Bilim insanlarının tespitine göre evrenin genişlemesini sağlayan beklenmedik muazzam bir kuvvet var, tam olarak ne olduğu bilinmediği için buna karanlık enerji deniyor. Yine bu kuvvete karşı evreni birbirine kenetlenmiş bir örüntü halinde tutan da bir madde var, bu maddeye de karanlık madde deniyor. Karanlık maddenin evrenin her yerinde olduğu ve evrendeki maddeleri yani yıldızlar ve galaksileri bir arada tuttuğu biliniyor. Karanlık maddedeki olası bir yırtılma ise galaksileri ve yıldızları bir arada tutan bağın yırtılması demek ve bütün galaksilerin ve yıldızların birbirleriyle çarpışıp saçılması anlamına gelir.
Aşağıdaki resim karanlık maddenin evreni nasıl birbirine bağladığını gösteren bir çizim. Galaksiler bu karanlık maddenin içerisinde ufak toz zerreleri gibi dizilmişlerdir.
Resim kaynağı: newscientist.com/
Yeni anlaşılan bazı gerçeklere göre evren karanlık enerji tarafından genişlemeye zorlandığı için bir gün bu karanlık maddenin dokusu yırtılacak veya çatlayacak, böylece evrende önce yıldızlar dağılacak, galaksiler dağılacak hatta atomlar bile bir arada duramayıp sonunda atomlara kadar herşey birbirinden ayrılacak.
Prof. Bouhmadi-López evrenin bu yırtılma şeklini ekibi ile birlikte incelediler. Onlara göre evren ya aniden çatlayıp bir anda yırtılacak, ya da bu yırtılma kademeli olacak. Bir kumaşı çektiğinizde önce en zayıf yerlerinin yırtılması gibi evren zayıf bağlardan çatlamaya başlayacak ve buradaki yıldızlar saçılacak. En olası senaryonun ise böyle bir kademeli çatlama olduğunu düşünüyorlar. Tabi bu çatlama için evrenin birkaç milyar yıl yaşlanması ve gerinmesi gerektiğini düşünüyorlar. Tabi erken bir sürpriz meydana gelmezse.
Gelin görün ki Kuran’da bizlere göklerde yani evrende şu anda bir çatlak olmadığını söylemişti.
Mülk 3: “O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiç bir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık görüyor musun?”
Başka bir ayette ise bir gün göğün yarılıp çatlayacağını ve yıldızların saçılacağını bildirmiştir.
İnfitar 1-2: “Gök, çatlayıp-yarıldığı zaman, Yıldızlar, dağılıp-yayıldığı zaman”
Hacc suresi 65. ayette Allah’ın gökleri yıkılmasın diye tuttuğundan bahsediyor. Gerçekten de bilim insanları evrenin iç içe çökmesi gerekirken neden çökmediğini araştırmışlar ve evreni böyle bir yıkılmaktan koruyan bir madde olduğunu ve tüm evreni sardığını keşfetmişlerdi, bu maddeye de karanlık madde ismini vermişlerdi.
Fatır 41: “Muhakkak ki Allah, gökleri ve yeri yıkılırlar diye tutuyor. And olsun ki eğer yıkılsalar, O’ndan sonra hiç kimse o ikisini tutamaz”
Bilim insanları evrenin sonunun gelecekte evrenin genişleme hızına göre değişebileceğini belirtiyor. Evrenin artan bir hızla genişlediği için böyle giderse en olası senaryo olarak bu büyük yırtılma görünüyor. Fakat geçmişe evrenin genişlemesi daha yavaştı sonradan hızlandı. Bu demektir ki gelecekte hızı yavaşlarsa evren büyük çöküş yaşayıp kendi içine geri çökebilir veya evrende bir kısım yırtıklar başladıktan sonra genişlemesinin durması halinde ise yine büyük çöküş yaşanabilir. Bilim insanları tam olarak hangisi olacağını söylemenin henüz zor olacağını belirtse de Kuran’ın evrenin sonuna dair 1450 yıl öncesinden bunlardan bazı olası senaryoları bilmiş ve seçmiş olması insan tahmin gücünün ötesinde bir durumdur. Evrenin sonunun nasıl biteceği hakkında çok fazla tartışmalar var ve her ihtimalin kendine göre farklı sebepleri ve savunurları var.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta yıldızların saçılmasının karanlık maddenin çatladığı ve koptuğu yerlerde olacak olmasıdır. İkincisi isi ise insanlık evrenin sonunu görmeden yok olmuş olacak. Kuran’da insanın kıyameti yani yok oluşu ayrıdır, evrenin yok oluşu ise ayrıdır. İnsan yok olup tekrar aynı Dünya’da dirildiğinde yeryüzünün çok değişik olacağı düzleşmiş olacağını yazar. Dağlar yok olmuştur. Ama evren hâlâ durduğu için biz Dünya’mızda uyanabileceğiz. Bu yüzden insanın kıyameti ile evrenin yok oluşunu karıştırmayalım. Bu yıldızların saçılması hadisesi evrenin sonundan haber verir, insanlığın sonundan değil. Bu konu hep karıştırılmış bir konudur.
Kuran’ın sadece kendi devrinden veya geçmişteki gizemlerden değil evrenin bile kaderinden nasıl haber verdiğini görebiliyor musunuz? İman etmeyenler daha neyi bekliyor? İş işten geçmesini mi?
Bilimsel açıklamalar için kaynak ve ileri okuma:
Aşağıdaki resim karanlık maddenin evreni nasıl birbirine bağladığını gösteren bir çizim. Galaksiler bu karanlık maddenin içerisinde ufak toz zerreleri gibi dizilmişlerdir.
Resim kaynağı: newscientist.com/
Yeni anlaşılan bazı gerçeklere göre evren karanlık enerji tarafından genişlemeye zorlandığı için bir gün bu karanlık maddenin dokusu yırtılacak veya çatlayacak, böylece evrende önce yıldızlar dağılacak, galaksiler dağılacak hatta atomlar bile bir arada duramayıp sonunda atomlara kadar herşey birbirinden ayrılacak.
Prof. Bouhmadi-López evrenin bu yırtılma şeklini ekibi ile birlikte incelediler. Onlara göre evren ya aniden çatlayıp bir anda yırtılacak, ya da bu yırtılma kademeli olacak. Bir kumaşı çektiğinizde önce en zayıf yerlerinin yırtılması gibi evren zayıf bağlardan çatlamaya başlayacak ve buradaki yıldızlar saçılacak. En olası senaryonun ise böyle bir kademeli çatlama olduğunu düşünüyorlar. Tabi bu çatlama için evrenin birkaç milyar yıl yaşlanması ve gerinmesi gerektiğini düşünüyorlar. Tabi erken bir sürpriz meydana gelmezse.
Gelin görün ki Kuran’da bizlere göklerde yani evrende şu anda bir çatlak olmadığını söylemişti.
Mülk 3: “O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiç bir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık görüyor musun?”
Başka bir ayette ise bir gün göğün yarılıp çatlayacağını ve yıldızların saçılacağını bildirmiştir.
İnfitar 1-2: “Gök, çatlayıp-yarıldığı zaman, Yıldızlar, dağılıp-yayıldığı zaman”
Hacc suresi 65. ayette Allah’ın gökleri yıkılmasın diye tuttuğundan bahsediyor. Gerçekten de bilim insanları evrenin iç içe çökmesi gerekirken neden çökmediğini araştırmışlar ve evreni böyle bir yıkılmaktan koruyan bir madde olduğunu ve tüm evreni sardığını keşfetmişlerdi, bu maddeye de karanlık madde ismini vermişlerdi.
Fatır 41: “Muhakkak ki Allah, gökleri ve yeri yıkılırlar diye tutuyor. And olsun ki eğer yıkılsalar, O’ndan sonra hiç kimse o ikisini tutamaz”
Bilim insanları evrenin sonunun gelecekte evrenin genişleme hızına göre değişebileceğini belirtiyor. Evrenin artan bir hızla genişlediği için böyle giderse en olası senaryo olarak bu büyük yırtılma görünüyor. Fakat geçmişe evrenin genişlemesi daha yavaştı sonradan hızlandı. Bu demektir ki gelecekte hızı yavaşlarsa evren büyük çöküş yaşayıp kendi içine geri çökebilir veya evrende bir kısım yırtıklar başladıktan sonra genişlemesinin durması halinde ise yine büyük çöküş yaşanabilir. Bilim insanları tam olarak hangisi olacağını söylemenin henüz zor olacağını belirtse de Kuran’ın evrenin sonuna dair 1450 yıl öncesinden bunlardan bazı olası senaryoları bilmiş ve seçmiş olması insan tahmin gücünün ötesinde bir durumdur. Evrenin sonunun nasıl biteceği hakkında çok fazla tartışmalar var ve her ihtimalin kendine göre farklı sebepleri ve savunurları var.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta yıldızların saçılmasının karanlık maddenin çatladığı ve koptuğu yerlerde olacak olmasıdır. İkincisi isi ise insanlık evrenin sonunu görmeden yok olmuş olacak. Kuran’da insanın kıyameti yani yok oluşu ayrıdır, evrenin yok oluşu ise ayrıdır. İnsan yok olup tekrar aynı Dünya’da dirildiğinde yeryüzünün çok değişik olacağı düzleşmiş olacağını yazar. Dağlar yok olmuştur. Ama evren hâlâ durduğu için biz Dünya’mızda uyanabileceğiz. Bu yüzden insanın kıyameti ile evrenin yok oluşunu karıştırmayalım. Bu yıldızların saçılması hadisesi evrenin sonundan haber verir, insanlığın sonundan değil. Bu konu hep karıştırılmış bir konudur.
Kuran’ın sadece kendi devrinden veya geçmişteki gizemlerden değil evrenin bile kaderinden nasıl haber verdiğini görebiliyor musunuz? İman etmeyenler daha neyi bekliyor? İş işten geçmesini mi?
Bilimsel açıklamalar için kaynak ve ileri okuma:
Son düzenleme: