Bismillahirrahmanirrahim
Peygamberimiz s.a.v buyuruyor.
Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin.(Buharî, 3:72.)
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur. [Buhârî, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7, (1732-1733)]
Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın zorlaştırmayın." [Müslim, Cihâd, (1732).]
Cogu kardeşlerimiz bu konuda buyuk bır hata yapmaktadırlar. Oda sudur.Kolaylastırın zorlaştırmayını o kadar cok kullandılarki ibadetlerimizi yapamayacak hale geldik.
Herşeyin bir kolayını bulduk cunku
Rasulullah s.a.v acaba böyle mı emretmıstı Bizlere
acaba istediği bu muydu.
O kadar kolaylık sağladık ki kendımıze bir duayla tum ıbadetlerımızı yapar hale geldık
5 vakit namazını kılmayan adama mübarek geceler deyıp tum günahlarını affettırır olduk
5 vakit namazını kılmayana CUMA yı sahit ettik kendimize
KISACA DINIMIZDEN TAVİZ VERDİK KENDIMIZE BASKALARINA.
ALLAH c.c. buyuruyor. Şeytan sizi benım affımla aldatmasın.
Hiçbirsey yapmadan CEnnete gideceğiz hepımız.Bu bir yanlıştır.Kardeslerim Peygamberımız s.a.v Kolaylastırın derken.Bu şekilde yapamayacak derece de kolaylaştırın degıldı
Nasıldı peki bu
Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen'in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e şu tavsiyelerde bulunmuştur:
"Sen Ehl-i Kitap bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları, bir olan Allah'a îmân ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete dâvet et."
"Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah'ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir."
"Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah'ın
kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer, bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma!"
Mazlumun duâsından sakın! Çünkü, bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur."1
Bu sırada Muaz bin Cebel Hazretleri de Efendimizden bazı tavsiyelerde bulunmasını istedi, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun." diye ricada bulundu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah'tan kork!" buyurdu.
Hz. Muaz, " Yâ Resûlallah! Bana biraz daha tavsiyelerde bulun" dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer, "Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!"
Hz. Muaz, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerini arttır." diye dileğini tekrarladı.
Peygamber Efendimiz, "İnsanlara, güzel ahlâk ile muâmelede bulun!" buyurdu.2
Resûl-i Ekrem Efendimizin, Hz. Muaz ile beraberinde gönderdiği Ebû Mûsa el-Eşarî'yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu:
"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!"3
1. Müsned, 1:233; Buharî, 3:73; Müslim, 1:150; Tirmizî, 3:21.
2. İbn-i Kesîr, Sîre, 4:194-195.
3. Buharî, 3:72.
Allahummesalli ala seyyidina muhammed.
Peygamberimiz s.a.v buyuruyor.
Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin.(Buharî, 3:72.)
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur. [Buhârî, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7, (1732-1733)]
Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın zorlaştırmayın." [Müslim, Cihâd, (1732).]
Cogu kardeşlerimiz bu konuda buyuk bır hata yapmaktadırlar. Oda sudur.Kolaylastırın zorlaştırmayını o kadar cok kullandılarki ibadetlerimizi yapamayacak hale geldik.
Herşeyin bir kolayını bulduk cunku
Rasulullah s.a.v acaba böyle mı emretmıstı Bizlere
acaba istediği bu muydu.
O kadar kolaylık sağladık ki kendımıze bir duayla tum ıbadetlerımızı yapar hale geldık
5 vakit namazını kılmayan adama mübarek geceler deyıp tum günahlarını affettırır olduk
5 vakit namazını kılmayana CUMA yı sahit ettik kendimize
KISACA DINIMIZDEN TAVİZ VERDİK KENDIMIZE BASKALARINA.
ALLAH c.c. buyuruyor. Şeytan sizi benım affımla aldatmasın.
Hiçbirsey yapmadan CEnnete gideceğiz hepımız.Bu bir yanlıştır.Kardeslerim Peygamberımız s.a.v Kolaylastırın derken.Bu şekilde yapamayacak derece de kolaylaştırın degıldı
Nasıldı peki bu
Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen'in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e şu tavsiyelerde bulunmuştur:
"Sen Ehl-i Kitap bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları, bir olan Allah'a îmân ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete dâvet et."
"Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah'ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir."
"Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah'ın
kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer, bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma!"
Mazlumun duâsından sakın! Çünkü, bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur."1
Bu sırada Muaz bin Cebel Hazretleri de Efendimizden bazı tavsiyelerde bulunmasını istedi, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun." diye ricada bulundu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah'tan kork!" buyurdu.
Hz. Muaz, " Yâ Resûlallah! Bana biraz daha tavsiyelerde bulun" dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer, "Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!"
Hz. Muaz, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerini arttır." diye dileğini tekrarladı.
Peygamber Efendimiz, "İnsanlara, güzel ahlâk ile muâmelede bulun!" buyurdu.2
Resûl-i Ekrem Efendimizin, Hz. Muaz ile beraberinde gönderdiği Ebû Mûsa el-Eşarî'yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu:
"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!"3
1. Müsned, 1:233; Buharî, 3:73; Müslim, 1:150; Tirmizî, 3:21.
2. İbn-i Kesîr, Sîre, 4:194-195.
3. Buharî, 3:72.
Allahummesalli ala seyyidina muhammed.