LAİK sistemin ülkemizdeki uygulanırlığı ile fıransadan ithal orjinali arasın daki farkın cezayir modeli üzerindeki etkilerine değineceğiz,fıransada bilindiği üzere laik sistemin oluşmasına neden kilisenin devlet yönetimi üzerin deki etkilerini ana hedef olarak belirlenmiş ve güvenceside anayasal bi güvence olarak garanti altına alınmıştır her iki sistemin ayrı ayrı ve birbirinden bağımsız hareket etmesi,birinin ötekisi üzerin de hiç bir otoritesinin yada hak sahipliği iddasını ortadan kaldırır özeliğiyle kısaca sosyal hayatın bir denge içinde ilerlemesi bireylerin istediği yaşam tarzı ile tamamen kişinin kendisine bırakması değiştirilemez vede müdahalede bulunulamaz bi yaşam biçimi olarak hıristiyan bir bireyin yaşamını huzur ve barış içinde idame etmesi laikliğin ana hedefidir,bu amaçla oluşturulan yapı yani LAİKLİK'ğe hıristiyan bakış açısıyla bakıldığında pek te bi sorun göze çarpmıyo içeriğindeki sosyal devlet anlayışı ile bireysel hak ve hukuka uygunluğu esasına son derece bağlı bu sistem hıristiyan bir bireyin yaşadığı toplum içerisin de hayatını kusursuzca idame ettirmesi için gerekli tüm yaşam sıtandartların üzerin de demememiz için hiç bir sorun yok...
Peki laikliğin özünde barındırdığı bu hak,adalet ve eşitlik anlayışı ile ülkemizdeki yaşantısı arasın daki zorluk ne.?
Çünkü müslümanlık anlayışında müslüman bir devletin yönetim biçimi olan şeriat kanunlarının dışın da beşeri hiç bir yönetim düzen ve sistemle yönetilmeyi kendine haram sayan laiklik islama tamamen zıt bi yaşam biçimidir..
Laiklikğin dünya üzerin de temel kanun ve esasları göz önünde bulundurulduğu 3. ülkede cezayirdir
Laikliğin ülkemizdeki uygulanışıyla cezayirde uygulanışı birbirine tamamen örtüşmekte çünkü laiklik köken itibariyle hıristiyan bi sosyal yaşam biçimi bu biçimin müslüman toplum da düşünülmesi yada uygulanılması son derece zararlı sonuçlarının olacağını tahmin etmek hiçte güç değildir kimsenin de şüphesi yoktur keza yaşadığımız 21. yüzyıl türkiyesin de sosyal hayatın her alanın da özelikle müslüman hanım kardeşlerimizin karşılaştığı zorluklarda işte bu iki farklı laiklik anlayışı yüzündendir hıristiyan bi toplum da laiklik gerekliyken müslüman bi toplum da son derece zararlı olan sonuçları çok açık ve nettir,sistemin cezayirde uygulanışı ile ülkemizdeki uygulanışı karşılaştırıldığın da görülecektirki dinin devlet üzerin de olan etkisinin azaltılması bir yana aksine devletin din üzerin deki hakimiyetinin artığı sonucunu artan bir etkiyle görülecektir..
Ve kendini çağdaş diye nitelendiren bir takım laik çevre bu bilincin farkına varamamakta ! toplumlar arası örf,adet,gelenek,tarih ve en önemlisi din faktörünün çıkaracağı sorunlar ile birbirlerine zıt iki yaşam biçimlerinin bukadar farklı olduğu ve hıristiyan toplumlara nazaran laikliğin müslüman toplumlar üzerin de yaratacağı olumsuz sonuçları görmezden gelerek kendilerini batı kültürünün bir parçası olarak görmeye devam etmekteler ve onlara karşı,onlar gibi olmamak adına savaştıkları toplumlara karşı günümüzde derin bi muhabbet ve alayış gütmekte olan laik çevre kurtuluş savaşı ruhuna tamamen aykırı hareket etmekteler!! ve sonuç olarak hıristiyan toplumunun olmazsa olmazı olan laiklik,%97 si müslüman olan ülkemizde yıkıcı etkilerinin ne yazıkki farkına varamıyorlar olan yine laiklik adı altın da biz müslümanlara halka olmakta...
Zaman Saati Çaldığı An
Peki laikliğin özünde barındırdığı bu hak,adalet ve eşitlik anlayışı ile ülkemizdeki yaşantısı arasın daki zorluk ne.?
Çünkü müslümanlık anlayışında müslüman bir devletin yönetim biçimi olan şeriat kanunlarının dışın da beşeri hiç bir yönetim düzen ve sistemle yönetilmeyi kendine haram sayan laiklik islama tamamen zıt bi yaşam biçimidir..
Laiklikğin dünya üzerin de temel kanun ve esasları göz önünde bulundurulduğu 3. ülkede cezayirdir
Laikliğin ülkemizdeki uygulanışıyla cezayirde uygulanışı birbirine tamamen örtüşmekte çünkü laiklik köken itibariyle hıristiyan bi sosyal yaşam biçimi bu biçimin müslüman toplum da düşünülmesi yada uygulanılması son derece zararlı sonuçlarının olacağını tahmin etmek hiçte güç değildir kimsenin de şüphesi yoktur keza yaşadığımız 21. yüzyıl türkiyesin de sosyal hayatın her alanın da özelikle müslüman hanım kardeşlerimizin karşılaştığı zorluklarda işte bu iki farklı laiklik anlayışı yüzündendir hıristiyan bi toplum da laiklik gerekliyken müslüman bi toplum da son derece zararlı olan sonuçları çok açık ve nettir,sistemin cezayirde uygulanışı ile ülkemizdeki uygulanışı karşılaştırıldığın da görülecektirki dinin devlet üzerin de olan etkisinin azaltılması bir yana aksine devletin din üzerin deki hakimiyetinin artığı sonucunu artan bir etkiyle görülecektir..
Ve kendini çağdaş diye nitelendiren bir takım laik çevre bu bilincin farkına varamamakta ! toplumlar arası örf,adet,gelenek,tarih ve en önemlisi din faktörünün çıkaracağı sorunlar ile birbirlerine zıt iki yaşam biçimlerinin bukadar farklı olduğu ve hıristiyan toplumlara nazaran laikliğin müslüman toplumlar üzerin de yaratacağı olumsuz sonuçları görmezden gelerek kendilerini batı kültürünün bir parçası olarak görmeye devam etmekteler ve onlara karşı,onlar gibi olmamak adına savaştıkları toplumlara karşı günümüzde derin bi muhabbet ve alayış gütmekte olan laik çevre kurtuluş savaşı ruhuna tamamen aykırı hareket etmekteler!! ve sonuç olarak hıristiyan toplumunun olmazsa olmazı olan laiklik,%97 si müslüman olan ülkemizde yıkıcı etkilerinin ne yazıkki farkına varamıyorlar olan yine laiklik adı altın da biz müslümanlara halka olmakta...
Zaman Saati Çaldığı An
