Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Zinadan Hamile Kalan Arkadaşın Kürtaj Olmasında Yardımcı Olmanın Vebali?

I Çevrimdışı

isimsiz27

Üye
İslam-TR Üyesi
Öncelikle Selâmun aleyküm
Benim bir sorum olacaktı fakat olay biraz karışık.

Öncelikle tanımadığım iki kişi zina yapmışlar ve kız hamile kalmış.Kız çocuğu aldırmaya karar vermiş kız bu arada arkadaşımın arkadaşı sayılır.İşte bunlar doktoru parayı falan ayarlamışlar arkadaşım da kızın yanında olmadığından bana telefon etti kıza refakat eder misin diye ben de cahilliğimden o gün kabul ettim sonra doktora gittik doktor bizi çağırdı parayı falan istedi kız çıkardı parayı verdi fakat doktor paranın eksik olduğunu söyleyerek kimliğimizi aldı ben de o an bir hışımla kimliği alma paranın üstünü ben tamamlarım dedim ve paranın üstünü verdim (o anki cahilliğimle) üzerinden birkaç yıl geçti ve şimdi bende derin bir pişmanlık oluştu.Gerçekten zinayı yapan ben değilim kararları alan ben değilim ama bir cahillikle onlara yardım ettim.Benim vebalim burada ne olur e dostlar Allah rızası için yardım edin.

Ayrıca Nisa suresi 93.ayette Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.İçinden çıkılmaz bir durumdayım elimden geldikçe ibadetlerimi yapmaya da gayret gösteren birisiyim var mıdır bir çözümü?

Hayırlı akşamlar dilerim.

 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah;

Evvela şunu diyeyim ki; her ne kadar yardım niyetiniz safça olsada , zinakâr biriyle arkadaşlık yapmanız, bunu bilerek kürtaj olması için ona refakât etmeniz, hatta bu curûmun icrası için parasını tedarik etmeniz bir sorumluluk, vebal taşımaktadır.

فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْراً يَرَهُ
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرّاً يَرَهُ

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. - Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir." (Zilzal 7-8)

Her ne kadar gayr-ı nikah bir ilişkiden meydana gelen hamilelik / gebelik sonucu meydana gelen bir can olsa da (velev ki ruh üflenmemiş olsa dâhi büyüyüb gelişen bir canlı / insan olması hasebiyle) kürtaj sebebiyle düşürülmesi, öldürülmesinin hükmü konusunda ihtilaf vardır.

Ebû Abdurrahman Abdullah b. Mes'ûd (r.anh)'dan, dedi ki:
Doğru sözlü ve doğru sözlü olduğu tasdik olunan Rasûlullah (s.a.v.) bize şunu anlattı:
"Sizden her birinizin hilkati annesinin karnında kırk gün süre ile nutfe olarak bir araya getirilir. Sonra bunun kadar bir süre alaka (sülük gibi yapışan ve kan emen bir kan pıhtısı) olur. Sonra bunun kadar bir süre mudga (bir çiğnemlik et) olur. Sonra ona melek gönderilir, melek ona ruh üfler ve şu dört hususu yazmakla emrolunur: Rızkını, ecelini, amelini, bedbaht mı, mutlu mu olacağını. Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah hakkı için, hiç şubhesiz sizden herhangi bir kimse Cennet ehlinin ameli ile amel eder. Nihayet kendisi ile Cennet arasında ancak bir arşın kalmışken, kitab (da yazılan kader) onun aleyhine ileri geçer ve o da Cehennemliklerin ameli ile amel eder, böylelikle oraya girer. Ve hiç şubhesiz sizden herhangi bir kimse Cehennemliklerin ameli ile amel eder. O kadar ki, kendisi ile Cehennem arasında ancak bir arşınlık mesafe kalır da, kitab onun hakkında ileriye geçer, o da Cennet ehlinin ameli ile amel eder ve Cennet'e girer."

(Buhari, Kâder, 1, VII, 210; Muslim Şerhi, V, 496;
Buhari, Sahih, Kitabu Bed'i'l-halk -Babu zikri'l-melâike- 6/303, Hadis No: 3208; Kitabu'l-Enbiya 1, VI/363, Hadis No: 3332; Kitabu'l- Kader 1, XI/6594; Kitabu't-Tevhid 27, -Kavlûhu Teâlâ ve lekad sebekat kelimetuna- XIII/440;
Muslim, Sahih, Kitabu'l-Kader 1, Hadis No: 2643, IV/2036;
Ebu Davud, Sunen, Kitabu's-Sunne 16 -bab fi'l-kader- II/530;
Tirmizi, Muhammed b. İsa b. Sevra -Ö: 279H/892M- el_Câmi', Dâru'l-Fikr, Beyrut 1980, V C, Kitabu'l-Kader 4, III/302, Hadis No: 2220;
Ahmed b. Hanbel eş-Şeybânî -Ö. 241H/855M-, el-Musned, VI C, Dâru'l-Fikr, Beyrut, I/382,430)



Bazı ilim adamları cenine ruh üflenmediği sürece ceninin düşürülmesine ruhsat vermişler ve bunu azle kıyas etmişlerdir. Şu kadar var ki, bu görüş sununla reddedilir: Ceninin yaratılışı, rahimde yerleştikten sonra nutfe ile başlar. Nitekim Rasulullah (s.a.v.)'in şu buyruğu da buna tanıklık etmektedir:
Huzeyfe b. Esîd (r.anh)'in, Peygamber (s.a.v.) e ulaştırdığı rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Nutfe, rahimde kırk yahut kırk beş gecede yerleştikten sonra, üzerine melek girer ve: 'Ya rabbi, Şaki mi olacak, said mi?' diye sorar ve bunlar yazılırlar. Tekrar: 'Ey Rabbim, erkek mi olacak yoksa dişi mi?' diye sorar. Bunlar da yazılır. Ameli, eseri, eceli ve rızkı hep yazılır. Sonra sayfalar dürülür. Artık o sayfalara ne bir ekleme yapılır ne de onlardan bir şey eksiltilir."
(Muslim, Sahih, Kitabu'l-Kader 1, Hadis No: 2644, IV/2037; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/7)

Huzeyfe b. Esîd (r.anh), Rasûlullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu işittiğini söylemiştir:
"Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir. Melek ona şekil verir; kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra: 'Ya Rabbi, erkek mi olacak, dişi mi?' diye sorar. Rabbin dilediğine hükmeder, melek de yazar. Sonra: 'Ya Rabbi eceli?' der. Rabbin dilediğini söyler. Melek yine yazar. Sonra: 'Rızkı?' der. Rabbin dilediğine hükmeder. Melek yine yazar. Sonra melek, yazılan sayfa elinde olduğu halde çıkar. Emrolunduğunun üzerine hiçbir ekleme yapmaz ve ondan hiçbir şey eksiltmez."
(Muslim, Sahih, Kitabu'l-Kader 1, Hadis No: 2645, IV/2037)

Huzeyfe b. Esîd (r.anh), kulaklarıyla Rasûlullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu işittiğini söylemiştir:
"Nutfe, rahimde kırk gece kalır. Sonra melek ona şekil verir..." (Muslim, Sahih, Kitabu'l-Kader 1, Hadis No: 2645, IV/2037)

"Nutfe üzerinden kırk iki gün geçtikten sonra -bir rivayette de kırk kûsur gün geçtikten sonra- Allah bir melek gönderir. Nutfeye suret verir. Onun kulaklarını, gözlerini, derisini, etini ve kemiklerini yaratır." (Muslim Şerhi, Huzeyfe b. Esid'den, V, 497)
Îşte bu da modern ilmin lehine tanıklık ettiği bir husustur.

İbn Receb der ki: "Fukahâdan bir kesim kadına, karnında bulunan cenini, ona ruh üflenmediği sürece düşürme ruhsatı vermişler ve bunu azl gibi değerlendirmişlerdir. Ancak bu zayıf bir görüştür. Çünkü cenin, hilkati başlamış, hatta belki de suret kazanmış bir yaratıktır. Azilde ise herhangi bir şekilde insan yavrusunun yaratılışı söz konusu olmamaktadır. Azil böyle bir hilkatin bir araya gelmesini engellemeye sebebdir. Hatta Yüce Allah, o kişiyi yaratmayı dileyecek olursa, azil bile bunu önleyemeyebilir." (Câmiu'l-Ulûm ve'l-Hikem, 46)


Zina mahsulû de olsa çocuğun hiç bir suçu ve günahı yoktur. Bu durumda kürtaj yapılmasına cevaz verilmeyen durumlarda yardımcı olmak da haramdır.
Sizin ve benzer durumdakilerin yapması gereken ; pişmanlık haliyle Allah'a samimici tevbe istiğfar edib, dua etmektir. Çünkü gidecek başka kapımız yoktur ve günah işlemeye meyyal yaratıldığımızdan, Rabbimiz bizden bunu beklemektedir.

Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde:
Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir. (İbn Mâce, Zuhd, 30) buyurmaktadır.

Başka bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz:
Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı. (Muslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz, “Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mace, Zuhd 30) buyurur.

Yüce Allah kullarını tövbeye çağırmakta ve şöyle buyurmaktadır:
Ey mu'minler! Hepiniz toptan Allah’a tövbe ediniz ki, felaha edesiniz.” (Nur, 31)

Başka bir ayette ise Yüce Allah, Peygamberine şöyle buyurur:
De ki: “Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları mağfiret eder. Çünkü O, çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır.” (Zumer, 53)

Kul Allahtan hiç bir zaman umudunu - ümidini kesemez.
Yusuf suresinde Yakub (a.s.) , oğullarına Yusuf'u arayın sorun diye istekte bulunduğunda , çocukları "Yusuf'un kemikleri bile kalmadı sen hala Yusuf diye sayıklıyorsun , hala boşuna umud ediyorsun" dediklerinde şöyle demişti :

Yusuf 87. "Ey oğullarım, gidin, Yusuf'u ve kardeşini araştırın. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez.

HİCR 55 -56- Melekler: "Seni gerçekle müjdeliyoruz. Sakın Allah'ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma!" dediler. - İbrahim dedi ki: "Rabbimin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?"

Sonuç ; Kullarının haramlar, günahlar işleyince pişmanlık duyarak tevbe etmesi Allah'ın (c.c.) istediği; müslümanın yapması gereken amellerdendir. Kul samimi oldukça Allahı avf edici bulacaktır . (İnşeAllah)
 
Üst Ana Sayfa Alt