Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sizler İslâm'ın Oklarısınız

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Berâ Çevrimdışı

Berâ

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Tek dertleri bazı şahısları ya da bazı cemaatleri yermek olan kimselerden sakının. Onlara Allah’ı hatırlatın. Eğer öğüt almazlarsa; bilin ki onlar uzak durulması gereken uyuzlardır.

Ey dostlar, bugün her ne olursa olsun çekişmelerinizin şer’i meselelerden olmasından sakının. Tek bir söz üzere kalarak, tercihe şayan olmayan ama caiz olan bir görüşü almanız, kalplerin nefretle dolu olduğu tercihe şayan gördüğünüz bir görüşü almanızdan daha hayırlıdır.

Düşman kapıdayken taharet hükümleriyle meşgul olan müslümanların başına neler geldiğini hatırlayın. Oysa ki o da dindendir, ancak düşmanın uzaklaştırılması ve nasıl savunma yapılacağının araştırılması anın vacibidir, vacip dışında bir şeyle meşgul olma ise vacibi ihmaldir.

Hatta İzz bin Abdusselam ve ilim ehlinden başkaları şunu söylemiştir: “Kim kanların akıtıldığı bir beldeye gider ve orada namaz ve oruçtan bahsederse, o kimse Allah’a ihanet etmiştir.”


Sizler İslam’ın oklarısınız, cemaatlerin okları değil. Kendinizi sadece düşmana yöneltin, Allah’ın emri gelene ya da yüce kurtuluşa ulaşana kadar onları bekleyin. Yüce rabbimiz şöyle buyurur:

“De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah’ın ya da kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.” (Tevbe: 52)


Şunu bilin ki, din kardeşliği örgüt kardeşliğinden daha yücedir. Bu, rabbani bir bağdır. Eğer bu rabbani bağ korunmazsa, zalimce bir örgüt ve hizip bağına dönüşür.

Ey dostlar, aranızda fitne tutuşturucularına karşı dikkatli olun. Onlar her cemaatte vardırlar ve cemaatlerin kirleridirler. Onları gözetlemede olun. Her cemaatin kendisini onlardan temizlemesi gerekir. Onlar illaki de vardırlar. Bizi aramızda kardeşliğe çağıran kimse, bizden bir kardeştir. Bizi tefrikaya çağıranlar ise, aramızdaki tuzaklardır.

Şeyh Kasım Er-Rimi
 
H Çevrimdışı

Hira

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Anladığım kadarıyla bu yazı "aramızdaki" cahil ve basiretsiz kişilerin zararları için yazılmış. "Aramızdaki", yani müslüman. Daha önce müslüman bir kardeşin hatasını uyarırken şahsına hakaret edilebildiğini duymamıştım sanırım, ameller yerilir benim bildiğim. Kuran ve sünnette böyle bir serbestlik var mı?


Tek dertleri bazı şahısları ya da bazı cemaatleri yermek olan kimselerden sakının. Onlara Allah’ı hatırlatın. Eğer öğüt almazlarsa; bilin ki onlar uzak durulması gereken uyuzlardır.
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selâhaddin Eyyûbî'nin şu sözü konuyu özetler derecede: ''Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar.''
 
Zerkavi38 Çevrimdışı

Zerkavi38

Üye
İslam-TR Üyesi
Imam safii cemaat olmayi şöyle anlatmış
"Bütün bir ummetin buluşmasi mümkün değildir çünkü cok uzaktırlar islam cemaati aynı akide ve menhecle olur velev ki hiçbiri birbirini görmesinler"
 
H Çevrimdışı

Hira

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Anladığım kadarıyla bu yazı "aramızdaki" cahil ve basiretsiz kişilerin zararları için yazılmış. "Aramızdaki", yani müslüman. Daha önce müslüman bir kardeşin hatasını uyarırken şahsına hakaret edilebildiğini duymamıştım sanırım, ameller yerilir benim bildiğim. Kuran ve sünnette böyle bir serbestlik var mı?

Ben bulamadım, onun yerine bulduklarımı ekliyeyim:

“Mü’minler ancak kardeştirler.” [el-Hucurât, 49/10

"Mümin dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir." (Tirmizî, Kadir, 1978).

“Müslüman, Müslüman’ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, 211)

Son olarak,

Ali (r.a) "Çirkin laf edenle onu yayan, günâh işlemekte eşittir." (Beyhakî, Şuabu'l-İman)

Benden uyarması, hatalar konuşulur ama tekrar diyeyim şahsa hakaret başka şey. Yazıyı yazan ayrı, aktaran ve takdir edenler tekrar düşünsün.
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ben bulamadım, onun yerine bulduklarımı ekliyeyim:

“Mü’minler ancak kardeştirler.” [el-Hucurât, 49/10

"Mümin dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir." (Tirmizî, Kadir, 1978).

“Müslüman, Müslüman’ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, 211)

Son olarak,

Ali (r.a) "Çirkin laf edenle onu yayan, günâh işlemekte eşittir." (Beyhakî, Şuabu'l-İman)

Benden uyarması, hatalar konuşulur ama tekrar diyeyim şahsa hakaret başka şey. Yazıyı yazan ayrı, aktaran ve takdir edenler tekrar düşünsün.


Müslümanlar için her zaman ilk hüsn-ü zan beslememiz lazım. Belki çeviri hatası vardır? Belki yazar sehven yazmıştır? Belki o yörede bu kelimenin farklı anlamı vardır? Dün bir hocayı Twitter'da saçma sapan bir videoyu favlarken gördüm. Hemen DM'den kendisini uyardım. Videoyu favladigindan bile haberi yok. Telefonun ekranını aşağı doğru kaydırırken sehven videoyu favlamis. Hemen hatasını duzelti banada dua etti. Koskoca makalede ana fikri, verilen nasihate, yazılan konuya değilde bir kelimeye takilmissiniz.
 
H Çevrimdışı

Hira

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hüsnü zan yapılamayacak kadar ve bir kelimeden fazlası var kardeşim. Hizipçiliğe karşı çıkan bu yazı, aramızdaki cahillere karşı "öfke ile" hizipçilik yaptırıyor farkında değilsiniz.

Eğer öğüt almazlarsa; bilin ki onlar uzak durulması gereken uyuzlardır.

aranızda fitne tutuşturucularına karşı dikkatli olun. Onlar her cemaatte vardırlar ve cemaatlerin kirleridirler.
Her cemaatin kendisini onlardan temizlemesi gerekir. Onlar illaki de vardırlar. Bizi aramızda kardeşliğe çağıran kimse, bizden bir kardeştir. Bizi tefrikaya çağıranlar ise, aramızdaki tuzaklardır.

Şimdi size bir de örnekle anlatayım, daha açık görün olayı.

Bu yazıyı bizle birebir aynı görüşte olmayan müslüman kişiler de okuyabiliyor mu?

Evet.

Şimdi bizi doğru gördüğü görüşlerine yani kendi cemaatine çağıranların (bize göre hizipçilerin) gözünden bi bakın, biz de onları kendi görüşümüze dolayısıyla cemaatimize çağırdığımız için, onların gözünden de bu kez biz birer hizipçi oluyor muyuz?

Evet.

Şimdi onlar kendi görüşünde, biz de kendi görüşümüzde karar kıldık ve fikir değiştirmiyoruz diye, onlar bizi biz de onları dışlayalım mı? Bu yazıya göre dışlayalım, kir bunlar, uyuzlar hem de. Onlara göre de biz uyuz kirleriz.

Güya birleştirmeye davet eden bu yazı nasıl hizipçilik yapıyor anlatabilmişimdir umarım. Hizipçilik yapanlardan daha hizipçi hem de. Hüsnü zan olurdu tek kelime ile kalsaydı. Yazının komplesini okursanız uyuz kelimesini kullanmasını yanlış anlama ihtimali kalmıyor, çünkü uyuz kelimesi olmadan da yeterince bağ koparıcı.
 
Berâ Çevrimdışı

Berâ

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim, burada (benim anladığım kadarıyla) bile bile fitne tutuşturuculara bir tepkidir. Münafık tıynetli kişilikleredir.
Malumunuzdur birlik olmamız gerekirken hep bir tefrika içerisindeyiz bu sebeblerden bir tanesi hatta en tehlikelisi de diyebiliriz.

Yani yazıdan basit bir cahil insan olarak algılamayın.
 
Berâ Çevrimdışı

Berâ

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Anladığım kadarıyla bu yazı "aramızdaki" cahil ve basiretsiz kişilerin zararları için yazılmış. "Aramızdaki", yani müslüman. Daha önce müslüman bir kardeşin hatasını uyarırken şahsına hakaret edilebildiğini duymamıştım sanırım, ameller yerilir benim bildiğim. Kuran ve sünnette böyle bir serbestlik var mı?
Gerçekten koskoca yazıdan buna takılmanız üzücü. Ve yukarıda da belirttiğim gibi basit bir basiretsiz kişiden bahsedildiğini düşünmüyorum. En azından ben öyle anladım. Kardeşlik hukukunu bile bile bozmak bile bile fitne ateşini harlamak büyük bir meseledir. Fitne adam öldürmekten büyük bir suçtur malum.
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Hüsnü zan yapılamayacak kadar ve bir kelimeden fazlası var kardeşim. Hizipçiliğe karşı çıkan bu yazı, aramızdaki cahillere karşı "öfke ile" hizipçilik yaptırıyor farkında değilsiniz.

Kardeşim "fitne adam öldürmekten daha beter" iken güzelce uyarılara rağmen islah olmayan fitnecileri sadece "câhil" diye vasıflandırmak da aşırı iyi niyet olsa gerek..
Şimdi size bir de örnekle anlatayım, daha açık görün olayı.

Bu yazıyı bizle birebir aynı görüşte olmayan müslüman kişiler de okuyabiliyor mu?

Evet.
Evet.
Şimdi bizi doğru gördüğü görüşlerine yani kendi cemaatine çağıranların (bize göre hizipçilerin) gözünden bi bakın, biz de onları kendi görüşümüze dolayısıyla cemaatimize çağırdığımız için, onların gözünden de bu kez biz birer hizipçi oluyor muyuz?

Evet.
Evet.
Ama bir fark var; "biz Kur'an ve sahih sunnete çağrıldığımızda icâbet ediyoruz lâkin bizim hizibci/mezheb mutaassıbı/körü körüne bir cemaate bağlı olarak gördüğümüz kişiler ise Kur'an'a ve Resulullah'ın sas sahih sunnetine davet etmemize icâbet etmeyip aksine kendi hevâlarının/şeyhlerinin/hocalarının/önderlerinin/liderlerinin yoluna(sunnetine!?) tutunuyorlar..
Ayrıca biz mucerred bir görüşe, cemaate veya hizbe çağırmıyoruz bu farkı da unutmayalım.
Şimdi onlar kendi görüşünde, biz de kendi görüşümüzde karar kıldık ve fikir değiştirmiyoruz diye, onlar bizi biz de onları dışlayalım mı? Bu yazıya göre dışlayalım, kir bunlar, uyuzlar hem de.
Evet.
Çünkü biz görüş bildirmiyoruz; Kur'an, Sahih Sunnet, ashâbın anlayışı ve ihsân ile tâbi olan mu'minlerin yolunda karar kılmaya çalışıyoruz.(Onların da kendi fâsid yolları hakkında öyle düşünmesi/söylemesi bağlayıcı değildir, aksi yönde amel ve fikirde sâbit kaldıkça.)
Onlara göre de biz uyuz kirleriz.
İnsanların(sapmış olanlarının) ne düşündüğü bizi etkilemez.
Güya birleştirmeye davet eden bu yazı nasıl hizipçilik yapıyor anlatabilmişimdir umarım. Hizipçilik yapanlardan daha hizipçi hem de. Hüsnü zan olurdu tek kelime ile kalsaydı. Yazının komplesini okursanız uyuz kelimesini kullanmasını yanlış anlama ihtimali kalmıyor, çünkü uyuz kelimesi olmadan da yeterince bağ koparıcı.

Bu kısım büyük bir zulumdür! Kelimeler o kadar açık olmasına rağmen burada böyle anlamlar çıkarmak nefsânî bir dürtü gibi geliyor..

Velhâsıl iki gündür süren gereksiz bir abartı var, bununla beraber iyi niyetiniz ve anlatmak istediğiniz husnu zan ve insanlara iyi davranma uyarınızdan dolayı Allah swt sizi hayırla mukâfatlandırsın. Amin.

Esselamu aleykum
 
Son düzenleme:
H Çevrimdışı

Hira

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selam kardeşim amin ecmain. Konuyu uzattığım için özür diliyorum ancak şeyhlere körü körüne tabi olanlar dışında, kuran ve sünnette uyduğunu söyleyen ve hakikaten de görüşleri için kuran ve sünnetten delil ortaya koyabilen birden fazla müslüman hizip yok mu? Siz kuran ve sünnete uyuyoruz deyip onları reddediyorsunuz da, onlar da kuran ve sünnete uyuyoruz diyerek bizi reddetmiyor mu? Onlara göre biz, bize göre onlar hizipçi oluyor mu olmuyor mu şimdi? Oluyor. Dinden çıkaran bir ayrılık olmadığı sürece, kendi görüşüne saplanıp kalan, inatla kendi doğru bildiğini yapan kişiye ne denilebilirki? Sonuçta kuran ve sünnet.

Bu yazıyı niye sizden farklı şekilde yorumluyorum derseniz, yazıda "aramızdaki kişiler"den bahsedildiği için, ben "aramızda olmayanları" anlamıyorum bu yazıdan. Yoksa sizlerin dedikleri doğru ama bu yazıyla arada alaka göremedim. Aramızdaki münafıklar için denilse, münafıklığı düşündürtecek de bir şey göremedim. Bu açıkça söylenmediği gibi, kendi görüşünü inatla doğru kabul etmek de, kabul ettirmek de münafıklık alametlerinden değil benim bildiğim.

Ayrıca tamam diyelim ki münafıklardan bahsediliyor olsun, birinin kalbini yarmadan birine münafık deyip tavır almak da öyle kolay değil, öyle olsa çevrem münafıklık alameti taşıyan insanlarla dolu ama bundan emin olunması mümkün olmadığı için (kalp yarılırsa olabilir) iş zandan öte geçemez. Önlemini alır dikkatli olursunuz o kadar.
 
Zerkavi38 Çevrimdışı

Zerkavi38

Üye
İslam-TR Üyesi
Yazinin sahibi seyh kasım er rimi bu yılın başlarında yemende sehid oldu mümkündür ki bu yazıyı devle fitnesi döneminde yazmış olabilir bence cok ağır bir itham yok ama olsa bile devle cemaatine demis olmasi muhtemel olduğu icin abartilmayacak birşey bu.
Ayrıca kasim er rimiyi bir ilim ehlinin degilde avamdan birinin helede bir hanim kardeşimizin ki yasi 30 bile değildir eleştirmesi daha vahim bir durum
 
H Çevrimdışı

Hira

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Haklısınız hep benim hadsizliğim işte. Eleştirmeden önce yazı sahibi kim diye araştırmam gerekirdi ve gördüğüm yanlışları uyarmadan önce yaşımı ve cinsiyetimi unutmamalıydım.

Bu arada anladığınız üzere yazı sahibini tanımıyordum, Rabbim şehadetini kabul etsin, onun da bizlerin de hatalarını bağışlasın. Es selamu aleykum cümleten.
 
leyligöz Çevrimdışı

leyligöz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ey dostlar, bugün her ne olursa olsun çekişmelerinizin şer’i meselelerden olmasından sakının.
1

Düşman kapıdayken taharet hükümleriyle meşgul olan müslümanların başına neler geldiğini hatırlayın. Oysa ki o da dindendir, ancak düşmanın uzaklaştırılması ve nasıl savunma yapılacağının araştırılması anın vacibidir, vacip dışında bir şeyle meşgul olma ise vacibi ihmaldir..
2

Hatta İzz bin Abdusselam ve ilim ehlinden başkaları şunu söylemiştir: “Kim kanların akıtıldığı bir beldeye gider ve orada namaz ve oruçtan bahsederse, o kimse Allah’a ihanet etmiştir.”
3


Sizler İslam’ın oklarısınız, cemaatlerin okları değil. Kendinizi sadece düşmana yöneltin, Allah’ın emri gelene ya da yüce kurtuluşa ulaşana kadar onları bekleyin. Yüce rabbimiz şöyle buyurur:
4

“De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah’ın ya da kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.” (Tevbe: 52)
Şunu bilin ki, din kardeşliği örgüt kardeşliğinden daha yücedir. Bu, rabbani bir bağdır. Eğer bu rabbani bağ korunmazsa, zalimce bir örgüt ve hizip bağına dönüşür.

Şeyh Kasım Er-Rimi
5

Bu beş sözü için derin düşünmek lazım
 
D Çevrimdışı

Deniz

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ayrıca kasim er rimiyi bir ilim ehlinin degilde avamdan birinin helede bir hanim kardeşimizin ki yasi 30 bile değildir eleştirmesi daha vahim bir durum
Haklısınız hep benim hadsizliğim işte. Eleştirmeden önce yazı sahibi kim diye araştırmam gerekirdi ve gördüğüm yanlışları uyarmadan önce yaşımı ve cinsiyetimi unutmamalıydım.

Bir hata görüldüğünde eleştirmeden önce hatayı yapan kişinin kimliğine, eleştiren kişinin de yaş ve cinsiyetine bakmak kimin öğretisidir? Bir müslüman bir kötülük görürse buna eliyle, gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle karşı koyar. Hata sahibinin kimliğine bakmak, afedersiniz ama sofi adetidir, hocalarını eleştirilmez görürler. Edep dahilinde en büyük alimler dahi eleştirilir, biz bunları Tevhid ilmi dahilinde ilk öğrendiklerimizden sayıyoruz.

Nasılsa biri yazar diye bunları o zaman yazmamıştım ama herhalde kimse yazmayacak bu yüzden şimdi yazıyorum. Rabbimiz birbirimizle çekişmememizi, bölünüp parçalanmamızı buyuruyor ama görülen bir hatayı bildirmek boş tartışma değildir, düzeltmek gerekir değil mi? Bu nasihatlere karşı hatalı sözün sahibini bilinen ve takdir edilen biri diye savunup, eleştiren kişiyi sıradan biri diye, hele hele yaşı küçük ve cinsiyeti bayan diye küçük düşürmeyi doğru bulmuyorum. Allah c.c sözün en güzelini söylemeyi emir buyurmuşken, ki bunun sebebi şeytana fırsat tanımamaktır, çirkin bir sözü savunmak için kötülüğü engelleyen kişiyi bu sebeplerle küçük düşürüyorsunuz. Ne yaptığınızın farkında olduğunuzu hiç sanmıyorum.
 
D Çevrimdışı

Deniz

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir şey daha. Burdaki olaya yazının sahibini eleştirmek gözüyle bakmak yerine, yazıyı eleştirmek gözüyle bakılsa hiç derin derin tartışmazdınız. Hata hatadır, kimden hasıl olursa olsun. Belki denildiği gibi çeviri hatasıdır, belki hazırlıksız yapılan bir konuşmadır ve ansızın söylenilen bu sözden sonra pişman olunmuştur, sorun bu değil. Hataya hata denilemiyorsa ortada önemli bir problem vardır. Bu yazıları okuyun, hatayı hala göremezseniz bir şey söylemiyorum.



 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Bu konu altında yazılanlar forumda ahlak ve ihtilaf usulü mevzularına en derinden dokunanlardan olmuş.

Tenkit meselesinde yukarıda kardeşin dediğine katılıyorum. Burada yapılan tenkit Şeyh Rimi'nin şahsına uzaktan yakından ilişmemiş, hitabın üslubunu konu edinmiştir, dolayısıyla böyle bir tenkide yazarı yücelterek cevap vermek anlamsız kalır. Bu birtakım Sufilerin 'benim şeyhime laf söyleyemezsin, o âriftir" demesine benzer.

Bununla birlikte yapılan tenkidin hitabın yanlış anlaşılmasına dayandığını gördüm, çünkü hitapta geçen kınayıcı ifadelar muayyen bir şahsa yöneltilmemiş, aksine bazı kardeşlerin değindi gibi genel bir vasıf olan fitneciliği hedef almıştır; ki bu iftira, tekitsiz haber yayma, dünyevi menfaat uğruna hareket gibi Allah ve Resulünün yerdiği münkerâtı şamildir.

Ancak burada kaçırılan önemli nokta, bu kınamanın hiç bir şekilde ihtilaf mevzusuna girmediğidir, aksine Şeyh Rimi görüşü ne olursa olsun her cemaatten sadece fitnecileri eleştirmektedir. Şöyle dedikten sonra taassup izhar etmesi uygun olmazdı:

Ey dostlar, bugün her ne olursa olsun çekişmelerinizin şer’i meselelerden olmasından sakının. Tek bir söz üzere kalarak, tercihe şayan olmayan ama caiz olan bir görüşü almanız, kalplerin nefretle dolu olduğu tercihe şayan gördüğünüz bir görüşü almanızdan daha hayırlıdır.

Aynı zamanda yazı cihadın farz-ı ayn olduğunu ifade etmekte ve başka cemaatleri bu vecibeye davet etmektedir. Burada girişteki fitnecilere olan hitap sona ermiş, cemaatlerin bakiyesine hitap edilmektedir. Bu konu altında tenkit ve de savunma mevzusu alınan, Müslümanların geneline olan hitap, işte asıl burada başlıyor. Ensarüşşeria burada (askerî) cihadı farz-ı ayn telakki eden bir cemaat olmasına rağmen, ki Yemen'de bu görüş üzere âmil tek örgüttür belki, bunu benimsemeyen diğer cemaatler (Islah Hareketi, Selefiyye İlmiyye vs.) ile kardeşlik bağı temelinde ilişki kurma arzusunu açıklıyor. Hizipçilik uyarısı hem diğer cemaatleri, hem el-Kaide'yi ve cihat cemaatlerini kapsıyor Şeyh Rimi'nin hitabında, bir tek kimse kendini temize çıkarmasın demediği kalmış (son paragrafa bakın).

Bununla birlikte burada cihâdî meslek için bir Kur'an ve Sünnet savunması yapılmamış, sadece öz bir davet ile yetinilmiş. Yani burada asla, 'sizin cihadı terkiniz uyuzluktur, bizim cihad etmemiz sizin görmekten aciz olduğunuz doğru yoldur' denmemektedir. Bu şekil hitap fitnecilere idi. Farklı yöntemleri benimseyen cemaatlere kardeşlik, insaf ve itidal çağrısı yapılmıştır. Askeri cihad yolunun (Ensaruşşeria için hususen El-Kaide tarzında) râcih olan yol olduğu da savunulur, ki zaten her müctehidin kendi ictihadını savunması farzdır, ancak tenkit sahibi kardeşin dediği gibi bu başka bir dille yapılırdı -- ama dediğim gibi böyle bir savunma küçük bir hitaba sığdırılmaz ve cihâdî yolun şeyhleri de böyle yapmamıştır.

Yemen El-Kaidesi Afganistan'daki merkezin ardından örgütün belki de en köklü ve mutedil yapısıdır. Sahra ve Batı Afrika kolları da onların izinden gitmektedir. Böyle insanlardan da bu gibi bir hitaptan başkası beklenmez. Mücahit şeyhler hem muhaliflerin hem bazı destekçilerin sandığından daha insaflı ve mutedildirler. Bu onların konuşmalarından kolayca anlaşılır. Bu hal ve vasıflar Allah'ın cihad ehline bahşettiği bir nimet olsa gerek:

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihad ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lutfudur. Allah’ın lutfu geniştir; O, her şeyi bilir. -- Maide 54 meali
 
Son düzenleme:
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt