasın diye, boğazı zindanlarla sıkılan dillere utanmadan: “Artık bunlardan hesap sorulacak, geçmişle yüzleşiyoruz, Amerika ile işi götürüyoruz, yoksullara kömür ve yağ dağıtıyoruz, demokrasi yolunda ilerliyoruz. Haydi demokratik sisteme, haydi oylarımızla hesap sormaya, çözüm milletin iradesinde, çözüm sandıktadır, sakın derin sularda yüzmeyin, sonra kızarız ha!” diyen, demokrasi diktatöryasının yılmaz bekçilerine yağ değil, la çekiyoruz.
Kapitalist düzlemin faizli büklümünde ezilen, hor görülen, elinde avuncunda neyi varsa gasp edilen, yoksullukları artıp yokluklara dönen, evine bir parça ekmeği götüremeyen, çocuklarının boğazından bir dilim lokma geçiremeyen, borçlarla/ hatırla/yalvarmayla ay sonunu zor görenlere, usanmadan: “Yeni yeni piyasalar açıyoruz, faiz bankalarını çoğaltıyoruz, kredi kartlarını ayarlıyoruz, semt pazarlarını arttırıyoruz, paraları cukkaya indiriyoruz. Haydi, faizli çarka duçar olmaya, haydi yoksulluklarımızı en büyük zenginlik yapmaya, haydi ezilmeye, haydi aç kalmaya” diyen, kapitalist ekonomik vurguna yağ değil, la çekiyoruz.
Komünist yangının sosyalist ateşinde etleri kavrulan, dini inancını yer altında sürdürmek zorunda kalan, bürokratik oligarşi altında yıllarca baskı ve zulüm altında yaşayan, işçilerin cenneti değil, işçilerin cehennemine dönen, ezilenlerin iktidarı değil, bir avuç azgın komünist parti üyesinin elinde oyuncak olanlara pervasızca: “ işçiler işçi kalmaya devam edin, biz sizin yerinize iktidar oluruz, parti komite üyeliklerini doldururuz, siz ücret istemeyin biz karnınızı doyururuz, öyle din işlerine filan da yönelmeyin, biz maymundan geldik ancak maymun oluruz. Haydi, ezilmeye devam, haydi aç geldik aç gitmeye devam, haydi bizim yerimize ölmeye devam, haydi bizim yerimize çalışmaya devam, haydi dinsiz olup insanlıktan çıkmaya devam!” diyen; İslamcı deyince aklına AKP ve Gülen’den başkasını getiremeyen, dangalakuslara, çatlasalar da ve de patlasalar da dünyadaki en büyük anti-emperyalist-kapitalist güç İslami harekettir diyoruz ve bu çok okuyan ama az düşünen entegre sosyokominlere hatırlatıyoruz ve de onlara da yağ değil, la çekiyoruz!
Faşizmin ırkçılık çemberinde, şovenist milliyetçilik dairesinde, bedenleri sıkıştırılmış, dilleri yasaklanmış, ezgileri susturulmuş, kültürleri yok edilmiş, benlikleri paramparça yapılmış, coğrafyaları kan deryasına dönmüş, bundan çıkışı yine aynı yoldan geçerek, karşı bir ırkçılık ve milliyetçilik refleksi oluşturmuş olan ve yüzleri kızarmadan hala: “Onlar kart kurttan geldi, ancak cart curta giderler, dilleri hıyanet, kültürleri gaflet, ezgileri yanık ama o da dalalet”, karşısında ise, “siz yokken biz vardık, buralarda cirit atıyorduk, geleni geçeni kovalıyorduk, şarkı türkü söylüyorduk, dağlarda halay çekiyorduk” diyen faşizmin ve ırkçılığın hevesine düşen, milliyetçilik ve asabiyet zemininde kendini ifade eden psikomillicilere de yağ değil, la çekiyoruz!

Kurtuluşu sadece izmlerde gören, karanlıktan sıyıracak ışığı onun bunun yazdığı kitaplarda arayan, değersiz ve beş para etmez insanların arkasından giden, onları kendilerine önder edinen ve bu uğurda her şeyini feda eden, bedenlerini batıl davalarda çürüten, asırlardır efendilerine itaat edip mazlumluğun, ezilmişliğin, mustazaflığın değerini düşüren, kendilerine ne deniyorsa sorgulamadan kabul eden, efendilerinin ayaklarında kul köle olan, bundan da hiçbir rahatsızlık duymayan, kendilerini yakacak ateşi, kurtuluş meşalesi sanan, yeri gelince, ezilmişlik edebiyatını yere göğe sığdıramayan, ezenin ezmesinden neredeyse zevk alan, aklını kullanamayan, mahşer gününde, efendilerine: “siz bizi saptırdınız, Ya Rabbi onlara(ezenlere, müstekbirlere, efendilerine) azabın iki katını ver” diyecek olan, sözde mazlumlara da yağ değil, la çekiyoruz!
“la”, ne güzel bir hayat başlangıcıdır. “la”, sahte ilahlara ve efendilere ne güzel bir manifestodur. “la”, uslanmayan nefse ne güzel bir dur deyiştir. “la”, zalimlere ve tuğyanlara ne güzel bir bildiridir. “la”, tahribata uğramış yaşamı ne güzel bir inşa çabasıdır. “la”, yağcılara ve yaltakçılara ne güzel bir tokattır. “la”, Âlemlerin Rabbi’nin bizden istediği ne güzel bir duruştur. “ la”, peygamberlerin ve onların yolunda gidenlerin küfre, şirke, putlara karşı ne güzel bir vuruşudur. “la” Tevhidin safında ve mazlumların yanında, göğe yükselmiş ne güzel bir yumruktur…

-Alıntı
 
Üst Ana Sayfa Alt