Alternatif Yılbaşı Ezikliği
Cumhuriyet Türkiye’si batılılaşma dönemi inkılâplarıyla birlikte Hıristiyan Batının hayat tarzını benimsemişti. Gerçekleştirdiği köklü değişiklikler arasında takvim değişikliği de vardı. Bu amaçla 26 Aralık 1923’de (Aralığın 26’sı dikkate şâyandır) İslami olan Hicri takvim bırakılarak Papa Gregoryen’in hazırlamış olduğu Hıristiyan miladi takvimi benimsenmiştir. Yılbaşı günü de 1 Muharram’den 1 Ocak tarihine alındı. İnkılâpların amaçladığı batı değer yargılarının ise bu arada “Noel Baba Kültürü”nün halk arasına zorlamalarla sokularak zamanla meşrulaşması sağlandı. Bu anlayışla yapılan inkılaplar o raddeye varmıştı ki, 1928’de “Devletin Dini: İslam’dır” hükmünü anayasalarından çıkardıklarında o hengamede “din Hıristiyanlık olsun” diye teklif getirenler dahi olmuştu. Neyse ki 1938’de laiklik imdada yetiştiğinde Hıristiyanlığa sakin bir geçişin yolu da bulunmuştu. Gerçekten de laiklik Türkiye’deki uygulamasıyla devrimciler için iyi bir ara dönem ve atlama taşı pozisyonundadır.
Roma imparatoru Konstantin’in noeli bayram olarak kabul ettiği 325. miladi yıldan sonra Hıristiyan alemi bu günü gelenekselleştirerek bayram edinmişlerdir. Onlar noelden bir hafta önce özel hazırlıklar yaparlar. Bu günlerde sokaklar, caddeler ve vitrinler çam ağaçlarıyla dolmakta, Noel Baba resimleri her yeri kaplamaktadır. Bu vesileyle kitablar, dergiler vs. yayınlanmakta, resmi daireler ve okullar süslenmekte, bütün bir halk tatile girmektedir. İnsanlar tebrik ve telgraflarla birbirlerinin yeni yılını kutlamaktadır.
Hıristiyanların geleneksel bayramları olan Noel şu anda Türkiye’de de diğer İslam ülkelerinde de rağbet duyulmaya, teşvik görmeye başlamıştır. İşin en korkunç yanı ise bu kutlamalara Müslümanların rağbet göstermesi ve İslam’dan uzaklaşma yoluna girmeleridir. Müslümanlar önce Allah’a (cc) verdileri sözü hatırlamalı, Kur’an ve sünnet doğrultusunda kendisine bahşedilen “Müslüman” ismine yaraşır bir şuurda olmalıdır. Müslümanlar için yılbaşı 1 Muharram’dir. 1 Muharram gecesi bizler için yılbaşı gecesi sayılmaktadır. Buradan kaynakla son yıllarda bazı Müslümanlarda 1 Muharram günü yılbaşı kutlama maksadıyla farklı bir gayret içine girdikleri gözlemlenmektedir. Baskı ve gaflete sevk etme yöntemleriyle yılbaşlarını şaşıran insanların dikkatlerini tekrar Hicri yılbaşına çekilmeye çalışılmaktadır.
Tabi bu unutulan değerlerimizi hatırlamak amacıyla yeni yeni (bidat) kutlamalar peydahlamaya çalışmamalıyız.
Muşrikler ayların yerlerini değiştirirdi!
"Doğrusu Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına uygun olarak on ikidir; bunlardan dördü haram aylardır. İşte doğru olan hesap budur. O aylarda kendinize zulmetmeyin, muşrikler sizinle topyekün savaştıkları gibi siz de onlarla topyekün savaşın. Bilin ki Allah buyruklarına karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.
Aylara ek yapmak, inkârcılığı artırmaktan başka bir şey değildir, inkârcıların daha da sapmasına yol açmaktadır. Onlar (ayların sayısını) Allah’ın yasakladığı aylara uyarlamak üzere, bu eklemeyi bir yıl helâl bir yıl haram sayıyorlar ki, böylece Allah’ın haram kıldıklarını meşrû hale getirsinler. Bu yaptıkları kötü işler kendilerine güzel görünüyor. Allah inkârcılar topluluğunu doğru yola iletmez." (Tevbe 36 - 37)
31 Aralık gecesi alternatif yılbaşı kutlamalarını yapanlar hele siz fetvayı nereden aldınız bir açıklayın da bilelim? Bu ne aşağılık duygusudur ki sizi bu tür uygulamalara, kutlamalara itiyor.
İslam dinine mensub seçilmiş bir ummet olarak ve Allahu Teâlâ’nın halifesiyken ve en güzel şekilde yaratıldığımız halde sefiller güruhuna uymak, onlar çalgı çengi yapıyor biz de def çalarak ilahi söyleyerek bu geceyi "Mekke Fethi gecesi" yapalım diyorsunuz. Keler deliğinden halay çekerek geçtiğinizi bilin!
Sizin tarihten haberiniz var mı?
Mesela yılbaşı gecesinde kutlanan "Mekke'nin Fethi" gecesi. Bu geceyi, insanlar yılbaşını kutlamasınlar da o günlerde Mekke fetih edildi (miladi 11 Ocak 630 , Hicri 20 Ramadan 8) onu hatırlasınlar, bu konuda düzenlenen organizelere gelsinler niyetiyle yapıyor olsalar bile bu Bid'at'tir". Rasulullah'ın ve ashabının yapmadığı bir iştir.
Hakeza bunun gibi "Kutlu doğum Haftası" kutlamaları da yukarıda belirtilen gecenin hükmü gibidir!...Bu gibi işler tamamıyla birilerinin aşağılık kompleksinde kaynaklanmaktadır. Allah'ın Rasulu'nu bir bid'at ile değil de, Kur'anın emri olan bir örneklikle hayatımıza aktarmamız yerinde olur. Mûmin müslümanların bu tür bid'at olan işlerden sakınmaları vâcibdir. Eğer Allah yolunda yapmış olduğumuz farz nafile amellerin boşa gitmesini istemiyorsak!....
"Biz insana yolu gösterdik ister şükreder, ister küfreder." (İnsan 3)
"Sözü dinleyip de en güzeline uyanları müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdikleri onlardır ve onlar akıl sahibleridir." (Zumer 18)
Rasulullah (s.a.v.) Şöyle buyuruyor :
"Kim nefsinden veya hevasından bir iş ortaya koyarsa, Allah'ın, Meleklerin ve insanların hepsinin lâneti onun üzerinedir. Onun farz ve nafile (amelleri) kabul olmaz."
(Musnedi İshak b. Rahuve, sh: 173, Hadis no: 395)
İlmi Konu - Dar'ul Harb'de Bayramlar, Törenler ve Müslümanın Tavrı
DAR'UL-HARB'TE BAYRAMLAR , TÖRENLER VE MÜSLÜMANIN TAVRI Allah (cc), insanlık için son mesajını ve hayat nizamını Rasulullah (s.a.v.) ile göndermiştir. Rasululah (s.a.v.)'de aldığı vahyi eksiksiz bir şekilde bizlere tebliğ etmiştir. Bu tebliğinde eksik hiçbir şey bırakmamış, hayata dair ne...
islam-tr.org