Yemen El Kaidesi konusunda uzman Yemenli ünlü gazeteci Abdurrezzak El Cemel dünü ve bugünüyle Yemen El Kaidesi’ni, Yemen’de El Kaide’ye karşı yürütülen savaşta kimlerin parmağı olduğunu, Yemen halkının El Kaide’ye karşı nasıl baktığını anlattı. El Cemel’le yaptığımız bu özel röportajı Incannews okurlarının beğenisine sunuyoruz.
Defne Bayrak / Incanews
Soru: 12 Ekim 2000 tarihinde Aden Körfezi’nin karşısında Amerikan USS Cole gemisine düzenlenen saldırıyı El Kaide Örgütü üstlendi. Bu saldırının; Amerika’nın 11 Eylül 2001 tarihinden önce Müslümanların topraklarında güçlü bir varlık gösterdiğinin delili olması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Zira 11 Eylül Saldırıları sonrası Müslümanlardan birçoğu saldırıları ilk El Kaide’nin başlattığını ve Amerika’nın ‘kendini savunma’ konumunda olduğunu iddia etti. USS Cole gemisinin Müslümanların sularında ne işi vardı? Bu saldırıdan önce El Kaide’nin Yemen’deki durumu nasıldı? Bu saldırıdan önce Yemen’de güçlü bir varlıkları söz konusu muydu yoksa saldırı sonrası mı ülkede konuşlanmaya başladılar?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide saldırı öncesi Yemen’de bireyler halinde mevcuttu. Bir örgüt olarak varlığı söz konusu değildi. Bireyler de daha çok savaşçıların yetiştirilip -Afganistan, Çeçenistan ve Sovyetler Birliği’ne bağlı diğer devletler gibi- çatışmaların yaşandığı ya da yaşanması için hazırlıkların yapıldığı ülkelere gönderilmesi ile ilgileniyordu. Bilindiği üzere USS Cole’e saldırı, ‘terör’e karşı savaş olarak isimlendirilen savaşın koşullarını ve bu savaşta Amerika ile ittifakın doğasını değiştiren 11 Eylül Saldırılarının öncesinde gerçekleşti.
Ancak Amerika’nın Arap Yarımadası’ndaki askeri varlığı USS Cole’e düzenlenen saldırıdan da 11 Eylül saldırılarından da çok öncesine dönmektedir. Bunların hepsini de kendisiyle işbirliği yapan ya da müttefik rejimler aracılığıyla bölgede gösterdiği siyasi varlık geçmektedir. (Bunların öncesinde de siyasi varlığı söz konusuydu). Bu da demek oluyor ki Amerika ‘kendini ya da çıkarlarını savunma’ konumunda değil. Çünkü varlığını dayattı ve despot, asalak rejimler aracılığıyla Müslümanların zenginliklerini yağmalayıp bir de buna ‘çıkarlar’ ismini verdi.
Yemen’deki El Kaide, küresel bir örgüte tabi bir koldur. Askeri ve siyasi varlık göstererek, egemenlik sahibi olması gereken ülkelerin içişlerine karışarak ve Arap Yarımadası’nı işgal ederek Amerika bu örgüte karşı savaşı başlatan taraf oldu.
USS Cole gemisi, yakıt ikmali için Aden Körfezi’ne demir attığı sırada bir tekneyle saldırıya uğramıştır.
Soru: USS Cole’e saldırının düzenlendiği o seneden bu yana El Kaide Yemen’de bazı bölgeleri ele geçirdi. Bir süre sonra ise bu bölgelerden bazıları elinden geri çıktı. El Kaide Örgütü’nün, kontrol altına aldığı bölgelerde yaşayan vatandaşların El Kaide’nin yönetim tarzı ve muamelesi hususunda görüşü nedir? Genel olarak Yemen halkı El Kaide hakkında ne düşünüyor?
Abdurrezzak El Cemel: Ortaya çıkıp kontrol altına alma El Kaide Örgütü’nün stratejisi kapsamında yer almıyordu. ‘Zarar verme ve tüketme’ olarak isimlendirdiği aşama çete savaşlarını ve mekansız çalışmayı gerektiriyordu. 2000 yılında düzenlenen Cole saldırısından bir örgüt olana, hatta örgütün Suudi Arabistan’daki kolu ile ‘Arap Yaramadası’ndaki El Kaide Örgütü’ adı altında birleşene kadar bu hal üzere kaldı.
Yemen halkı Ali Abdullah Salih rejimine karşı ayaklanınca örgüt ortaya çıkıp bazı bölgeleri kontrol altına aldı. Devrimi destekleyen başka güçler için de söz konusu olduğu gibi bazı bölgeleri ise kontrolü altından çıkardı. Ancak devrim uzayınca ülkedeki kuvvetlerin büyük kısmı bölgesel ve uluslararası harici müdahaleye (Suudi Arabistan ve Amerikan müdahalesi) boyun eğdi. Böylece devrim yolundan saptı. El Kaide Örgütü ise kontrolü altında bulunan bölgelerde devrimden uzak bir politika izledi.
Örgüt, Abyan Eyaleti’nin büyük kısmını, Yemen’in güney ve doğusundaki Shabve ve El Beyda illerinin bazı kısımlarını ele geçirdi. Bu bölgeler 15 ay boyunca kontrolü altında kaldı. Bu aylar zarfında, illerin çoğunda kaos halinin hakim olmasına ve kendisine karşı her taraftan yürütülen medya kampanyasına karşın gerek kontrolü altındaki bu bölgelerdeki idare yöntemi gerek de insanlara her alanda; özellikle de güvenlik alanında hizmetler sunması vasıtasıyla kendisi ve vatandaşlar arasında daha önce hiç görülmemiş şekilde sevgi oluşmasını sağladı.
Yemen Halkı genel olarak –içlerinden birçoğu- El Kaide karşıtı medya kampanyasından; özellikle de Yemen İhvanı’nı temsil eden Et Tecemmu El Yemeni Lilıslah Partisi’nin önderlik edip yürüttüğü kampanyadan etkilendi. Tabi bunun yanında El Kaide’nin kontrolü altında tuttuğu bölgelerde sergilediği olumlu modelden etkilenenler de oldu.
Soru: Amerikan bombardımanı dönem dönem Yemen’e isabet ediyor. Bugüne kadar bu bombardımanlarda öldürülen El Kaide liderleri hangileridir? Bu liderlerin öldürülmesi, El Kaide savaşçılarının morallerine olumsuz yönde etki etti mi yoksa metodlarına sıkı şekilde sarılmış halde yollarına devam mı ettiler?
Abdurrezzak El Cemel: Bu bombardımanlarda Şeyh Fahd El Kas’a, Örgütün Şer’i Sorumlusu Ebu Zubeyr Adil El Abab, Davetçi Şeyh Enver El Evlaki ile birlikte daha başka meydan liderleri öldürüldü. Öldürülenler arasında savaşçılar ve El Kaide’ye sempati duyanlarla bombalanan bölgede mevcut olan vatandaşlar da yer aldı. Bazı kereler ise vatandaşlar El Kaide üyesi oldukları zannıyla ya da El Kaide savaşçılarını konuk etmesinler diye korkutma gayesiyle direk hedef alınarak bombalandı.
Amerika’nın bombardımanı örgütün askeri faaliyetlerine biraz etki ediyor. Ancak moral açısından hiç etki etmiyor. Aksine savaşçılarının moralleri, maneviyatları yükseliyor. Çünkü onlar bu bombardımanların, ‘savaşlarının Amerika’yla olduğu’ sözlerini doğruladığını görüyor. Bu bombardımanlar ayrıca Amerikan müdahalesine karşı olanlar arasından daha fazla sempatizan kazanmasını sağlıyor.
Soru: El Kaide’nin bazı bölgelerin kontrolünü kaybetmesindeki en büyük sebep nedir? Bu bir siyasi taktik mi yoksa gerçekten mecbur kaldıkları için mi çekildiler?
Abdurrezzak El Cemel: üzerine birden fazla ülkenin savaş açmasına karşın El Kaide’nin Abyan ve Shabve illerinde daha yıllarca savaşabilecek gücü vardı. Ancak düşmanları, gelişigüzel bombardımanlarla ‘sivilleri ve El Kaide’nin kontrolü altındaki şehirleri cezalandırma’ yoluna başvurunca örgüt, on beş ay boyunca sergilediği olumlu model karalanmasın diye çekilmeyi tercih etti.
Soru: Geçen yıl ülkede güçlü bir varlık gösterdiklerini hatırlıyorum. Somali’deki Şebab Hareketi’nin yaptığı gibi Yemen El Kaidesi de hükümet güçlerine karşı saldırılara hazırlık yapıyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide Örgütü –kendisinin dediği gibi- Amerika ve Amerika ile müttefik rejimlere karşı açık bir savaş içinde. Bu savaş, kontrolü altındaki bölgelerden çekilmesiyle duracak değildir. Aksine çok daha güçlü bir şekilde başladı. Çünkü örgüt, şu anda daha önce o bölgeleri kontrolü altında tuttuğu dönemin aksine; mekansız, hiçbir sorumluluğun baskısı altında olmaksızın savaşıyor.
Soru: Bir süre önce gerçekleştirilen hava bombardımanlarında siviller mi yoksa El Kaide savaşçıları mı öldürüldü? Eğer El Kaide savaşçılarından idi ise sayıları yaklaşık ne kadardı?
Abdurrezzak El Cemel: Amerikan bombardımanları birçok sivile uzandı. Bu bombardımanlardan sonuncusu iki ay önce El Beydaa iline bağlı Reda’a şehrini vurdu. Bu saldırıda aralarında bir çocuk da bulunmak üzere 3 sivil hayatını kaybetti.
Soru: Amerika’nın insansız uçaklarla düzenlediği saldırılarda ülkenizde birçok kere siviller öldürüldü. Bu sivillerin hayatı karşılığında hükümet ya da Amerika tarafından öldürülenlerin ailelerine tazminat ödendi mi ya da özür sunuldu mu?
Abdurrezzak El Cemel: Ne o yapıldı ne de diğeri. Amerika kurbanların ailelerinden de Yemen halkından da özür dilemedi. Hiçbir şekilde tazminat da ödemedi. Yemen hükümeti de aynı şekilde! Yemenliler tazminat ya da özür istemiyor. Aksine Amerika’nın müdahalesini durdurmasını ve Yemen hükümetinin de bu müdahaleye izin vermekten vazgeçmesini istiyor.
Soru: Yemen’de El Kaide’ye karşı hükümetin oynadığı rol tam olarak nedir? Hükümet güçleri yoğun bir şekilde El Kaide elemanlarının üzerine saldırılar düzenliyor mu yoksa sadece topraklarını vurması için Amerika’ya izin vermekle mi yetiniyor?
Abdurrezzak El Cemel: Yemen hükümeti El Kaide Örgütü’ne karşı askeri ve güvenlik açılarından karadan kendisi savaşıyor. Havadan da insansız ve diğer uçaklarıyla savaşması için Amerika’ya izin veriyor. Aynı zamanda Amerika’ya bilgi desteği de sunuyor.
Soru: ülkenizde gerçekleşen devrimin El Kaide’nin durumuna etkisi ne şekilde oldu? El Kaide devrimden sonra zayıfladı mı yoksa güçlendi mi? Devrimden sonra popülerliği arttı mı? Ya da bir başka şekilde soracak olursak El Kaide üyelerinin kendilerine karşı muamelesini gördükçe insanlar arasında El Kaide’ye karşı sempati artıyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: Devrimin başında popülerliği azaldı. Çünkü medya şiddetli bir şekilde örgüte saldırıyor ve El Kaide’yi Salih rejimine mahsup ediyordu. Özellikle de Et Tecemmu El Yemeni Lilıslah’ın (Müslüman Kardeşler’e bağlı Reform Partisi) medyası bunu yaptı. İnsanlar da, durumun böyle olmadığını ve yerel kuvvetlerden büyük kısmının uluslararası sistemin elinde bir koz haline dönüştüğünü, ülkenin gerçek anlamda işgal edilmemiş olsa da siyasi ve askeri yönlerden işgal edilmişe benzer bir hale girdiğini keşfetmeden önce gerçekten de El Kaide’nin Salih rejiminin elinde bir koz olmaktan ibaret olduğunu sandı.
Aradan aylar geçmesine karşın yeni Yemen rejimi, halkın yerine Amerika’yı ilgilendiren şeyler dışında hiçbir şeye önem vermedi. İşte o vakit El Kaide’ye sempati tekrar arttı. Rejim, El Kaide’ye karşı savaşında Salih’ten yönetimi devralmasının akabinde gördüğü halk etkileşimini, desteğini aynı ölçüde göremedi.
Soru: El Kaide’nin hava bombardımanlarına karşı planı nedir? Hükümet de El Kaide’nin mevcut olduğu bölgeleri bombalıyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: Yemen uçakları on senedir, belki de daha fazla süredir El Kaide Örgütü’ne karşı başarılı hiçbir hava saldırısı düzenleyemedi. Hava saldırılarını düzenleyen Amerikan uçakları. Ancak örgüt bombardımanlardan sakınmaktan çok engellemeyi deniyor. Bunu da Yemenli askeri ve güvenlik liderlerine düzenlenen suikastlarda kendini gösteren operasyonel faaliyetlerle baskı aracılığıyla yapıyor. Bunda başarılı da oldu. Geçici bir ateşkes yapılmıştı. Ancak Amerika ne zaman öldürmek için bir fırsat bulsa bu ateşkesleri bozuyor.
Soru: Yemen’de El Kaide’nin maddi durumu nasıl? Fakirlere yardımlar sunabiliyorlar mı ya da insanların ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar mı?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide’nin maddi durumu kendilerini ilgilendiren bir mesele. Kimsenin maddi durumlarını bilebilme imkanı yok. Ancak bazı bölgeleri kontrol altında tuttukları dönemde birçok yardımlar sundular, daha önceki rejimlerden hiçbirinin ve hatta şu anki rejimin yapmadığı kadar insanlara verilen hizmetlerin iyileştirilmesi için çalıştı.
Soru: Husiler de El Kaide’ye karşı savaşıyor mu? Husilerin El Kaide’ye karşı tavrı nedir? Husiler alışılmış türden Zeydiler mi yoksa tamamen İran tarafından hareket ettirilen bir cemaati mi oluşturuyorlar?
Abdurrezzak El Cemel: Husiler El Kaide’ye karşı farklı sebeplerden ötürü savaşıyor. Bu sebepler arasında El Kaide’yi kıskanmaları yer alıyor. Çünkü El Kaide’nin Amerika’ya karşı gerçek düşmanlığı, onların sahte düşmanlığını ortaya koyuyor. Her ne kadar Husiler Amerikan karşıtı sloganlar atsa da Amerika’nın, insansız uçaklarıyla sadece El Kaide savaşçılarını hedef alması da bu gerçeği doğruluyor.
Husilerinin savaşının sebepleri arasında inançsal düşmanlık da yer alıyor. Bilindiği üzere El Kaide Sünni ve Husiler Şii. Bu sebeple yaşanan çatışma, ikilinin mevcut olduğu bölgelerdeki çatışmalardan farklılık göstermiyor. Aynen bugün Irak ve Suriye’de yaşandığı gibi!
Bir diğer sebep ise çıkarlar üzerine kurulu ittifaklarla ilgili. Zira son Doha anlaşmasıyla Husilere Yemen’in doğusunda El Kaide Örgütü’ne karşı savaşması için güvenlik yetkileri verilmesi tayin edildi. Bu da bilindiği gibi Amerika kaynaklı bir sonuçtur.
Husiler El Kaide’ye karşı genişlemeci projeleri çerçevesinde de savaşmaktadır. Çünkü El Kaide, kendilerine karşı durup, yayılmalarını engelleyebilecek tek kesimdir.
Mezheplerine gelince fikir açısından Zeydiler, Caferi değiller ama İran’dan destek alıyorlar.
Soru: Husiler İran’dan özellikle El Kaide’ye karşı savaşmak için silah ve para yardımı alıyor mu? Özetle ülkedeki nüfuzları ne boyutta?
Abdurrezzak El Cemel: ülkenin kuzeyinde büyük nüfuza sahipler. Bir ili ve bu il dışında başka iki ilden bazı kesimleri kontrolleri altında tutuyorlar. Rejimin kendilerini görmezden gelmesi de kendilerine yardımcı oldu. İran’dan gelen desteğin türüne gelince; Yemenli yetkililer birden çok kere silah yüklü; Husilere gönderildiği söylenen İran gemilerini ele geçirdi. Eğer İran kendilerini silahla desteklemeye böyle azmediyorsa para ile desteklemeye muhakkak ki daha çok azmediyordur.
Soru: Önemli bir soru; Yemen’deki El Kaide’ye karşı savaşta Suudi Arabistan’ın oynadığı rol nedir? Hatırladığım kadarıyla El Kaide geçtiğimiz yıl, ele geçirdiği bazı casusları kısas olarak idam etti. Suudi Arabistan, Yemen’deki El Kaide’ye karşı yoğun bir şekilde faaliyet gösteriyor mu? Bu alanda yaptığı işler tam olarak nelerdir?
Abdurrezzak El Cemel: Suudi Arabistan Yemen’de rollerin en kötüsünü oynuyor.
Suudi Arabistan, örgüte açılan aşiret kucağını ortadan kaldırmak için aşiretlerle ilişkisini kullanıyor. Aşiretlerin reislerini cömertçe destekliyor. Bu konuda başarılı oldu ancak nispeten. Çünkü örgüte tabi olanların büyük kısmı zaten bu aşiretlerin evlatları.
Aynı şekilde, hem kendi hem de Amerikan istihbaratı lehine casus olarak seferber etmek için Yemenlilerin fakirliğini kullanıyor. Örgüt birçok şebekeyi keşfetti. Bu şebekeleri Suudi Arabistan istihbaratından kesimlerin seferber edip desteklediği ortaya çıktı.
Suudi Arabistan, Amerika’nın El Kaide Örgütü’ne karşı savaşında kullanmak üzere Yemen’deki siyasi çatışmayı daha da karışık hale sokmaya çalışıyor. Bugün Yemen’deki tüm kuvvetler hem Suudi Arabistan’ın hem de Amerika’nın sevgisini kazanmaya çalışıyor. Bu da ancak El Kaide’ye karşı savaş babındandır. Yani tüm kuvvetler El Kaide’ye karşı savaşıyor.
Soru: Geçtiğimiz sene El Kaide, elinde esir bulunan 73 askeri serbest bıraktı. Bu tür eylemler askerlerin maneviyatına etki edip ordudan ayrılmalarına ve El Kaide savaşçılarının saflarına katılmalarına ya da sadece ayrılmalarına neden olmuyor mu? Bu esirler dışında El Kaide’nin serbest bıraktığı başka esirler de oldu mu?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide onların dışında başka esirleri de serbest bıraktı. Ancak bu 73 asker üzerinde yoğunlaşılmasının sebebi sayılarının çok olması ve serbest bırakılmalarından bir süre önce El Kaide’nin kendilerini idam etmeye karar verdiği yönünde haberlerin sızmış olması idi. Esirlerin serbest bırakılmasının muhakkak ki hem serbest bırakılan hem de diğer askerler üzerinde büyük etkisi oluyor. Bu serbest bırakma eylemlerinin El Kaide’ye katılma fikrine dönüşüp dönüşmeyeceğini bilemiyorum ancak El Kaide buna göz kırpıyor.
Soru: Hükümet hapishanelerinde durum nedir? Bu hapishaneler El Kaide savaşçıları ile dolu mu? Bu esirler mahkemeye çıkarılıyor mu yoksa diğer Arap ülkelerinde de adet olduğu üzere yargılanmadan veya sorgulanmadan yıllarca hapis mi yatıyorlar? Hükümet güçleri evleri basıp El Kaide savaşçılarını destekledikleri ya da yardım sundukları gerekçesiyle sivilleri tutukluyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: Hapishaneler onlarla (El Kaide üyeleriyle) dolu. Aralarında yargılananlar olduğu gibi şu ana kadar mahkemeye çıkarılmayanlar da bulunuyor. İçlerinden büyük kısmına yöneltilen suçlama ‘El Kaide Örgütü mensubu’ olmak. Ev baskınları ise sürekli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Özellikle de son dönemde. Yani Abdu Rabbeh Mansur Hadi bu ülkenin başkanlığını üstlendiğinden bu yana! El Kaide Örgütü’yle hiçbir ilgisi olmadığı halde şüphe üzerine tutuklanan siviller var.
Soru: Yemen’deki El Kaide genelde emirleri merkezi El Kaide’den mi alıyor yoksa kendine has bağımsız bir liderliği var da sadece belli konularda mı merkeze başvuruyor?
Abdurrezzak El Cemel: Arap Yarımadası’ndaki Kaidetu’l Cihad Örgütü’nün merkezi Yemen. Bu örgüt de küresel örgütün bir kolu. Ana örgütle külli bir şekilde bağlantılı olduğu hususunda şüphe yok. Ancak sürekli iletişimin zorluğu nedeniyle örgütün tüm kollarının üzerine yürüdüğü geniş hatların bulunduğu ve içtihad alanı(na sahip) olduğu görülüyor.
Soru: Yemen’deki El Kaide Örgütü, Yemen’de bir İslam Devleti kurabilmek için gerekli altyapıya sahip mi?
Abdurrezzak El Cemel: Bunun için gerekli bir altyapısı bulunsa bile, kendisine karşı uluslararası savaş açılmış bir cemaat olması nedeniyle koşullar buna yardım etmemektedir.
Soru: El Kaide’nin kkonomi, siyaset veya uluslararası ilişkiler gibi alanlarda belli bir stratejisi var mı?
Muhakkak var. Ancak Amerika ve müttefikleri tarafından kendilerine karşı ‘teröre karşı savaş’ adı altında açılan savaşın koşullarına mahkumlar. Uluslararası ilişkiler hususunda; bugün görüldüğü gibi ‘tabi olma’ üzerine kurulu ilişkiler istemiyorlar. Aksine istedikleri ‘eşitlik’ anlayışı üzerine kurulu ilişkiler.
Soru: El Kaide’nin Yemen’deki cemaat ve aşiretlerle ilişkisi nasıl? Haberlerde birçok kez aşiretlerin El Kaide’yi istemediğini duyuyoruz. Bu haberlerin doğruluk oranı nedir?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide’nin kontrol altına almış olduğu bölgelerdeki aşiretlerle ilişkileri güçlü. Çünkü bu bölgelerdeki insanlar 15 ay boyunca El Kaide’yi tanıdı. Aynı şekilde evlatlarından birçoğu El Kaide mensubu olan aşiret bölgelerinde ve uluslararası kontrolün dışında bulunan bölgelerde de ilişkileri kuvvetli.
Defne Bayrak / Incanews
Soru: 12 Ekim 2000 tarihinde Aden Körfezi’nin karşısında Amerikan USS Cole gemisine düzenlenen saldırıyı El Kaide Örgütü üstlendi. Bu saldırının; Amerika’nın 11 Eylül 2001 tarihinden önce Müslümanların topraklarında güçlü bir varlık gösterdiğinin delili olması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Zira 11 Eylül Saldırıları sonrası Müslümanlardan birçoğu saldırıları ilk El Kaide’nin başlattığını ve Amerika’nın ‘kendini savunma’ konumunda olduğunu iddia etti. USS Cole gemisinin Müslümanların sularında ne işi vardı? Bu saldırıdan önce El Kaide’nin Yemen’deki durumu nasıldı? Bu saldırıdan önce Yemen’de güçlü bir varlıkları söz konusu muydu yoksa saldırı sonrası mı ülkede konuşlanmaya başladılar?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide saldırı öncesi Yemen’de bireyler halinde mevcuttu. Bir örgüt olarak varlığı söz konusu değildi. Bireyler de daha çok savaşçıların yetiştirilip -Afganistan, Çeçenistan ve Sovyetler Birliği’ne bağlı diğer devletler gibi- çatışmaların yaşandığı ya da yaşanması için hazırlıkların yapıldığı ülkelere gönderilmesi ile ilgileniyordu. Bilindiği üzere USS Cole’e saldırı, ‘terör’e karşı savaş olarak isimlendirilen savaşın koşullarını ve bu savaşta Amerika ile ittifakın doğasını değiştiren 11 Eylül Saldırılarının öncesinde gerçekleşti.
Ancak Amerika’nın Arap Yarımadası’ndaki askeri varlığı USS Cole’e düzenlenen saldırıdan da 11 Eylül saldırılarından da çok öncesine dönmektedir. Bunların hepsini de kendisiyle işbirliği yapan ya da müttefik rejimler aracılığıyla bölgede gösterdiği siyasi varlık geçmektedir. (Bunların öncesinde de siyasi varlığı söz konusuydu). Bu da demek oluyor ki Amerika ‘kendini ya da çıkarlarını savunma’ konumunda değil. Çünkü varlığını dayattı ve despot, asalak rejimler aracılığıyla Müslümanların zenginliklerini yağmalayıp bir de buna ‘çıkarlar’ ismini verdi.
Yemen’deki El Kaide, küresel bir örgüte tabi bir koldur. Askeri ve siyasi varlık göstererek, egemenlik sahibi olması gereken ülkelerin içişlerine karışarak ve Arap Yarımadası’nı işgal ederek Amerika bu örgüte karşı savaşı başlatan taraf oldu.
USS Cole gemisi, yakıt ikmali için Aden Körfezi’ne demir attığı sırada bir tekneyle saldırıya uğramıştır.
Soru: USS Cole’e saldırının düzenlendiği o seneden bu yana El Kaide Yemen’de bazı bölgeleri ele geçirdi. Bir süre sonra ise bu bölgelerden bazıları elinden geri çıktı. El Kaide Örgütü’nün, kontrol altına aldığı bölgelerde yaşayan vatandaşların El Kaide’nin yönetim tarzı ve muamelesi hususunda görüşü nedir? Genel olarak Yemen halkı El Kaide hakkında ne düşünüyor?
Abdurrezzak El Cemel: Ortaya çıkıp kontrol altına alma El Kaide Örgütü’nün stratejisi kapsamında yer almıyordu. ‘Zarar verme ve tüketme’ olarak isimlendirdiği aşama çete savaşlarını ve mekansız çalışmayı gerektiriyordu. 2000 yılında düzenlenen Cole saldırısından bir örgüt olana, hatta örgütün Suudi Arabistan’daki kolu ile ‘Arap Yaramadası’ndaki El Kaide Örgütü’ adı altında birleşene kadar bu hal üzere kaldı.
Yemen halkı Ali Abdullah Salih rejimine karşı ayaklanınca örgüt ortaya çıkıp bazı bölgeleri kontrol altına aldı. Devrimi destekleyen başka güçler için de söz konusu olduğu gibi bazı bölgeleri ise kontrolü altından çıkardı. Ancak devrim uzayınca ülkedeki kuvvetlerin büyük kısmı bölgesel ve uluslararası harici müdahaleye (Suudi Arabistan ve Amerikan müdahalesi) boyun eğdi. Böylece devrim yolundan saptı. El Kaide Örgütü ise kontrolü altında bulunan bölgelerde devrimden uzak bir politika izledi.
Örgüt, Abyan Eyaleti’nin büyük kısmını, Yemen’in güney ve doğusundaki Shabve ve El Beyda illerinin bazı kısımlarını ele geçirdi. Bu bölgeler 15 ay boyunca kontrolü altında kaldı. Bu aylar zarfında, illerin çoğunda kaos halinin hakim olmasına ve kendisine karşı her taraftan yürütülen medya kampanyasına karşın gerek kontrolü altındaki bu bölgelerdeki idare yöntemi gerek de insanlara her alanda; özellikle de güvenlik alanında hizmetler sunması vasıtasıyla kendisi ve vatandaşlar arasında daha önce hiç görülmemiş şekilde sevgi oluşmasını sağladı.
Yemen Halkı genel olarak –içlerinden birçoğu- El Kaide karşıtı medya kampanyasından; özellikle de Yemen İhvanı’nı temsil eden Et Tecemmu El Yemeni Lilıslah Partisi’nin önderlik edip yürüttüğü kampanyadan etkilendi. Tabi bunun yanında El Kaide’nin kontrolü altında tuttuğu bölgelerde sergilediği olumlu modelden etkilenenler de oldu.
Soru: Amerikan bombardımanı dönem dönem Yemen’e isabet ediyor. Bugüne kadar bu bombardımanlarda öldürülen El Kaide liderleri hangileridir? Bu liderlerin öldürülmesi, El Kaide savaşçılarının morallerine olumsuz yönde etki etti mi yoksa metodlarına sıkı şekilde sarılmış halde yollarına devam mı ettiler?
Abdurrezzak El Cemel: Bu bombardımanlarda Şeyh Fahd El Kas’a, Örgütün Şer’i Sorumlusu Ebu Zubeyr Adil El Abab, Davetçi Şeyh Enver El Evlaki ile birlikte daha başka meydan liderleri öldürüldü. Öldürülenler arasında savaşçılar ve El Kaide’ye sempati duyanlarla bombalanan bölgede mevcut olan vatandaşlar da yer aldı. Bazı kereler ise vatandaşlar El Kaide üyesi oldukları zannıyla ya da El Kaide savaşçılarını konuk etmesinler diye korkutma gayesiyle direk hedef alınarak bombalandı.
Amerika’nın bombardımanı örgütün askeri faaliyetlerine biraz etki ediyor. Ancak moral açısından hiç etki etmiyor. Aksine savaşçılarının moralleri, maneviyatları yükseliyor. Çünkü onlar bu bombardımanların, ‘savaşlarının Amerika’yla olduğu’ sözlerini doğruladığını görüyor. Bu bombardımanlar ayrıca Amerikan müdahalesine karşı olanlar arasından daha fazla sempatizan kazanmasını sağlıyor.
Soru: El Kaide’nin bazı bölgelerin kontrolünü kaybetmesindeki en büyük sebep nedir? Bu bir siyasi taktik mi yoksa gerçekten mecbur kaldıkları için mi çekildiler?
Abdurrezzak El Cemel: üzerine birden fazla ülkenin savaş açmasına karşın El Kaide’nin Abyan ve Shabve illerinde daha yıllarca savaşabilecek gücü vardı. Ancak düşmanları, gelişigüzel bombardımanlarla ‘sivilleri ve El Kaide’nin kontrolü altındaki şehirleri cezalandırma’ yoluna başvurunca örgüt, on beş ay boyunca sergilediği olumlu model karalanmasın diye çekilmeyi tercih etti.
Soru: Geçen yıl ülkede güçlü bir varlık gösterdiklerini hatırlıyorum. Somali’deki Şebab Hareketi’nin yaptığı gibi Yemen El Kaidesi de hükümet güçlerine karşı saldırılara hazırlık yapıyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide Örgütü –kendisinin dediği gibi- Amerika ve Amerika ile müttefik rejimlere karşı açık bir savaş içinde. Bu savaş, kontrolü altındaki bölgelerden çekilmesiyle duracak değildir. Aksine çok daha güçlü bir şekilde başladı. Çünkü örgüt, şu anda daha önce o bölgeleri kontrolü altında tuttuğu dönemin aksine; mekansız, hiçbir sorumluluğun baskısı altında olmaksızın savaşıyor.
Soru: Bir süre önce gerçekleştirilen hava bombardımanlarında siviller mi yoksa El Kaide savaşçıları mı öldürüldü? Eğer El Kaide savaşçılarından idi ise sayıları yaklaşık ne kadardı?
Abdurrezzak El Cemel: Amerikan bombardımanları birçok sivile uzandı. Bu bombardımanlardan sonuncusu iki ay önce El Beydaa iline bağlı Reda’a şehrini vurdu. Bu saldırıda aralarında bir çocuk da bulunmak üzere 3 sivil hayatını kaybetti.
Soru: Amerika’nın insansız uçaklarla düzenlediği saldırılarda ülkenizde birçok kere siviller öldürüldü. Bu sivillerin hayatı karşılığında hükümet ya da Amerika tarafından öldürülenlerin ailelerine tazminat ödendi mi ya da özür sunuldu mu?
Abdurrezzak El Cemel: Ne o yapıldı ne de diğeri. Amerika kurbanların ailelerinden de Yemen halkından da özür dilemedi. Hiçbir şekilde tazminat da ödemedi. Yemen hükümeti de aynı şekilde! Yemenliler tazminat ya da özür istemiyor. Aksine Amerika’nın müdahalesini durdurmasını ve Yemen hükümetinin de bu müdahaleye izin vermekten vazgeçmesini istiyor.
Soru: Yemen’de El Kaide’ye karşı hükümetin oynadığı rol tam olarak nedir? Hükümet güçleri yoğun bir şekilde El Kaide elemanlarının üzerine saldırılar düzenliyor mu yoksa sadece topraklarını vurması için Amerika’ya izin vermekle mi yetiniyor?
Abdurrezzak El Cemel: Yemen hükümeti El Kaide Örgütü’ne karşı askeri ve güvenlik açılarından karadan kendisi savaşıyor. Havadan da insansız ve diğer uçaklarıyla savaşması için Amerika’ya izin veriyor. Aynı zamanda Amerika’ya bilgi desteği de sunuyor.
Soru: ülkenizde gerçekleşen devrimin El Kaide’nin durumuna etkisi ne şekilde oldu? El Kaide devrimden sonra zayıfladı mı yoksa güçlendi mi? Devrimden sonra popülerliği arttı mı? Ya da bir başka şekilde soracak olursak El Kaide üyelerinin kendilerine karşı muamelesini gördükçe insanlar arasında El Kaide’ye karşı sempati artıyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: Devrimin başında popülerliği azaldı. Çünkü medya şiddetli bir şekilde örgüte saldırıyor ve El Kaide’yi Salih rejimine mahsup ediyordu. Özellikle de Et Tecemmu El Yemeni Lilıslah’ın (Müslüman Kardeşler’e bağlı Reform Partisi) medyası bunu yaptı. İnsanlar da, durumun böyle olmadığını ve yerel kuvvetlerden büyük kısmının uluslararası sistemin elinde bir koz haline dönüştüğünü, ülkenin gerçek anlamda işgal edilmemiş olsa da siyasi ve askeri yönlerden işgal edilmişe benzer bir hale girdiğini keşfetmeden önce gerçekten de El Kaide’nin Salih rejiminin elinde bir koz olmaktan ibaret olduğunu sandı.
Aradan aylar geçmesine karşın yeni Yemen rejimi, halkın yerine Amerika’yı ilgilendiren şeyler dışında hiçbir şeye önem vermedi. İşte o vakit El Kaide’ye sempati tekrar arttı. Rejim, El Kaide’ye karşı savaşında Salih’ten yönetimi devralmasının akabinde gördüğü halk etkileşimini, desteğini aynı ölçüde göremedi.
Soru: El Kaide’nin hava bombardımanlarına karşı planı nedir? Hükümet de El Kaide’nin mevcut olduğu bölgeleri bombalıyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: Yemen uçakları on senedir, belki de daha fazla süredir El Kaide Örgütü’ne karşı başarılı hiçbir hava saldırısı düzenleyemedi. Hava saldırılarını düzenleyen Amerikan uçakları. Ancak örgüt bombardımanlardan sakınmaktan çok engellemeyi deniyor. Bunu da Yemenli askeri ve güvenlik liderlerine düzenlenen suikastlarda kendini gösteren operasyonel faaliyetlerle baskı aracılığıyla yapıyor. Bunda başarılı da oldu. Geçici bir ateşkes yapılmıştı. Ancak Amerika ne zaman öldürmek için bir fırsat bulsa bu ateşkesleri bozuyor.
Soru: Yemen’de El Kaide’nin maddi durumu nasıl? Fakirlere yardımlar sunabiliyorlar mı ya da insanların ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar mı?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide’nin maddi durumu kendilerini ilgilendiren bir mesele. Kimsenin maddi durumlarını bilebilme imkanı yok. Ancak bazı bölgeleri kontrol altında tuttukları dönemde birçok yardımlar sundular, daha önceki rejimlerden hiçbirinin ve hatta şu anki rejimin yapmadığı kadar insanlara verilen hizmetlerin iyileştirilmesi için çalıştı.
Soru: Husiler de El Kaide’ye karşı savaşıyor mu? Husilerin El Kaide’ye karşı tavrı nedir? Husiler alışılmış türden Zeydiler mi yoksa tamamen İran tarafından hareket ettirilen bir cemaati mi oluşturuyorlar?
Abdurrezzak El Cemel: Husiler El Kaide’ye karşı farklı sebeplerden ötürü savaşıyor. Bu sebepler arasında El Kaide’yi kıskanmaları yer alıyor. Çünkü El Kaide’nin Amerika’ya karşı gerçek düşmanlığı, onların sahte düşmanlığını ortaya koyuyor. Her ne kadar Husiler Amerikan karşıtı sloganlar atsa da Amerika’nın, insansız uçaklarıyla sadece El Kaide savaşçılarını hedef alması da bu gerçeği doğruluyor.
Husilerinin savaşının sebepleri arasında inançsal düşmanlık da yer alıyor. Bilindiği üzere El Kaide Sünni ve Husiler Şii. Bu sebeple yaşanan çatışma, ikilinin mevcut olduğu bölgelerdeki çatışmalardan farklılık göstermiyor. Aynen bugün Irak ve Suriye’de yaşandığı gibi!
Bir diğer sebep ise çıkarlar üzerine kurulu ittifaklarla ilgili. Zira son Doha anlaşmasıyla Husilere Yemen’in doğusunda El Kaide Örgütü’ne karşı savaşması için güvenlik yetkileri verilmesi tayin edildi. Bu da bilindiği gibi Amerika kaynaklı bir sonuçtur.
Husiler El Kaide’ye karşı genişlemeci projeleri çerçevesinde de savaşmaktadır. Çünkü El Kaide, kendilerine karşı durup, yayılmalarını engelleyebilecek tek kesimdir.
Mezheplerine gelince fikir açısından Zeydiler, Caferi değiller ama İran’dan destek alıyorlar.
Soru: Husiler İran’dan özellikle El Kaide’ye karşı savaşmak için silah ve para yardımı alıyor mu? Özetle ülkedeki nüfuzları ne boyutta?
Abdurrezzak El Cemel: ülkenin kuzeyinde büyük nüfuza sahipler. Bir ili ve bu il dışında başka iki ilden bazı kesimleri kontrolleri altında tutuyorlar. Rejimin kendilerini görmezden gelmesi de kendilerine yardımcı oldu. İran’dan gelen desteğin türüne gelince; Yemenli yetkililer birden çok kere silah yüklü; Husilere gönderildiği söylenen İran gemilerini ele geçirdi. Eğer İran kendilerini silahla desteklemeye böyle azmediyorsa para ile desteklemeye muhakkak ki daha çok azmediyordur.
Soru: Önemli bir soru; Yemen’deki El Kaide’ye karşı savaşta Suudi Arabistan’ın oynadığı rol nedir? Hatırladığım kadarıyla El Kaide geçtiğimiz yıl, ele geçirdiği bazı casusları kısas olarak idam etti. Suudi Arabistan, Yemen’deki El Kaide’ye karşı yoğun bir şekilde faaliyet gösteriyor mu? Bu alanda yaptığı işler tam olarak nelerdir?
Abdurrezzak El Cemel: Suudi Arabistan Yemen’de rollerin en kötüsünü oynuyor.
Suudi Arabistan, örgüte açılan aşiret kucağını ortadan kaldırmak için aşiretlerle ilişkisini kullanıyor. Aşiretlerin reislerini cömertçe destekliyor. Bu konuda başarılı oldu ancak nispeten. Çünkü örgüte tabi olanların büyük kısmı zaten bu aşiretlerin evlatları.
Aynı şekilde, hem kendi hem de Amerikan istihbaratı lehine casus olarak seferber etmek için Yemenlilerin fakirliğini kullanıyor. Örgüt birçok şebekeyi keşfetti. Bu şebekeleri Suudi Arabistan istihbaratından kesimlerin seferber edip desteklediği ortaya çıktı.
Suudi Arabistan, Amerika’nın El Kaide Örgütü’ne karşı savaşında kullanmak üzere Yemen’deki siyasi çatışmayı daha da karışık hale sokmaya çalışıyor. Bugün Yemen’deki tüm kuvvetler hem Suudi Arabistan’ın hem de Amerika’nın sevgisini kazanmaya çalışıyor. Bu da ancak El Kaide’ye karşı savaş babındandır. Yani tüm kuvvetler El Kaide’ye karşı savaşıyor.
Soru: Geçtiğimiz sene El Kaide, elinde esir bulunan 73 askeri serbest bıraktı. Bu tür eylemler askerlerin maneviyatına etki edip ordudan ayrılmalarına ve El Kaide savaşçılarının saflarına katılmalarına ya da sadece ayrılmalarına neden olmuyor mu? Bu esirler dışında El Kaide’nin serbest bıraktığı başka esirler de oldu mu?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide onların dışında başka esirleri de serbest bıraktı. Ancak bu 73 asker üzerinde yoğunlaşılmasının sebebi sayılarının çok olması ve serbest bırakılmalarından bir süre önce El Kaide’nin kendilerini idam etmeye karar verdiği yönünde haberlerin sızmış olması idi. Esirlerin serbest bırakılmasının muhakkak ki hem serbest bırakılan hem de diğer askerler üzerinde büyük etkisi oluyor. Bu serbest bırakma eylemlerinin El Kaide’ye katılma fikrine dönüşüp dönüşmeyeceğini bilemiyorum ancak El Kaide buna göz kırpıyor.
Soru: Hükümet hapishanelerinde durum nedir? Bu hapishaneler El Kaide savaşçıları ile dolu mu? Bu esirler mahkemeye çıkarılıyor mu yoksa diğer Arap ülkelerinde de adet olduğu üzere yargılanmadan veya sorgulanmadan yıllarca hapis mi yatıyorlar? Hükümet güçleri evleri basıp El Kaide savaşçılarını destekledikleri ya da yardım sundukları gerekçesiyle sivilleri tutukluyor mu?
Abdurrezzak El Cemel: Hapishaneler onlarla (El Kaide üyeleriyle) dolu. Aralarında yargılananlar olduğu gibi şu ana kadar mahkemeye çıkarılmayanlar da bulunuyor. İçlerinden büyük kısmına yöneltilen suçlama ‘El Kaide Örgütü mensubu’ olmak. Ev baskınları ise sürekli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Özellikle de son dönemde. Yani Abdu Rabbeh Mansur Hadi bu ülkenin başkanlığını üstlendiğinden bu yana! El Kaide Örgütü’yle hiçbir ilgisi olmadığı halde şüphe üzerine tutuklanan siviller var.
Soru: Yemen’deki El Kaide genelde emirleri merkezi El Kaide’den mi alıyor yoksa kendine has bağımsız bir liderliği var da sadece belli konularda mı merkeze başvuruyor?
Abdurrezzak El Cemel: Arap Yarımadası’ndaki Kaidetu’l Cihad Örgütü’nün merkezi Yemen. Bu örgüt de küresel örgütün bir kolu. Ana örgütle külli bir şekilde bağlantılı olduğu hususunda şüphe yok. Ancak sürekli iletişimin zorluğu nedeniyle örgütün tüm kollarının üzerine yürüdüğü geniş hatların bulunduğu ve içtihad alanı(na sahip) olduğu görülüyor.
Soru: Yemen’deki El Kaide Örgütü, Yemen’de bir İslam Devleti kurabilmek için gerekli altyapıya sahip mi?
Abdurrezzak El Cemel: Bunun için gerekli bir altyapısı bulunsa bile, kendisine karşı uluslararası savaş açılmış bir cemaat olması nedeniyle koşullar buna yardım etmemektedir.
Soru: El Kaide’nin kkonomi, siyaset veya uluslararası ilişkiler gibi alanlarda belli bir stratejisi var mı?
Muhakkak var. Ancak Amerika ve müttefikleri tarafından kendilerine karşı ‘teröre karşı savaş’ adı altında açılan savaşın koşullarına mahkumlar. Uluslararası ilişkiler hususunda; bugün görüldüğü gibi ‘tabi olma’ üzerine kurulu ilişkiler istemiyorlar. Aksine istedikleri ‘eşitlik’ anlayışı üzerine kurulu ilişkiler.
Soru: El Kaide’nin Yemen’deki cemaat ve aşiretlerle ilişkisi nasıl? Haberlerde birçok kez aşiretlerin El Kaide’yi istemediğini duyuyoruz. Bu haberlerin doğruluk oranı nedir?
Abdurrezzak El Cemel: El Kaide’nin kontrol altına almış olduğu bölgelerdeki aşiretlerle ilişkileri güçlü. Çünkü bu bölgelerdeki insanlar 15 ay boyunca El Kaide’yi tanıdı. Aynı şekilde evlatlarından birçoğu El Kaide mensubu olan aşiret bölgelerinde ve uluslararası kontrolün dışında bulunan bölgelerde de ilişkileri kuvvetli.